12 Nisan 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

12 Nisan 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HARUNÜRREŞİT EEETEMT 6 PERLEDİE D Tarihin Esrarengiz Sayfaları Yahya, kendisini için için kıskanan İsmailin, Harunu Dena- nirden vazgeçirtmek fikrile mut- laka bu iki adama başvuracağını tabmin etmişti. Tecrübeli vezirin bu tahmini, bildiğimiz gibi, doğru çıktı ve İsmail, tacidar yeğenini Fenhasın evine götürdü. Yahya, © evde üç güzel kız bulunduğunu da biliyordu, hatta onları satın #lmak niyetinde bulunuyordu. Horasanlı kıyafetinde bir ih- tiyar ile ikl gencin esir tacirini yatsıdan sonra riyarete geldikleri- ni haber alır almaz bunların Harun ile İsmail olduklarını anla- dı, halifenin eğlencesine müdaha- le etmeyi tasarladı. Karşılaştığı rakip Haşimilerden idi, Harunun amcasıyd. Ona, ayni kuvvette bir muhasım çıkarmak - icap edi- yordu. Yahya uzun düşünceler geçirmeden bu muhasımı buldu: Zübeydel.. Gerçi ©, saraydan koğulmuştu, kendi âleminde ya- şamıya İcbar edilmişti. Lâkin kadındı ve bir hamlede sekiz cana kıyacak kadar kıskançtı. Binaenaleyh kendisinden İsmaili devirmek, Harunu şaşkın bir ha- le getirmek için istif. le oluna- bilirdi. Yahyanm, Zübeydeyi kolay- bkla kandırdığını söylemiye Hü- gum yoktur. Haris ve muhteris kadın, mayımunla Behlül için şen bir müsamere tertip etmek Üzere iken Yahyanın geldiğini haber aldı ve şaşırdı. Fakat İamailin elile Harun için tuhaf eğlenceler harirlandı- gını işidince kıskançlık damarları alevlendi. Hele Yabyanın kendi- sile Harun arasında bir rüya yaratmak — tasavvurunu — öğrenir Öğrenmez bütün iştiyakları kı- mıldadı ve aralarında takarrür eden plâa mucibince Fenhasın evine gitmeği, kocasını güzel ha- layıkların — tasallutundan — kurtar- mayı kabul etti. Fenhas vezir Yahyanın emir- lerini harfi harfine kabul etmeği xarur! bulmuştu. Çünki o emir- ler, Zübeydenin de — arzularına tarcüman oluyordu. — Yahyanın nüfuzuna karşı lâkayt kalamıya- cağı gibi Zübeydenin — gazebini da mühimsememezlik edemezdi. Bu sebeple biri açıkgözle rüya gördüren, öbürü sinirlere ilti- hap — getiren iki ilâcı içki- lere karıştırdı. - Emirülmüminin ile kocasının kendi evinde bir bayal âlemi yaşamalarını temin etti. Harekete gelen duvar, zaten açılır, kapanır şekilde yapılmıştı. Binaenaleyh macerada hiçbir fev- kalâdelik yoktu ve bütün bu işler, İsmail ile Yahyanın nüfus yarışına çıkmasından doğuyordu. O gece Yahya, galipti. İhtiyar Haşimt, mağlüptu. Yahut Zübey- Yazan: » » KENEI de, bilmiye bilmiye Denanirin galebesini temin etmiş ve İsmai- lin bulduğu kızlari inbizama uğ- | ratmıştı. Bu dalaveralar, bu bamleler, bu düzenler Harunürreşidin şahsı etrafında döniyordu. Paylaşılamı- yan şey, onun İltifatı, onun mu- habbeti ve onun aşkı idi. Halba- ki arada Üzülen, ezilen ve hatta haysiyeten sakatlanan yine o idi. hsmail, vezir Yahyanın nüfuzunu saramak için yegenini murdar eğlen- celere götürüyordu. Vezir mevkiini sağlamlaştırmak kaygusile halife- nin karısını lekeli evlerde ko- casının yanına salıveriyordu. De- mek ki Harun, vezirinin de, am- casının da, karısımın da, hatta Fenhasın da elinde oyuncak olu- yordu. İşte müstebit hükümdarların nasibi budur. Onlar, şunun ve bunun — ihtirasına — âlet Fakat herkesi kendi emellerine âlet —yaptıklarını — zannederler. Tereddütsüz söylenebilir ki taci- darların çoğu, kadınlar için aşk kaynağı değil, ancak elmas mem- bamdır. Tacidarlarla baş başa ya- şayan kadın, gururundan yaptığı fFedakârlığa taviz olarak mutlaka sülükleşir, hazineler emer! Şehin- mahlüku, kelebek sanırlar ve kendilerinde de bir mihrak cazibesi tevehhüm ederek gurura kapılırlar. Zübeyde- olurlar. şahlar, bu sülükleşen nin oG enğin İğbirarına ragmen Yahya ile elbirliği — yapması, Fenhasın evine kadar gitmesi, hayali bir aşifte rolü oynaması, ayni sebepten ileri geliyordu. Zübeyde, alelâde bir erkeğin eşi olsaydı, hedef olduğu hakaretleri hiçbir zaman unutmıyacaktı, İn- Hkam almak için verdiği karar üzerinde tereddütler geçirmiye- cekti. Fakat kocasının şehinşah- lığı, onun rubunü — sülükleştir- mişti. O böcek, kan koku- suna nasıl müncezip olursa Zübeyde de kocasına öylece in- cizap taşıyordu. İlk işarette onun yanına koşuyordu. ( Arkası var ) Fena Halda Dövmüş Arap camiinde oturan çarıkçı Ahmet, bir alacak meselesinden sandalcı — İsmaili fena — halde dövmüştür. MILTON BUBUL'un ÇETESİ ( La bande & Beubeule ) fiiminde CUMA AKŞAMI GLORYA'da 14 Nisan Perşembe akşamı AL JOLSON “MAMMY” Renkli MAJİK operet fimi sinemasında h. — SON POSTA — Manzum Komedi — EŞHAS: Kaynana Hanım — Damat Bey — Gelin Hanım Birinci Sahne Kaynana — Gelin hanım KAYNANA (Ogün düğün vardır. Kaynana banım ©o gün gelin olan kızına öğüt verir:| Sen onu bırakırsan böyle kederde, yasta, Benlm evlâdım olur billahi haztal Kızıml.. Atılıyorsun başka hayata bugün, Ömründe bir tahavvüf yapacaktır bu düğünl Elbette hissedersin kalbinde bir heyecan, Sana hep tatlı tatlı sözler söylerken kocan! Biliyorum sea onu seviyorsun pek fazla, İdare etmelisin fakat daima nazla: Gerçi gülmeli amma bir parçacık yüzüne, Çok kulak vermemeli erkeklerin sözüne, İki günde şimarır, sonra başına çıkar, Kocalar yüz bulunca karılarından bıkar! Hem içinden sevmeli, surat asmalısın hem, Daima satmalısın kendini dirhem dirheml Hatta, sitemden yana, ileriye gitmeli, Haftada üç gün olsun, mutlak kavga etmelil Sen şimdiden küpe yap kulağına bu sözü: Seninla uğraşmaktan açılmamalı gözül Hem de kocana karşı çok sadık görünürsen, Emin olki ozaman, pek ziyan edersin sen Biliyorum kocan da seni seviyor gerçek, Sana esir olacak, Üstüne titriyecekl Usandırmamak için bu, aşk denen, hevesten, Uçmak istemelisin bir kuş gibi kafestenl İzdivaç kafesinde seni hep tutmak için, Binbir çare düşünüp, yanacak için için, * Aman; karım bir başka gençi sevmesin..., diye, Çılgınca dolaşacak peşinde her saniyel Erkek gölge gibidir; kovaladıkça kaçar, Usanınca bir daldan beşka bir dala uçar, Evlâdım! Hallolunmaz kolayca bu muamma, Sen onu avucunda tutmalısın daimal Seni şık görmelidir akşam eve gelince, Yüzüne bir bakınca düşmelidir. sevinca: Giydiğin elbiseyi fazla yakıştırmalı, Pudra, düzgün sürmeli.. Takıp takıştırmalı! Sabahleyin büzülür akşamdan boyanan yüz; Güneş doğup kalkmadan kocan uykudan henüz, Onu uyandırmadan, biçbir şey sezdirmeden, Yataktan koşmalısın ayna önüne hemen: Yeniden sürmelisin bozulan boyaları, 'Tenine bir renk gelsin, çehren durmasın sarıl Sabahleyin açınca kocan daha gözünü, Karşısında görünce, bir aft gibi yüzünü, Der: Bu kız shhatliymiş, canlıymış hakikaten: “Doğrusu hiç görmedim böyle pembe- beyaz tenl.. Hep barışık durulmar, biraz da çatmalısın? Benim gibi, sen tozu dumana katmalısın! Erkeklere lâzımdır bir demirden mengene, Kavga için edersin kıskançlığı bahanel ( Kaynana hanım ilâmaşallah, daha çok öğütler verecekken başka kimseler içeri girer, «öz yarıda kalre) İkinci Sahne Kaynana hanım - Damat bey - Gelin hanım (Düğünden pek az sonra gelin hanim annesin- den aldığı öğütleri tatbik eder: ) GELİN HANIN Vefasız!.. Bak sapsarı bir saç buldum yakanda, Mutlaka dolaşıyor genç kadınlar arkanda| Beni aldatıyorsun, anlıyorum, mutlaka, Fakat bunu iyi bil benimle olmaz şaka : Sonra, senden usanıp, başkasına bakarım, Yaptığına mukabil, ban de baştan çıkarım İ.. DAMAT BEY Yakamda saç bulmuşsun, bakalımı, gözter, banl, İtitham ediyorsun pek haksız yere beni | ( Karısının elinde saça bakarak : ) Yahu £!. Bu benim saçım, işte simsiyah bir tek Siyaha sarı diyor.. Görlüşün pek mükümmel | Sanma kulak asarım ben böyle bahaneye, (Demindenberi anahtar deliğinden muhave dinliyen Kaynana Hanm, pürhiddet içeri girer! KAYNANA Bir de inkâr ediyor.. Bak yediği naneye, Neden, ihanet edip, Üzüyorsun yavrumu, | 1) Böyle güzel bir kızı kıskandırmak doğru ma?'.a — Onu sen bırakırsan böyle kederde, yasta, Benim evlâdım olur sonra billâhi hasta. Yoool... Hiçbir kaynana buna tahammül etmaezi.. Seninle uğraşmıya zannetme gücü yetmez Bir genç kız annesile birlik olursa eğer, Senin gibi damadı hatta mükemmel döverl. GELİN HANIM Evet!.. Artık haddinden ileri gidiyorsun, Bana sen, hiç şüphesiz, ihanet ediyorsunl.. ( Kapıyı vurup çıkar ) DAMAT BEY Kayınvalde! Dinleyin; size bir çift sözüm van Sanmayın kızınızdan başkasında gözüm var Saçımı ağartsa da hatta ihtiyar çağım, Son nefesime kadar esiri olacağım! Şimdi münakaşayı, hiddeti bırakalım, Mühin bir meseleyi görüşmeye bakalımı Tanıdığım bir zat var: Üç senedir bekârdır. Saçına ak düşmemiş, sanmayın ihtiyardır! Evvelki karısından olmamış hiç çucuğu, Hali vakti yerinde: Vardır çifti, çubuğul Şimdi kibar namuslu bir dul kadın arıyor, “Evlendiriniz..,, diye, herkese yalvarıyor! Siz de bir genç dulsunuz, hele düşünün biras, Bu adama varsanız, zannımca fena olmaz!.. |Damadının kendisine (genç dul) demesi ne kaynananın hiddeti zail olur. Sevincinl etmemiye çalışarak:) Bilmem... Kocsya varmak ayıp değil mi bana Elâlem sonra ne der.. Artık oldum kaynanal DAMAT BEY Ayıp ta ne demekmiş.. Kabul ediniz mutlak, Yüzünüzü bir görse size esir olacak !.. ( Kapı açılır.. Gelin Hanım içeri girer. Kocasile kavga etmek ister. | Nafile gayret etme annemi kandırmaya, Bu yalancılık yapmış senin kalbinde mıyal Ahi Kim bilir sen beni nasıl afldatıyorsun, Biraz yüzüme gülüp başından atıyorsun, Artık sana inanmam.. KAYNANA Dur, kızım! Telâş etme, Kocan iyi adamdır, nihayet ver sitema,. Ailemiz hakkında ne hoş fikirleri varl. | Damadına bhitaben ) Evlâdım!. Bu dünyada berhurdar ol, berhurdari DAMAT BEY Evetl. Nasıl diyordum.. Bu, çok iyi adamdır, Huydan yana mükemmel, ahlâktan yana tamdır! Servetini görseniz doğrusu şaşarsınır, Güzel bir düğün yapıp, bahtiyar yaşarsınız 1., ğ (Kaynana kendini tutamaz, damadın hoylj sarılır : | Geceell.. Saf kalpli evlâdim, seni seveyim birâf Senin gibi bir damat bu dünyada bulunmaz!.. ( Perde iner. | Hüceste Mümlt

Bu sayıdan diğer sayfalar: