26 Mart 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13

26 Mart 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

270 UYANIŞ Hikâye YIKIK Aylardanbeti her gün korku ve üzüntü içinde beklediğim bu hazin akibet yihüyet bugün beni bu İuyor... Senin sövzinle del, sarın kanamanız kalbini parçalayarak o benden ayrılıyorum... Seni küybediz yörümü, Bunu, nasi olan bir gün beni öldüreceğini bili yordum... Ah biliyordum ki... Benim ziyan edilen genç kızlık emellerimin zavallı ölülerimin yattığı kalbimle başbaşa nyal sürüklemeğe rüzi olurken bir gün birdenbire birilk bahar rüzgürmin sihri le bu ölmüs şeyleri canlardınmağa gelen bu genç ve woşkun ateş, bu sevgili sicaklığım hüviyetimden çekevek. Eskisinden duha harap, daha olu bırakacaktır. Bul mukadder neticeyi daha ilE adımda görmekle beraber, bir parça olsun, mesut olabilmek velev ki bir an için bw sevgili hayatı susamış gözlerime o bir lahza gösterebilmek için © kadar mukavemetsiz bir aran İnydum ki... Bütün iradem erimiş Mer şeye raği sana koşlüm, Senelere işiksız bir ppağaraya kapatılmış bir bi- çare isin güneşli bir günde birdenbire serbest bakıldığı zaman ne duyarsa. bende ayni taltassüsleri duyüyorum, Kemiklerime kadar işliyen bu karanlık ve meyus senelerin pwismi çikirmuk ister gibi bu sek güneşin ilik, deli edeni, mebzul ve kuvvetli işıklarımın altında gözlerim kamaşmiş, senelerin is tıraplarln soğultuğu sevmeğe müştak kalbimi asit: maklatı, senin olmaktan başka birşey düşünmüyordum. Arkama kalmış beni senelerce bir kuyunun kaliri kadar derin bir karanlızı malküm eden zayıf sesleri ve rabrtaları duymak. istemiyordum. Onların herbirisinde o sanadetlerimden bir parça değil, solmuş, kirilmiş, biçare ümillerimden hayatım dan giyan edilmiş senelerin hazin birer ölü hatırı ları vardın. Onları muhakkak kisevmiyorum, Geçmiş şenelerini nede olan tel'in edemiyen bir insan sıfatile beni senelerce soldurmuktan başka bir işe yarıma mg bana en küçük Dir süadet parçası vermekten bile kıskanımış, bn bayin bağlara belki aeyorum, ve düşünüyuram ki; bunların içinde aml acınacak, ağlanacak ben sürüm, Bunu ister düşünmemek, ister düşünmek istememek deyiniz... İşte bu bişinr hayat sürüklemiş sana tesadüfüme kadar devym. etti, seni gördüğüm, senin bay döndü- ren hararetini, şiitini, likayt bir maske ultında saklıyacak kadar ince ve içli olduğunu keştetliğim gün deli oldum. Demek beni genç kızken günlerce düşündüren bir isa sadece samimiyetle de kalmış bir şey değildi... O da benimle beraber takat karanlık dünyam İricirde,, yaşıyor, nefes alıyordu, -Ây- dinlığa bu kadar yakınken ona balanamak, Kürü Ukla mütevekkilâne oturmaya tekrar çileli sendierini Nü .1804— 121 YUVA doldutmaza razı olmak ne güç, ne öldürücü şeydir. Bilir misin? Ve bir gün gözlerimi açtığım zaman kendimi bütün kalbimle senii olmuş buldum: ve kalbimde bu sann gelişimde bir yabancılık hissi yoklu.. Slece bü karanlık ışıkta. hayattan eski pir'emel genç kız İığa rücu ediş... Ben seni seviyordum., Fakat bu coşkun derslerin uğultulu seslerinin yanındı. kendilerini hisettirmiyen, aktıkları belli olmiyan fakat mütemadi bir ceryan içinde olun derelere benziyen sakinane bir sevgi ile senindir. Bazan seti yanımda olmadığın zamanlır da kal- biride yanan bir aci, ağır bir hayal cilvesinin bara reti beni büsbütün kapatıyor. Mağmum, bir sonbahar sondası halini alıyordum. ve sen beni böyle görlüğün saman keskin ince ve aci ( dikkat edilmezse belli olmıyan ) istihgalarinın içine karışmış ithamlara harap ediyor. Yaklaşılmaz, kınlımiz bir gurur çem- beri, içinde benim, seni sevmediğimi sanarak benden kağıyordun... Ah bir kere başıni çeviripte gözlerime bakmiyordun, senin görmesini bilen gözlerin © ka panık semaya baksuydı.. Omun bütüm ( balutlderim yırtmak, açmak için güneşinin bir huzmesini titriye ttriye beklediğini görecekli, Benim yeşil mehinbim seni sevmediğini sandığın bu kadın son bir serzinişte bulunmak, fu mesai etmek bile istemedin ve elimden uçtun.. Seni kayb- ettim güzel aydınlığım.. Sen olmadığın zumun dunya o kadar karanlık, 6 kadar şekilsiz ve renksiz görü- nüyor ki. Yer yüzüne çıkarıldıktan sonra tekrar karanlık o bir mağaraya hapsedilen insanları o ben- #iyorum... Bazan feryat. etinek istiyorum... Hakkım yöok,. Feryat etmeğe bile hakkı olamamak... Bunun için başımı bileğime dayıyor, sıra üstünde uyuyun bir mektep çocuğu gibi düşünüyorum : Seninle denize bakan güneşi bol, iki odalı viva muz olsa; aydınlık ve mehtipl bir geceden Sonru sabahı olsa,,, Benin içerde yatak odasından o balif hafif nefes mlarak uyuduğunu seyrederek saba sütümüzü elimle hazırlıyorum, Oll., Güneş seni bel den evvel uyandırmak için perdelerin urasından süzülerek saçlarımı arasında alm hatlarla dağılıyor, Yavaş yavas bu ipek kümeye iğiliyorum., Ellerimle okşuyorum... sw Birdenbire daldiğim bu hülyadan Gözlerimi açıyorum... Kamaşmış, yaşlar dölinmş gözlerimle ve senin saçların satnrak elbisemin kadife kolunu olk- şadığımın. farkını varıyor, ve kalbime sömdüğüm bu aziz yıkılmış yuvanın muztarip hayaleti kare sanda çaresizlik İçinde kalmış bir çecük sibi ağlı Yorum. Aliye Esat

Bu sayıdan diğer sayfalar: