29 Ekim 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

29 Ekim 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

nm “Son Posta YA, EFENDİ BABA; GÜLFİDAN HANIMI İSTİFRAŞ ETMEK İSTİYORSUNUZ HA! O HALDE SİZDE AŞK YOK, İŞTİHA VAR! Gülfidanı Çılgın Bir İştiha İle İstiyordum 1 Nihayet molla hazretleri mağ- | lübiyetini itiraf etti: z — Belki haklısınız - dedi - fakat sevme zevkinin sevil- mekle tekemmül ettiğini inkâr edemezsiniz. Acaba ihtiyarlar sevilir mi ? — Hakiki âşık sevmekle | iktifa eder, sevilmeyi aramı- yabilir. — Ya intifa, aşkın mü- kâfatı? — O, aşkın hayvani cep- hesidir. Mihrabın sada ve gıda vermesini bekliyen âbidin iba- detinde kıymet tasavvur olunur mu? Molla Haşmet, artık karşılık vermedi, işi lâtifeye bozdu: — Efendimizle o mubahase haddim değildir, mahza istifa- de için israr ediyordum. Ne- tekim müstefit te oldum. Gü- zel sözlerinizin benim kadar komşumu da müteşekkir etti- ğine şüphe yok. Şimdi sıra benim derdime gelmişti. Molla Hazretleri, Gül- fidan için beslediğim aşkı, onun tarafından gösterilen hu* şuneti ballandıra ballandıra anlatıyordu. o Fıtnat (o Hanım kendileri için basit, benim için cansuz. olan bu kısa hikâyeyi dinledikten sonra: -Bakın! - dedi. - Şairlerin hükmü bazan ne kadar yanlış- tır: “Aşk odu evvel düşer maşuka, ondan âşıka- Şem'i gör kim yanmadan yandırmadı pervaneyi Halbuki nice âşıklar, cayır cayır yanıyor da maşukun ha- beri olmuyor. Yahut oluyor, aldırmıyor. Bu, sizin zannetti- ğiniz gibi yaş meselesi değil- dir, anleşmamanın cilveleridir. Eğer, Gülfidan Hanım, Efendi babanın kendisine candan â- şık olduğunu bilse, bu haki- kate iman getirse mahakkak müteessir olur, buşuneti ter- keder. Molla Haşmet, ne sordu: — Vuslata da rıza göste- rir mi? Nekadar olsa hem- cinsinizdir. Birbirinizin nazın- dan, niyazından anlarsınız |... Fıtnat Hanım, kızdı: — Vuslat, vuslat, vuslat! Bu kelime bazı ağızlarda mi- yavlama, hırlama, kişmeme gibi birşey oluyur.. Aşkın vuslattan ibaret olduğuna zahip olmak, ne fakir düşüncedir, ne zavallı mülâhazadır! Sevmek; behe- mehal öpüşmek, çimdikleşmek, kucaklaşmak ve bu afyonlarla sarhoş olup uzun uzun horla- mak ei Molla Haşmet: “ Yıkılır ga- Mei zelzeleden kasrı visal - Çar esası üzre yapılmazsa metanet gelmez, dedikten sonra u: — Ya nedir sultanım? Fıtnat, unfile cevap verdi: — Rica ederim Haşmet Ef, çapkınlığı bırakın. Gözleriniz- den de şu küstah bakışı silin. Sevmek nihayetsiz bir hayra- niyet, oebedi bir sücuttur. Küçük bir yakaza o ulvi hay- raniyyeti berbat eder, o secde- nin. nezahelini bozar. Ben aşkı müstehziya- böyle anlıyorum. — Bendenizin, aşkı nasıl telâkki ettiğimi herkes bilir. Dr.BehçetSabitB. Tıp fakültesi Uroloji mu- allimi Dr. Behçet Sabit Bey Av- rupadan avdet iştir. yene ve kabul © den sonra İten pe Tarihi Tefrikası: 36 HAREM DEHLİZLERİNDE Bu telâkki, da ben kendi reftarımdan memnunum, Girdiğim yoldan dönmek ne hatırımdan geçer, ne de elimden gelir. Fakat görüyorum ki komşum da sizin gibi düşünmüyor, sevgilisinden visal istiyor. Hatta bu visale ermek için benden bile yardım diliyor. Kendisine üç muska yazdım, azami kırk gün sab- retmesini söyledim. Siz onun da aşkına kelbi diyorsunuz. Cevabını kendi versin. Fıtnat, kızgın kızgın yüzüme baktı: — Ya, Efendi baba; dedi; Gülfidan hanımı istifraş etmek İnsanın İnanacağı “gelmiyen Vak'a Şehir Ortasında Böyle Şeyler Nasıl Yapılır ?.. Şahısların ne ile meşgul ol- duğunun ehemmiyeti yok. İster mesleklerin en fenasına gir- miş olsunler, isterse en âlâsına, Hak mevzubahis olunca, fer- din hüviyeti ortadan silinmek ve yalnız hak sahibi bir insan kalmak icap eder. Onun için- dir ki kaydedeceğimiz vak'anın o noktadan mütaleası elzem- dir. Mesele şudur: Gaçen Salı akşamı Ağaca- miinde Nane sokağında 3 nu- marâlı evin kapısı çalınır. Bu evde Misak efendi ile madam Marika ve misafiri Müjgân H. vardır. Marika kapıyı açar: Fotika atlı bir hizmetçi ile karşılaşır. Bu kadın madamın hizmetçisi Elefteriya ile gö- rüşmek için gelmiştir. İfadesi o yoldadır. Fakat (kapının açılmasından bilistifade içeri dört meçhul adam dalar. Ma- dam Marika bunları tanıma- maktadır. — Ne istiyorsunuz, Okim- siniz? demiye vakit kalmaz üç erkek daba içeri girer, madâm Marika bunları tanımaktadır. İsimleri o Bandırmalı ( Ahmet, Arnavut Süleyman ve topal Necmi efendilerdir. İlk işleri arkalarından ka- pıyı kapamak olur. Sonra iki kişi kapının yanında durur. diğerleri Marikayı sürükliyerek evden içeri götürürler ve mü- kemmel bir dayak faslına başlarlar “ ya kadardır. | Madam Marikanın iddiasına biraz masraflı, | biraz da dedikodulu oluyorsa | SON- POSTA istiyorsunuz ha. O halde sizde aşk yok, iştiha var. Sevgili- nizin de ayni iştihayı göster mesini ne hakla, me sıfatla bekliyorsunuz, lütfen söyler misiz? Sustum, Hanımın bir bakıma hakkı vardı. Fakat sevip te gâm almayı düşünmemek bir âşık için kabil midi?.. Melül melâl önüme bakarken molla Haşmet alaya girişti. — Canım anladın ya; Ha- mmefendi, şairdir. Ne düşünüp duruyorsun, okuyuverir: *Ger- çi canandan Dilişeyda için güm isterim - Sorsa canan bilmezem gâmi Dilişeyda nedir?, İ (Arkas var) MİSAK EFENDİ VE KUR- ŞUNLA KIRILAN AYNA göre bu dayağın sebebi kasa- nın yerini öğrenmek ve kocası Misakı ele geçirmektir. Gürül tü arasında aynalar şangır pale e er gey lâh patlatılırken misafir Müj- gân hanım arka kapıdan dışa- rıya fırlar. Bir ara mütecavizlerin elinden kurtulan Marika da sokağa çıkar, bekçiye polis çağırmasını söyler. Düdük çalıp istimdat edecek yerde aheste yürüyüşle karakol yolunu tutan bekçinin bu yavaşlığından isti- fade eden nahoş misafirler bir şapka, bir masa örtüsü, bir de pardesü alıp kaçarlar. Ve garip bir tesadüf ola- rak'yolda Müjgân banımı bu lurlar. Yakalayıp Arabacı s0- kağında 18 numarada Adalet isminde bir hanımın evine gö- OoAadAREN- on Fosta nın Bilmecesi Halledilen Bilmecemiz 12345 Soldan Sağa, Yukardan Aşağı: eker (i 2 — İşaret (3) pe kısmı (3) basit (3) 3 — Renk (4) unvan (4) 4 — Hoş (3) Peygamber (3) 5 — Hayır (2) korkutmak 1 — Ot (5) i bir yabancı (2) 7 — Nota (2) söz (5) siyah şey (2) 8 — Şart rabıtası (3) ço- cuk alan (3) 9 — Para sandığı (4) isim (0 an (3) yüksek 10 — Ut (3) beraber (3) 11 — Bina yapan (5) put (5) Bir Haber İkinci noter başkâtihi Suat Beyin o intihab- O esuasında tahrik edici pr. payanda yaptı gından (o dolayı tevkif &dildiği yazılmıştır. Hal- buki böyle birşe: yoktur. suat e intihabat müna- sebetile müddei umumiliğe davet edilerek malümatına müracaat edilmiş ve sonra yine eskisi gibi serbes bırakılmıştır. Bin lira kefalet verme meselesi de doğru değildir. I sadüf eseri olarak madam Ma- rikann kocasile karşılaşırlar: Hah, bizde seni arı- yorduk! diye yukarı kata çı- karırlar. Misak Ef. bu adam- ların gelmesinden evvel b kona fırlar ve bekçi vasıt: polisten istimdat eder. Fakat dan savulur ve sonra arka odada rakılı ve eğlenceli bir dayak faslı başlar. İçilir, yeni- lir ve can istedikçe Misak Ef. ye dayak atılır. Bacağından derin bir yara alır, yüzu gözü kan içinde kalır. Sonra ertesi gün akşam üzeri saat beş buçukta soka- ğının köşesine getirilir ve: — Sakın dava etme, sonra fena olur! ihtarile serbes bı- rakılır. Bu adam Beyoğlu hastane- sinde muayene edilmiş, yarası dikilmiştir. Doktor ral bir hafta eri er İl ee iü söylemiştir. Fakat a Ön faleri hala Cemiyet içind iyet içinde işgal ettikleri mevkie dörlü adalet mi var 227 67891011 fakat (3) İBİR TANGO LÜTFEN Doğru Olmıyan bahsedildiğini ve deve kadar bir! İ uydurulduğuna kal olduğum türürler. Burada gene bir te- gelen pols“Birşey yok,diye kapı- . i meusup olanlarla arzu eden ir) yatandaşların (teşrifleri rica LL Ti ii el MARIS yeri yu MANVELA Kitara ve armoniklerle, bil- > hassa lâtif “VAKEROS,, şar- kılarile bu nefis filim size lâtif ve zevkli dakikalar eçirtecektir. , iâveten: S. ünya hava disleri M. Briand'ın Cemiye- ti akvamda bir nutku, İngil- terede büyük manevralar. Biletler şimdiden tedarik edilebilir BM FOX Türkiyenin en büyük sfnemza olduğu gibi bütün Avrup; Şık ve muhteşem sinemaları sayısına dahil bulunan GLORYA SİNEMASI EK YAKINDA i.m PAUL WHİTEMAN CAZ KIRALI İsimli emsalsiz şaheseri ve meşhur örkestrasile açıyor. ALKAZAR SİNEMASINDA armki matinelerden itibaren iraesine başlanacak olan DÜZTABAN VE FAL GI BASTMBACAK ektir, Bu iki sevimli Komedisini çörscek olan bütün sinirliler iyiler komiğin İstanbulda ük defa olarak gösteril en şen ve enson komedileridir. Seyirciler kendilerini zaptedemiyecek derecede kahkahalarii, GÜLECEKLERDİR İVAN PETROVİÇ'in Yegâne sözlü filmi PARİS KIRALI Bir Tavzih Balıkesirde Develerle Dolaşma Efsanesi “Vakıt,, gazetseinde benden I yalan yazıldığını söylediler , Ben, binlerce köylü ile ve | filminde pek yala vaaz SİN Eras develerle Balıkesir o hükümet | Dün ak konağının önüne gelmişim; (HÜMELEK SİNEMASINDA belediye £ intihabı o dolayısile İĞ gernetein'nin eserlerinin mübdü halkça yapılan tezahüraltan İ GABY MORLAY tarafından (ğ En büyük Fransızcasöl Müttehem KalkınıZ Fimladö emaeleiz mirartskij İğ kazandı. İlâveten: Sözlü ve sesli 0 JURNAL M. Venizelos tuk söylerken: Prosperi film konsortiur m il | IN | müteessir olanlar bu yalanın iki veçhesi vardır; İ — Şahsıma aittir. Herkes bilir ki ben müs- takil bir adamım. Serbes fır- kaca yapılan tezahürata iştirak etmedim ve görmedim. 2 — Hükümete, memlekete racidir. Bunlara da salâhiyetli ma- kamlar yalandır, derler. Ancak otuz bin kişilik bir şebrin orta göbeğinde on bin- lerce müntehibin pek medeni saat 21,30 da yalnız muallim ve talebelere ve ulvi tezahüratını hâlâ şu mahsus ve bu şekle sokmıya ve güneşi inkâr (Oetmiye © uğraşanlara TOPAZ i rl acırım. 4 perde | (il ei Şu haklı müdafaa muhterem edeni” Yazan: Terceme M. Pagnol İ. Galip, H. R gb Çarşamba akşamları sa o gazetenizde bir köşecik bulur- sa müteşekkir kalırım. Balıkesirde Sabık meb'us M. Vehbi zabitan ve cumartesi ii ya umuma biletlerde tenf” dad Matbuat Cemiyetinin | Cuma matine saat 13,39 Daveti 5 Şehzadebaşı Fi Matbuat Cemiyei reisliğin- nd3 den: matbuat omeslekdaşları (8 sinema tiyatrosu 3 29 Teşriniveel 1930 Çarşam- BU AKŞAT js” ba günü sasat üçten beşe Jİ) Sahir opereti taraf" kadar OÇemiyet merkezinde | KADIN Fahri ve Sineği kumpanya lan tarı seri Bülküberi) Siner” güzeli Bili Dov tarafı kız kalbi) Tafıfiât el bayramlaşacaklardır. Cemiyete olunur. "., SPF TE FP Esesirrse er Bir rasreriri a ES EEPEŞFE DEŞEPEEI EPEZEEZAZERE Yİ > vd FEFF ZE;

Bu sayıdan diğer sayfalar: