8 Kasım 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

8 Kasım 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Serasker Rıza Paşanın Hastalığı Hakkındaki Rapor Nasıl Yazıldı? Paşanın Oğlu Ne İshyordu, Arzusu Neden Yapılmıyordu? ö y ü4 Wuharriri *W Her Hakkı Mahfuzdur —İ8l— İradeyi — tebliğ eden mabeyinci, derbal saraya avdet ederek işit- tiğini söyledi. (Ecnebi doktorlar) sözünü işidince Abdülhamit bü- yük bir telâş gösterdi: — Ecnebi doktorlara we lü- zum var, Dedikten sonra isimlerini say- dığı doktorların derhal konağa | giderek oradaki doktorlara ilti- Lakını irade etti, Akşama doğru hastanın odası doktorlarla dolmuştu. Ve çok şariplir. ki, bütün toplanan bu *'oktorlar arasında, hastaya süllük tatulması için, bir ittifak hasıl olmuştu. Ortada bir tek muhalif O da, Süleyman Numan Paşa idi. Rıza vardı: tor Bir) i bir kenara çekti: — Siz, sabahleyin (sülüğe ha- çet yok) diyordunuz. Şimdi de buna lüzum gösteriyorsunuz. Niçin.. Yoksa, pederin halin- da bir vehamet mi var?.. Dedi. Doktor Bir, gülerek: — Ne yapalım?.. Sizin Padi- şah, hepimizden — daha büyük doktor. Cevabını verdi. Derhal sülük gelirltildi. Doktor Ömer Şevki B. bu işi bizzat/ yapacağını söyli- yerek diğer doktorları çıkardı. odada kaldı. Bu esnada, Süleyman Numan | man yine seraskerin böyük oğlile Paşanın büyük | oğlu vaziyetten şüphelendi. (Dok- | | ye haber | eden şeyleri yaptılar. Ve Riza Pa- odadan | Hasta ile yalnız başına | Paşa, çok büyük bir tehlike at- | lattı. Orada bulunanlardan — biri derhal Abdülhamide bir jurnal göndermiş ve jurnalde: (Mübarek ve muallâyı kalbi | şahanelerine tulü eden her şeyde bir hikmeti âli mevcut olduğu bahir iken Doktor Süleyman Nu- | man kulları iradei hümayunlarına rağimen Serasker Paşa kullarına | söülük tutulmamasında ısrar - edi- yorlar. Şıatı ubüdiyetle kâbili telif olmıyan bu hali hasbessadâ- ka arzeylerim ferman..| Denilmişti. Bereket versin ki Abdüalhamit, bu jurnal münderica- tının — hakikat olup olmadığını derhal Seraskerin büyük oğlundan Tabildir. ki: münadâbet... Bilâkis diğer doktorların sordurdu. — Ne © da tamamta fikrindedir. Cevabi verildi ve Süleyman Numan Paşaya indirilmek üzere bulunan şedit darbenin bu su- retle önüne geçildi. Hastaya sülük tutulduğuna ve | hali istirahatte bulundu- dair Abdülhamide haber doktorlar şle Yalnız — Miralay ır Ömer Şevki Beyle Bin- başı Doktor Kemal Cenap Bey şimdilik gunı selâmlıkta oturuyor, her) ihtimale | karşı intizarda bulunuyorlardı... Akşam Üüzeri birdenbire — seras- kore bir kıriz geldi. hemen Ömer -S0 PN PAE —lı'.ı',;l-—'-’.ıık- YA LA za ol l İŞLE P AA L A n YZ ) yta 5. Sömalei ee ) e FAR ap Uf Ea VZ UA LA AW A L ) vaR a. ı-P'-lı o—m —ıv'—ab., çem: » aaga YK AD LA “n6') B ARES Üi çüm S aB aa aA (/l-;,(»-m.._ıv.A-».,——.-—,_..ı'»v—--....-âı—-ı—ı-, Brs GA AA ŞBB AA CA b M—"W'AI—İ-’% a AİYİ ) AUW ' (00 SHM ER'E'A el DAĞ Va 5, vi ar L A VAS MA MA AA Jıı—....y_ AD » KA n —» A ')JJ.J SA PN SN cEKAR Wv.,'— - Üe —D GrMER' p LİÇA AA H - —P Ura -. # — - Serasker All Rıza Paşanın muüayene raporu Şevki Beyle Kemal Conap Be- verildi. Koştular icap şayı büyük bir tehlikeden kur- | tardılar. Abdülhamit, sık sık adam göndererek hastanın ahvali sıh- hiyesini sorduruyor. ve artık teh- Tikenin zail olduğumu Göğreniyor- du. Fakat her şeyde pek uzün düşünen — Abdülhamit, bununla | iktifa etmedi. Belki de sabık se- rasker Ali Saip Paşanım esraren- giz getirdi ve doktorlardan bir rapor istedi. Doktorlar - tekrar toplan- dılar, Abdülhamidin istediği ra- poru yazmıya başladılar. O za- bir surette ölümünü hatıra Doktor Nureddin Paşa arasında | bir münakaşa oldu. Seraskerin oğlu sordu: Akşam, yine kıriz geldi?.. Bunu da rapora yazsan za... Nureddin Paşa buna: — Biz, tarih yazmıyoruz; ra- por yazıyoruz. Diye cevap verdi, — Yaaa.. Şu halde, ben ya- (Tutulan bu kırize sebep olmuştur. Azkalsın babamız ölecekti.) derim. Diye mukabele görünce, der- hal lavrım değiştirdi. — Cünma; 'adçıt böyler söyül yorsunuz?.. Görüyorsunuz ya, efen- Paşa Hazretlerinin rahat- ŞIK SINEMA Büyük muvaflakıyetlerle devam eden NE SEVİMLİ| HENRY GARAT ve MEG LEMONNİER tarafından Fransızca - sözlü büyük operet eu zanım,. sülükler, dimiz, sızlığınt çok merak buyuruyorlar. | Şimdi bunu yazarsak, müteezsir olacaklar.. sözlerile meseleyi ge- çıştirdi. Abtülhamit, seraskerin hasta- | hğnı cidden merak etmişti. Ya- kmz, bu doktorları göndermek ve rapor istemekle kalımamış, bir de Arap şeyh göndermişti. Bu şeyh, sabah akşam konaga geliyor; paşanın başımı ova ova, bağıra bağıra ukuyor ve konak- tan çıkar çıkmaz doğruca saraya gidiyordu. bir hafiye idi. Ve serasker aley- hinde jurnal verenlerin tavsiyesi Üzerine gönderilmişti. — Rıza Paşa, bir hafta ya- taktan kalkamamıştı. O — hafta hitam bulup ta (Cuma) olur olmaz. Dr. FRANKENSTEİN'in ınuvasalılı, zamanınllzın on büyük hâdisesi olacaklır. Bu akşam ELHAMRA Sinemasında Sevimli Viyana opereti KADINLARIN SEVGİLİSİ filmi parlak muvaffakıyet ka- zanmış, bütün musiki ve şarkı- ları temaşakiranı mestetmiştir. İlâvelen: Ulu Gazinin Mü'let Meclisindeki nutukları KIRIK | KANATLAR LUPE VELEZ © Teşrinisani Çarşamba ukşamı sinema ve MÜNİR NURETTİN KONSERİ Fiatlar : 75, 100, 150 ve 200 kuruştur. | li ve iğrenç | müş, Bu şeyh de şüphesiz | Tı.:ınlı.ım 8 Dıplomatlara Hükmeden GizliKuvvetle Yunan Ordusunun Atıl- dığı Anadolu Macerası... ( Baştarafı 1 inci saylada ) olarak kabul ettiği yer, Yunanis- tandır. Fakat hor şeyden evvel o, bütün dünyanın vatandaşıdır. O dünyanın ki, başkasının se- faleti Üzerine servetler ve saa- detler kurar. İngilterede — evleri, #carethaneleri, Amerikade gök- lere yükselen Gratsiyelleri, Pa- ris, Viyana ve Berlinde mükem- mel küşaneleri vardır. Bütün dün- yaya kol atan bu kuvyvet, şimdi- ye kadar ve her şeyden bir şeye dayana gelmiştir. Matbuat onun bugün emri altında yirmiden faz- la gazete vardır. Pariste birkaç gazete ve bir telgraf ajanmn mevcuttur. Sir Bazil Zaharof, bu muaz- zam servetini, muhakkakki çok miktarda kendi becerikliliğine, az | aiktarda da tesadüfe borçludur. | Babası Galatada sarraflık yapar- ken genç Zaharya da Yunanista- | nn Patras şehrinde seyyah ter- etimanlığı ile geçiniyordu. Bir gün, bir seyyah grupunun peşine ta- kılarak İstanbula ayak bastı. Ta- Khin ona ilk defa güler yüz | göztermesi, bu seyahatile başlar. Bazil Zabarof Beyoğlunun giz- eğlençe — yerlerinin başlıca rehberi vaziyetine ge- mekte gıcılıııedl. Yine bir gece, bir seyyahının önüne düş- yoğlunun tümsekli ve ka- ranlık sokaklarını — dolaştırırken İngiliz gördü ki, kendisine relr berlik eden delikanlı zeki bir şeydir, vukuata vâkıftır. Bu İngiliz, zamanın Türk hükümetine Wikerse ve Maksim fabrikaları | mamına silâh salmıya gelen — bir komisyoncu idi. — Bazil Taharof bu adama muayyen teklifler yap- tı, muhtelif adamlarla temasa getirdi ve İngiliz silâh firması, Türk hükümetinden mühim bir | siparış kopardı. Bu mühim muvaffakıyet Bazil Zaharofun Vikers ve Maksim - si- lâh fabrikalarına intisap etmesini intaç etti ve Avrupa memleket- lerinde dolaşmıya başladı. İkinci muvalfakıyeti, Rus har retine büyük bir parti silâh sat- masile göstermiş oldu. Bu zafer, * ona, Maksim ve Vikers fabrika- larının Senpetresburg mümessili unvyanının verilmesini temin etti ve Zaharya, Rusyada daha iyi iş yapabilmek ve Slav muhitinde yabancı görünerek göze batma- Omak için İsmini Zaharofa tebdil etti.Hâdise ve tesadüfler birbirini takip ediyordu.Maksim ve Vikersiu umumi -ıdııo vefat edince şir- ketin en becerikli ve zeki unsu- ru Zaharof şirketin başına get- rildi ve bu suretle Beyoğlunun sabık İhlavuzu böyle mutantan bir surette tarihe ismini yazdı. Bugün, Sir Bazilin şöhret ve nüfuzu, her gün bir parça daha mesafe alarak yükselen bir yıldız olmuştur. İngiliz sarayının resmi ziyafetlerine devam ede ede niha- yet baron unvanmi alarak teminin önüne bir “Sir,, nııîıııı ilâve eden Zaharof, — bu,; ngiliz. Banyo ve — Fransız z'nl:ojiyoîm Doıın’;f nişanlarının yüksek — rütbelerini hamil bulunuyor. Seyahat ettiği zaman, sanki büyük bir devlet reisi mevrzu bahs imiş gçibi se- yahatı son derece gizli tutulur, emrine harp gemileri tahsis ed- Hr. Şimdi, bu zat, bütün dünya devletleri ile müsavi şartlar de- hilinde konuşur ve arzularını ser- bestce kabul ettiremeyinca xora müracaat etmesini de bilir. Ye- nan ordularının Anadolu macera- &, bu ssrarengiz adamın bir tertibinden başka birşey olma- dığı ibi bu — sergüze; ezıuıı. şırk hnknmothı"uk':il*: verilip te fatura üzerinden tenzll edilen Vikers ve Maksime ait mühim bir silâh sipariş mesele- sinde aramak İâzımdır. Sir Bazil Yunanistanı bu ma- ceraya soktuğu gibi onun mas- rafını kendi cebinden vermesini de bilmiş, bu yolda 4 milyon İngiliz lirası sarfotmiştir. Aslen Bulgar, sonradan Yunanlılaşan bu adamın gizli rolünü anlatımak müşküldür. Her hangi bir siyas! müzake- re sahnesine göz gezdirildiği xa- man onun etrafa akseden - kor- kunç gölğesini görmemek — müm- kün değildir.. Haris — gözleri, dünyanın her kumar merkezine dikili durur. Maşhur Monta Karlo gazinosunun başlıca hissedarla- rından biri olduğu gibi seneniz muayyen — mevsimlerinde kumar mücsseselerini teftiş eder, işlerin tıkırında yürüyüp yürümediğini gözden geçirir. Fakat bu muazzam servetla sahibi, rahat nedir? bilmez. Çüm kü her günkü gıdası bir parça sütle bir. miktar çorbadan (ba- rettir. Fakat bu basit yemekle kanaat etmenin acısmı çıkarmak için olacak; Bazil Zaharofan sof- ra takımı altın. ve gümüştendir. Bu da gösterir ki âlemin iktısat sıkıntısı çekmesine rağmen dünya- da hâlâ kâfi derecede altın mev- cuttur. Bugün MİLLİ Sinemada 2 «aözlü filim birden Meşhur rejisör Ernest Lubitjch MAURİCE CHEVALİER €LAUDETTE COLBERT'in temsili muazzamları ŞEN MÜLÂZIM. Fransızca sözlü, şarkılı filmi. ıATEş ORDUSU Mümessili : sevimli artist TİM MAC COY Sesli, asözlü heyecan filimleri fevkinde büyük wergözeşt filmi. Matineler: 2,30- 430 suvare 9,30 » ÖLÜM YOLGULARI <n JACK HOLT ve FAY WRAY tarafından temsil edilmiş Fransızca sözlü ve şarkılı pek mücesir gayet alükabahş ve temaşakiranı İâkayt hırıkm 'acak moerakaver bir filimdir. Kutupta tayyareci seleri ve iztirabatı ile tayyarelerin derecede mühim v& n geçirdikleri mühiç hâdi- r içinde yanmaları gözleriniz önünde canlanacaktır. Yarın akşam o P n n A Sinemasında

Bu sayıdan diğer sayfalar: