14 Ocak 1935 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

14 Ocak 1935 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KRONİK | Öz Türkçe'ile Büyük Yahudi şenliği İnsanlar ihtiyarladıkları vakit, gençlik- | lerini hatırlamakla keyif duyarlar. Av- rüpa medeniyeti de galiba ihtiyarladığı için, geçenişteki büyük adamların doğum yıllarını, şenlik yaparak, haıtrlatmak bir zamandanberi âdet oldu. Her yıl başında Avrupa gazeteleri o yıl içinde böylece anılacak büyük adamların adlarını bildiri yorlar. Bu yıl içinde adı anılacak büyük adam ların en başında büyük Yahudi filozofu frenklerin MAİMONİDE dedikleri May mun oğlu Musa geliyor (bu maymunun bizim bildiğimiz hayvanla münasebeti ol- madığını kolayca tahmin buyurursunuz. Buradaki maymun bizim türkçedeki mut- lu adının karşılığıdır). 1135 yılında mar- tın 30 uncu günü Kordoba'da doğmuş olan bu filozofun © sekiz yü: yılını şenliklerle selimlamak ü; özütü, aöl b yanındaki yahudi kurumları o şimdiden hazırlık görüyorlarmış. Hattâ kendi ya- hudilerini bir kaç yüz yıl önceden başka ülkelere hediye etmiş olan, İspanya hü- |, kümeti de — filozof şimdi Ispanya olan bir toprakta doğmuş olduğu için — bü- yük yahudi şenliğine iştirak © edeceğini resmen bildirmiş. Bence, bu güzel niyetin asıl sebebi, İspanyadan olan fi lozofu selâmlamaktan ziyade, daha sonra oradan kovulmuş olan başka yahudilerin bundan dolayı darılmayazakç - gülükleri ülkelerde hâlâ ispanyolca ( konuştukları için, bu vesile ile, onlara teşekkür etmek olsa gerektir. Yalnız, Almanyada büyük yahudi fi- lozofu için şenlik hazırlığı | yapıldığına dair şimdilik bir haber yoktur. o Vakıa, Almanyadaki yahudilerin şimdiki hali bir üyü n şenlik yapmaya pek ölozollar les ve büyük yahudi filozo- funun kitaplarından en çoğunu bastır. mış olan Almanyada, herhangi irktan o- Tursa olsun, büyük bir filozof için şenlik yapılmaması, doğrusu, büyük bir eksik- ik olacaktır. Bari, akıllı bir yahudi bilgi- ci çıksa da, 30 marttan önce, koca may- mun oğlunun arya © ırkından olduğunu (biraz yukarıda, parantez içindeki fıkra- ya bakınız isbat edebilse, böyle bir ke $if hem o eksikliği giderir, bem de Al manyadaki yeni rejim ile yahudiler ara- sında yeniler barışldığı sebep olarda Yahudiler arasında ilim adamları, bu büyük filozofu öteki Musa'dan sonra en büyük yahudi diye tanırlar. Fakat, ünlü Ingiliz başvekili Dirsaeli'nin dediği gibi, yahudilerin büyük kabahati de kendi bü- yük adamlarını tanıyamamış olmalarıdır. Yahudilerden başka herkes bilir ki, birin- ci Musa'dan sonra en büyük yahudi İsa" dır, Onun için bu ikinci Musa, yani may- mun oğlu en büyük yahudilerin üçüncü- sü sayılmalıdır. in şenlil madıklarını anlayabilmek üzere yahudi- derden bir kaçına Maimonide'in kim ol duğunu sormuştum. Bunlardan © yalnız zengin bir komisyoncu bu adı tanıdı: — Bilirim, dedi, Maymonide eski za- manda Masırda meşhur bir kuyumcu idil Bu hemşeri vakin yanlış çünkü filozof bir aralık kuyumculuk ta etmiş. Fakat kuyumcular ne kadar meş- hür olsalar da onlar için şenlik yapmak henüz âdet olmamıştır. Zengin ve bilgi- İli tanıdığım yahudi dostundan bu ceva- bı aldıktan sonra artık başka yahud''er. den sormaya lüzum © görmedim. Maymun oğlu bizim yahudi hemşerileri- miz arası galiba da tanınmış değildir. Onun için, büyük yahudi filozofu için burada şenlik yapabilecek ancak bizim ilim ocağımız olan İstanbul üniversitesi vardır, Bu yahudi filozofunu yalnız ya- hudiler değil, hıristiyanlar da, Müslü- manlar da çok büyük tanırlar. Hıristiyan bilginlerinden Albert Ie Grand ve Saint Thomas d* Aguin büyük yahudiyi pek bü yük saygı ile anmışlar. Müslümanlardan İbni Ebi Usaybın da Mavmun © oğlunu Erreiş Musa diye anar, Arap | tarihçisi böyle reis adını ancak büyük Türk filo- zofu İbni Sina ile o büyük yahudi filozo- funa vermiştir. Bu tarihçiye göre M5. mun oğlu Kur'an'ı da ezi iştir. Bum- dan dolayı, çocukluğunda Müslümanlığa girmesi gerçekten olmasa bile Müslüman arın Tanrısı onun günahinr unutmuş ol. sa serektir. Büyük yahudi filozofu şerefine İstan Telefonu bırakırken Abidin bey onun şaşkınlığını fgrketti: — Tabii kızı arayıp sormazsın... arkadaşları kızlarla düşüp kalkıyor. Bir başka- sı olsaydı başına bir rakip çıkarır. dı. Ve onun bir cevap ( vermesine meydan bırakmadan; — Şimdi.. — dedi — oturda ciddi konuşalım. Vesika işi suyunu çekmek üzeredi: — Nezaret mi müdahale etti? — Yok canım.. Almanyanın bu ay çok mal çekmiyeceği anlaşılıyor. — Neden? > — Ya abluka şiddetlendi. Yahut itilaf devletleri Danimarka ve İsveç in düşman devletlere para kazan- dırmasını istemedi'er. Müşterek bir teşebbüs yaptılar. Bu ay komisyon vesika daöıtmağa lüzum görmüyor. | dilimizle Plebisit Bütün Avrupnın gözleri, (Sar. re)a çevrilmiş, orada yapılan ge- Bilmecemiz olaki ilim melerin öz törkçe mukabi boş hanelerine yerleştirerek ke İline ialedesier aramda bun | mel danışmanın sonuna bekliyor. e ali Bu danışma, (Sarre) toprakla- rının hangi bayrak altında yaşa - yacağını kestirip atacaktır. Ağızlarda, bir reyiâm sözü do- laşıyor. Bu sözü her duyuşumda i- çime ürküntü gelir, Sanırsam Yunanın eli altında iken İzmirde de böyle bir reyiâm Ye iy Yahut, yapılacaktı da yarıda kal. O kara iğ dizan duygu- lar, bende bu reyiâm ve plebisii sözlerine karşı derin bir tiksinti ve korku uyandırır. Sarre'da yapı- lan plebisitin haklı bir sona erişe- ceğine inanmıyanlardan değilim. Buradaki plebisit, belki kılı kırka yararak; hiç bir haksızlığa yol bı- rakılmadan yapılıyor. Ancak ne de olsa; bir yerde plebisit dar, de- nildi mi, beni bir düşüncedir kap- lar. Bunu Sarre'ı ele alarak değil, kendi ana yurdumda, bir vakitler yapılmasına üzenilen plebisitleri anarak, içimin burkulduğunu söy- lemek istiyorum. O günlerde ki, bizde de yaban- cıların sözü geçiyordu. Yüzde dok- sanı Türkle dolu topraklarda top- Bilmecemiz 1234567891701 “RAN Ceviz (3) yil ir rakam (3). , Nota (2). Aynı batıdan (4), Şir (5). 5 — Kürmuzi, Akıl (2). Ever (2), Beygir 2) 6 — Çit değil (3). Yet (2), Sayt (21. 7 — Ayı yavan (2), Yuce değil (8). 8 — Tir (2). 9 — Aile, hanüman (4), Uzun değil (4). 10 — Yet (2), Vazife, fiyaka (4), 1i — İsimleri fat yapan bir edat (2), Kö- pek (2). Cet (3), YUKARDAN AŞAĞI 1 — Sema (3), Esp (2). yama (2) Ezmekten emir (2), Rabıt edatı (3). | luluğun bizde olmadığını utan - © w. m De idi adan ileri sürenler vardı. k — Büluğa ermiş (5), Tatlı değil (3). Ellerinden gelse, Konya ile — Akiae ÇİN <2 Kastamonunun bile Türklüğün - den işkilleneceklerdi. Istanbul gi- bi, çok uzak tarihte Türk atlıları- nın çiğnediği bir ülkede, bizi sığın tı yerine koymuşlardı. Ve günün birinde burada bir plebisit yapıl - saydı, İstanbulluların beşte dör - dünün Türkten özgeler olduğuna bizi de inandırmağa çalışacaklar- dı. Ben plebisit ve reyiâm sözlerin- bul üniversitesinde şenlik yapılması için başka bir sebep daha vardır. Maymun oğlu İspanyada iken babası ile birlikte korkudan Müslüman olduktan sonra Fas” 2 ndan Suriye'ye daha sonrm, Mısra MİLLİYET PAZARTESİ 14 İKİNCİKANUN 1935 eşitlerden çeşit | ş beğen... Aksarayda eski padişahlardan kalma büyük ve köhne bir ev. Bu ev üç kısı bölünmüştür. Sokak kısmındaki sağ tar Fen bir odasile bahçe üstündeki bir oda ve bir kısım ev altmı bir arnavut işgal adamın bir karısı bir üvey oğ- i çocuğu vardır. Yaz gü kâğrt helvası, dondurma, kış günleri sabahları salep, öğleden sonra cevizli hal- | va, geceleri de boza salan (adamın adı Ramazandır, Karısı Fatma, o üvey oğlu Müeyyet, öz çocuğu Bekirdir. Müeyyet Beyazıtta kalaycı çıraklığı, Bekir ise mek- tebe devam eder, Bu sile halkı sokaktan bahçeye girilen duvar yanındaki bir bah- çe kapısından işlerler. İkinci kısım, sokak kapısından girdik- te bir ev altı müteakip geçilen bir ka | pıdan sonra bir mutfak ve yukarı çi- i veni yetlendiği kar- ibarettir. Burada ise To- İsmi Reşittir Te- minde bir karısı, Barike, Seyyide adında iki kızı, Cenan isminde bir erkek çocuğu vardır ki mektebe | giderler. Bu aile fakrü bal içinde olduğundan otur- dukları yerin bir odasını İbiş isminde Ti baruk biri hin divanesi de bir eler içinde sabahti vak idaresini temin eder. Evin in ve İbrahimin ile bağlı durur, dinci kısım bahçeden © işlenilen ve kapıdan içeri — girilince dar bir ev altı, bir yer odes, bir halâ yirmi beş ayak mer | divenle yukarı çıkılan dar bir sofa ve iki oda ile nihayetlenir, bu kısım ile sucula- rın tarafının ortası ince bir tahta perde ile bölünmüştür. Yukarı odaların birisin- de konaklarda hizmetçilik #der Bolulu Hüsniye isminde bir kadın, diğerlerinde hastabakıcı Mürüvvet hanım, kız ka deşi Saniye, kızı Mervem. kocası mücz- otururlar. Öyleki bu üç taraf- lı evin sakinlerinin her birinin söylediği | lâkırdıyı ötekileri işitir. Akşam olmuş, ortalık kararmıştı. Ne- cati camiden geldi, Aşağıdaki küçük oda- ya girdi. Şapkasını çıkardı. Çiviye astı, den ürktüm. Türk bayrağı altına girmiş ülkelerde yaşayanlar, dile- rim ki tarihin hiç bir çağında: — Siz kimi istersiniz? Sorgusi- le karşılaşmasınlar, Plebisit, ne kadar doğrulukla yapılırsa yapılsın, kılığım ve adı- nı değiştirmez: Plebisit, dün de, bu gün de, yarın da plebisittir. Salâhaddin GUNGOR DOĞUM “ Iş Bankası İstanbul şubesi ikinci müdürü Bay Salâhattin Fatin Gü diren'n bir kızı dünyaya gelmiştir. ruya uzun ömürler ve ebeveyne #ai det dileriz. i kurtarmıştır. yinemi Ne Türk vezirinin anlayışı üzerin büyük bir ölümden de kellesini kurtarmış. Şu hal- de bu büyük filozofun sekiz yüküne kn kutlulamak için de İstanbul üniver. sitesinden daha uygun hangi ilim kurumu olabilir? Şimdi bana, bu yahudi kuyumcu, & kir işlerinde ne yapmış ta filonolluta bu kadar ün almış, diye sora bilirsiniz, Sipahi ocağından: Ocağın senelik kongresi 18-1.935 cuma günü saat 16 ya talik edilmiştir. Bu içtima kat'idir. Mühim müzekerat vardır. Azanın her balde teşrifleri rica Memi e İİ a bir çok kitapları Oo var. Kendisi. | nl hi SMM oyali | göre | pek hastaya da ba: | | Yiliiyot “ABONE ÖCRETLERİ: Türkiye için Haviş için LK. LK karmış, Fakat asıl büyüklüğü rlozof- lukta “yollarını şaşırmış olanlara klavuz, diye türkçeye veçirebileceğimiz “Delale tül Hayirin,, adında ve arapça yazmış | olduğu felsefe kitabında din ile ilmi bir. leştirmeğe çalışmış, bu kitap bütün din- | lere mensup insanlara, hakikatin mutlaka gökten inmesini beklemiyerek ilim yolile | hakikat aramak lüzumunu öğretmiş. İşte Maymun oğlu bu doğru yıl önce söylemiş olduğu için insanlığa hizmet etmiş büyük filozoflar arasında sayılıyor. Acaba yahudilerin bekledikleri Mehdi o doğru sözü söylemiş olan filozof değil miydi? G.A. geçen matbamya ait işler Gazetemi, sümez. racant edilir. tiyetini kabul çalışırız. Mütareke olunca idhalât , işlerinde çok para dönecek... Ha- zırlanmalıyız. Elhamdülillâh bir a- sır kaşık kaşık yesem O sermayem gene bitmez. Abidin bey saatlerce söylemişti. Fakat Nazmi ancak bu kadarını duyabilmişti. Sonra oturduğu yer- de kımıldamadan, hattâ nefesal- madan, gözlerini halının çiçekleri- ne daldırarak derin bir düşünceye dalmıştı... Bazan Abidin Bey yerin-. den kalkıp dolaşmış, kafasına iyi girsin diye olacak omuzunu Sair Müsilifi: Nazmi Şehap alanların elinde kalacak... , Ee elim kayik sa teş yaparız. Hem Meltimilmki de Giy kulağında. Bulgar cephesi sarsıl- mak egim .dürte konuşmuştu. Bazan — iyorsunı oturmuş, gizli yröğekeiridzm hz birini — Kader... harbi kaybedece- | kimse duymasın diye (kaşlarını, giz. Avusturya zaten inhilâl etmiş izlerini, ellerini ehem- gibi. Bir Almanya bu kadar düş. | miyetle fısıldamıştı. Fa- mana karşı ne yapabilir? kat bunların hepsi (o Nazminin bir eşek ili ee ER 114 te kulağından girmiş, öbüründen çık- — Biz dayanabiliriz ama... Mem- | miştı. lekette açlık var. Teykilâizlk, Ancak geç vakit birlikte 30- yolsuzluk, vasıtasızlık bi felce uğratmış gibidir. Bu m kurtaran kap- kağa çıktıkları zaman bu dalgınlı- ğından biraz kurtulur gibi oldü. A- bidin Beyin; — Rüstemi nasıl olursa başım: dan atarım.. — dediğini duydu —- Sonra tüccar, — Allah ısmarladık yavrum.. — dedi — iye le ee Ya Başında penbe bir takke ile turdu: — Huu... yemekten evvel bana bir su- ver, İbiş — hey... heheyhey.... Bizim eşek arpadan ii istiyor. Ramazan — Kurt ne vakat kocar köp- peklerin maskarası olur. Barike — anne benim canrm salep iz- tiyor, Cenan — baba, yem torbası nerede? | hayvanı yemli Mürüvvet — Hay it hay.. koskoca Ar- navudu hayvan yaptı. Tenkide — Şıllık, sen artık çok olu- ele! Ramazanı demedi hayvan: dedi, füracılar, ! Meryem — An. Ben kulağımla işit: | Gm. Zavallı amcamı © eşek yaptı. Asıl | hayvan kendiii... Ne olacak sücu pürçasi- | nin oğlu. Ramazan — Ha bre.. Sustunuz, sustu- nuz, Yoksa slimallah çekerim allı patla sofraya o | Unutuimaz “ HARP ,, Sinemanın, güzel filminde ZİGAN SENFONİLERİ: Çarşımba akşamı Hâdise yapan kitap Avrupada Otomobil İle 9000 kilometre Yazan: A, Şül iü ESMER Satış yeri: Ahmet Halit Kütüphanesi Fiyatı: 50 kuruş ZAMAN Kitap baştan sonuna kadar adeta bir bardak tatlı su içer gibi okunuyor. CUMHURİYET Ahmet Şükrü Esmer arka ai bu yorucu fakat fay- seyahatten hoş görüşler ve intibalar hâsıl ve bunları mu- vaffakiyetle tesbit etmiştir. AKŞAM Kitabı okurken insan bu memleketleri geziyormuş gibi bir his duyuyor, KURUN Avrupa'yı oturduğunuz yer. den gezmek, eğlenmek ve fay. dalanmak için bu kitabı alıp o kuyunuz. HABER Kitabı okuduğunuz dakika. larda kendinizi seyahat etmiş siniz zehabma kapılacaksınız. Aynı zamanda istifade edecek- siniz. —— ! Saniye — Hele şu deli Arnavudun 20- | runa bak. Kızım fenamı söyledi. Müeyyet — Babam sözlemez yanlış lâ kırdı. Bu Meryem her akşam ne diye to- kalaşır mektegli çocuklarla... Meryem — Haydi sen de kalayet par- çasi... Müeyyet — Sizinkileri yapmadım di- | ye mi bu... İ İbiş — Lâhı r turşusu... Hihi Necati — görüyor musun şü berifi vakitsiz turşu satiyor, pişmiş aşa su katı- yor. Bu sırada eşek haykırır: Hiha. hi- ha, biha... Tefide — Efendi.. aşağıya bak esek a- Barıyor, Necati — eşek senin kocandır asıl, yur larını eline almışsın zavallı adamın, Po Bs Hurşitle aşne fişne yapar, herifin gö orkulur, istediğin gibi yemlerain. Arpanın okkası otuza çıktı. ürüvvet — Şu kargayı susturün. Tefide — Sen onu bunu düşüneceğine Hanımefendile telefonda konuş- ması bütün neşesini, zevkini, her şeyini kaybettirmişti. Calibe bir haf tadanberi Refika hanımım eveinde bulunuyordu ha? ve... F. isa ile herhalde orası senin, burası be- nim dolaşıyorlardı da... Son gece, Bebekteki yalıdan ay- rılırken, kızım yastığı altında sak- ladığı hovardalar koleksiyonunu hatırlamıştı. Acaba Calibe koleksi- yonuna başlamış mıydı? Biran Refikayı hayalinde yirmi TEE gençleştirdi. Sonra onu birer birer, resimlerini, gördüğü sevgili- İrili kafasında karşılaştırıp dolaş- tırdı. Onlara Refikanın yirmi sene- sine sigacak bir takim muhayyel maceralar yaşattı. Beyni neler ne- ler doğurmayordu!.. Birdenbire Calibeye atladı. Bü- tün bu maceraları bu sefer de ona yaşattı. Sonra onun yirmi sene son- raki halini (o tasarlamağa çalıştı. Ooh!. Onun da bir Fahrünnisası mı olacaktı? Serseri ve hedefsiz, sokak sokak dolaştığını neden sonra farketti ve durduğu yere bir göz atınca hay- retle irkildi. Ayakları, onu “Galip,, in kı kadar geti li Vi kıp kavuran aleş ve ne de MİLLİYET Her aile külüphanesini süs. liyecek olan bu notlar; büyük, küçük, kadın, erkek herkesin elinde gerekli zarif bir kitap oi» muştur. kam ai kulağını aç ta etrafı dinle. doktor Şük- rü ile senin hakkında neler söylüyorlar. Mürüvvet — haydi sen de.. Sucu karı- a... dilinizi düzeltin de herkesle öyle uğ- raşın, O sirada yatsı ezanı okunur: Tanrı uludur, Tanrıdan başka yoktur tapacak. Fatma — n ayıbımızı topraktan başka yoktur kapayacak! — O. N, — ilen adam! — diye düşün- dü — Şuna bir sorsam mı? O anda sırtını o yakan bir ateş duydu. Pancar gibi kızaran yüzüne iki avucunu yapıştırdı. Ve birden geriye döndü. Utanmıştı. Calibe- nin nasıl yaşadığını Galipten öğren mek fikri ona pek ağır gelmişti. Bir şey (o düşünemeden, bir şey söylemeden, koşar gibi yürüyüşle uzaklaştı. Ciğerleri (alevli ateşte kavruluyormuş gibi, bir azap duy- muştu. Mari odaya girdiği zaman, o; — Ah ne fena! Ah ne kötü! Ne ayıp! — diye söyleniyordu — Lâleliden Galatasaraya gelmiş, ereza Galatasaraydan Bonmar- şeye kadar ve Mari evinde giyin- dikten sonra apartımana kadar gel. mişti. O hâlâ Galibin evi önünde duyduğu acıyı unutamamıştı. Marinin elini öperken biran ha- pishane kaçkını Selimi hatırladı. Acaba onun korktuğu aşk buhranı bu muydu? Böyle bir azaba mı da- yanamıyacağı için mi ahçı kadının damarlarını patlatacağını söyle- mişti? , Maamafih on raşi EZ ne kafasında dalgınlık, ne içi ya beynin. Çil-LgİT'N ellerini bu'muşlardır. SZİĞAN ve MACAR ORKESTRALARI Pek yakında İPEK Sinemasında BİTMEMİŞ SENFONI'nin ÇARDAŞ FURISTIN İN unutulmaz yıl MARTHA EGCGERT İLÂHİ SESİ ÇANA YAKIN NEŞESİ İLE GENÇLİK ARZULAR Filminde yeniden kalpleri teshir edecektir. MELEK timinin: meşhur artisileri CHARLES BOYER - ANNABELLA musikininin ve tekniğin bir şaheseri olan KAN sinemasında Bugünkü progra a Şan 2,i$ı Som kabanlar: 2130: Bayaz Tüsin yan yada cer, ve Singer 223 Khz. VARŞOVA, Id m. 18381 Şarklar, ld: Sözler, KOİ no (İranuz esöflerinden) 18, 20,20: Plâk, 20,45: 21: Neal area e plüklardan.) 285 Haberler, 1195 Kh. FRA FUR T, 281 apor. . 2: Şen akşam konseri 1s LEİPZİIĞ, Söz m. 19,20: Halk sarkıları, 1 Plâk (ı 38: Sözler. me, adlı skeç. 23: Haberler, 2330; D SEK. BELGRAT, 437m. 18: Orkestra Fefakatile şarkılar, 1 ler. 830. Dere 20: Plik. 2008: Ulusal pr 21.5 e m lr ağ MEKE BERLİN Tm l 20,40: Aktüalite — Haberler. 21,10: ya şarkıları, 25: Haberler, 23,301 N. ru 5s KiB BUDAPEŞTE, 880 7 Yarınkı program İNSTANBUL: rası, 22; Radyo caz ve ta Deniz yolla İŞLETMESİ Tel, 42362 rini MMC Han. Tek. 22740 4 yy 'SKENDERİYE YOİ ANKARA vapuru 15 Kânun SALI “günü 11 de kenderiyeye kadar. (138) TRAAZON YOLU KARADENİZ vapuru 15 (ki ci Kânun SALI günü saat 20 Galata Rıhtımından kalkaci gidişte Zonguldak, İnebolu, $ nop, Fatsa, ii, reson. Tirebolu, Görele, Ti e zon, Rizeye dönüşle bunlara veten Sürmene'ye de uğrayaf tar. (172) yuncak reyonunda, vantili rüzgârma tutulmuş ha: ' gibi biribirine vurup biribirii ayrılan Refikalar, Galipler, beler kalmıştı. Marinin içlerinde neşe gözleri, ruhunu yoran kâ ğitıvermişti. Onu, her adımda yanma ça daha sokularak, Beyoğl labalığından geçirdi, Vi ötürdü, Ertesi gece, ayni Mari ile kol kola Vinterbara & gini görenler oldu. On gün #onra saat do çukta, barın ikinci kat loci kan merdiveninde her y ir garson tarafından ; yordu. Bar sahibi şampanya #mı getiren garsona oturduğU! nın kapısını kendi elile a Yağlı müşteri... Mari şakrak kahkahalar yor; Artistler numaralarını hep ona bakıyor! Orkestra şefi yıramıyor;

Bu sayıdan diğer sayfalar: