9 Temmuz 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 19

9 Temmuz 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

06 , SERVETİFUNUN No. 1811—136 seyre daldılar; Piyer yüreğindeki yaranın gittikçe vu yüz tuttuğunu, hioranının azaldığını bissey- Bir gün Kanlıcadan kayıkla Rumeli hisarıns geçtiler; Rumeli kalesini ziyaret ettiler, Kalenin de- laşık ve karışık dar yolları, girme çikma kapıları “Piyeri şaşırttı; yanında prenses olmasa hiç şüphesiz “yolunu bulamıyncaktı. Fakat prenses bu harnbelerin her köşesini kendi evi gibi biliyor ve delikanlıya gösteriyordu. “Sanki prenses delikanlıyı büyük bir doktor gibi tedavi ediyor, eyni zamanda ona müşfik hnatabakici gibi bakiyordu. Delikanlı bu hislerini pretısese söy- lemeğe cesaret edemiyordu; prenses, uastasının halini gözlerinden okuduğu. belliydi. © Birgi uzakça bir gezme daha yaptılar, orada çayır üzerinde yemek yediler, Gittikleri ormanlık güzel bir yerdi; yakınında İropatatorişe Ojeninin obulu ziyareti uğruna eski Padişahlardan birisi: “ginin yaptırdığı bir av kası vardı. Söylediklerine bakılırsa iskeleden bu kasra giden yol yedi gün yedi “gecede yapılmış, fakat yapıldığı zamandanberi hiç tamir görmemiştir. 5 Bu gezmeğe yalm gitmediler; prenses Mösyö “Couyam, birkaç kadın ahbabı, bir güzel keman us tasını çağırmıştı, on kişiden ziyade idiler, Kadınlar muhacir arabalarına bindiler, erkekler yayan yürü- — Devamı var — © Tiyatro nasıl yeniliklere gidiyor? —Bİ uncu snhifeden mabsat — Bu tiyatro Ohenüz bir ilk tecrübe maliyetini olmakla beriber meselâ Rusya'da bu teğekküllerin profesyonel tiyatro temayiüllerine karşi muvalfakıyetle “mücadele etmeleri ve ekseriya halk üzerinde bu malüm temayüllerden dalın fazla tesir iku etmeleri .pek dikkate şayan bir hadise lelâkki oluumak doğruya nmerikan tiyatrosu denen ti- yatro daki aynen böyle birtakım amatörler grüpunun Yö bi meyanda bilhassa Darülfünun teşekküllerinin elindedir ve onların yeni hugusiyetlerini izhar etmek- Yeni temayüller arasında en ziyade dikkat eğil meşi ve hafızada yer tutması lâzimgelen nokta; an'- anevi yahut avangart formüllerin haricinde bu yeni temayüllerin dalma modren bir şekil araşlırışlarıdır. Diğer formüllerin arayışlarına. gelince, bunlar, daha xiyade, hayatla hiçbir münasebetleri olmıyan ve bil hassa doğrudan doğruya basit halk kitlerinin ihtiyaçlı. rına cevap veren birtakım züppelik tezahirleridir, Gaston Baty bir yazısında diyorki «Bugüngü tiyatro fenadır.s Çünkü bozuluyor, şeklini tebdil “ediyor. Ve, iktisadi, siyasi ve içtimai sebeplerden dolayı, temaşt telükkisinde haşin ve sade olan ah” anevi membalara avdet edilmesi da pek muhtemeldir. Ne denirse densin harlisat tesir ve tahakkümünü er. geç gösrerecektir. Brwin Pisoator'un Berlin'deki siya si tiyalro tecrübesi pek manidardır, Bir teşekkül kp bir diğeri ortaya çikiyor. Gelecek seneler gür muhakkaktır. © Odanda, tiyatronun bütün eşkâli ile daha yeni birinkişat Me ereği Kaymakam Bey kırda — İÖ sacı enhifeden mabsat — yaylı şapkasının üzerine tünemiş, kendisine gülerek bakan, büyük bir ağaçkakan kuşundan başka bir şey göremedi. Omuzlarım kaldırdı ve nutkuna de vam etmek istedi; fakat ağaçkakan kuşu uzaktan gene sözünü kesti: — Neye yarar... Kaymukam Bey kıpkırmızı kesilerek : — Naslf neyemi yarar1... Dedi, Ve bu küstah hayvanı hiddetli bir tavırla koyarken sesine — biraz daha halüvet verdi ; — Bfendiler, muhterem ahali... Efendiler, muhterem alınli ,,. Kaymakam Bey, çok güzel başlamıştı, Fakut, küçük menekşeler, sap- İarmın ucu üzerinde onun doğru iğilerek yavaşça: — Kaymakam Bey, bizim hissettiğimiz gibi, siz de hissediyorsunuz ? Gimenler ve otlar altındaki ırmaklar ona, ilâhi bir musiki terenniim ediyor, bir sürü çalıkuşu, en güzel şarkilarını söylemek için, başının üzerindeki dallar üzerine geliyor ve bütün küçük orman nut kumu tertip etmesine mani olmak için ittifak ediyordu. Kaymakam Bey, kokulardan mest ve musikiden sarhoş olmuş, kendisini istilâ eden bu yeni cazibeye boşuna mukavemet etmeği tecrübe ederken güzel elbisesini çözdü, otlar üzerine dirseğini dayadı ve, ibi üç delin kekeledi: — Efendiler, muhterem ahali... Efendiler, muh- terem ahali... Efendiler, muhtereni.,.. Sonru, ahaliyi cehenneme yolladı ve girditin is- lah ve terakkisi hakkındaki sünulhat ta önünden uçtu gili, z Bir sanl olunca, efendilerinden endişe eden, dai- renin adamları, ormana daldılar ve korkudan keh- dilerini gerileten bir manzara gördüler, Bir çingene gibi göğüsünü, bağrım ağın ve elbisesini altına koyarak atlar içinde yatan Kaymakam Bey, ağsm dn menekgeleri geveleyerek, şiir yazıyordu. eDeğirmenimden mekiupları dan Ferit Namık Roper Merim&e — 84 üncü sahifeden mabaast — Mirimde Ââsirında daima realizmi terennüm ef miş, hemen hemen her edebi nev'e dokunmuştur. Halkı ve içtimai haleti rahiyenin asil taraflarını ve düşkün cihetlerini kendisine hâs bir ifade ve hususi- yet içinde izah ve tahlile muvaffak olan bu adamın türkçeye tereiime edilen eserleri meyanında en İyi tercüme edilmiş olanı «Matteo Faloone» hikâyesidirfi). Manlesef Feniiz halkımıza bu orijinal muharrirden tercümeler verilmemiş ve onun çok karakteristik şab- siyeli edebiyesi gösterilmemiştir. Merimâe'nin üç kısa romanına tunlikiz. Eserlerinin mütebaki kısmını bi- kâyeler teşkil etmektedir, Bundau mada Theâtre dö Olara Gazul diye Espanyol sktrisine izafeten yuzılmış küçük tiyatroları vardı. : Mösyo Des Granges biyatrolarının birer romantizm tecrübesi olduğunu söylüyorsa di bunun ne dereceye kadar doğru olabileceği tayin edilemez. a (1) Tercümesi Bedrettin Beyin «Hayal. kolleksiyonu, Bülent Nuri CAHMET İHSAN Matbansı Limited

Bu sayıdan diğer sayfalar: