1 Eylül 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

1 Eylül 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

<4 Sayfa Zafranbolu Mü- nevverleri Ve Köylüler Zafranbolu (Hususi) — Zaf- ranbolu köyleri bu aylarda çok kalabalıktır. Her hafta köylere “kamyon, araba ve otomobiller akın akın yolcu taşır; bu yolcu- ların bir kısmı İstanbulda ame- lelik yapanlar, bir kısmı patron- lar ve bir kısmı da muhtelif mekteplerde okuyan talebelerle yurdun muhtelif köşelerinde va- zife almış gençlerdir. Ötedenberi Zafranbolu köylülerinin çoğu ek- mek paralarını dahilde çift ve | çubuklarıncan fazla dışarı mem- leketlerde kazanırlar... Burada yazın toplanan muhtelif meslek- teki köylülerin sınıf sınıf ayrı bir hal için 6 mevzaa temas eden kitaplar da hazırlanır. Bazan bir kelime Üzerindeki münakaşa sa- atlerce sürer ve muhtelif lü- Mehmet Enver ' Uşak'ta Şeker Fabrikası Ne Kadar İstihsal Yapacak Uçı.k Hususi ) — Şeker fab- 34 kampanyasına bı.- lı—ıhf. Bu sene 7500 ton ve 7500 ton kesme şeker, 200 ton sarı şeker, 6000 ton kuru küspe, 4000 ton melâs ve 1,120,000 litre ham ispirto çıkaracaktır. Fabrika gece gündüz çalışmak- tadır. ilerin mesaisi sekizer saattir. Tuzlaya Mektep Yapılıyor Gebze, (Hususi) — Tuzla kö- yüne de yeniden bir mektep in- şası karargir olmuş, inşaata da başlanmıştır. Mektep menfaatine bir pehlivan güreşi tertip edilmiş- tir. Güreş neticesinde Manisalı Rıfat pehlivan Cemal peuwını yenmiştir. #” SÖON “FOSTA Köylerde Tavukçuluk Havza'da Köylüler Legorn Cinsine Pek Rağbet Ediyorlar Havza, (Hu- susi ) — Burada bir tavuk çiftliği kurulmuştur. Çift- Hiğin ııyeıl yerli tavuk t.ıllılnl ıslâh lanmış, ilk - se- nede 130 civciv edilmiştir. Bundan başka da yine yüzlerce damızlık horoz - veril- miştir. Köylerde İlegorn cinsi teammüm etmiş, istihdaf edilen ııycye kısmen vâsıl olunmuştur. Köylüler senede asgari 250 yumurta yapan bu tavuklardan pek memnundurlar, Çünkü bu cinsin besleme ve üretme usulleri yerli cinsten farklı değildir. Ayrı ve hususi bir ihtimama lüzum göstermemektedir. — Tavukların teksirinde — civ- cıv makinelerinin Gkis Zzaran gö- rülmektedir. En ameli usul hin- dilerden istifade etmektir. Bir hindi asgari elli, azami BÜ — yuü- murtayı — altına alabilmekte — ve icbirini . çörüt civcivlerini sapasağlam çıkartmakta ve bü- yütmektedir. Bir çiftlikte civciv makinesi hiç olmazsa mali külfeti mucip olmakta, fakat hindi — esasen mevcut olduğu için hiçbir külfete mahal kalmamaktadır. Manisa'da Üç Avukat Define Aradı- iar, Fakat Bulamadılar Manisa ( Hususi ) — Ankara- da avukat Âli Rıza Beyle Muzaf- fer ve Hasan Beyler namında iki arkadaşı, — evvelce “Yumnanistana hicret eden bir papazdan bir mektup almışlardır. Bu mektupta; Manisanın Ço- ban İsa köyü civarında yeni inşa edilen Nümune köyü istikametin- de işaratı mahsusalı bir taşın yakınında bir teneke Türk altını kh:mbidirilnıkh idi. içinde olan bu ların (52000) adet olduğu dı zikredilmişti Bu zevat hükümete müracaat ederek, taharriyat icrasma müsaade istemiş'er ve yüzde otuz mikta- rında bir hissenin hükümete dev- redileceğini de zikretmişlerdir. Dahiliye Vekâleti, buna mü- saade etmiş; bu zevat Manisanın Çoban İsa köyüne gitmişler ve taharriyat yapmı n Taharriyatta, Manisa vilâyetin- den tefrik edilen resmi memurlar- da hazır bulunmuştur. Avukat Ali Rıza Bey, beraberinde bulunan zevatla Çoban İsa köyü civarın- da, değirmenin bir yanında işaratı mahsusalı bir taş bulmuştur. Fa- kat bütün taharriyata reğmen aranılan altın dolu teneke bulu- namamıştır. Birçok heyecanlı tarafları olan bu araştırmada bilhassa nazarı dikkate çarpan bir nokta vardır. Bu nokta, bundan bir müddet evvel Akhisardaki altın araştır- masında olduğu gibi, Çoban İsa araştırmasında da ,yeni kazma eserleri ve izleri mevcut oluşudur. Eğer şayıalara bakılırsa, bu define yerleri, son seneler içinde bilen kimseler tatafından aranmış ve ı ebi ihtimal altınlar alınmış- munla beraber, bu şayıaları tıyıt edecek — küvvetli - deliller mevcut değildir. ——— Adana'da Bir Tekaütlük Adana ( Hususi ) — İnhisar İdaresinde müstemirren 35 sene 4 ay 24 gün hizmeti olan Tuz Muhasibi Mes'uli Halil Esat Bey 63 lira maaşla tekaüde sevkedil- miştir. Halil Esat Beye 1008 lira ikramiye verilmiştir. Ramazandedede Marmara Havuzu Remazandedede Marmara Havuzu Gerede (Hususi) — Belediyenin büyük gayretler sarfile Rama- zandede Çamlığında vücude getirdiği Marmara havuzu halk isti- fadesine açılmıştır. Açılma işi merasimle yapılmış, nutuklar iradedilmiş, mesire donatılmıştır. bayraklarla yarışları yapılmaktadır Güdül'de 9 Bin Nüfus Var, Fakat Eir Doktor Yok Güdül ( Hususi ) — 15 köy ve Üç mahalleden ibaret olan nahiyemizin nüfusu 9 bini aşmak- tadır. Yalnız nahiye merkezinde 4500 nüfus vardır. Fakat bu kadar kalabalığa rağmen nahiyede bir tek doktör bile yoktur. On bin nüfüslu Bayburt'ta (5), 20 bin nüfuslu Mersin'de (30) doktor mevcut olduğu ve bu döktorların hasta muayenesinden bunalacak hale geldikleri düşünülürse (9) bin nüfuslu nahiyemizde doktora ne kadar ihtiyaç olduğu anlaşılır. Muşta Bir Otomobil Kazası Muş, (Hususi) — Balanık ka- zasından Muşa gelmekte bulunan | şoför Reşidin idaresindeki kam- yonet Çanak dağında devrilerek parçalanmış ve yolculardan iki kişi ile bir çocuk muhtelif yerle- rinden yaralamıştır. Uşakta Sayfiye Uşak ( Hususi ) — Buranın sayfiyesi Murat dağıdır. Bu dağ çamlıkları ve temiz havasile meş: hurdur. Halk yazın dağa banyo yapmak ve eğlenmek için gider bir ay orada kalhır. Oraya giden- ler ayda 8-9 kilo siklet MA makta ve- iyileşmmöktedir. her yaz ecnebiler de [dble?.i . —Havuzda halk arasında bususi yüzme Adapazarı'nda Belediye Memurları Dört Güzelliğin Kıymetini Bilelim Ortâköy camisi, bizim güzel Bogaziçini en ziyade süsliyen binalardan biridir. Daima lekesiz kar gibi duran beyazlığı, ince ve vapurla önünden geçerken faydası değil; bil- güzel binaya hayran oluyor. İstanbulu görmek için gejen seyyahlar da Ortaköy camisinin meftunudur. Bütün rehber kitap- ları onun güzelliğini methederler, kartpostallar onun resmini dün- anın her tarafına götürürler. seyyab taşımak istiyen vapurlar, — yaptırdıkları — ilânlara onun resmini koyarlar. Ortaköy camisi yabancılara karşı adeta İstanbul'un bir mümessilidir. Öyle zannederim ki, İstanbul'da Türk eseri olarak yabancı memleketler- de en ziyade tanımış ve en ııyıde Iıoqı giden bina Boğaziçi sönüyor, mahvoluyor diye sık sık şikâyet ediyoruz Kömür depoları, gaz depolar güzel Boğaziçini çirkinleştiriyor. temiz - havasına kömür tozları kokuları karıştırıyor, boruyor, Vakıâ Boğaziçi evvelki hal gibi yalmız İstanbullular için gü zel bir sayfiye olmaktan çoktan caddelerinden biridir. Bu cad- deden geçecek “vapurlar için ki- mür depoları, gaz depoları yap- mıya mani olmak mümkün de ğildir. İktıisadi zaruretin önüne Ş * Fakat iktısadi zaruret, güzel- liğe hürmet lüzumunu unutmıya bir sebej ildir. Bu depoları yapan ı:ındiıeâ biraz da zevkise- lim sahibi olsalardı elbette de- Boğazın güzelliğini boz- ıııyıcık surette yapabilirlerdi. Bunlar olmuş, geçmiş şeyler Şimdi düzeltmek kabil Aydır. Maaş Alamıyorlar | değil. Boğazın güzelliğini bozan Adapazarı (Hususi ) — Bele- | hesapsız yangın yerlerini imar et- diye işleri çok bozuk gitmekte- mek, hatta yalnızca düzeltmek te dir. Memur ve müstahdemler dört | çok paraya muhtaç. Kandillinin aydan beri maaş alamamışlardır. Buna rıiııeıuado&yı reisinin İstanbula giderken ağustos maa- şını bile alması teessür uyan- dırmıştır. Beledıymıı ehemmiyet teşkilâtıdır. aiye Mevcut ııhııkn yangın harabeleri ne ile düzelir? sarayını yeniden yapmak değil, hatta yıkmak için şimdi bulamıyacağımız kadar para lâzım. Fakat ucuz, baâtta parasız, yalnız biraz dikkate, biraz da ilâve olarak yeniden bir motör | zevkıselime muhtaç işleri niçin alınmıştır. Fakat kasaba dıhix yapmıyoruz? Karağ "i aNLiRir vöndle ıııııı:ı. lı&fıde edileceği ıııpıe_ıı görülmektedir. Umumi Müfettişin Teflişleri | ribekir (Hıııııl)—— Umumi "ıl Hlkll: B. ıık- Iqte MI'MSI huıntli teşyi merasimi yapılınıştır. Gebzede Çekirge Kalmadı Gebze, (Hususi) — Beş sene- denberi devam'etmekte olan mü- * Ortaköy camisinin bir tarafına üç dört tane gukwidueıi yer- leşmiş, — kapının — asılı, yazıları solmuş Tevhalarından an- Bu idarelerin oraya yer- q[_ıı İç kimsenin bir diye- ceği olamaz. Kendileri için dahş münasip yerler bulamamışlar da oraya yerleşmişler demek. Ancak, o solgun levhalar ca- minin güzelliğini ve kadar bozu- yor! zaten yazıları okunamaz hale cadele neticesinde kaza mınta- [ehıl bu kocaman İevhaların kasında hiç çekirge kalmamıştır. Tırhalda Bir Kadın Boğuldu Tırhal, (Hususi) — Pazar ma- ballesinde oturmakta olan Zile ara- bacılarından Osman kansı Hanife Yeşilirmakta dört kadınla bera- ber' iyiksnehlktalar- “iken - boğul- muştur. yerine kapının yan taraflarına camdan, yaldızlı yazılarla zarif levlıılıı yaptırmak bir atla, bir deve parası kadar olmasa ge- rektir. Ortaköy camisi gibi İstanbul- lul.ın da, yabancıları da hayran güzel bir abidenin gnıdli- mhmet için dört tane temiz bedeli çok mudur?

Bu sayıdan diğer sayfalar: