31 Ekim 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

31 Ekim 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

314 Tşerinievvel SON POSTA GANDİ KİMD | Gösterdiğim şid- Beni, Ete Alıştıran Arkadaşım Zevceme İhanete de Teşvik Etti. Fakat... —G— Lonkantaya gidişimin her de- fasında bittabi evde de ikinci bir yemek yemekliğim mevzuu bahs olamazdı. « n benden sofraya Oturmayışımın — sebebini öğren- mek isterdi: — Bugün iştiham yok, kar- Nim ağrıyor, derdim. Bu bahaneleri icat ederken bir vicdan azabı. duymaz _d.eğil- dim. Yalan söylediğimi biliyor- | dum. Fakat ebeveynimin et ye- miye başladığımı duydukları tak- lirde tasavvurun fevkinde müte- | essir olacaklarına kanidim. Bu kanaat kalbimi burkuyordu. Dü- şüne düşüne kendi kendime dedim ki: — Et yemenin ve Hintlilerin tarzı teğdiyeleri Üüzerinde ıslahat yapmanın esas olmasına rağmen babamı sukutu — hayale uîv.ıl- mak, etten mahrum kalma daha vahim bir harekettir. Ebe- veynimin hayatında bu et mese- lesini açıktan açığa konuşmak mevzauu bahis olamaz. Onların ölümünü müteakıp serbest kaldı- ğım zaman eti gizlenmeden yer- dim. Fakat onlar hayatta iken Bu kararımı arkadaşıma teb- ettim ve Üzerinde - bilâhare r münakaşaya — girişmedim Ve bu sayede ebeveynim çocuk- larından ikisinin irtikâp ettikleri | hatadan hiçbir. zaman haberdar | olmadılar. Binnetice ebeveynime yalan söylemiş olmamak için et | yemekten vazgeçtim, fakat arka- daşım ile münasebeti kesmedim Kendisini iyi yola getirmek arzusu benim için felâketamiz bir ha- reket olmuştu. Ayni dost bana zevceme iha- net etmeyi de teklif etti. Az kaldı ikinci defa olarak mağ- lüp olacaktiım. Bir gün beni bir eğlence evine götürdü. Orada her şeyi peşinden hazırlanmış, | Para bile peşinden verilmişti. Bu günahkârların — arasına daldım, fakat Cenabıhak — büyük lütuf ve atıfeti ile beni kendi kendime karşı bile himaye etti. Gittiğim | yerden temiz olarak çıktım. Bana öyle geldi ki orada erkekliğim ta- Arruza — uğramıştır. Utancımdan yerin dibine girmek istiyordum vakittenberi beni kurlııd?ı için Allaha her vakit hamdü Şükrederim. Bu gibi K daha tekerrür - etti. dostluğun benim için Zararlı o! “İıınğı anlıyamadım. Gözlerimin açılması için daha birçok darbe- lere maruz kalmaklığım lâzımmış. Fakat bunları ilerde anlatacağım. u dakikada üzerinde duracağım Yalnız bir nokta vardır: Bu dostla münasebetim zev- cem ile aramda mütemadiyen Münakaşayi mucip oluyordu. Ben em sadık, hem de kıskanç bir Zevçtim. Arkadaşım benim bu hıskançlık hissimden istifade ede- Tek zevcem aleyhine şüphemi tahrik etti. Arkadaşımın yalan töylemiş olabileceğini bir 'akika ile hatrıma getimedim ve zevce- diseler birkaç defa | AT Fakat bu zararlı ol- VŞar—krm ğ Yğ"; | isterim: | çıkarıp başımızın üzerinde balkalar me karşı şiddet gösterdim, Bu hareketimi biçbir zaman affede- Bem, det — karşınında ancak bir Hintli | kadın tehammül jedebilir. Bunun için dir ki ben kadın sabır ve taham- mü Lece etmis * len bir hizmetçi vazifesini bıraka- bilir. Ayni vazi- yette bir çocuk babasının evini terkedebilir, bir arkadaş dostun- dan ayrılabilir . Fakat bir zevce » evcinden — şüp- w »se bile sü- ku eder. Fakat bilâkis şüphele- nen zevç iso zev« ce — mahvolmuş demektir Nereye gidebi- kr? Hintli bir kadının talak is- temek için mah- kemeye müracaat etmesi mümkün değildir. Kanunun yardımına mazhar olamaz. Tekrar ediyorum: mahvolmuş demektir. Ben kıskançlığın zehrinden an- cak zevcemin masumiyetine tam surette kani clduğum zaman kur- tuldum ve hak yolunu bulduğum zaman da zevcemin bir esir değil bir arkadaş olduğunu anladım : Hayatımın bu safhasına ait birkaç hâdiseyi daha nakletmek : “Akıvabınıdın bir genç ile ben tütün ı_çmiyı.- başladık. Bundan h,"b“îg' bir zevk duyuyor değil- | dik. Sadece ağzımızdan duman | teşkil etmekle eğleniyorduk Fakat tütün almak için paramız yoktu. | bir altın Amcam sigara meraklısıydı. onun içip te sonuna doğru yere attığı | parçaları topluyor ve bunları bir- | | leştirerek tekrar büyücek sigara | haline koyorduk. Fakat bu sigara | parçalarını her vakit bulmak müm- | | kün değildi. Sonra da içinden çıkan | tütün pek azdı. Bu tütün hevesi bizi | hizmetçilerden birkaç para çalmıya ve onunla sigara almıya sevketti Fakat müşkülât yine baki idi Filhakika tedarik ettiğimiz sigara- ları ebeveynimizin önünde içmek mevzubahs olamıyacağı için gizli köşeler aramak mecburiyetinde | kaldık. Nihayet bu da bizi sıktı. Her istediğimizi yapamamaktan | ise bu dünyadan çekilip gitmeyi düsünmeğe başladık. İntihara ka- rar verdik. Fakat ne ile ? Hindistanda bir nevi ot var- dır ki tohumları zehirdir. Birkaç tanesi insanı öldürür. Şehir hari- | cine çıkarak bu otlardan aramıya koyulduk. Bir hayli bulduk. Ta- savvurumuzu tatbik mevkiine koy- mak için tenha bir mabede gittik Oraya ayak basar basmaz korku başladı: — Ya ölmezsek, ya hastalanıp ta kalırsak, dedik ve uflih:ırdan vaıgeîük ve öğ enıîık klvins.îmn kendisini öldürmesi kolay değildir. O'zzamandanberi bana' her Ka intihar e_dtı:cşım sf'_vlersc söy- Jesin ehemmiyet vermem. /Peyğamberi İR? Gandi - birkaç ay evvel İıı[ı'!ı'ı toprağına ayak basarken Hulâsa bu intihar teşebbüsü- nün verdiği ilk netice bizi tütün- den vaz geçirtmek oldu. O vakit- tenberi hiç bir zaman sigara iç- | meyi düşünmedim. Tütün bana pis, vahşi ve muzur bir âdet şek- linde göründü. Tütün içmek için hizmetçilerin biriktirdikleri paradan üç beş ku- ruş çalmak küçük bir hırsızlıktı Az sonra ben bunun biraz daha büyügünü de yaptım. O zaman on beş yaşında idim. Çaldığım şey de, et yiyen ağabeyimin kolunda taşı- dığı halis altın kordondan bir parçası idi Ağabeyim yirmi beş rubyalık bir borca girmişti Buna rağmen söyrediğim gibi kolunda , bi'ezik taşıyordu. Bu bileziğin kordonundan bir parça- sını kesip almak güç olmadı, bu- nun parası ile ağabeyimin borcunu | verdim Fakat ayni zamanda da bir daha hırsızlık yapmamak için yemin etlim Maamafih dşrin bir vicdan azabı içinde idim Kabaha- timi babama itiraf etmeyi düşün- düm Fakat cesarett edemedim | Dayak yemekten korkmuyordum Çünkü içimizden hiçbirini dövdüğü vaki değildi. Korkum daha ziyade babama vereceğim teessürü dü- | şünmekten ileri geliyordu. Maa. mafib en nibayet bu kabahati ya- zarak itiraf etmiye karar verdim. Babam o zaman fistülden muz- tarıp olarak hasta yatıyordu. Ya- tağı bir tahta parçasından ibaretti. Kâğıdı verdim, sonra baş ucuna oturarak ağlamıya başladım. a Babam kâğıdı okumak - için doğruldu, okuduktan sonra yırttı, tek kelime söylemeden tekrar u- zandı. Ben göz yaşlarımın arasın- dan babama bakıyor, hissettiği derin teessürü yüzünün hatlarından | | okuyordum. Bu büdise benim için büyük bir ders oldu. (Mabadi var) ea a ea ee | Berlin Borsası Aşılmıyacak Mi? Berlin, 30 — Betrlin borsası- nin — tekrar Alman Devlet Bankasınıa muariz ciduğu söylenmektedir. açılmasına Ermeni Komitecilerinin İyüzü Cihanı Ve Kendi Cemaat- Terini Nasıl Aldatıyorlar? Bir Ermeni — suikastçisinin Ro- intihar etmesi, dikkat nazarlar mizı yine Ermeni komitecilerinin üzerine çevirmiştir. Bu münasebetle, bunların takip ettikleri üsüller, — işledikleri gizli, açık cinayetler hakkında * Ha- kimiyeti Milleye , gazetesi, bazı ya- zilar yazmaktadır. Şayanı dikkat bulduğumuz için iktibas ediyoruz: Türk inkılâp rejimi, de iryol | siyaseti ile, Osmanlı İmparator- luğundan kapalı olarak tesellüm ettiği Şark vilâyetleri pazarını memleketin ileri ekonomyalı her- iktısadiyat namıma açmak istem tir. Ayni zamanda da, Şarktaki derebeylik — nizamını esasından, yani ekenomik strüktüründen tas- fiye etmek için, arazinin köylüye tevzii, ciliğinden kurtarılması ekonomik banka kredileri gibi, sosyal — ve tedbirlere — tevessül etmiştir, Nüfuzunun ve imtiyaz- larının elinden gideceğini sezen derebeylik, kırılmakta orta devir hegemonyasını tarmak için, uydurma bir Kürt- lük davasının arkasına sığınmak istemiştir. ile istiyen derebey menfaatinin “şe- riat,, narasile birleşerek, inkılâbın ileri hamlesine karşı ilk isyanı tecrübesidir. Cühuriyet küvvetle- ri, bu çifte kavrulmuş irtica ha- reketini, bizzat Şarktaki halkm yardımile baştırmıştır. Vak'anın tenkili esnasında canlarını cezadan kurtarabilen derebeylik mümessil- leri, hudutlarımızıD öbür tarafla: rına iltica ederek, içerde iken müdafaa edemedikleri kozu dışar- | dan takip etlmek hevesine ka- pılmışlar ve bu bususta, kendile- rine birtakım yardımcılar bul- muşlardır. Revandizde oturan Seyit Ta- ha nezdinde 1927 de iki defa top- landıktan sonra Ermeni Taşnak komitesi ile temasa gelmişler ve Berutta kir anlaşma kongresi ak- tetmişlerdir. İşte kongrede bulu: nanların isimleri Bedirhan oğul- larından Celâdet, Kâmuran; es- bak Malatya mutasarrıfı - Halil Rahmi, Vanlı Memduh - Salim, Berazilerden Şahin oğlu Mustafa, | Seyh Saidin kardeşi Methi, Lica- | h Fehmi, kerim ( Ali Rızaya vekâleten ) , | Haco, Remmanlı Emin, Fakih Abduliah, firari Hurşit, Mardinli Tevfik Cemil. Berut koöngresi, Ermeni Pa- pazyanı reis intihap edince, Ali Rıza - taraftarları, yapılan birleş- mede, Kürtlerin Ermenilere feda edilmekte olduklarını söyliyerek ayrıldılar. Ve mubhalif bir grup teşkil ettiler. Bedirhan oğulları ise, Taşnakçı Ermenilerle yaptık ları ittifaka sadık ve Papazyanın reisliğine razı oldular. Ermenice “Ermeni yurdu,, "manasına gelen | *Haypun,, Kürkçe "benlik,, manasına gelen ğiş tokuş ederek, Türkiye Cüm- huriyeti hudutları dişindaki ser- seriler ve maceracılar kafilesine katıldılar. Davasız davacılar için, daha *birçok anlaşma ve birleşme im- kânları vardı. Çünkü, cihan harbi, Hi gibi, daha — birçok pesaportsuz ve konso- irakmişti. Şurada burada Pri, manya vapurunda birkaç hafta evvel * hangi bir diğer noktası gibi, milli | müstahsilin derebey tefe- | olan | kur- | Şeyh Sait vak'ası, tutunmak | Süleymaniyeli Abdül- | t Sayfa V1 Çarlık Rusyasının dejenere kafi- leleri “Beyaz Ruslar,, namı altın- da, Osmanlı akvaryomluk olmuş Hürriyet ve İtilafçıları da “Yüzellilikler , ismi altında, sürtmekte, ve 1931 de 1914 ün şartlarını aramakta idiler. Bütün bu dökülen deriler, bü- tün bu ölmüş uzviyet artıkları, komiteler, — kongreler, — itilâflar, progralar v.s. gibi kocaman ve tomtuıraklı lâflar etrafenda, müş- terek menfaat tesbitine kalkış- tılar. Fakat, hepsi akidesiz, hepsi serseri ve hepsi dolandırıcı olduk- ları için, ancak biribirlerini dolan- dırdılar. Meselâ, Mütareke nazır- larından Mehmet Ali ile Gümül- cüneli İsmail Hakkı, Taşnaklar- dan, bir defasında 25,000 ve bir defasında da 50,000 frank dolan» dırdılar ve bu paraları safayı batırla, Nice'te yediler. Böyle olmakla beraber, Türs kiye Cümhuriyetini Osmanlı im- paratorluğundan tefrik edemiyen ve tefrik etmemekte fayda uman ve birtakım mevhum davaların | tahakkuku - için ideal bazirgân- lğı yaparak geçinen bu harp sonrası — serserileri, — anlaşmanın birleşmenin — imkânlarını, azami derecede temine çalıştılar. Hayat, onlar için, real hiçbir zemirz | vadetmiyrdu. Fakat onlar, heze- yanın hasta ve illetli mantığı ile; ve zemin olduğunu farzederek | birleştiler. İmpnr:ıtnrhıgunuu /Çocuk Bilmecesini Doğru Halledenler Birer Kart Kazananlar — Düskü yazımın arkant ve sonu — Ankara İsmetpaşa — mahallesi Poyrar sokak 160 Rabia, Ankara Vilüyeti mektubi kalemi memurlarından Şaziye, Çankırı Ponta ve telgral müdürü Muhütin B. mahdumu AA Ka ! Öndrsie “psiseki” b Abdullah Nurl Göripaşa mektebi. ikinel 114 İzzet, Kalatatyeri 119 İsmall, Sul-> het Biçki Yurdu Müflde Bamdi, İzmir mutle Kemalpaşa Emin Çavuş oğlu Salâ- | hattin Emin, C u Şeref sokak 92 Süzcda, Çorlu € laci fırka levazım - müdürü Kaymakam Ali Rıza Bi öğl et Rüştü, Sivas Fevzipaşa mektebi talebesinden 517 Edip Gökülp, Ankara öortamekte, birinel sinf birinci şube 156 Cahide Rıza, Beşiktaş Şenlikdede Çukuürçeşme sokak 27 Naciye, Kadıköy Moda caddesi Halis Efendi sokük 13 Gülten Sabri, Ankara Yeni Hayat Mek- tebi 297 Hamdi, Çorüm postane civarında Pamlakirat bayil Yaşar B. kim Neşe Can, Adana Kalekapısında bakkal Fettah Efendi . -C de satanlle Nejat, Ankara vasıtasllr Nejat, Ani SRELA Aayvablk Göni. 189 Bekir, Adana grta mektep Sinıf 1 şube 3 338 Cemil, Adana Ticaret Mehktebi 38 Mehmet Kâzım, Adana örtamektep «mf 2 264 Kemal, Ankara İmalâtı harbiye tüfek fabrikası 482 Kemal, Kazımpaşa Üruüayel 31 M Kemal, fapaşa Sili pi eaddesi 129 Hasi Meydaü İstasyon müdürü İhsan B. Mukattar, Ankara erkek İlisesi 137 Bolu Avukat - Falk B. kim Meserret Hanıme lar ve Beyler. “Hoybun,, la de- | Verem, Biricik Düşmanımızdır ince hastalık dedi- bu âfet, camiamızının başlıca düşmanıdır. Onun- la mücadele etmek hepi- mize borçtur. Mücadele şeklini “ Verem Mü:adele Cemiyeti,, nden alacağınız malümatla daba iyi vuv- vetlendirebilv siniz. Halkın gi

Bu sayıdan diğer sayfalar: