23 Kasım 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 3

23 Kasım 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S5 E R VE TİF ÜN TN SİYASİ - EDEBİ -İLMİ HAFTALIK GAZETE Telefon; 21013 Sahibi: A. İlksam Tokgöz Yıl so — Cilt 87/23 Hafta Yazısı: UYANIŞ KURULUŞU 1894 Perşembe, 33 İkinciteşrin 1939 —— Telgraf: İstanbul Servetifünun Neşriyat Direktörü: H. Fahri Ozansey 73577 veye BAYRAM HATIRALARI Çocukjukda, döşt gözle gelme- sini beklediğim bu yıl dahi bayram geçti. Sevgili okuyuculara bayramı kutlularım ve eski tâbirle: «Nice yıllara ve bayramlara » derim. Ra- mazandan sonra gelen bayrama şeker bayramı denilmesi çok doğ- ruydu, çünkü bu bayramda &âde şeker yenmezdi; bütün aile küçük- leri büyüklerden hediyeler alırlar tatlı saatler geçirirlerdi. Sekiz on yaşlarında iken bayram sabahı gö- zümü açtığım zaman, henüz orta- lak ışımaamış ise, hemen kibriti ça- kardım ve yatağımın baştarafla- rına bir bakardım. Mutlaka oralar- da sıralanmış bohçalar bulurdum. Bak işte bu Hanım ninemden, ba- ns me güzel örme fistan yapmış. Bu da annemden, içinde işlemeli boyun atkısı, Bu da babamdan zgrif bir kalemtraş ve yanında maktesi. Makte kemikten işleme, orta yerinde kabartma bir kuzuba- gı, kuzu bana bakiyor, Sonra da- dım kepydad içeri giyer; onun elin- de ipekli bir bohça: — Yavrum; işte bayramlık es» vabların, hepsi yenidir. Bugün ne giyersen yeni olacak 9 Ne güzel âdetler. Şimdi aradan altmış yıl geçti, fakat mümkün değil unutamam! Bu âdetlerin bir benzerini de Türk olmıyanlar Noel de çam ağacının altında yaparlar. Bir çam ağacını ormandan keserler, Kânunuevvelin 22 veya 23ünde yemek masasının üzerine dikerler. Ailenin büyükleri, küçükleri bir- birlerine mahsus hediyeleri ağacın altına dizerler, yahud ağacın dal- larıua asarlar, küçüklerin biraz ye- tişmiş olanları da kendi elişlerini büyükler namına oraya koyarlar... Hiç şüphe yok ki, bu da çok tatlı ve çok güzel bir âdettir. Aile bağ- larını kuvvetlendirir, sevgiyi ve saygıyı arttırır, fakat burada teba- rüz ettirilerek bir nokta vardır. Bizim bayramda yeni giymek ve bayram hediyesi vermek ve almak âdetimiz, sırf millidir. Dini mahi- yeti aalâ yoktur, Noel ise tam ma- nâşile hıristiyan mezhebine bağlı- dır. Kânunuevvelin 25inde doğan İsanın şerefine çam ağacı kurulur. Tamamile mezhebine bağlı olan bu merasim gününde gile ve ya- kın dostlar arasında hediyeler alıp vermek usulü ilâvedir. Şimdi so rarm: Yılda bir defa hızma, ak- rabaya, eşe ve dosta ufak ve bü- yük hediyeler ve şeker sunmak âdetini bırakıp da, neden dolayı Noel yortusu usulünü modernisme sandık $ Bunun cevabını ben ç&- buk öğrendim. Evlerinde masala- rının üzerine çam ağacı dikip dal- larına ufak mumlar veyahud elek- trik ampuftleri dizenlerin hemen hepsi Noel yortusunun hıristiyan mezhebi ile rabıtasından haberi yoktur. Fakat dikkat olunsun; ben tenkidimi aslâ din ve mezhep nok- tasından yürütmüyorum. Bizim şe- ker bayramında birbirimizi ziya- retimiz ve hediyeler verip almamız tamamile milli bir âdettir; yani tam mauâsile iâyiktir. MilH ve lâ- ik bir âdeti bırakıp unutmuş ol- Ankara 16 - 11 - 1939 mamıza bayıflanmamak elimden gelmiyor. İşte söyliyeceğim budur. Rahmetli anam çeker bayramı âdetine son derece bağlıydı. Bütün yıl çevrelere nakışlar işler, bagör- tülerine oyalar yapar; onları aile- nin iri ufak ve uzak yakın men- subları için bazırlar; ufak paket- ler içinde, güzel devgirilmiş hedi- yeleri ve elini öpmek üzre ün- nemin ziyaretine her gidene, rah- metli anam şeker ikramından son- ra armağanını uzatır: — Evlâdım, sana lâyık bir şey değil, ama ben işledim. Ben) ansrsın! Sözlerile verirdi. Böyle çok es- ki zamanımızdan gelme ve &iri milli olan ananeleri bırakmamalı. yız ve unutmamalıyız. Avrupanın neresine gitseniz, hele İngilterede, Fransada, İsviçrede milli âdetlere bağlılık çok sağlamdır. Bilhasea İz- viçrede her kantonun ve her şeh- rin kendine mahsus ananeleri var- dır; onlardan ayrılmazlar. Bazı se- beblere mebni ayrıldıkları ananeler varsa, son yıllarda onları mutlaka iade eder oldular; bu hareket ebni- yelerin tarzı İnşasına ve esvaplars kadar düzeltilmiş ve eski şekiller iade olunmuştur. Lozanın bulun- duğu Vaud kantonunda milij ana- nelere bağlılık daha ziyade ba- rizdir. Fondü denilen peynir çorbasını lokantalar bırakmaz. Roklet ismi verilen rendelenmiş peynir ve pata- tes yemeğini unutmazlar. Hâttâ Lozanda bazı meruf lokantalar vardır ki Fondü çorbasını bundan

Bu sayıdan diğer sayfalar: