8 Şubat 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

8 Şubat 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ S EYYAR TAVUKÇULUK Fiatlar Her Gün Günden Güne Düşmektedir - Son günlerde Fazla balık çıktığı için et fiatlarında hafif bir düşkünlük — görülmesine rağmen tavuk, hindi, kaz ve ördek fiatlarında büyük bir yükseliş vardır. Bu hususta fikrini sorduğumuz itimat edi- lecek bir tavukçu şunları an- latıyor: * Şimdi hindi ve kazın tam yenecek mevsimidir. Her vene bu aylarda fiatlar daima yükselir. Çünkü mevsim dola- yısile Mudanya, Adapazarı ve havalisi köylerinden kolaylıkla tavuk getirilemez. Ayni zaman- da yumurtlama mevsimi olduğu için köylü tavuğunu satmak istemerz. , Toptan iyi malların fiatları şöyledir: Tavuk 70 - 90, üç buçuk, dört okkalık baba hin- diler 250 - 300, dişi hindi 200- 250, piliç 5S0, kaz 120 - 150, ördek 80 - 100, horoz 70 - 80, kuruş arasındadır. Fiatların pahalılığı itibarile çok az satış yapan tavukçular, mallarını çocukların - ellerine vererek sattırmak - istemekte- dirler. Eminönü ve Galata, bu kabil çocuklarla doludur. Res- mimiz, sokaklarda dolaşan bu küçük satıcıları gösteriyor. Hukuk Talebesinin Seyahati Kaldı Ankara, 7 (H.M.) — Hu- kuk talebesinin Roma seyahati geri h.lımıtır. Tarihi Tefrika No. 27 - SÖON 1931 GÜZELİNDE ARANAN VASIFLAR (1931) da dünyada güzellik telâkkisi ne- dir? esiz güzel lelükıîınpı:cne ile de- gişmez. Fakat zaman ile değişir. Şimdi gü- zellik müsabakası ya- pılmakta olduğu - için güzel telâkkisi de aşa- ği yukarı beynelmilel ve dünyevi bir şekil alıyor. Evvelce her memleketin güzel te- lâkkisi başka başka idi. Şimdi her mem- leket bütün dünyanın beyeneceği güzele gü- zel diyor. Onun için 1931 se- nesi güzellik kıraliçesi intihap edilirken her memleket beynel- milel aranan vasıfları bulmıya çalışıyor. Bugün bütün dünyanın ara- dığı güzel hangisidir? Bir gü- zelde aranan vasıflar nelerdir? Avrupa ve Amerika gazete- leri bu suali, hakem olabilecek salâhiyettar artistlere sormuşlar ve şu cevapları almışlardır: Eski zaman kadınını bir yük arabası beygirine benzetmek mümkündü. Kalın - vücut, ada- leli bacaklar, sağlam bir bünye. |zekâ da güzelliği arttıran, hatta Bugünkü güzel kadın ise bir koşu atına benzetilebilir: Za- rif, ince, cazip ve sevimli bir vücut, ince pacaklar, güzel bir ten. Fakat bütün bunların fev- kinde genç kızın hsiyeti ıııevıııbıghh:ir. Bng“nr * zellik sadece çehre güıellıp olması kâfi değildir. Bugün Filorinalı Nâzım Bey Ilektupçu Oldu Ankara, 7 (H. M.) — Gü- müşane mektupçuluğuna Filo- rinalı Nâzım, Erzurum mek- tupçuluğuna sabık Ünye kay- makamı Besim Nuri Beyler tayin edilmişlerdir. Yeni Belediye İntihapları Ankara, 7 (Hususi) — Be- lediye intihapları şurayı devlct tarafından feshedilen mahal- lerde yeniden intihap yapıl- mıştır. Bu intihaplarda Halk fırkası — tarafından gösterilen nımzetler kazanmışlardır. Yazan: OLUÇ ALİ ıu:ts Kılıç Ali Pnşının Hatıraları — Fakat Papa İsterse... Sözümü bitiremedim. Hasan Kelle bir. kahkaha attı ve alay eder gibi: — Papa mı?.. dedi, sen galba Turgut relisi tanımıyorsun Çelebi. Papa değil ya, bizzat sultan Süleyman gelse gene teslim etmez. Çok temiz yürekli bir korsandır ©.. Minnetmiş, riyamış, böyle kahpeliklerden anlamaz. Ölür de , gene tayfasından en ufak bir le- wendin bile burnunu kanattırmaz. Ama, sen diyeceksin ki: * Ya iş zora binerse?,, Bana bak delikanlı; sözüme yi kulak tutl.. Turgut reisin öl- mesi, öldürülmesi için hiç olmazsa şu koca Avrupanın yarısı yanıp kül - olmalıdır. Bu Hasan Kelle de yabana atılır zorbalardan değilmiş. Bir papas gibi durmadan konfe- rans — veriyordu. — Bu — sırada şövalyelerin sandalı gemiye ya- naşmıştı. Kelle hemen koş- tu, ip merdiveni sarkıttı. Ben, ne olur, ne olmaz, bir halat yığının arkasına saklandım. Papanın a- damları geminin güvertesine çık- tılar. İçlerinden birisi çok mağrur bir tavırla: — Senyor Dragotu göreceğiz; dedi. Hasan Kelle güldü, koştu, Turgut reksi çağırdı. Çok — vakit geçmeden — Tuürgüt — gözüktü. Düşünceli bir tavrı vardı. Her tamamlıyan bir unsur olmuştur. Onun için bugünün güzeli utangaç olamaz. — Cesurdur, pervasızdır, erkekle arkadaş gibi konuşur. Fakat kadınlığı- ni kaybetmemiştir. Yine saçı- nın yana düşüşünde, yürüyü- şünde, — konuşuşunda hassas bir kadın hali vardır. Güzel kız 18 le 22 yaş â- NELERDİR rasında - sevilir. Açmamış bir gonca, açık bir gülden daima daha ziyade makbuldür. Vücut ve endam tam bir ahenk içinde insana zarif bir “heykel hissini vermelidir. 1931 güzeli sun'i boyalar içinde bakiki rengini kaybet- miş değildir. O, tuvalete muh- taç değildir. Tenin rengi sıh- hatinin bir alâmeti- olmalıdır. Resimler Soldan: 1 — 1931 senesi Türkiye güzeli budur 2 — 1931 / güzeli bir Amerikalı ressama göre bu tipte olmalıdır 3 — Bir Avrupalı ressama göre 1930 gü- zeli böyle olmalıdır. 4 — Diğer bir res- sama göre 1931 güzeli — böyle olmalıdır. I İşte bugünkü güzel telâkki- sinin ana hatları bunlardır. Eğer gönderdiğimiz 1931 güzeli bu vasıfların bir kısmına malikse ohalde mesele yoktur. Naşide Hanım belki diğer sa- halarda kaybedebilir. Fakat zarafet ve inceliğile, zekâ ve dimagi kabiliyeti ile diğerlerine tefevvuk ederse bu da bizim için kâfidir. BİR TARİÜpI HATASI teslim edilmiş, ikisi de bi lanmaktadır. Para, tediye edildiği — için rahat etmiştir. olan memleketimiz, bu vaZ!? rağmen kâr yerine ziyan mektedir, Sebebi, nakil ücretinin F | Memlekete BD! * Gerek işçi ücretinin halılığıdır. Dörtyoldan Hayt” paşaya kadar olan lerce Lira £ rara Maloluy Bu portakalların iki ğgından, gerek hayati ihti) rın nisbeten ucuzluğundaf " bir rakip mevkiüne çıkabil bir vagonun ücreti 500 |i Bir vagon portakal İstanb sahibinin eline beş yüz geçmektedir ki diğer m Memurlardan Kazanç Vergisi | Tarhedilmesi Düşünülüyor Ankara, 7(H. M.) — Büt- | olarak verilen para bir buçuk çede yapılacak tasarrufun ye- künunu kabartması için bütün memurlardan kazanç vergisi alınması ve Ankara memur- larına verilmekte olan mesken bedelinin kaldırılması şeklinde bir fikir izhar edilmişti. Bu fikir bu dakikda kabul edil- miş değildir. Fakat Maliye mahafilinde mülâyim — görül- düğü de aşikârdır. Ankara memurlarına mesken — bedeli halde zihai bu adamlarla meşgul değildi ve kim bilir neler tasar- hyordu? Turgut reis Lâtinceyi çok iyi konuşuyordu. Sonradan öğrendim, İspanyolca, Rumca ve Arapçayı da çok güzel biliyormuş. Zaten © tarihlerde Türklerin — cihana hâkim — olmalarının. en büyük sebeplerinden biri de, askeri me- ziyetlerinden ziyade ilim sahibi olmalarıdır. Gemiciliği ve topçu- huğu en derin noktalarına kadar biliyorlardı. Ne ise, bunları geçelim de asıl hikâyeyi anlatalım. Turgut reis Lâtince sordu: — Ne iİstiyorsunuz ? Papanın adamı mağrur — bir tavır aldı, sağ elindeki bükülmüş £mirnameyi uzattı ve ilâve etti: — Haşmetli Papa Hz.nin emir ve arzuları budur ki gemicileriniz tarafından kurtarılan bir haydu- dün teslimini irade ediyorlar. -- Bir haydut mu ? «« Evet. »« Fakat nerede ?.. * Geminize iltica etmiş! milyon tutmaktadır. Bütün me- murlardan kazanç vergisi alın- dığı takdirde ise bu yekünun bir hayli kabaracağı muhak- kaktır. Tasararruf meselesinden bahsederken bütüft vekâletler- de müdüriyeti umumiyelerden, müdürü umumi — muavinle- rinden ve daha bazı kalem- lerden telefonların kalıldırmış olmasını da ıikretmeüyim Tıırıııı reis, lıeıülı bu sen sözlerine şu güzel cevabı yapış- tırdı 1 — İyi ya! Öyle ise bir mesele kalmamış, buraya kadar ne diye geliyorsunuz?! Herif biraz şaşaladı. Fakat birdenbire mağlüp olmak istemi- yordu. Tekrar söyledi: — Bu haydudu almak isti- | yoruz. Turgut, sesini sertleştirdi: — Türk korsanları misafirle- rini kimseye veremezler. — Papa Hazretleri isterlerse?. — Allahtan başka — herkim isterse istesin, veremeyiz! Haydi, dönün geri bakalım. Bir daha da böyle edepsizlik yapıp bizi ra- hatsız etmeyinl.. Ben, bulunduğum yerde heye- candan boğuluyordum. Yüreğim küt küt atıyordu. Öyle ya; vaziyet çok kötü idı. Turgut reis biraz yumuşak davranırsa — heriflerirn eline geçer ye işkenceler içinde ölür, giderdim. Turgutun son «s#özü üzerine Hakem Mahkemelerinin Kararları Ankara, 7 (H. M.) — Ha- kem mahkemelerinden - sadır olan hükümlerin tenfizi huk- kındaki kanunun tatbiki şekli- ne dair bir talimatname hazır- lanıyordu. Bu — talimatname bitmiş ve neşredilmiştir. Bir Bakır Fabrikası Açılacak İngiliz. ve Türk sermaye- darlarından mürekkep bir grup Türkiyeda bir bakır lâvha fabrikası açmak - istemektedir- ler. Grup Ergani bakır maden- lerini işletecektir. papanın elçisi ayağını yere Yördu ve bağırdı: — Bizim sahillerimizde demir atmış bulunuyorsunuz. Bize ait bir caniyi - derhal teslim etmiye mecbursunuz! Sizi Gransenyora şikâyet edeceğim (1) Turgut kaşlarını çattı: — Hey, bana baksana senl. Ben Gransenyorun kölesi değis lim. Papamın haşmeti de bana vız gelir. Ben istediğim yerde demir atarım, istediğim adamı da maiye- time alırım. — Papa bazretleri sana haş- metini pek âlâ gösterecektir. Turgut birdenbire köpürdü: — Dur bele, diye haykırdı, daha evvel ben ona hiışmimi göste- reyim de |.. Sonra Hasan Kelleye döndü : -- Bre Kelle.. Şu edepsizin kalaklarıdı kes, elindeki nameya sar ve denize fırlatl.. Hasan Kelle derhal atıldı. Haşmetlâ Papanın elçisini Lir () Avrupal'ar Kanuni Süleymana #Graasea — yor,, derlerdi. çıktıktan sonra azami por” başına 30 para hllmık(l, Gerek - demiryolu tının pahalılığı, gerek Dört) ? velev portal nakil mevsif' de vapur uğramaması, ların İskenderun yolile sev” icap ettiriyor. İki senedt ” kumpany' 250 süretle — ecnebi verilen ? (Baş tarafı 1 inci sa: alış tarihinin sonu te$ yerine kânunusani diye dildiği için bekliyen — © dan pek çoğu çürümü$: ve müstahsil ziyan etm ziyanın miktarını iki lira olarak tesbit edenlef dır. * Bu sene Dörtyolda portakallar 45 milyon tahmin edilmektedir. P dan Ruslara satılanlar 1,608 dir ve gerek baş, gerek tabir edilen nevilerle b kıymeti 360 bin liratutmuf layı dünya piyasasında £ 1000 liraya satıldığına rına para liradan aşağı değildir. e Yanlış hesap Bağdattan ner, derlerler ama bu d sel, anlaşılan bizim için söy' memiştir. Çünkü zarar gibi aşikâr dururken het tashih için hiçbir şey Y mıyor. hamlede yere yıktı, Herif, kef'? gu sıkışmış kedi yavrusu çırpınıyor, boğazlanan dana avaz avaz haykırıyordu. ÖO hi ada ir kama parladı ve V kısa zaman içinde olıp b elçinin, henüz —dumanı tüten kulakları da, Papanın derdiği kâğıda sarılmıştı. Sonra herifi yakaladıklari kayığa fırlatıverdiler, hadiseyi ben, gizlendiğim yığının — arkasından — hayret dehşetle seyrediyordum.Bu ledir ki Turgut reisin ve de bir kat daha büyüdü. Bef korsan olmak, cihana m€) okumak Yüreği! kuvvetli olmak ve “ reislr çağrılımak için büyük »eir doğmuştu. istedim. yt L Arkası var) iki kan sütunu fışkırdı. Bu WT Şimşek hizile olup bitefi », ” Te | korsanlarının - kıymetleri ıN" : —-—-—-n_ı_ın!'r_n. d Lw#u&î?îiîüfujlrişşî

Bu sayıdan diğer sayfalar: