12 Mart 1942 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4

12 Mart 1942 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ge bu. günkü çocuklara mahsus yazı- lan ve çıkarılan hikâye ve masal- ların ne kadar fona olduğunu ilâ- ve eyliyor. İşte bütün mesele bu- radadır. Jül Vern'in romanları elli yıl önce yetişen Türk gençli- gine hiç bilmediği coğrafyayi ve fenni keşifleri öğretti. Bakınız Bize maziden bir misal söyliyeyim, 1882 de Mektebi Mülkiyede biz tarih dersi okurduk; fakat Türk ve Osmanlı tarihini okutmak ya- sak idi. Çünkü Abdülhamid bizim tarihimizdeki Padişahların hal'leri- ne ve katillerine mütâallik vak'a- ların öğrenildiğini istemiyordu! Bugünün gençliği bunu düşün- sün, bugünle bir mukayese yap- sın. Her şey öğrenmek için kapı- lar açıktır. Fakat ruhlarını zehir. liyecek ve kendilerini hodbinliğe sevk eyliyecek eserleri okumaktan uzak kalmak şarttır. Hayatta esas çalışmaktır, &me intizam ile çalış- maktır. Atalarımızın sözlerinde daima büyük manalar vardır; e&- kilerimiz ben alnımın terile ka- yandığımı yerim diye övünürlerdi. İntizamsız hayatı osgevmezlerdi; hattâ evlerde bile intizamdan ay- rılmak istemezlerdi. Benim büyük annem şöyle derdi: Bir evin yı- kımı evin hanımının pasaklı ve dağınık olmasile başlar; birde evin hanımı süse dalarsa artık hayrım gör! derdi. Çalışmak taintizam ise ancak disiplin denilen idarenin mekteplerde kurulmasile doğabi- lr. Bizim milletimizin sayısı yirmi milyona çıkmıyor; o halda boğu- ganlar arasinda ufak bir milletiz, Her şeyde ve işde kendi kendi- mize kâfi gelemeyiz, başkaların- dan istisnasız yardım aramağa mecburuz. Tabii olarak yardım edenlere borcumuzu ödemekle mü- kellefis. Sonra düşünmeliyiz ki medeniyet denilen hayat, içtimai bir kurumdur; bu içtimai kurulu- ga her fert elinden geldiği kadar iştirak eder ve normal hayat böy- le yürür; harp çıkinea normal gi- diş berbad olur! O zaman harbe girenlerin hepsinin bizimle olan ticari ve iktisadi münasebeti sar- gılır; barışın avdetini bunun için isteriz; biz barışı hem insani ol- duğu için hem normel hayatımıza, faydası olduğu için ister ve seve riz. Türkiye Cümhuriyeti bn selâ- met yolundan ayrılmak istemiyor, bakalım Avrupayı idare edenler 194 — Servetifünun — 2377 ns zaman bu hakikat yoluna &v- det eyliyecekler? Bizden dua! Ahmed İhsan TOKGÖZ Bu romanlar böyle giderse... Kıymetli Refik Halid'in bu «Tan» da müsahabesini onu aynen nakleyli- yoruz. Yazım alışım sevgili Refik Halid benden behseyliyor diye değil; yeni yetişen çocuk- lara ilim ve fen ve coğrafya aşkını aşılamış olan Jül Vern fenni romanlarıyla bugünkü- leri mukayesede Refik Halid'in gösterdiği isabet ve celâdeti teba- rüz ettirmek istedim. Bu maka- lenin koleksiyonumuzda bulu- nup Servetifünun tarihine gir- mesini arzu eyledik : Çocuk mecmuşlarındaki yeni çeşit romanları hiç gördünüz, bun- lara şöyle bir göz yezdirdiniz mi" Büyük bir kısmı yalnız seri resim- lerle ve resimdeki şahısların ağ- zından çıkma kısa konuşmalarla yapılıp yazılmış olan bu hikâyeler gerçekten mMÂnaSIZ, Sevimsiz ve münasebetsizdir. ( Kara Maskeli Haydut), ( Sarı Şeytan ), ( Vaşiler arasında ) gibi başlıklar altında Kovboy kıyafetli ve tabancalı bir sürü Avrnpalı ve oklu kalkanlı bir sürü kızıl derililer durmadan dövü- şöyor, vuruşuyor, Pr e valıyor, baskınlar yapıyor... işkence, hoyratlık, yim iş li Sonu gelmez, akıl almaz, mantıka sığmaz, tek eşi dünya yüzünde gö- rülmez öyle vak'alar ki, ne çocuk terbiyesiyle, ne çocuk estetiğiyle ne yazı, ne resim san'atiyle güzel hiçbir şeyle en nfak bir ilişigi var... Halbuki - her yaşlı gibi kendi zamanını övmek ve yenisini çekiğ- tirmek huyuna kapılarak söylemi- yorum - vaktiyle, ağabeymiz Ah- med İhsan'ın, aslındaki resimlerile ve sade üşlübiyle dilimize çevirip bastığı Jnles Verne gerisi böyle miydi$ Bugünün bir Jules Verne'i nerede? Onlarda şiir vardı, ilim vardı, ahlâk vardı. Eserleri çocu- ğun hayalinde genişlikler açar, yü: reğins mertlik ve yiğitlik aşılar, güzel karakterlere karşı saygı du- yurur, yurduna sevgi besletirdi. (İki sene mektep tatili) kendi çi- gırında bir şaheserdi; (Gizli ada), (Kaptan Hatrası), (Arabayla devri- âlem), hepsi, yavrunun elinden tn- tup yormadan, zadelemeden onu hem eğlendirir, hem okutur, belli etmeden tecrübeli ve bilgin hale getirir, olabilecekleri de adam eder- âi. Bu kitaplardaki kalıramanlar, manzaralar, vak'alar, en ufak ay- rıntılarına kadar aklımdadır; ballı tadını ise dimağımın dilinde bu- gün bile duyuyorum; verdiği kuv- veti damarlarımda hâlâ buluyorum. Şimdikiler, film taklidi, küçük küçük, karma karışık ve ayrıca içine güçlükle yazılar sığdırılmış resim parçalarından bir seri... Vak- alar deli saçması bilgiye kıl kadar yer yok; sadece çek tabancayı, at kurşunları, öldiir vahşileri, kurtar kızı, bindir atıns, tut şehrin yolu- nu... İşte bu kadarl Bu kötü deği- şikliği pedagojik bir ilerleme sayâ- miyacaığm, yeni tarzdaki çocuk remancılığı böyle sürüp giderse, bu derece içlilikten, gerçek hayat- tan, iyi duygudan, mantıktan uzak- lagır, öaze dimağlar yalnız haydut ve Kovboy tipleriyle dolarsa, 80- nunda güzel sanatları rağbetten düşeceğine ve dünyanın ince zeyk- lere yabancı, zıvanadan çıkmış bir nesille dolacağına inanmak lâzım gelir ! Refik Halid KARAY Jules Verne

Bu sayıdan diğer sayfalar: