27 Eylül 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

27 Eylül 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

î Dünya Haâdiseleri J İngilterenin Cellâdını Öldürdüler Londradan yazılıyor: - İngilte- renin 23 senelik cellâdı Con Ellis esrarengiz bir surette katledik miştir. Con Ellis, memuriyet müd- deti esnasında 2400 den fazla adam | asmıştır. Bilhassa eline asılmak Bzere başlıca adamlar arasında İrlânda milliyetperverleri yardı ki bunlar, Umumi Harpte, Almanlarla — anlaşmış — olmakla itham — edilmişlerdi. Con Ellis bundan bir müddet evvel tekaüt edilmiş ve aktörlüğe intisap eyle- mişti. Bu meslekte fazla muvaf- fak olamayınca bir berber dük- kâm açtı, onu da - idare edemedi. Çalışmaktan vazgeçerek Lankşayr vilâyetinde küçük evine çekildi. Con Ellis, işte bu evde boğazı sıkılarak — boğulmuş bir halde bulunmuştur. Eşkıyanın Açgözlülüğü Nankin — Mançurinin yeni hü- kümet merkezinden kaçırılan biri kadın diğeri erkek iki İngilizin akıbeti büyük endişeler veriyor. Bunlar, Çan - Çung şehrinin he- men kenarında golf oynarken Mançurili müsellâh kimseler tara- verilen fından dağa kaldırılmışlardı. Üç | sil kişi idiler, arkadaşlarından biri | "“: yer, içinde kaçıp kurtuldu ve hâdiseyi Japon polisine haber verdi. Mançaurili eşhas diğer İngiliz kadını ile erkeğini uzak mesafelere ka götürmiye muvaffak oldular. Ar- kalarından gönderilen 500 Japon askeri hiçbir şeye muvaffak ola- madı. Kaçınlan kadın Misis Pavlev namında maruf doktorlardan Fili- pia kızıdır. Yanındaki erkek te Mister Şarles Kokran namında, bir İngiliz petrol kumpanyasında çalışan bir memurdur. Uzun gün- ler habersiz geçtikten .soora niha- yet İngilizleri doktor Filipe şu haberi gönder- mişlerdir. *4.000.000 - frank, 200 — bin tabanca — kurşunu, 192 — ta- banca, 30 bin tüfek mermisi, 30 tane cep, 30 tane de altın kol saati gönder. de kızın kurşuna dizilecektir.,, Doktor Filip, bu garip talep karşısında eşkıyaya haber gön- dererek, kendisile görüşebi'ecek salâhiyet — sahibi - bir tayin etmelerini istemiştir. Diğer İngilize gelince: Bu adamın çalış- tığı kumpanya memurunu kurtar- mak için fazla hararetli görün- mediğinden ve eşkıya ile temasa ielmudiğiııden dolayı haydutlar 'ena halde kızmış ve kumpan- yaya da şu ihtarda bulunmuş- lardır: * Bizimle temasa gelmek için biraz acele edin. Eğer daha Fazla gecikecek olursanız, ikar maka- mında, şimdilik memurunuzun bir kulağını göndereceğiz. ,, İfllâs Eden Şehirler Berlinden bildiriliyor: Alman- yanın Franfurt ve Kolonya şehir- leri belediyeleri, çok müşkül bir vaziyete düşmüşlerdir. Bu şebir- ker, evvelce aldıkları - borçların ne faizini, ne de esas kısmını tedi- ye edebilecek bir vaziyette bu- mümessil heca — şehirlerinden — olan iki mühim — merkezin — hükümetten yardım görmek Üzere yaptıkları teşebbüsler de Resicümhurun bir emirnamesile bir. müddet için moratoryom hakkı almaları iktimali vardır, ar | kaçıran adamlar | Alcüi takdir. : Macarlar, Almanlar bulunuyordu. akim — kalmıştır. | | | lunmamaktadırlar. Almanyanın baş- | TARİHİ MUSAHABE “Sultanım.. Paşayı Göt Selâmını Ver, Hakkını Helâl Et!,, SON POSTA ürüyorlar. Son Cüce Sultan, Saçlarını Yolarak Bu Mâhmraya Bakarken Tabutu Taşıyan Vezirlerden Birini Gösterdi Ve... Bir zamanlar kubbe altı de- Osmanlı vükelâsının toplandıkları o meşhur daire, damat paşalar karargâhı olmuştu. Her vezir bir sultan alarak padişahla hısımlaşıyor ve o kuvvetle kubbe altında yer tutuyordu. Damatlar karargühı | bir taraftan da dönmeler yurdu idi. Meselâ on altıncı asrın orta- larına doğru kubbe ultında bu- lanmak hakkımı kazananları göz- | | den geçirelim: Vezirlerden Piyale, | Ahmet | Paşa, İstiryalı olup Graçta doğ- |muştu. Mahmut Paşa, Esklâvoyanın Macardan dönme idi. Kanije kasabasındandı. Sinan Paşa Cenevizdi. İmra- hor Mahmut Ağa, Ahmet Paşanın hemşerisi, babüssaade ağası aslen Velzor — isimli bir Karintiyalı, tercüman Mehmet, Prağlı olup müteferrikalar, — çavuşlar — içinde de bilâhare vezir olacak birçok Hattâ “Ars,lı Adam Nozor isminde bir papaz ihtida ederek kubbealtı erkânı sırasına katılmıştı! İşte bu adamların bir kısmı Osmanlı — hanedanile — akrabalık tesis etmişlerdi. Daha doğrusu padişahlar, kölelikten — paşalığa rini kuvvetlendirmek için onları damat yapmak siyasetini güdü- yorlardı. Vezirlerle sultanlar arasında yapılan izdivaçlar, erkekle kadı- mın biribirini beğenmeleri esasına değil, yalrız padişahların ve ba- zan da sultanları narzusuna istinat ettiği için damat paşaların harem hayatı ekseriya tatsız oluyordu. Çünkü otuz beş yaşında bir vezi- re altmişlik bir sultanım verilme- si vaki olduğu gibi, yetmiş beşlik bir vezire de dokuz, on yaşların- daki — prenseslerin — nikâlandığı görülüyordu. Sultan İbrahim dev- rinde üç, dört yaşındaki kızlar bile vezirlere nikâhlanmıştı ! Koca olacak adamların “inti- bap, hakkına malik olamamaları ve sultanların, diledikleri veriri seçmeleri an'ane hükmüne girdiği için hür ruhlu ve hür yürekli vezirler, kubbe altına girmek hevesini taşımazlar, hudutlarda dolaşırlardı. Orası, o | vezirler çoktu. kubbe altı, sultanlarin idare ettiği bir nevi “nikâh ağı,, idi! Damatlık şerefi uğruna fani hayatm mukadder zevklerinden mahrum kalmş veya bırakılmış Meşhur Sokullu Mehimet Paşa da bunlardan biridir. ©O dirayetli ve çok ehliyetli vezir, kendisinden birçok — yıllar sonra şöhret kazanan üstat şairlerden birinin: görme sakın sohlü yesir! teharri eyler i tosorri eyler! Kıt'asile müdafaa etmek is- tediği halayık alma yoluna gir- miş, nikâhlı kadın almamış ve iki cariye seçerek onlarla yaşa- mayı tercih etmişti. Odalıkların dan iki de oğlu vardı, lerdi, mühimce mevkiler tutmuş- lardı. Fakat talihkendisini kubbe altına getirince bu sakin hayat kökünden sarsıldı, hk beliyyesine tutulda, Bu, bizzat hünkârın düşünce- sile değil, Cüce Sultan diye anı- lan Prenses dileğile yapılmıştı. Doksan santimetrelik bir boya malik olan bu çirkin Esmanın çıkardıkları kimselerin sadakatle- | sultan, İmperatorluğun en uzun boylu vezirile, Sokullu ile evlen- | minyatüründen iyerine getirmekte kıyılarda ve | meği istemişli. Kendisile, cüceli- ginden ve çirkinliğinden dolayı, istihza eden diğer prensesleri | bu suüretle kıskandırmak - istiyor- du. Padişah, biçimsiz bir kadın başka bir şey olmıyan Cüce Sultanın arzusunu tereddüt et- SON POSTANIN # İLAN FİATLERİ <« a Ve A bir Diğer saylalarda 2 Son saylada yetişmiş- | cariyeler sü- | rüldü ve zavallı Sokullu, damat- | medi, Sokulluya, huzuruna çağırıp, büyük saadeti müjdeledi: — Öpelimi lâla, Esmayı sa- na veriyorum! Sokollu bu suretle damat ve Cüce Sultan, en uzun boylu vezir ile evlenerek- haydi kafiyeye vi- | ayet edelim - bermurat oldu! Lâ- ğ kin kurulan yuva, bir gün bozuldu, | Sokullunun katlolunmasile Cüce | Sultan dul kaldı. Şöbretli vezirin cenazesi kal- dırıldiği gün, çirkin dulun mini- | mini gözlerinden sicim gibi yaş akıyordu, küçük cüssesinin içinde yanık raşeler dolaşıyordu, — hala- | yıklar başına toplanmışlardı. Te- selli vermiye çalışıyorlardı. O va veylâlı demde — bir geldi: haremağası | — Sultanım, — dedi, Paşayı | götürüyorlar, son selâmını ver, | hakkını helâl et ! Cüce Sultan feryat — içinde pencereye koştu. Kocasının uh- revi mahmelini hicranlı ve yaşlı bakışlarla kucakladı. Dört Vezir, tabutun dört koluna girmişlerdi, | ağır ağır yürüyorlardı. Büyük | bir kalabalık ta - birlikte gidi- yordu. | Cüce Sultan, saçlarını yola yola bu manzaraya bakarken bir- | denbire sustu ve arkasında el- pençe divan duran — haremağala- rından birini çağırarak — tabutu taşıyan vezirlerden birini gösterdi: | — Bu kim , dedi, tıpkı rah- metliye benziyor. z — Bodin valisi Ali Paşal Cüce Sultan, kocasına fatiha okur gibi mırıldandı: | — Ne boy bos, ne boy bos ? | Allah kem gözden esirgesin ! Üç ay sonra padişah; Cüce | Sultandan bir tezkere alıyordu ve bu tezkerede Bodin Valisi Ali | Paşanın damatlıkla şereflendiril- | mesi rica olunuyordu. Şimdi sözü | müverrih Peçevi'ye bırakıyoruz: | “Kalaylı Koz Ali Paşa,, gayet silâhşor ve vakur bir adamdı. Sokullunun zevcesi Esma Sultan kendisile izdivaç arzusunda bulu- narak — padişahtan — “hattı şerif,, | varit olmasile zevcesini boşadı. Bu ağır felâkete uğrıyan kadın, yirmi yıllık kocasının konağından — MT Z Kari Meı'duplnn Sırbistanda Arazisi Olanlar uhterem gazetenizin 22 Ha- ziran 1932 tarihli “685,, numaralı nüshasında B iİnci sahifesinde “ Sırbistanda arazisi olanlara , serlavhası altında 4 temmuz 1932 nihayetine kadar emlâk ve arazi sahipleri emlâk — ve arazilerin bulunduğu mahal belediyelerine müracaatle beyanname vermele- rini ve beyanname vermeleri Türklerin menfaatleri icabından olduğu,, namile bir yazı gördüm. Bu yazı emlâk ve arazimizin bilâ itiraz zaptı ve yağması tec- viz eden Sırbistandaki “ Agrar kanununa,, taallük — etmektedir. Altı ay mukaddem neşredilen bu kanunu biz müslümanlar ariz ve amik en son maddesine varınca- ya kadar tetkik eyledik. Netice pek feci ve elimdir. Arazimizin son metre murabbamı, gıdamı- zın, sermayemizin son İlokma- sını yağma ettiren Agrar Kanunu tazminat bedeli diye lütuf ve ihsan ettiği meblâğ okadar azdır ki, beyannama tanzin ve ita ma- sarifini tediye edemez ve bu pa- ra otuz senede ödenecektir. Ag- rar kanununa tebean beyanname vermek ölüm döşeğinde vasiyet- namesini muhaliflerine yazdırmak demektir. İ“mza Mahfuzdur.,, Bir İhtikâr Şikâyeti Mahmutpaşada Acıçeşme kar- şısında bir bakkal vardır. Piya- sada ve bakkallarda şekerin ok- | kası 53:54 kuruş iken bu madam 60 kuruştan aşağıya vermiyor. Niçin pahalı —satıyorsun diye söylendiği vakit, piyasada şeker buhranı vardır. ve daha pahalı olacaktır, diyor. Halbuki piyasada şeker buh- ranı olmadığını ve milli şeker fabrikalarımızın ihtiyaca kâfi mik- | tarda şeker çıkardıklarını gaze- telerde okuyoruz. Acaba böyle ihtikâr yapanlar eezalandırılamaz mı? Merciinin nazarı dikkatini cel- beylerim. Daimt karileritizden: |. Bir Mesele Bir vekâlet memuriyetinden tasfiye kararı alan diğer bir ve- kâlet emrinde tavzif olunur mu? Muallimlikten tasfiye edilmiş bir zat Maliyede vazife almıstır. Tasfiye manil memuriyet değil midir ? Vilâyetimizin muhterem gaze- teniz tarafından dikkat nazarının celbolunmasını rica ederiz efen- dim. H. İbrahkim Halil e et | ayrılırken okadar ağladı, okadar in edi ki, Bodinin dağı, taşı titredi ve bütün Bodinlilerin yüreği kanadı. Fakat onun bedduası yerde kak madı; Esma Sultan, çok geçmeden öldü. Ali Paşa da - diğer bir sub tanın ağına düşmemek mülâhaza- | sile olacak - Tekrar Bodin - vali- liğini istedi ve orada ölüp eski karısının yanına gömüldü.,, Görülüyor ya, padişahlar gibi sultanlar da nefislerine düşkün- lerdi. Göz koydukları adamla ev* lenmek için ev yıkmaktan çekim mezlerdi. * *

Bu sayıdan diğer sayfalar: