27 Eylül 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

27 Eylül 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Sayfa !.'Wemlekef Manzaraları | Eczane Ve Doktor İstıyoruz Viranşehir (Hususi) — Kaza- mızda son günlerde göz hasta- lıkları çoğalmıya başlamıştır. Bu hastalık büyüklerden ziyade kü- çük çocuklarda hükmünü icra etmektedir. Sokaklarda herhangi bir çocuğa rastgelinse, gözlerinin bağlı olduğu görülmekte ve her- hangi bir evin önünden geçilse mutlaka şöz ağrılarından muz- tarip çocuk feryatları işitilmek- tedir. Evvelce de yazdığım gibi, kazamızn en büyük derdi bir doktor ve bir eczanenin bu- kunmamasıdır. — İstihbaratıma na- zaran; kazamız — hükümet ta- babetine bir — doktor — tayin edilmişse de henüz vazifesi ba- şına gelmemiştir. Herhangi bir çocuk — velisi — ile — görüştüğüm vakit ilk söz olarak çocuğunun bastalığından ve ilâç tedarik edemediğinden şikâyet — etmek- tedir. Göz hastalıklarına — müptelâ çocukların ekserinsi kazamızda bulunan hudut taburunun dok- toru Halit Beyin tahtı tedavisin- de bulunmaktadır. Kazamıza haftada iki defa posta gelip gitmektedir. Posta günleri çocuk velilerinin ellerinde birer reçete ile Mardin veya Urfaya ilâç sipariş ettikleri gö- rülmektedir. Kazamız halkı, hükümet taba- betine tayin olunan doktorun bir an evvel gelmesine intizar et- mekle beraber, ilâç ihtiyaçlarının temini için bir de eczahane açik masını ait olduğu makamdan te- menni etmektedirler. — Ö. E. Orduda Kar Yağdı Ordu (Hususi) — Burada üç gündenberi devam eden sürekli fırtmalardan sonra yaylâ mmta- kösının 1200 metre irtifamdaki Yokuşdibi mevkiine kar yağ- mıştır. Adapazarında Telefonlar Ankara Tele- fonile Raptedilecek Adaparzarı (Hususi) — İstan- bul - Ankara telefonunun Adapa- zarı telefonlarına raptı için 50 aboöne temini isteniliyordu. Bu miktar abone fazlasile kaydoldu- ğundan Posta ve Telgraf Müdi- riyetine müracaat edilerek teşeb- büsün ikmali bildirilmiştir. Yakında tesisatın ikmali ve muhaberatın başlaması mümkün olacaktır. Aydında Halkevi Şubeleri Çok İyi Çalışıyor Aydın, 24 (A A.) — Şehrimiz Halk Evinde Şşuurlu bir çalışma hareketi vardır. Köycüler şubesi- nin tertip ettiği irşat kolları civar köyleri ziyaret ederek köy- lünün umumi ihtiyaçlarile yakın- dan alâkadar — olmaktadır. Bu kollardan birisi Aydıma iki saat mesafede Umurlu köyünü ziyaret ederek - köylü ile faydalı tomas- larda bulunmuşlardır. Vilâyet Dah Dokuma İş Kastamonu,(Hu- susi) — Türki- yemizin bu şi- mal - vilâyetinde iktısadi — buhra- nn azlığımı te- min eden mü- essir, dokuma tezgâhlarıdır. Bundan halkın — ticaret işlerinde borçsuz iş yapması da buhranın — azlık sebeplerinden bi- ridir. Meselâ iş- tihsal edilen tif- tik satılamamış, tacirlerin kucağında — kalmıştır. Fakat tacirler vaktile borçsuz iş yaptıkları için bu vaziyet onları — iflâsa — sürüklememiştir. Kastamonide — iktısadi - âmillerin en başında bütün tacirlerin işti- rakile tesis edilen “Kastamonu Bankası,, gelir. Elli hissedarın tesis ettiği bu SON POSTA 3 yi Kastamonuda dokumacılık şirketi binası dır. Banka bütün esnafa yardım etmekte, onları korumaktadır. Ziraat bankası da köylüye kredi yardımı yapmaktadır. Kastamo- nide dokumacılık hayli ilerle- miştir. Dokunan kumaşlar “Do- kumacılık Şirketi,, tarafından sa- tılmaktadır. Şirketin — müdürü Muharrem Beyin bana verdiği izahata göre Vilâyet dahilinde ilinde Dört Bin Aile lerile Uğraşıyor ler çok mükem- B meldir. Bilhassa işlemeli pencere perdeleri, — çar« şaflar, havlular ve saire çok be- fenilmektedir. Mer kezdeki — 1000 tezgâhın haftalık hasılatı 400 ile 1000 lira arasın- dadır. Burada ipek yetiştirmek için busene teşebbüs- lere girişilmiştir. 150 aile evlerde ipek böceği bes- lemiş, fakat dut ağacı az olduğu için istifade edilememiştir. Bu- rada kenevir istihsali ve organ sanayli çok Herlemiştir. Yapı- lan organlar civar memleketlere de ihraç edilmektedir. Kastamo- nide bakırcılık ta hayli ilerle- miştir. İstanbuldan levha halinde getirilen bakırlar mubtelif kap- lar yapılmakta ve çok rağbet bankanın sermayesi 25 bin lira- | 4000 tezgâh vardır. Yapılan iş- | bulmaktadır. — Kemal Kadri Elâzizde - |"nimini' İzmirde Artık Havalar Ha Müskirat İnhisarı Soğuk Gidiyor Elâziz (Hususi) — Artık ya- vaş yavaş havalar soğumaya başladı. İki üç ay evvel sıcaktan bunalıp bahçelere ve damlara çıkan halk, evlere girmiye baş- lamıştır. Hatta bu birkaç gündenberi Üşünecek derecede soğuk olmak- tadır. Birkaç aydır havalar kurak gidiyordu. 24 saattenberi devam eden yağmur susuzluktan şikâyet eden bahçıvanların ve -halkın yüzünü güldürmüştür. Bu yağmur üzerine bostanlar yeniden canlan- mıştır. — GA x Beygir Hırsızları M. Kemalpaşa, ( Husust ) — Rus Süleyman ile kel Ramazan isminde iki kişi kazamızın Ayas köyünden iki beygir çalmışlar, Simava götürüp satmışlardır. İki- si de yakalanmıştır. Yamanlarda Sanatoryom İzmir, 25 (A. A.) — Verem Mücadele Cemiyeti tarafından Karşıyakada Yamanlar dağında iki senedenberi kurulan amp ciyvarında —Avrupadan getirilmi: olan hava rasat âedeıinişıeyud":z dört mevsim zarfında rasat de- recelerine nazaran Yamanların sanatoryom —inşasına fevkalâde elverişli olduğu tesbit edilmiştir. Sanatoryomun inşası için mua- meleye başlanacaktır. Denizli Halkevinde Denizli, 24 (A.A.) — Halkevi kurslar şubesi tarafından açılan daktilo kurslarının birinci ders tedrisatı bitmiş ve meb'usları mızin huzuürile imtihanları yapıl- mıştır. y aRıBa, Amasya (Hususi) — Resmini gönderdiğim yavrucuk, iki buçuk yaşında gürbüz, akıllı ve sevimli bir Türk güzeli tipidir. Neclâ ismin deki bu yavrucuk Türk kız tipinin bütün hususiyetlerini maliktir. Üzüm Alıyor İzmir ( Husust) — Müskirat İnhisar İdaresi tarafından İzmir borsasından külliyetli miktarda Üzüm ve anason mübayaası için emir gelmiştir.. Ayni zamanda İnhisar İdaresi Burnovada yaş üzüm mübayaasma devam etmektedir. Şimdiye kadar 600 bin kilo üzüm alınmıştır. * Belediyede Vali Kâzım Paşanın riyasetinde Belediye Reisi doktor Behçet Salih Bey ve Bele- diye —daimi encümen — azaları, mütehhassıslar ve Ziraat Müdü- rünün iştirakile yapılan bir — içti- mada — İzmirin mükemmel ve munfazam bir şekilde teşçirine, bataklıkların kurutulmasına karar verilmiş ve mühim tedbirler mü- zakere edilerek iyi bir program hazırlanmıştır. Ormanlarda Ha AR Bitlis Heyeti Vi saşlteş Hususi) — Şark vilâyetleri ormanlarını tetkika memur Fen vilâyetleri ormanlarını baştanbaşa gezerek Tetkikat — tetkik etmiş, şehrimize gelmiştir. Resimde sağdan itibaren muha- biriniz, Konya Amenajman gurupunda Âdil, Heyet Reisi Mithat, İstanbuldan Avni, Samsundan Murat Beylerdir. — Niyazi Yılmaz ——4 Tabiat. Nurullah Ata Havalar gündüzün hâlâ sıcak amma, gecelerin biraz olsun se- rinleşmesi, günlerin — kısalması yazın artık geçliğini haber veri- yor. Uzun, sıcak günleri hiç te sevmem demiyeceğim; her mev- simin ayrı bir tadı vardır. ve insan hepsine hâkim olmağı bi melidir. Fakat yazın, bilhassa cenup — memleketlerinde, tabiat adeta arsızlaşır; insan, tabiatle çarpışmak olan ebedi “mission,, unu unutmuş — gibidir. Bahçelerin kırlarm, göğün güzelliğinde, bü- tün bu realitelerde bizi hulyas mızdan çekmeğe kalkışan bir hâl vardır. San'at yazdan ziyade — kışa borçludur. San'atkâr — tabiatten kaçınmalıdır. demiyorm; — onun böyle yaptığı devirler olmuştur ve o devirlerin eserleri de güzel- dir. Fakat yalnız tabiate itibar eden devirlerinkiler kadar güzek dir. Onlarda da, zekânın, yalnız kendi kendine çevrilmiş hassasi- yetin mahsulü olan bu eserlerde de bir eksiklik vardır. Hayır, tabiatten — büsbütün ayrılmak doğru olmaz; fakat onun hükümran olması da caiz değildir. Habuki yaz günlerinde tabiat, bize gösterdiği cazip ve lütufkâr çehre ile her işimize karışır; bizi, birer çocux gibi kolayca ve kaygusuz yaşamağa davet ederek tembelliğe alıştırır. Cenup memleketlerinde medeni- yetin, bilhassa madde medeniye- tinin şimaldeki kadar ilerlememiş olması acaba bunun için değil midir? İnsan tabiatten kaçmamalıdır; zaten kaçamaz, çünkü kendisi de onun bir parçası olduğu için gözlerini yalnız kendi içine çevir- diği zaman bile yine ona bakı- yor sayılır. Etrafındakilerden de kaçınmamalıdır; — fakat — onlara daima hâkim olmak için bakma- hdır. San'atin yalnız tabiatten ilham almasını — istiyenler, bir eseri tabiatte örneği yoktur diye red- detmeğe kalkanlar işte bunu, insanın hâkim olması lüzumunu unutuyorlar. Halbuki beşeriyetin en çok iftihar ettiği eserler bil bassa tabiatte örnekleri bulun- mıyanlar değil midir? Bir Herak- les, bir Tesevs, bir Batta-Gazi, bir Zaloğlu reel kahramanların hepsinden daha büyük; örnekleri olmayan bu hayali insanlar, insa- nın hulyalarını, — idealini - temsil ettikleri için daha hakiki, daha beşert değil midir? Fakat onlar tamamile mev- hum da değildir; elbette onlar- dan bahseden şaâirler de reel birer kahramanı düşünmüşlerdir. Fakat onları, olduklarından daha güzel bir hâle getirmişler. Kışın uzun geceleri geliyor: Hulyalarımıza, tabiatten aldığımız intibaları daha — güzelleştirmek, beşerileştirmek - saatleri geliyor. Kış ve gece, san'ate yazdan Ve günden daha fazla hizmet etmiş* tir. * Çorumda Halil Beye — Mek* tubunuzda — balısettiğiniz. mecmudâ artık çıkmıyor. Sahiplerini görmür yorum. Kendilerine yazsanız Jdabâ Âyi olur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: