12 Ağustos 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

12 Ağustos 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-SON POSTA Ağustos 12 Ka DA Z S ' HINDISTANAJ Buhara, Denılebılır Ki tin Değil, YAZAN: M. KÂZIM G 3 Künunusanl 919 Bugün bir hayli zaman ev- vel Buharaya gelmiş olan bir genç vatandaş bana getirildi:Adı Firecikli Ali Ef. idi. Küçük za- bit olduğunu söylüyor, refaka- timde ana vatana dönmek ar- Zzusunu izhar ediyordu. Bu mu- hit hakkında epeyce de malü- mata sahip görünüyordu. Ho- şuma gitti: — Pekâlâ, dedim. * Bu kısa ziyareti istisna ederseniz, hatıra defetrimde bu- güne ait iktibas edilecek bir haber göremiyorum. Şimdi bu küçük fasıladan istifade ede- rek size üç beş satırla Buhara hakkında malümat vereceğim: Buharanın yazı çok sıcak, kışı da çok soğuktur. Yazın bitmesini müteakip kış, kışın bitmesini — müteakip te — yaz başlar. İlkbahar ve sonbahar mevsimleri yok gibidir. Memleketin içinden iki ne- bir geçer, biri ( Ümmüderya ) dır, diğeri de (Zerefşan !..) Bun- ların haricinde bir de deresi vardır, adına Taşka derler. Toprağın bu sular - tara- fından sulanan kısmı - mezri- dur, balk burada oturur, üst tarafı tamamen çöldür. Buhara kadim İranın mede- niyet sahasında bir yıldız gibi parladığı — devirlerde, — ticaret yolu üzerinde olduğu için Mi- lâttan iki bin beş yüz, üç bin sene evvel bu terakkiden hisse- ment olmuştu. Ahalisi “Art, meslindendi. Bir müddet sonra Türk kabilelerinin eline geçti, sonra Arapların, daha sonra da İranilerin istilâsına uğradı, bunu müteakip Cengizlerin, Timurların idaresine geçti ve €en nihayet Özbeylerin hük- münde karar kıldı. Bugün 1784 tarihindenberi bu mem- leketi - Özbeylerden — Man'it sülâlesi idare etmektedir. Bubaranın halkı Türklerden, Efganlılardan, Tatarlan mürek- keptir. Aralarında Rüslar, Ya- hudiler ve Çingeneler vardir. & kaşameni sö Emir hazretleri bizi kabul edecek mi, etmiyecek mi, bu- nu elân anlıyamadım. Buna mukabil beni alâkadar edecek birçok haberler - işittim. Bu *haberlerin en başında, bazı yalancı hacıların sahte vesika- larla — kendilerine — Osmanlı memuru sıfatını vererek İngi- lizler hesabına — çalışmakta oldukları gelmektedir. Bu adamların maksatları, gayeleri nedir, sarahatle tayin edilemez. Fakat görülüyor ki Rus inhidamınım mucip olduğu hercü merç içinde birçok men- faatler yekdiğerile çarpışmak- ta, bu menfaatler namına bir- Taşkentte bir aşçı dükkânı İngiltere Hint askerini Aşkı- #bat tarafına göndermiş ve başlarına fes geçirterek Türk- men halkını iğfale koyulmuş bu askeri: — Türk askeri geldi ilânı ile takdim etmiş. Bu iki haberi yekdiğerile birleştiriniz. Takibedilen mak- sadın Türk İsminden ve Türk nüfuzundan — İstifade — ederek bu muhitte kansız ve müca- delesiz bir surette birleşmek olduğunu görürsünüz. Bir Mille- Milletlerin Diyarıdır.. Ben bu mütalealar iİle meş- gel iken kapı çalındı. Esa- retten kaçarak buraya iltica eden iki Türk neferi göründü. Bunlardan birisinin memleketi irecik) tir, Diğerinin ki ise Gireson ) dur. Her ikisi de AH) adını taşımaktadır. Mak- satlarını söyledileri — Size iltihak etmek, «4l- zinle birliktte memlekete dön- mek İstiyorur. Aynı zamanda öğrendimı etmek Üzere bütün bizden malümat isteyiniz. Yalnız cevap için ( 6 ) kuruşluk posta unutmayınız. * Mülkiye Mektebinin Şeraiti Mülkiye Mektebinin duhul şe- raitini ayrıca aşağıya yazıyoruz : Mülkiye Mektebi, devlete da- hiliye memuru yetiştiren bir meslek ıektebıdh Tahsili Üc senedir. Leyil meccanidir. Yalnız mektebi bitiren gençlerin sekiz sene devlet hizmetinde çalışa- cakları hakkında Noaterden musaddak muteber kefalete bağlı bir senet vermeleri lâzumdır. — Kâkânda “Vasfi,, ismin- | Mektebe her sene yalnız kırk de bir Türk zabiti varmış, dı ıclıp beni görmek hyo: talebe kabul olunur. Mektebe girebilmek için 18 ııçııdıı küçük ve 25 yaşından iyük olmamak, Tlılı tebaasın- Alı Efendiler gittikten son- d.ıı"ı b:ı:ıııııık. .:"'u: r,. vakitten kledi- | ©« lunmam; T ;llln'î'ür * ve A“:“l:e PESİŞ bier Ü vesl. ""'d"":"' görtere teler g hırsla / üzerlerine | ” *l'ııı şAbAE Varl BüşaCen, atıldık ve öğrendik ki: müsabaka — yapılır. Müzabakada 1 — Almanyada ve Avus- | kazananlar meccani leyli talebe turyada ihtilâl izık—.ıu kaydolunur. 2 — Rusya ihtilâlcileri Avus- Ş y vusturya ve Almanya ihtilâlci- Kırşehirde Hacı Davut oğlu leri ile birleşerek alist | Akif Beye: devletlerin Üüzerine — yürümek Hukuk ve Mülkiye moektepleri arzusundadır. hakkındaki — fikirlerinize iştirak ( Mabadı yarın) etmiyoruz. Bu iki mektep te birer ' Dil Anketi | Hüseyin Cahit Bey Fikirlerini Söylüyor. ( Baştarafı 1 incl sayfada ) — Böyle bir imkân her lisan için her zaman vardır. Yalnız, başka bir lisandan kelime almak bir akademi kararı ile yahut husust kanunla olmaz. Onu ancak hakiki bir ihtiyac sevkile bir muharrir alır. Bu bir nevi tekliftir. Yeni doğan kelime, bir hayat kavgası ge- çirir. Yaşamıya lâyıksa ortada kalır. Ferdin teklifini millet takdir ve temyiz eder. Netl- cede, teklif olunan kelime ya diri kalir, yahut ölü bir cenin halinde ortadan kalkar. Bizim bugün muhtac oldu- ğgumuz kelimeler ilmi, felseft, ilâh... bir takım mefbumlarla yeni İcatlara — tealluk — eder Zannetmem ki çagatayca, uy- gürca bu noktada işimize ya- rayabilsin. Onun için, bahset- tiğiniz lizuma kani değilim. Bugün ırıpcıdın. acemce- den dilimize girmiş ve türkce- leşmiş kelimeleri, sırf eski mil- liyetlerinden dolayı, bir tarafa atıp da yerlerine hiç alışkın bulunmadığımız çagatayca, uy- gurca kelimeleri almağa kalk- mak hayal ve muhal ile uğ- raşmakdan başka bir şey de- ğgildir. Bunlar ancak garabet diye tavsif edilebilir. Seneler- denberi, vakit vakit tazelen- diğini görmeğe alışkın bulun- müptedi ve mü- terakki talebe Için YENİ KURSLAR AÇILIYOR. e UNU dulıııııı bu yoldaki teşebbü- lerden ne netice çıkdı? Çık- madı, çünkü çılmasına İmkân yokdur. 3 — İlmi ıstılahları arabca- dan mı almalı yoksa Yunanca ve Layinceden mi? — Bugün, yepyenl bir bina kuracak bir vaziyette bulun- miyoruz. — Mazinin üzerinden bir sünger geçirip onu yok etmek elimizde değildir. Eğer biçbir ilim kitabımız olmasaydı, bu memlekette uzun seneler- denberi ilmi tedrisat yapılma- mış, artık Türk diline mal olan — astılahlar — yerleşmemiş bulunsaydi o zaman İşi bütün bütün başka türlü düşünmek kabil olurdu. Hiç tereddüt etmeden — derdim ki — ilim bize nereden gelecek ise 1s- tılahları da — oradan — gelsin. En koya taassub — ve istib- dad devresinde, — gözlerimizi arabların ilmine çevirmeyi tav- siye edenlere: “Pantalon bize nereden gelmişse medeniyet de oradan gelecektir,, demiş- dim. Fakat, bugün, ortada bir ıstıfa neticesinde yerleşmiş ve artık türkleşmiş ıstılahları ata- rak yunanca ve İlatince wt- lahları almağı muvafık gör- mem, İkisi ortası bir şey yap- mak mecburiyetindeyiz. Mev- ! | l Tiyatro Ve Sinemalar ALKAZAR — 73 numarah klüp ALEMDAR — Napolyonun — Moskuva GLORYA — Gece içinde bir aşık KEMAL B. — Hacı Murat ve cici Margix Koltamoe tarafından MAJİK — Hacı Murat MELEK — — Maskot FERAH — — Muhtelif temetller om — Çirkus Barones — Nehir kızı o.ııııı-ııııı Aşk Raşeleri Takelı — — Varyete Çiflikparkı — Saz Kuz kulesi parkı — Dartittalim cud ıstılahlarin çoğu sadeleş- dirilmeğe muhtacdır. Bunları imkân derecesinde yapmalıyız. Latince ile yunancadan da w- tılah almak - ıztırarındayız. Bu süretle vücuda gelecek bina, bilirim ki, halis mantık ih- tiyacımı — tatmin — etmeyecek- dir. Göze gayrı — mütenazır bir şey, adeta yamalı bir boh- ça manzarası arz edecekdir. Fakat, ne çare? Tarihin mah- sulü olan İnsan müesseseleri böyledir. Hayat bir mantık silsilesi değil —bir uzlaşma muhassalasıdır. Sırf aklt, man- tıkt mülâhazalara — kapılarak kendimizi hayatın icabından tecrid edersek ayaklarımız yer- den kalkar. hayalâta düşeriz. Yaptığımız şeylerde yaşamak — kabiliyeti bulunmaz. 4— Dil meselelerinin tet- kikl için bütün alâkadalardan mürekkeb bir kongra toplan- | ğuna kanilim. Bunun kimlerden masında hiç bir fayda tasavvur | mürekkeb olması lâzimgelece- etmiyorum. Bir çok boş lakır- | ğini takdir. hakkı ise Maarif dı dinleyeceğiz, boş yere vak- Tetiklâl caddesi Hususi hanenizde meki dersler veya Tecrübe dersi MECCANENDİR. RETİR Mantık — derken | teniptir. meslek mektebi sayılır. Her Iki- sinden de çıkacak gençler — istik. ballerini az çok kolaylıkla temin edeı ve çocuk kabiliyetli ise, inkişaf için lâzam olan malâmat ex olmuş olur. ile mi İsmail Efen”': Mihnet ve ! müşkülâta mü- | tehammil — ve mücadelecidir - Maddi - işlerde , muvaffak olur. Benliğini ihmal Çi etmez, — öğlen- ceden geri kalmaz, me- dihten ve tak- tirden hazeder. A İzmirde S. S. bey: Alın- gan ve hassas- tır. Maddi ve yorucu faaliyet m e vzularından ziyade — hayal ve heyecan ve- ren şeyleri da- ğ ba cazip bulur. Zararlı, — tehli- keli ve müca- deleyi — davet eden işlere giriş.nekten müc- timiz ziyan olacak ve hiç bir netice çıkmayacak, 5 — Dimt bir din encüme- nine kat'i bir ihtiyaç bulundu- Vekâletine aittir. Bu hakka tecavüz ederek indi tavsıyelere kalkmakda bir ciddiyet tasav- vur edemem. Üsküdar Hâle Sinemasında AŞK RAŞELERİ .İllnhıı_hpl- Tarzan Mektebımzı Seçmeden Bize Sorunuz, İzaİıat Alınız Son Posta Karilerin Mektep Müşküllerini Hal İçin Kendilerine Delâlet Etmektedir Çocuğunuzu hangi mektebe vermek istiyorsunuz ? Ba #ene tahsilinizi ikmal etmek Üzere hangi mektebe girmek istiyorsunuz ? Gazetemiz gençlere ve ebeveyne rehberlik mektepler hakkında her türlü malümatı vermiye amadedir. Mektebiniri seçmeden ev- vel bize sorunuz ve girmek istediğiniz mektep hakkında Resminizi Bize Gönderiniz, * * * Size Tabiatinizi Söyliyelim... pulu leffetmeyi San'at mektebi de iyldir. Fa- kat bizim San'at mekteplerinden çıkacak çocuk nihayet orta de- recede bir san'atkâür olur. İstan- bul Hukukunda okuduğu takdire de çocuğun sefahete düşeceğini zannetmek, vehme itibar etmek- tir. Çocuk, fenalığa müstaitse, €n kapalı yerlerde de kendizini sefahete verecek vasıta bulabilir. Bu, daha ziyade arkadaş mesale- aidir. Çı:ııı mektep hayatında kendisine ı,ı ıılııdıılıı bulabi- lirse, tehlike ,. San'at Iclıtolıl Gelibolu nüfas kâtibi Ahmet Beye: İstanbul — San'atler — Mektebi hakkında 5 ağustor tarihli nüs- hamızda izahat vardır. Bu nüsha adresinize .ı.ııuııııı.uı Askerl San'atler — Mektebine sene talebe kabul dn-ıyuııı& Akhisarda ıııülıhü muallim — Ali Rıza Beye: İstanbulda resm! İselerde |. Gereti 340 Hiradır. Muallim çocul lazından 240 lira alınır. İstanbul liselerinden her biri kendine göre | ıluıı Bunlardan bul Haesinl | dîıılııiıı bazı noktalardan ter- edebilirsiniz. İ ) | Hayık San'rıyııı Efendi: “düdekkik — ve müte cessis tir. 3 Mubhit ve mu- ter. Şakayı çe alayı sever. Her şeyi izzeti nefis meselesi yapmaz, anlaşmıya ve lııııı" kârlığa mütemayildir. * Arif — bey: a & a w z n — e e

Bu sayıdan diğer sayfalar: