3 Aralık 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

3 Aralık 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bo BON POSTA ARE N E Abdülhamit Ali Şamil Beye Kızdı Ve Tevkif Ettirdi Muhakeme Yapıldı Hâkimler Bir Türlü Karar Veremiyorlardı BMuharriri 4 Her Hakkı Mahfuzdur —206— Ar-dan bir saat, ikl saat, Üç saat.. Böylece intizarla geçti. Hatta, bu garip — intizar ak- şama kadar devam etti. Artık, ortalık kararmıya başlamıştı. Atı- m: dört nala süren bir ( sadaret yaveri) elinde bir (tezkerei sami) o'duğu halde, adliye mezaretinin avlusuna gird. Köpükler içinde kalan atından atladı. Koşa koşu merdivenleri tırmandı. Müzakero odasına girdi. Elindeki sadraza- mın tezkeresini reise verdi. Reis zarfı açtı. Kısaca yazılmış olan teskerede şu satırlar vardı: Sabahleyin — muhakemelerinin tehiri irade buyrülan maznunların kâffesi mazharı affı âli oldukları cihetle, derhal sebillerinin tabli- yesi, ve doğruca sadaret kona- ğına — gelmelerinin. mahremane olarak kendilerine tefhimi iradei seniyyel cenabı padişahi iktızar sından olmakla — olveçhile — ifayı muamele olunması mütemennadır. Bu irada Üzerino mevkuflar salıverildiler. Sadrazamın kona- gina gittiler, Sadrazamın lisanın- dan da şu iradeyi telâkki ettiler: — Efendimiz, hususi tahkikat yaptı. Masumiyetinize kani oldu. Tahliyenizi ferman buyurdu. Ba- dema (rızayı âli) ye münafi hare- ketlerden- içtinap ediniz. Cümle- nizin taltif ve terakkileri mukar- rordir. Sadrazamın bu beyanatı, Be- dirhan oğullarının kalbine çiren kin ve intikam hislerini söndür- memiştir. Onlar, kendilerine bu ifürayı yapan ve — amcalarının vaziyelini akim bırakanlardan &c almak istiyorlardı.. Bu jurnalı wereni bilmiyorlardı. Yalnız (Ebük hüda) Efendiden şüpheleniyor- lardı. (Ebülhüda) Efendi, (Bedirban ailesi) nin yabancısı değildi. İkin- ci zevcesi, bizzat Bedirhan Beyin kerimesi (Melek Hanım) dı. Bu itibarla Bedirhan Beyin damadı, Ali Şamil Beyle diğerlerinin de eniştesi oluyordu. Bu sebeple ortada bir miras meselesi vardı, Buna binaen Bedirhan oğulları Ebülhüda EfLadinin gizli bir dar- besine uğradıklarını zannediyor- lardı. Nitekim, bu hâdiseden az bir müddet sonra Ebülhüda Ef. tekrar evlenerek bir üçüncü ka- dim aldığı zaman, bu zanları kuvvet buldu. Bir gön (Ali Şamil Bey, Mus- tafa Bey, Halit Bey, Bahri Paşa, Hüseyin Paşa, Hasan Bey toplan- dılar. Aralarında bir içtima yap- tılar. Ebölhüda Efendiye giderek bu işler hakkında izabat almayı kararlaşlırdılar. Fakat Ebulhüda Efendi bunu derhal haber aldı, Derhal Abdülhamide koşarak; — Hayatm tehlikede.. Beni bu adamların elinden kurtarınız. Diye yalvardı... Abdülhamit, hu — sevgili bendesinin — hatırım kırmadı. Derhal Bedirhan oğulla- rının tevkif ve İstanbuldan teb'it edilmelerini irade etti. Birer su- retle yakalanan Bedirhan oğulla- rından Bahri Paşa — Trablusa, diğerleri de Şama gönderilecek- lerdi... Mevkuflar, kuvvetli bir muhafaza altında iradei mahsusa- nin (Bohriıcedit) vapuruna nakle- dilmişler ve ayrı ayrı kamara'ara yerleştirilmişlerdi. Fakat muhm fızların bütün takyidatına rağmen Ali Şamil Bey vapurdan firar etmiye muvaffak oldu. Gitti, kar- deşlerinden ikisini buldu. Bunlar, doğruca Beşiktaşta, Serencebey yokuşunda — bulunan — Ebülhüda Efendinin konağına koştular. Te- lâşsızça kapıyı çalarak açtırdılar. Fakat ağalar, Ali Şamil Beyi görür görmez şaşırdılar. Kapıyı bunların yüzlerine karşı kapıya: cak oldular. ( Arkası var) Cevaplarmız Dün karilerimizden — bazıları, Bedirhan Beyin hükümete karşı isyan ve hükümet tarafından ten- kilinden niçin bahsetmediğimizi sordular. Tefrikamızdaki bahsın esasını ( Ali Şamil Paşa ) teşkil etmektedir. Bedirhan — Beyden bahsımız ise, bilâhare naklede- ceğimiz bazı mühim hâdiseler dolayısile bu aile hakkında kari- lerimizin bir tikir edinmesi mak- sadına müptenidir. Buna binaen ikinci derecede kalan bir şahıs hakkında uzün — uzadıya — tarihi tafsilât vererek karilerimizi sık- Graaer LN A S — mak istemedik. Yoksa, (Kamusl- lilâm) da bile münderiç olan bu tarihi vekayil nakletmek, ne müş- kül ve nede gayri mümkün bir şey değildi. $ Karaağaç müessesatı hesap kontrolörü Cevat Beyefendiyı | Tefrikamız hakkında gösterdiği- niz alâka ve tevcecühü, büyük teşekkürle karşılarır. Bahis buv- rulan uygunsuzluk, mürettiphane- de sehven yazıların karışmasından ileri gelmiştir. (Hacı Hasan Paşa) Bursa civarındaki eşkiyayı tepe- lemek surelile şöhret kazanarak (Abdülâziz) tarafından İstanbula getirtildiği zaman, (Balıkesir zap- tiye tabur ağası) idi. İstanbula gelir gelmez Abdülâziz tarafın: dan beşinci rütbeden Mecidi nışanile taltif ve (Beşiktaş zaptiye memurluğu) na tayin edildi. 26 cemaziyelevvel 1287 tarihinde alay beyliğine ve bilâhare Yeniköyde- ki kalpazanları derdest etmesi Üzerine - yine Abdülâziz tarafın- dan - (mirliva) lığa terfi -olundu. 93 harbinde (Niş) civarındaki harekât: askeriyeye, (liya) olarak iştirak atmiştir. Tefrikamızda isimleri geçen lerden bazıarının resimleri pek fazla intişar ettiği için bunları birde biz tekrar etmek istemiyo- rüz. Ancak, nadiren görülmüş simaların resmini — dercetmekle iktifa ediyoruz. Ali Şamil Paşanmın bhiçbir yerde intişar etmemiş olan bir resmini güçlükle elde et- tik, Bir iki gün sonra dercede- ceğiz efendim. vezmarez İzmir'in Yeni Stadyumunun Küşat Resmi Büyük Merasimle Yapıldı ao ge Bahanın küşat rosml yapılırkan İzmir, (Hususi) — Alsancakta İtalyan hastanesi ittisalinde, eski Garibaldi - sahasının bulunduğu mabalde yeni bir stadyam yapıl- mıştır. — Yeni yapılan — stadyum Halk Evine aittir. Halk — stadyumunun — küşat resmi, merasimle yapılmış, mera- sime izciler ve kulüpler iştirak etmiştir. Halk Evi stadyumunda gayri müttefik kulüplerin lik maçlarına önümüzdeki hafta başlanacaktır. Bu suretle İzmir gençliği Alsan» cak stadyumundan sonra ikinci bir sahaya malik olmuştur. Giresunda Tifo Gireson, ( Husust ) — Şehri- mizde tifo hastalığı baş gösterdi- ginden Sıhhat Müdürlüğü lâzmme gelen tedbirleri almıştır. Abdullah C Künunuormal 3 TÜ e TT L evdet Beyin Şahsiyeti Ve Eserleri Tam kırk yıl, kalemile coşkun fikirler, ince duygular — işlemiş, edebiyattan felsefiyata, bazan da siyasiyata geçerek ismini berkese tanıtmış, telif ve tercüme olarak ciltlerle kilap neşretmiş olan dok- tor Abdullah Cevdet Bey de, am sızın öldü, yerini boş bırakıp gitti, Abdullah Cevdet Bey, birinci sınıf bir şairdi. İngiliz ve Fransız müsteşrikler, edipler de kabul ve ilân etmişlerdir. “ Osmanlı şiiri tarihi,, isimli büyük bir eser vü- cude getiren meşhbur Mister Gip, Cevdet Beyin manzumelerini naz- men İngillıçeyn çevirecek kadar itina göstermiş ve en kuvvetli bir Türk şairi olarak eserine ge- çirmişti. Cevdet Beyin “kalp hum- ması, İsimli Fransızça bir şiir mecmuasımı tenkit ve tahlil eden Fransız ediplerinden iki zat, şairin lezzet ve hayretle okunmasını va- tandaşlarına tavsiye etmişlerdi. Abdullah Cevdet Bey (1 eylâl 1869) da Harputta doğdu. İlk tahsilini orada, — orta tahsilini Kuleli idadisinde, yüksek tahsili- ni de Askeri Tıbbıyesinde gördü, 1890 da doktor yüz başı diploması aldı. Fakat o, hekimlikten ziyade edebiyata, hem de ihtilâl haykıran bir edebiyata bağlı idi. Türkiye de inkılâp görmek ve hatta yapmak istiyordu., Namık Kemalin ateşli sözlerinden ilham alarak ve ayni ateşi kelimelerinde yaşat- mak İstiyerek isyankâr şiirler yazıyordu.Kahriyyat ismini taşıyıp Avrupa'da bastırdığı şiir mecimi- asi, hep o ateşin kıvılcımlarile doludur. Denilebilirki — istibdat idaresi ve Abdülhamidin kulakları Abdultah Cevdet B. Türkiye inkılâbını yıllardanberi özlemiş duygulu bir vatandaşn ziyamı görüyoruz ve siyasiyattaki batalarının muhasebesini mevzuu- muzdan hariç buluyoruz. Şu pek güzel rübai de onundur: Başımda yanan hasretine taç derim Rahında düşüp ölmiye miraç derim Hem şairi azade ve hem bendei aşk Ben kendime şahinşeh auhtaç derim. Cevdet Bey, türkçe ve fram- sızca nefis şürler — yazdığı gibi acem dilile de değerli manzume- ler kaleme almıştır. Onun hak- kında vaktile yazılan şu fıkrayı tam bir hakikat ifade ettiği için buraya naklediyoruz: * Birkaç lisan üzere şiir yar zabilmek, şairlikle beraber fenle “Kahriyyat,, taki kahredici saybalar| (felsefe ile uğraşmak; bir taraftan kadar keskin bir sayhayı başka bir ağızdan duymamıştır. Abdullah Cevdet, müstebide savlet etmek- te ve: Herkesin taptığı istipdadın Çiğnedim satvetini, kudretini. Nice yıl azmü sebatâ dâdın Bekledim gamlı seri fikretini. Diye mütemadiyen bağırmakta hür düşünceli ve hörriyet Aşkı şairlerimizin hepsini geçmiştir. Bu heyecanlı şair başka şeylerle meşgul olmasaydı hamiyet vadi- sinde en güzel şiirler vücede ge- tirebilecekti. Lâkin şöhretini şü- müllendirmek - için içtimaiyat ile felsefiyat İle de uğraştı, edebi yazılarının yanına Bohezden, (Karl Foht) tan, Hekkel'den, Spenser' den, mühim sayfalar — sıraladı ve | en sonra Güstav Löbon'un hayran | bir telmizi oldu. Onun hemen bütün yazılarını türkçeye çevirdi. Abduliah Cevdet Bey, sürgü- ne gitmiş, gürbette sürünmüş bir hürriyet aşıkı idi. Fakat bu şe- vefli başlangıcı yarıda — biraktı. Maamafi merbumun içtimal dini hele siyasi kanaatları sadedimizin haricindedir. Bu kısmı bıracağız; yalnız edip şair olmak üzere hazkında bir hüküm vereceğiz: Evet, © kudretli ve heyecanlı bir şairdi. Kahriyatından başlayarak intişar eden bütün menzumeleri bu hakikate şehadet eder. Sonra idealist idi. Türkiyede, bütün şumulile ve (cezri olmak şartile bir inkılâp vücude gelmesine ça- lışanlardandı. — Avrupada — tesis edip de İstanbulda son güne ka- dar neşrine devam ettiği İçtihat mecmuasındaki yazıları onun ru- hunda yanan inkılâp iştiyakını en derin bir belâgatla gösterir. İşte biz Abdullah Cevdet Be- yin ölümünde değerli bir şairin, siyasi ve içtimal cereyanlara ka- rışmak, diğer taraftan da kitap yazmak, matbaa işletmek, gaze- to idare etmek, elhasıl terakki yolunda bu derece didinmek her- kesin kârı değildir. , Allah rahmet eylesin .. M. T. Abdullah Cevdet Beyin cenaze- si evelki gün Eski zaptiye sokağın- daki evinden kaldırılarak Allahın rahmeline tevdi edilmiştir. Dişinizi mi? Tedavi ettireceksiniz ? Meşlkfür doktor- ların adresleri Son Posta nn FRANSIZ Tiyatrosunda Bu akşam saat 21,30 da SÜREYYA OPERETİ tarafından CARDAŞ FÜRSTİN Öperet 3 perde Bu akşam saat — L l ginilgal 21,30 da KAiT u Üç Saat ŞehirTiyatros! Öpereti 3perde 27 tablo Yazan: Ekrem Reşit Bostoliyen : Comal Reşit Umuma Pazartesi oyun yoktur. aai vel ıııııı"u'.dı

Bu sayıdan diğer sayfalar: