5 Ağustos 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

5 Ağustos 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kari Gözile Gördüklerimiz Şirketler Ve Türk Memurlar Halkın yüzlerce defa şikâyet ve hükümetin müteaddit defalar men birçok müessese- eya gayri müslimlerle dolu. Kendimiz muhtaç bir vazi- Yette iken bunlara gösterdiğimiz nezaket hâfidir. Bu memleket bizimdir; binaenaleyh yaşamak hakkı evvelâ bizim, yani halis Türklerin” olmalıdır. Ancak biz- den artan hakları onlara vere- biliriz. Türk kullanılması lâzımgeldiği tirketlere tebliğ edileli bugün lti sene oluyor. İhtısas bahsini ileri süren mücssesat eğer hüsnü- Diyet sahibi olsalardi. bu müddet Zarfında, her sahada mütehassıs Yetiştirebilirlerdi. Binaenaleyh bu Mütehassıs bahsi sadece bir ba- hane; mihayet bir siperdir. Hü- kümet bu gibi müesseseleri Türk çalıştırmıya davet suretile değil, İcbar — suretile alıştırmalıdır. Bu hal gittikçe azap verici bir şekil alıyor, Yüzlerce kişi boştur. İş ve işçi muhibbi Başvekilimizden rlca ediyorum, buna bir nihayet verilsin, hürmetler. Büyükada M. Faat Bu Makinenin Sahibi Kimdir? Hükümet meydanında Nafıa- nan bir. ailindiri var. Aylardan- beri burada açıkta, yağımur ve saire altında duruyor. Hergün bir tarafı aşınıyor, bir köşesi eğrilip bozuluyor. Bu; çocuklar için de bir tehli- kedir. Günün her saatinde; baca- sında, içinde ve üzerinde oynıyan çocuklar bulunur, bazan küçük çocuklar iri demirlerin arasına kısılıp bağırır. veya üzerinden düşerek ağlaşırlar. Geceleri de küçük satıcılar İçerisine sepet- lerini karlar. Kimbilir kaç bin liraya alınan bu makine acaba bir daha lâzım olmıyacak at? Neye böyle mey- danda bırakılarak yıpranmasına meydan veriliyor? Makinenin bozulmaktan vika- yesi ve bir kaza vukuna mahal bırakılmaması için makamı aidi- nin nazarı dikkatini celbederim. Kadıköy Polatlı oğlu R. Öz Fransa-İngiltere Atletizmi Parisin Kolomb spor mey- danında yapılan atletizm mü- #abakalarında İngiltere, Fran- Sayı (53) sayıya karşı (67) sayı He mağlüp etmiştir. Lindberg Bulundu Bir tayyare seferine çıkarak akıbetlerinden haber alınamıyan Lindberg ile zevcesinin Mo- ©se - Foktori'de — bulunduk- ları anlaşılmıştır. Haber ver- memelerinin sebebi telsiz ale- tinin fena işlemesidi. No. 73 Tefrikamız : KUCAKTAN Dünyada Neler Olup Bitiyor ? Almanya Vaziyetini Tetkik Eden Komite, İşini Bitirdi -Teslihat Mes'- elesi Çok Gürültü Doğuruyor Almanyanın, içine düştüğü buhranlı vaziyete bir çare ara- yıp bulmak üzere Amerika, rrınıı. İng'ıl!erej Almy;. talya, Belçika, Japonya mü- leh:uıı mümessillerinden mü- rekkep olarak bnııdrı_d_ı topla- nan heyet işini filen bitirmiştir. *Filen mevcut zaruretleri Hov- ver teklifinin ruhu ile telife memur,, denilen bu heyet, bu- günkü Alman bütçesinin mu- yazenesine — halel gelmemek üzere Almanların — tediyesile mükellef oldukları ve: 1 — Ayni teslimat, 2 — Alman Demiryollarının bu sene vermiye mecbur o duğu paraların şartları ve te- minatı; 3 — Şark tamiralı; 4 — Tediyesi tebir edilen şarta gayri tâbi taksitler; Namı altında tamnan taah- hütlerin ifasını temin edecek muhtelif formüller bulmuşlar- dır. Bu rapor, alâkadar hükü- metlere verilecek ve son defa imza için on bir ağustosta toplanılacaktır. " Diğer — taraftan Başvekil Brüning bugün - vaziyet hak- kında bütün Almanlara bitap eden ve telsizle neşredilecek olan bir nutuk irat edecektir. * Döbats,, gazetesi, bugünkü vaziyeti teşrih ederken Alman- yanın, komünizm — tehlikesini mahirane bir surette kullana- rak vaziyetten istifade ettiğini yazıyor. Son haftalarda Rayhişbanka (100) milyon marklık döviz girmiştir. Alman nazırları Roma seyahıatine cuma sabahı çıka- caklardır. Tahdidi Teslihat Meselesi 1932 Senesi 2 Şubatında toplanacak olan Tahdidi Tes- lihat Konferansı, şimdiden, bü- tün devletleri işgal — ediyor, “Temps, gazetesi, Fransa hü- kümetinin — noktai — nazarını şöyle hulâsa ediyor: Tahdidi Teslihata varmak için üç merhale geçmek lâ- zımdır : 1 — Hakeme müracaat, 2 — Emnü selâmet, 3 — Tahdidi teslihat. Bunlar ayni zamanda Üç haddir ki sıralarının değiştiril- mesi bütün düsturu baştan aşağı bozar. Bir Facia 'Torino, 2 (A.A) — Milâno- Ceneve treni Ponte - Curone istasiyonu yakininde bir satıh geçidinde bir otomobile çarp- SERVER BEDİ Kendini berrak ve temiz his- [ settiği bir anda, hakikatle çar- Pişan hayalinin ani parçala- nışı onu çok sarstı. -Yüzünü derhal derin bir hüzün kap- lamıştı. Ferit, yan gözle, ona uzun Uzun baktı. Nermin bu bakışı ııil!edlyımlu. Ne ı-lll.!lıılıyoı'?ı 'ermin de bu ani kederin se- Bebini anlıyor mu? Şüphe mi BiYor? - Yoksa, en mmuıı'?. *it her şeyi biliyor mu Nerminin ağzmi mı arıyor? Bu süküt ta Feridin şüphesi- ni celbedebilirdi. Kendini ceb- rederek konuşmak - istedi. Fa- kat söyliyebilecek hiçbir keli- me bulamıyordu. Ferit mırıldandı: — Sustunuz Nermin Hanım. — Evet... Bu akşam vakit- leri... Hele bu çamlıklar İnsana hüzün veriyor. Kendimi çok İnız buluyorum. ö Ferit. ğıciımh gibi hafif W_İ'g:.,ı.. yanımda da mı ? Gazi, Yalovada Amerikan tayyarecilerini kabul ettiği zaman, *“Kristof Kolmob, demiş, Ameril V keşfettiği zaman Hindistana gittiğini zannediyor, yanaştığı topfhağin neresi olduğunu bilmiyor- du. Siz, bu asrın çocukları, Amerikadan kalktınız, Bahri Muhiti geçtiniz. Nereye gittiğinizi, hangi yoldan yürüdüğünüzü, niçin git- tiğinizi, vâsıl olduğunuz noktayı evvelden tayin etmişsiniz.,, Tayyareciler cevap vermişler: — Kristof Kolombun kullandığı vasıtalar bizimki kadar mükem- mel değildi.,, Gazinin ve tayyarecilerin bahsettikleri imkânı ve fenni vası- tayı anlamak için yukarki resme nünde duran lâvhadır. dikkat ediniz. Burası Pilotun ö- Pencere lr. altındaki sahayı görebilecek surette yapılmıştır. Tayyareci yolğhu ve istikametini bu lâvha sa- yerinde tayin eder. Bulgaristan Yunanistan Sofya — Bulgar başvekili, Yunanistanın Molof - Kafan- daris itilâfı mucibince vadesi hulül edön taksitleri vereme- diğinden dolayı gerek Atinada ve gerek Cemiyeti Akvam nezdinde protestoda bulunmak tasavvurunda olduğunu — söy" lemiştir. mıştır. Otomobilin içinde bulunan sekiz kadın ölmüş, şoför de Ağır surette yaralanmıştır. Sonra elini uzattı. Nerminin elini arıyor gibiydi. Fakat ce- saret edemedi ve eli dizinin kenarından sarktı. Gülünç bir tavır içinde bulunmaktan kor- karak bütün vücudile kımı- dandı, fakat elini çekemedi. Nihayet cesaret etti ve Ner- minin bir elini tuttu, sualini tekrar ederek zöze başladı: — Benim — yanımda da mı kendinizi yalmız buluyorsunuz? Ben de kimsesizim, fakat sizin yanınızda kendimi ordusunun başında bir kumandan gibi azametli buluyorum. Siz bana çok kuvvet ve cesaret veri- yorsunuz. Nermin, — Feridin hafif kırğınlığı hissetti ve onu tal â İspanyai Vaziyeti Madrit — Madrit komi- nistlerinin yapmak - istediği iç- timaa müsaade — edilmemiştir. Katalonya kanunu esasisi için müracaat edilen arayı umumi- ye neticesi anlaşılmıştır. (173) bin kişi lehte, (2157) kişi aleyhte rey vermiştir. Reis Miralay Masyamın zaferi kat- Idir. Bir Rekor Teşebbüsü Korum, 2 (A.A) — Avus- turalya - İngiltere cihan reko- — Hayır, dedi, mek - istemedim, akşamlar rir ki... Fakat —tamir edemiyordu. Yalnız, onun bu gayreti, Feridi tatmin etmişti. Nerminin elini dudaklarına götürdü ve öptü: — Teşekkür ederim, dedi. Sustular. Ferit devam etti: — Siz benim hayatıma o kadar kuvvetle giriyorsunuz ki.. Nermin Hamm, Ben.. Bilir misiniz... Çok çekingen bir insanım., Benim hayatımda... Fakat, birşey — düşünerek devam etmedi. Neden bahse- decekti de vazgeçmişti? Ner- min bunu merak ederek sordu: — Evet? Sonra? — Hiç... Affedin.., onu söyle- ; yani bana | o kadar hüzün ve- “Atsız Kitap, “Toros Mecmuası,, Vehbi Cem, Mehmet Cev- det, Hasan İzzetin imzalarını doksan sayfalık bir kitabın içinde buluşmuş — görüyoruz. Son zamanlarda yeni — nesil gençlerinin sık &ık müracaat ettikleri bu —müşterek eser neşretmek — usulü umumileşti., Daha geçenlerde yedi genç, “İzmirden sesler, isminde bir kitap neşretmişlerdi. Hilmi Kütüphanesi tarafın- dan basılan bu kitabın adı yoktur, yahut ismi “Adsız kitap ,Jr. — Mukaddimesinde saltanat döküntüsü edebiyatın harabelerinde yeni edebi ma- mureler kurmak isteyen gençli- ğin taşkınlığı ve iddiası var. Fakat, içindeki yazılar okun- duktan sonra, bu kitabı ga- yesine varmış bir eser değil, bir. hareket mnoktası olarak kabul —etmek — lâzimgeliyor; yahut bu kitap, yayından çıkmış bir oktur. ve gayet uzun bir —mesafeden sonra varacağı hedefe — vasıl — olup olmıyacağını anlamak için bek- leyeceğimiz muhakkaktır. Edebiyatı, mutlak surette, içtimal ve siyasi temayüllerin bir ifadesi gibi kabul eden bugünkü Rusya, biraz da bu- günkü Almanyadan sonra, biz- de de yeni neslin eserlerinde açık veya kapalı bir takım ide- olojilere — tesadüf — etmemek mümkün değildir. “Adsız ki- tap, muharrirleri, ilk şiirlerin- de demokrasiye doğru kanat açtıklarını söylüyorlar. Fakat eserin galip renvgi, yeşile hü- cum eden kırmızıdır. Hemen hemen her yazıda proletaryaya şefkat ve merhamet, burjuva- ya öfke ve kin var. O halde bu — eser, zihni olarak demokrat ve temayül olarak müfrit sosyalisttir. Bir san'at eserinin bizde herhangi bir fırka programı hatırası uyandırmaması lâzım- gelir. Bence siyasi edebiyatın en güzel nev'i nutuklar ve hitabelerdir. Bunu da sokak ve kürsü poletikacılarına bıra- kalım.! runu kırmıya teşebbüs etmiş olan — Avusturalyalı tayyareci Mollison, buraya — gelmiştir. Mumaileyh, — yarın — Basraya hareket etmek tasavvurunda- dır. — Kuzum söyleyiniz. N — Hayır...' Çok aleyhimde birşey... — Rica ediyorum. — Ben size rica ederim, ısrar etmeyin... Hayır... RUS DiKİŞ MAKARAL Muharriri: P, S. Bu kitapta, şiirlerin ve ne- sirlerin şekli “Serbest tarz,,dır. Ben kırık mısralı vezinsiz veya — kesik cümleli yazıların Garptaki yeni san'at mekteplerinden hiç- birile alâkası olmadığına ka- nüm. Bunu yenilik ve inkılâp zannedenler, buna, — meselâ “fütürizm,, ismi verenlerin hep- si yanılıyorlar. Bu serbest şek- lin uzun bir mazisi vardır ve. onu yeni bir bedüyat nevi telâke ki etmemiz mümkün değildir. Bu kitapta da, son zaman- —— larda neşredilen birçok şiirlere de ve nesirlerde olduğu gibi rakkamlı cümleler, mükerrer harfli çığlıklar, heyamolalar, kelimeye kıymet ve kuvvet verdirmek için harflerin teker- rüründen — istianeler ve bir hayli virgül, noktalı - virgül, nida işareti ilâh... var. Yeni edebiyat nesillerinin bu şekil garabetlerine bir inkilâp unsu- ru gibi saplanmalarına şid- detle aleyhtarım. Fikir ve yazı şekli olarak inkilâpçı görünmek isteyen bu kitap muharrirleri, hakikatte, sadece romantiktirler, Bütün şeniyetleri kendi “ene,, lerinin tamamile enfüsi mihrakından görüyorlar ve cemiyet namina kopardıklrı çığlıklar, ferdi işti- yaklarının - ifadesinden başka bir şey değildir. Bütün bu şekil kargaşalıği ve ideloji buhramı arasında güzel satırlara tesadüf müm- kün oluyor. Hasan İzzettin Be- yin “Deniz Feneri,, şiri en mes'ut parçalarından - biridir. Hayal itibarile bazı orijinalite- lerini ve zenginliğini inkâr et- mek kabil olmayan bu kitap karşısında üç müellifinden ümi- dimizi kesecek kadar bedbin değiliz - P. S. Tarsus Mecmuası Aylar varki, Adanada, kâ- ğıdının ve baskısının temizliği- le gözleri çeken bir mecmua intişar ediyor. Son nüshası 24 AAA e ” G ( Slda R Tei sahife çıkmıştır ve şekilce tes 4 miz olduğu kadar muhteviyat« ça da zengindir. (Devamı 6 ıncı sayfada) l Ha REĞ a — TAKVİM — Gün 81 5- Ağustos -931 Hizr 92 Arabi Ruml 20 “Rebülevvel-350 | 23- Haziran - 1847 vakıt-ezani-vasatl #akit-ezanl-vanat! Güneş|09. 38 501 | Akşamlt2.—' 19.22 Yataı Öğle 457 1200 İkindi| 8.51 164 | Imsak (7 3812. 00 — Bana emniyetiniz mi yok? sla... Emniyet meselesi değil... Söylersem beni budala yerine koyabilirsiniz. söz o? Kal'iyen... ( Arkası var) UMUM DEPOSU AŞİR EF. KÜTÜPANE Kd MARKALA SOKAĞI 6s NUMA RA DiKAT 1462110 * — ARI — Ben mi? — Aslâ... Nasıl —

Bu sayıdan diğer sayfalar: