8 Temmuz 1937 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 7

8 Temmuz 1937 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| «zmn mmm e Mi. . . » « ği No. 2138—448 Artık Garp değil. Biz diyoruz!. Gün batılılar, ilk zamandan, orta çağa kadar gü- ren bir cehalet ve gaflet meddi ceziri içinde dalga- landı... Gün doğulular medeniyetin çakmağını ilk zamanlarda Karakurumda, çakmıştı. Yeniçay hafri- yatile iddialarımız sabit olmaktadır. Altaylı dedele- rimiz, devirler açıp kapadıktan sonra, bir zulmet dal- gası içinde çırpınan kurunu vusta vahşet âlemini de kapamak üzere, atlarını Bizans surlarına kadar sürmüşlerdi... Çünkü Fatih, bu kaleleri aşmasaydı, gün Batı dünyası ebediyen sefalet içinde inliyecek, ebediyen Şarılerin süngüsü işliyecek Graguvarların, Sezarların müthiş fermanlarile sürükleneceklerdi.., Çünkü: Fatihe kadar, Barbar dünyasına, yüksek hedefler işaret edebilecek, bir kavim peyda olama- mıştı... Altaylı Türkler insanlığın imdadına yetiştikten sonra gün Batılıların başında yeni bir yıldızlı sema açtı. Biz insanlığın imdadına yalnız kılıcımızla yetiş- medik bir taraftan Seddiçinleri, Alpları aşarak, diğer taraftan kurunu vustanın müthiş kaleleri Bizans sur- larını aşarak tefekkür nlaştırdık, içinde asırlarca deh- şet filmi oynatan bu Bizans duvarları, Türk milleti- nin azameti önünde çöktükten sonra keşişler, Jerberler, gün doğu tarafına yalınayak ilim ve felsefe öğren- meğe koşmuşlardı,... Fakat batılılar, Türk tefekkür meşâlesinden kan“ dillerini yaktıktan sonra, bize, minnet ve şükran his- gedeceklerine haşet duydular... Bugün terakki ve tekâmülün ser hatlerine ulaşan medeniyetin ulu dina: mosunu çeviren Türk tefekkürü olduğunu haykıran pâyansız deliller vardır... Sonradan türiyen Kautlar, Bergsonlar, Hommerler, vaktile, Bağdatda, Buharada, ders okumuş papazla- çocuklarıdır... — Bunlar hakikaten hiç bir hususiyet arzetmezler. Bugün ortaya koydukları bütün sistemlerin esasını bizim mütefekkirler vazetmişti. Meşhur Türk âlimi İbni Sinaya arap dedikleri gibi, Rolat'ivizm, Pırgma- tizm, Aktivizm, İdealizm, vesâireye de, kendileri sa- hip çıkarlar. Bunlarda birlisan değişikliğinden başka bir şey değildir. Bu izimleri de hep bizim mütefek- kirlerimiz bulmuşlar ve düşünmüşlerdi.. Bugün yeryüzünde yükselen medeniyet höyükleri haykırıyor ki, bütün tefekkür şahikaları Türk kavmi tarafından kurulmuştur. Şimdiye kadar mağribin ulemaları hep kendi hesap- larına hareket ederek birçok abideler, gasbetmişler- di... Bugün ise, mağripten maşrika kadar bütün milli haklarımızı istirdat edecek mütefekkirlerimiz yetişti... Bundan sonra, Avram Galanti der ki, Dorkham der ki, Dekolanj der ki yok... Çünkü, bizim mütefekkirlerimiz de diyor... Profesör M. Şemsettin, İbrahim Necmi, Dr. Osman, Şevki Uludağın vücude getirdikleri asar artık Garp UYANIŞ 10) İlk ayrılık > Gavsi Halld Ozansoy'a - Kanımı damar damar emerken çelik raylar Yeşil bakışlarınla hazırlandı ah kefen. Yarım kaldı içimde kuracağım saraylar Seni sevdiklerine benden götürdü tren, Soğuk yanaklarımda ateşlendi o keder, Huzur vermez unutmak, unutulmak korkudu, Sanırim gözlerinde ağzında menekşeler Yeşil yaprak, yeşil gök, yeşil cennet kokusu, Yıldızlar gecelere açı pencereleri Yeşil gölün içine devrildi uzun kavak, Şekiller gölge oldu, beklenen dönmez geri, Âh beklemek ve sevmek, ümidlerie ağlamak ?!. Al beni arık tren, gölür beni ey vapur Bu simsiyah topraktan o yemyeşil limana, Başım işlemez oldu, tükendi artık sabır, Zor., geceden, rüyadan haber ummak insana, Cahid Saffet Fantazi Düşünceler İnanışlar sildi Kdbe yollarını Tesbihi hacının cebinde uyuklar, İklimler altıma açmış kollarını, Hakikat mantığı toprağa can atar. Gizli bir düğüm bırakmadı arlık.. Zihnimde her fikir şüpheyle beraber, Kafam; o kızdan şen bir enginden açık Gezmekle güneşli ve temiz ülkeler, Ayaklarımla arz anlaşılıyor gibi; Güldükçe en derin kuyuların dibi, Değişen bu varlık kanıma ortaktır. Soğuk bakışlardan üşüsem ne zarar? Çıplak vücudüme maddeden yük çıkar; Gök kubbe başıma tevekkeli bir papaktır. İşmail Safa Esgin e ie > müellifin ve müverrihinin dediklerine bakmıyarak aşıl hakikatlerin tezahürüne çalışıyorlar... Eğer Garp mütefekkirlerinin ufuklar aşan şöhreti sorulursa, ellerinde bulunan muazzam vasıtalardan başka bir şey olmadığını iddia edebilirim. kırk para- lık bir ertist bir flime girerek, Mançoride, ve bu ka- dar olan bir rahip bir kitaba girerek Kamçatgada peyda olursa, kendi mahiyetinden doleyı değil, bu vasıtalarında olduğu aplaşılmaz mi İzzettin Mete Mi,

Bu sayıdan diğer sayfalar: