September 14, 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 1

September 14, 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

n Posta Iktısadı lnkışaf Pıîog:z_ımı Nasıl Tespit Edilmeli? İleriye Sürülen Fikirler Arasında Biribirine Yaklaşan Yok Gibidir! Dün, yalnız İstanbulda değil, fakat memleketin hemen her 14 Eylııl ım Iı.. ı.ı.ı Üü ı.ı..ı.ı - moı Flıü 5 kurul Bugünün Meselelerinden Türk Dilinin Gramerini Yeniden Tesis Etmeliyiz Lisanda Mantıktan Z Ziyade Zarafet Ve Ahenge Ehemmiyet Verilmeli hazırlıklar bitmek itceredir. Kurul: tarafında ticaret ile iştigal eden- | lerin hayatı intizarla geçti. He- men ber dilde: — Ankaradan yeni bir haber var mı? suünli dolaşıyordı. Ve bu suali de yeni bir iktısat programının — tanzim edileceğini öğrenenler arasında: — Yapılması ve yapılmaması icap eden şeyler hakkında muh- telif mülâhazalar takip ediyordu. Dikkat “ettik ki: — Ortaya atılan mülühaza- ların ve tekliflerin hiçbiri yekdi- ğerinin ayni değildir. Fabrika sahiplerinin — istedikleri başka, ithalât tacirlerinin istedikleri yine başka, ihracat komisyoncularının ve ihracat tacirlerinin düşünce- leri de ayni suretle diğerlerinin- * kinden farklıdır. Maemlekatin İstediği... Yekdiğerinden — farklı, belki yekdiğerine zt bu kadar karışık m lerin karşısında vazıh ve muayyen olan tek bir şey vardır, © da memleketin istediğidir. ve bu da: — İthalât ile ihracat arasında muvazene İTâzım, paramızın kıy- metini 'muhafaza etmek lâzım, ayni zamanda memlekelin sanayi ve iktısat sahasında terakkisini temin etmek lâzım! Birinci Nokta... ltiraf ederıı kı, bu İktisadi Inkişa! programında birinci dereceyi Işgal edecek olan fabrikalarımızdan biri nokta Üzerinde — konuşulmakla beraber ilk noktanın daha ateşli nünakaşalara — vesile verdiğini gördük. Ve yine itiraf ederiz kı. birinci derecede memleketin ih- tiyacını, ikinci derecede mühtelif sanayi ve ticaret adamlarının yekdiğerinden farklı olan men- faatlerini bir noktada toplıyarak temin ve telif etnmeyi çok güç bulduk. Umumiyetle kabul edilmeli- dir ki, ittihaz edilrcek karnrlıı Mülkiye Teftiş Heyetine Bir Şikâyet Yapıldı Tetkik Seyahatine Çıkan Bir Genç Hayli Macera Geçirmiş.. Haber aldığımıza göre İstan- ! bul Mülkiye Teftiş Heyeti Riyase-| tine şayanı dikkat bir şikâyet ya- pılmıştır. Şikâyette bulunan zat, Ömer Faruk Efendi isminde bir gençlir. Bu genç, istanbuldan Trakya kasabalarına yaptığı yaya bir tetkik seyahati —esnasında bezı yerlerde usul ve kanun ha- rici olarak tevkif edildiğini, fena muamelelere maruz kaldığını ileri sürmüştür. Mülkiye — müfettişliği tarafından — ehemmiyetle nazarı dikkate alınan bu şikâyete göre, bir izci olan Ömer Faruk Efendi, temmuzun 9 — zünda İstanbuldan — çıkarak — Çorluya gitmiş, orada alâkadar makama | vesikaları — göstermiş, Sonra Tekirdağına hareket etmiş- tir. Fakat Tekirdağında polis ser- komiseri, hakkında İstanbuldaki ikametgâhlarından tahkikat yapı- lacağını söyliyerek kendisini bir hafta karakolda mezaret altında bulundurmuş, bir tarafa çıkarma- mıştır. Bir hafta sonra İstanbul polisinden gelen bir tezkere Üze- elindeki (. A Mütfettişliğe şikâyeti yapan Ömer Faruk Efendi rine Faruk Efendi serbest bıra- kılmış, Edirneye, oradan Kırk-« lareline gitmiş, orada da bir hafta kaldıktan sonra İstanbula dön- mek üzere Pınarhisar kasabasına gelmiştir. Fakat burada da — Jandarma Karakol Kumandanı — Başçavuş ( Devamı 8 inci sayfada ) 'Bu. Gece — nekadar cevval bir dimağdan çıkarsa çıksin, nekadar müte- hassıs bir elin mahsulü olursa olsun, nekadar büyük isabeti ihtiva ederse etsin, muhakkak her tarafı ayni derecede mem- nun edemiyecektir. Bir Misal... Yekdiğerile karşxlaşııı mülâ- hazaların, tekliflerin ve menfaat- ovumı 8 Binci sayfada ) ylu mütalsalarını yazıyoraz: * Profesör Hüsnü Hâmit Bey bize evvelâ ıstılahlar, sonra da türkçenin — gramerl — meselesini mevzubah etti. Fikirlerini bu sa- tırlarda okuyacaksınız: — Dil işleri ihtisasım dahilin- de değildir. Fakat — mesleği olan riyazıyede müstamel ıstıla lar hakkında fikirlerim vardır. Şimdiye kadar aslı Arap veya Türk olsun, istimali taammüm etmiş ve şivemize muvafık düşmüş kelimeleri atıp yerlerine başkasını | ikame etmek biraz müşkül olur. Meselâ: Hendese, hesap keli- melerini kaldırıp aritmetike ve- ya jeometri denilmesi muvafık değildir. Bununla beraber kulla- nılan — astılahlar arasında pek ağır olanları da vardır. Meselâ: — Müşakelet Homografi — denilebilir. yerine Çünkü | müşakelet kelimesi çok ahenksiz ve garip geliyor. İlimde mevcut ıstılahların kıs- men halis türkçe mukabillerini hesiz dilimiz hakkında çok mühim Fen Fakültesi Protesörlerinden Hüsnü Hâmit Bey ve kısmen de lâtince veya yu- nanca beynelmilel şekillerini kabul edebiliriz. Meselâ: Afin tabiri yeni olup yerine sıhriyet demektense bunu aynen alırız ve afin hendese di- yebiliriz. Istılâhların ne eskiden (Devamı 9 uncu sayfada) bere göre, İlgaz kazasının Ay Tutulacak Dün bütün tafsilâtile yazdı- ğımız gibi bu gece saat 09,18 den itibaren ay tutulacak, bu vaziyet gece edecektir. sufa girmiş olacak, müteakıben yavaş yavaş açılacaktır. Gorgulof |İdam Edildi Paris, 13 — Reisicümhur M. Löbrön selefini öldüren Gorgulof hakkındaki af istidasını reddet- tiğinden katil yarın sabah ( bu sabah ) fecir vaktinde idam edi- lecektir. yarısından sonraya, yani | saat 24,48 geçeye kadar devam Ay en fazla saat 11 de hu- | Çankırı, 13 (Husıısı) — Burı)a gelen bir ha l Kızılsin nakiyesinde çok feci ve iğrenç bir cinayet işlenmiş, bir genç kendi öz babasını öldürmüştür. Tahkikatıma göre bu vahşiyane hâdise şu şekilde ika edilmiştir: Bu nahiyede Kara Mehmet oğullarından Bekir Ali | isminde bir ihtiyar vardır. Osman bladenberi geçinemezler, daima münakaşalı Bu adamcağızla oğlu | evlât, istemiş, fakat l ihtarda bulunmuştur. miyen Osman bıçağını çekerek zavallı ibtiyarın Üzerine yürümüş, saplamak surelile öz babasını öldürmüştür. Şerir bu vahşiyane hareketinden sonra kaçmak yakalanarak Adliyeye Şerır Bir Evlât, Öz Babasını Bıçaklıyarak Öldürdü | bir hayat yaşarlarmış. Nıhııyet son glm Osman yine babasına sert söz söylemiş, babası da kendisine Babasının sözlerini harmede- tamam on sekiz yerine bıçak verilmiştir. Kemal Kadri l Dilenciler - çoğalınca... I — Aman azizim eğer bunların hepsine para verecek olursam alt taraflarına da ben oturmalıyım ?...

Bu sayıdan diğer sayfalar: