5 Ağustos 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

5 Ağustos 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Her hakkı mahfuzdur. — TTİHAT ve TERAKKİ Wasıil doğdu?.. Ikinci Kısım No. 104 Nasıl Yaşadı?.. Nasıt Öldü? Kâmil Paşa Büyük Bir Hurriyetperver Ve Siyasi Bir Dahidir! Merkezde hararetli bir münakaşa | aştı. Bereket versin, bu münakaşa uzun sermedi. Makul bir karar verildi. Bir mesele çı- kartılmamak için yeminde © cüm- lenin söylenmemesine karar ve- rildi... Selim Sırrı Bey, tekrar Tophaneye avdet etti. O süretle ı;-in ettirdi. O devirde, Osmanlı paratorluğunun askeri kuvve- tini teşkil eden altı ordu ve iki müstakil fırka içinde; yalmız Li- varnalı Rıza Paşa ile onun mai- yetindeki Tophane kıtaat ve ame- leleri, İttihat ve Terakki cemiye- tine cbediyyen sadakat göstere- ceklerine dair yemin etmemiş- terdi. x Muhtelif zümreler, ( meşruti- yet) i muhtelif şekilde telâkki etmişlerdi. İstanbullular — Her ay maaş çıkacak. Anadolulular vergi verilmiyecek, Kürtler — Sait Paşa sadra- zam olmuş.. Ermenileri kesmek için emir verecek.. Köyler, talan edilecek. Arnavutlar — Gökte, Muham- met ile İsa barışmış.. Aşağıya Asker ve haber göndermişler.. ( Müslüman, | gâvur barışsın.) Demişler.. Biz de kardeş olduk.. Araplar — Eh.. Aartık Türk- ler, — hiristiyanlarla — birleşiyor.. Şüphesiz ki şeriat ortadan kalka- cak.. Osmanlı saltanatı — hitam bulacak.. Hilâfet te bize kalacak. Cemiyet ise — V( Millet ) © (hürriyet)i temin ettik ya.. Bundan ötesi kolay.. Ricali sabıka gibi köhne kafalı herifler bu devleti idare ettikten sonra; bizim genç, dinç ve cevval kafalarımıza her şey vız gelir. Dizginler elimizde olduktan sonra, sadece bu devleti idare etmek değil; şarkı garbı biribirine — katar, —öbür tarafa göçeriz. Diyorlardı. Fakat.. Osmanlı imparatorlu- ğunun yegâne idare adamı tanınan Sadrazam Sait Paşa, acı bir in- hizam ile mevkünden sukut ede- rek koca ülke, korkunç bir anarşi ile karşı karşıya kalınca, ber zümre, hakikati bütün çıplaklığile görmiye başlamış.. peynir gemi- sinin lafla yürüyemiyeceğini her- kes anlamıştı. Kâmil Paşanın mevkii iktidara gelmesi üzerine, yeniden birçok Gmitler canlanmış.. bir takım yeni telâkkiler başlamıştı. Kâmil Paşa, büyük bir bürri- yetperyerdir. Kâmil Paşa, siyasi bir dâbidir. Kâmil Paşa, İngilizlerin göz bebeğidir. Hatta kıral bile, onun Şahsına karşı. beslediği hürmeti göstermek için Kâmil Paşayı bir peye oturtmuş; kendisi ayak- ta halde resmini aldır- miştir. İngiliz kıralımın ananevi şevket ve azametleri düşünülecek olursa Kâmil Paşaya karşı gösterilen bu teveccüh, hiçbir. insan oğlunun erişemiyeceği bir payelj şereftir. Kâmil Paşanın iş başına ge- Tahsin paşanın yerine, Abdülhamide başkâtip olan Cevat Bey tirilmesile, her şeyden evvel dev- letlerle olan münasebetimiz düze- liverecektir. Çünkü, koca bir İngik tere hükümetinin kalbini kazanan bu zata, şüphesizdir ki bütün Av- rupa devletleri ricali de baş eye- cektir. Şu halde harici korku kal- mıyacak.. Memlekette lâzım olan ıslahat, isterildiği şekilde icra edilecektir. İşte, Kâmil Paşa hakkındaki bu telkinlere en çok revaç ve kuvvet veren, bilhassa cemiyetti. Buna binaendir ki, cemiyet, Kâmil paşayı iktidar makamına getir- dikten sonra artık Osmanlı impe- ratorluğunun köhne ve mızır olan idare vasıtalarını tebdil ve ıslaha karar verdi.. Esasşen yapılan in- kılâp ta bunu icap ettirmekte idi. Devri sabıkın bütün mes'uli- yeti, başta Abdülhamit olmak üÜzere mutlakıyet taraftarı -olan büyük ve küçük memurlara at- fediliyordu. Buna binaen meşru- tiyeti tehlikeden korumak için; Abdülhamidin bütün harekâtımı gözden kaçırmamak.. Ve istipda- da alet olan memurları da idare mevkiünden uzaklaştırmak lâzım geliyordu. ( Baştarâlı 1 inci sayfada ) ihracat mmtakasının 928 senesin- den sonra ihracat cetvelinde bü- yük bir noksanlık göze çarpıyor. 930 ve 931 senelerinde ihracat 83-85 milyon Türk lirası arasında bir değişiklik ve fazlalık göster- mişse de bu yekün, 932 den iti- baren tedricen eksilmiştir. Nete- kim 032-933 ihrcat senesinde İzmir mıntakasımın ihracatı ancak 50,000,000 Türk lirasını aşma- mıştır. Bu seneki vaziyetin nasıl olacağı henüz kestirilemiyor. Fa- ket elli milyon liradan fazla ob- mıyacağını — şimdiden kestirenler de yok değildir. İhracat mikda- rının para tutarı noktasından her sane biraz daha eksilmesini mal- ların seneden seneye ucuzlaması- na da atfedenler mevcuttur. Bu- nunla| beraber bazı müşterilerimi- zin, meselâ İngilterenin bizden yaptığı ithalât geçen sene hayli eksilttiği de göze çarpmaktadır, Şunu da söylemek lâzımdır ki, ihracat vaziyetini tanzim - için İz- mirde bir ihracat ofisine kat'i - - -x İzmirin İhracatın) (ğe_ığallr_n_ak Mümkün Fakat.. Bu nasıl yapılabile- cekti?. Jurnalcılığı, irtikâbı, di- ğger bir takım fenalıkları ma- lüm olan eşhası yakaların- dan birer birer tutup — at- mak kolaydı. Bunlar, şüphesiz ki açıktan açığa suçlulardı. Fakat bunların yanında bir zümre daha vardı ki, bunlar da maişet derdi ile zebun oldukları için, kendile- rine verilen emirlere körü körüne itaat eden.. bilerek veyahut bik miyerek otuz üç ıcneh xzulüm ve seyyiat devrinin temadisine hizmet eyleyen memurlardı. İstib- dat devrinin müleyves zifosları, bunların yüzlerine bulaşmamışsa da, hiç olmazsa eteklerine olsun sıçramıştı.. Tevfik Fikretin: Kaç nasiye vardır, çıkacak püki drahşan Süaline, o göne kadar, henüz bir tek : — Ben... Diyen olmamıştı. Şimdi, bun- ların arasından meşrutiyete kalben merbat olanlar nasıl bilinecek, nasıl seçilecek, nasıl ayrılacaktı ? Hükümet ve millet; şimdi bir tek kelime karşısında durmuşlar, biribirine bakıyorlardı : - Islahat... Kâmil Paşa, sadaret sandal- yesine oturur. oturmaz, bu ısla- hatı arkadaşlarile kararlaştırmış ve işe başlamıştı. Başta nazırlar olmak üzere daire müdürleri de paçaları — sıvamışlardı. — Şüphe- siz ki bu ıslahatım en birinci hedefi, — ( tensikat ) — olacaktı. Evvelâ (ahvali meşkük) olan çü- rük memurlar ayıklanacak, idare makinesi sağlam tamınan memur- ların eline teslim olunacaktı. Lâ- kin.. senelerdenberi kökleşen his, yine tesirini bırakmadı. Herhangi sebeple hoşa gitmi- yen birçok memurlar, şu veyahut bu bahane ile kolundan - tutulup daire kapılarından dışarı — atılır- ken; — hürriyet — kahramanlarına yedi göbeğe kadar mensup olanlar hizmetlerinde, ipka ediliyor. ( Arkası varj surette ihtiyaç vardır. Çünkü İzmirde tesis edilecek bir ihracat ofisi, verimli rol oOynamak nok- Atasından İstanbuldan daha ziyade Hcari kıymeti haiz olacaktır. İz- mir Ticaret Odası bugünkü teşki- lâtile ihracat ofisine ait vazife- leri tam manasile görecek yazi- yette değildir. Esasen İktisat Vekâleti de ge- çenlerde bu vaziyeti nazarı itibara alarak İzmirde bir ihracat ofisinin tesisine lüzum görmüş, ancak büt- çede fazla tahsisat olmadığı için, bunu gelecek seneye tehir etmişti. İktisadi mıntakanın, böyle bir ofise bugünkü halde şiddetle ihti- yacı vardır. Ege mıntakasının ihracatı yu- karıda bahsettiğim vaziyeti gös- termekle beraber - tacirlerin ve tçilerin yeni yapılan ticaret mu- kavelelerinde ümitleri pek fazladır. Bu mukavelelerin tatbikata geç- mesile beraber İzmir müstahsille- rinin yüzlerinin ümit edilmektedir, güleceği )€ LT SON KOST erli Mallar Sergisinde Perçin Mürekkebi Her Tarafta Takdir Kazandı Galatasaray sergisinde teşhir edilen yerli mallarımız arasında “perçin — mürekkebi,, de göze çarpmaktadır. “Perçin mürekke- bi,,ni İzmitte kimyager Hasan Behçet Bey, beş sene evvel tesis etmiş olduğu fabrikada imal et- mektedir. Bu müddet zarfında İktısat Vekâleti, Milli Müdafaa Vekâleti, Üniversite kimya şubesi, İdaresi, Devlet demiryolları ida- resi kimyahanelerinde tahlil edil- miş ve mükemmel bir yerli malı olduğuna dair raporlar verilmiştir. Maliye Vekâleti, devlet daire- lerinde kullamılmak üzere dört I senedenberi her Yene mühim | mikdarda perçin mürekkebi mü- bayaa etmektedir. Perçin mürekkebi fabrikasın- da ayni zamanda banka ve ya- mhanelerde kullanılan sabit mü- rekkepler, mürekkepli kalemlerde istimal edilen hususi mürekkep- ler, ıstampa mürekkebi ve bil- hassa Percinal ismi verilen beyaz yapıştırıcı madde imal edilmekte- dir. Perçin mürekkebi fabrikası- Yerli mallar sergisinde perçin mürekkebi pavyonü nın bütün mamulâtı her yerde takdirle karşılanmış ve çok beğe- nilmiştir. Bugün memleketimizde devlet dairelerinden başka Ziraat, İş ve Devlet bankalarile İnhisar idaresi ve diğer bir çok yerli ve ecnebi şirketlerde hep perçin mürekkebi fabrikasında imaledi- len mürekkepleri - kullanmakta« dırlar. Yüks;k : üa;ri'fr Şürâgi Yakında lçüma Yapacak | Baştarafı 1 inci sayfada ) müteber — olacaktır. — Fakülteler talebe kabul muamelesine yakın- da başlıyacaktır. Üniversitede 1500 Talebe Yeni Ünjverıile_niı ilk talebe kadrosunu adet - itibarile tesbit etmek için tetkikat yaptık. Mülga Darülfünundan müdevyer talebe ile bu sene yeniden Üniversiteye girecek olan talebeler yekünunun çok kabarık olacağını öğrendik. Bu miktarın 1500 adedine vara- cağı kuvvetle tahmin ediliyor. Üniversitede —tahsil işlerine büyük bir ehemmiyet verileceği için bu sene muhtelif liselerden diploma alan gençlerin üniversi- teye girmeyi tercih ettikleri de öğrenilmektedir. Diğer - vilâyetle- rimizdeki lise mezunları Üniver- siteye girmek için şimdiden şeh- rimize akın etmiye başlamışlardır. Talebenin Kontrolu Üniversite rektörlüğü talebe- nin derslere muntazam surette de- vam etmeleri meselesini deha şim- diedn ciddi olarak tetkik etmiye başlamıştır. Talebenin gerek ders- lere, gerekse lâboratuvarlara mun tazam olarak devam — etmeleri in temin olunacağı öğrenilmektedir. Davamsız talebeler hakkında icabeden tetbirlerin alınacağına şüphesiz nazarile bakılmaktadır. Üniversite —idaresi tedrisat — ile birlikte tatbikat hususuna da ehem- miyet verecek, bilhassa lâboratu- var mesaisi genişletilecektir. Ayni zamanda profesör ve muallimle- rin de derslerine devamları sıkı bir şekilde kontrol edilecektir. Telif Ve Tercüme Heyeti Üniversitenin en esaslı unsur- larından birini teşkil edecek olan telif ve tercüme heyetine gyirme- leri kuvvetle muhtemel bulunan- lardan bir kısmının isimlerini dün yazmıştık. Bu heyet, Üniversitede yeni sene tedrisatı başlar başla- maz faaliyelte geçecek, garp ölim- lerinin ve fen adamlarının yüksek eserleri derhal dilimize çevrile- cektir. İlk hamlede en meşhur ! ! | | | eserlerden ontane kadarının ter- cüme edilerek batırılması düşü- nülmektedir. Yüksek Maarif Şürası Geçenlerde Millet Meclisi ta- rafından kabul olunan Maarif Vekâleti teşkilâtı kanunu ile bir maarif şürasının muayyen zaman- larda toplanarak yüksek irfan işlerini tetkik — etmesi —lâzım gelmektedir. Öğrendiğimize göre, “ Yüksek Maarif Şürası ,, ismini alan bu yeni teşekkül ilk toplanışını kısa bir müddet sonra yapacaktır. Şüra ilk iş olarak, Maarif Vekâ- letinin — hazırlıyacağı Üniversite teşkilâtı kanunu lâyıhasını tetkik edecektir. Yüksek Maarif Şürası: Maarif Müsteşarı, Talim ve Ter- biye heyeti azaları, Üniversite Emini ile her fakülteden ve yük- sek mekteplerden birer profesör, iki Maarif Müdürü, Tedrisat Umum Müdürlerile Kütüpaneler ve Müzeler Müdürleri, iki Maarif Müfettişi, üç lise muallimi, üç ilkmektep muallimi ve iki İlk Ted- risat Müfettişi ile Maarif Vekâ- letinin çağıracağı yedi ilim ve fen mensubeyininden mürekkep olarak teşekköl edecektir. İdari Muhtariyet Üniversitenin teşkilât kanunu lüyıbası şüra tarafından - tetkik edildikten sonra Millet Meclisine gönderilecektir. Lâyihaya Üniver- sitenin idari — muhtariyetine ait esaslı maddeler konulacak ve bu cihete çok ehemmiyet verilecek- * tir. Üniversitenin eskisi gibi tam manasile — muhtariyeti haiz bir şekilde kalmasının muvafık gö- rülmediği, mühim işlerin bizzat Maarif Vekâleti tarafından tedvir ve murakabesinin lüzumlu görül- düğü anlaşılmaktadır. Diğer taraftan Yüksek Maarif Şürası bu ilk toplanışında birkaç mübim maarif meselesini daha tetkik ederek kararlar verecektir. Şüranın ilk toplanışına ait ruzna- meyi bizzat awif Vekili Reşit Galip Bey hazırlıyacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: