17 Kasım 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 2

17 Kasım 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

386 SERVETİFÜNUN Bir müsababenin esas hatları: Niçin Okumuyoruz ? Hanımefendiler, beyefendiler; Bu akşamki müsahabemizin mevzuunu okumak teşkil ediyor. Uğraşacağımız ve hâlledeceğimiz en belli başlı noktalar, dünkü nesil mi daha ziyade okuyordu, bugünkü nesil mi? Ve, niçin okumuyoruz? Bu süallere cevap verebilmek için bir kaç vakıa zikretmek iâzım geliyor. Geliniz sizinle bu vakıaları tesbit etmek için, vapordan çıktıktan sonra -Babıali'ye kıvrılalım. Şu köşe başındaki kitapçıdan itiharen tâ yukarda- ki kitapçıya kadar bu cadde üstündeki sağlı gollu bütün kitapçılara soracak olursanız daima bir şeyden şikâyet ederler; işsizlikten.. Onların işsizlikten şikayeti, kitap satılmadığını gösterir. Kitap satılmadığı ise okunulmağdığına delildir, Bunlardan birisine yaklaşarak neşriyat yapıp yapmadığını soracak olursanız alacağınız cevap şudur? — Kitap satılmıyor ki, kitap basalım. Diğerlerinin de bu suale vereceği cevap hemen hemen aynıdır. Onlar da ya: — Bağış yok, ne basacağız? Yahut: — Bastığımız kitaplar okka ile gidiyor. gibi, ve kitap satılmıyor ki kitap basalım; cevabını tamamlaygoak şeyler söyleyeceklerdir, Talen olmayan yerde &rz olur mu? Kitap satıl- mıyor ki, kitap başalırı demek; okuyan yokki, kitap basalım demektir. Bunnn ise acıkan yok ki, yemek satalım, demekten bir farkı var mıf Bu halde İse; yemek istenilmiyen bir yerde nasıl lokantaya lüzum yoksa, kitap satılmıyan bir yerd4 de kitapçının lüzumu, öylece yoktur. Şu halde Babıali caddesini sağlı sollu, baştanbaşâ dolduran kitapçılar ne iş yâparlar$ Hanımefendiler, beyefendiler; Bizdeki kitapçı zihniyetini göstermek için bu vakıaya şu küçük vakıayı da ilâve etmeme müsüâde edin; kitakçı nazarında, kâltçı para ister, haklıdır. Matbaacı para ister, haklıdır. Mücellit prra ister, haklıdır. Fakat, ya muharrire ne oluyor? Onun vü- eude gntirdiği eserden para istemiye hakkı var mıj Yukarda izah ettiğim kitapçıların şikâyeti netice itibarile şu noktaya irca edilebilir: — Bugünkü nesil okumuyor. Geliniz şimdi bu meseleyi bir kere de dünkü ve evelisi günkü edebiyat nesline soralım, Alacağımız cevap şudur: — Bugünkü nesil okumuyor. Üstatların bu sözlerini, benim yaptığım bir.ankete Vâlâ Nurettin beyin verdiği şu cevaplar tamamlar; — «Mecmua diye bir şey kalmadı. Kitap satışları her sene düşüyor. Gazetelerin umum trajı yeni herf- lerin kabul olunduğu tarihe nisbetle yüzde altmıştır.» Şimdi, tesbit ettiğimiz bu vakıaları gözden geçi- relim; Babıali caddesini dolduran kitapçılar — mademki iş yoktur — ne yaparlar! Acaba bunların hepsi birer milyoner veya miras- yedi midir ki, günlerini — mademki iş yoktur — farelerin cirit attıkları kitap refları arasında, ve hayatlarını temin edecek başka bir şeye başvurmadan geçirirler? İşte bir istifhem ki, çok beyaz olmayan bir kadın çehresi üzerinde kemali dikkatle kıvrılarak tesbit edilmiş bir kadın zülfü, Fakat biraz duralım, Yukar- danberi yaptığımız mantık teselsülü çok beyaz olma- yan bir kadın çeresi üstündeki bu zülf istifhamını pekâlâ çözebilir: Mademki yemek istenilmiyen bir yerde lokantaya lüzum yoktur; kitap satılımıyan bir yerde de kitap- çıya lüzum yoktur. Halbuki; mademki kitapçı vardır, kitapçıya lü- zum da vardır. Kitapçıya lüzum ise ancak kitap dolayısile olur. Bu ise; kitap satışı var demektir. Bu halde de kitapçıların şikâyetinin esaslı bir temele istinat et- meğiği anlaşılir, Dünkü ve evelisi günkü üstatların — Bugünkü nesil okumuyor. idryadına gelinee, Bu muhterem üstatların hepsinin müsidelerile söylemek isterim ki, bügünkü nesil kendilerinden çok fazla okuduğu gibi, zannettiklerinden de çok fazla okuyor, Fakat, belki istediğimiz kadar değil. Yani, “bugün muhakkak surette eski nesilden pek 'çok oluyoruz, fakat okumak meçburiyetinde olduğu- muzun, belki yarısı kadar, Bugünkü neslin dünkü nesilden nakadar fazla okuduğunu göstermek ve okuduğunu uzun uzun ispat etmek isterdim, Fakat vaktim yok, Onun için sadece hatırlabnak isterim ki; Edebiyatı Cedide üştatlarının faaliyet merkez) . Servetifünundu. Türk matbuat hayatının en eski emekdarlarından olan ve Edebiyat Cedideyi mecmuası etrafında toplayan Ahmet İhsan böy Servetifünunutn bütün Edebiyatı Cedide devrinde İstanbulun 350 vilâyetinde ancak 2öğ abone bulabildiğini nakleder. Üstatların faaliyetlerini teksif ettikleri bir mecmua bu halde olduktan sonra diğer neşriyat sahasını varın kıyas edin. Dünkü neslin mi, yoksa bugünkü vweslin mi daha ziyade okuduğunu merak edenlere şukadar söyleye- yim ki, geçen senenin ilk dört ayı zarfında çıkan kitapların adedi, eskiden iki senede çıkan kitapların adedi kadardır. Bugüukü faikiyet dünkü memleketin büyüklüğü ve nüfusun kesafeti göz önüne getirilecek olursa, daha ziyade tezahür eder. No.1891—207 i

Bu sayıdan diğer sayfalar: