16 Ekim 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

16 Ekim 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Birinci teşrin SON POSTA Falih Rifla Cümhuriyet Bayramı için Tür- kiye'nin her tarafından Ankara'ya gelecek olan gençleri, hocaları ve misafirleri Ziraat — Eustitülerine götürmek İsterdim. Enatitülerimiz, teknik asrımın Türkiyedeki sayılı eserlerinden birldir. Bu eser, cl!ııhııılyh:ün yatan toprağına karşı sarılmaz göven vıpııîıg'ıılnl teslim ettikten başka, ırmakta olduğumuz mü- imiz İçin, her bakımdan, müstesna bir örnektir. Ne yapar- sak yapalım, hepsini en ileri tek- nik ve tecrübelere göre ayar ede- ceğiz. Müesseselerimiz ancak ken- di İytiyaçlarımıza yetecek dadar küçük olabilir: Fakat hiç birinde geriliği kabul edemeyiz. Esvap ve teşrifat değiştiren tanzimattan doksan sene sonra dahi, Osmanlılar, muayyen bir teknik — seviyesine — varmadıkça, Türkiye için garp medeniyetine uymak mümkün olmıyacağını an- lamadılar, Büyük tekniğin, ancak frenklere vergi tılısımlı - birşey olduğunu zannettiler. Toprak ve köylü yüzüstü kaldı; bankalardan en basit köşe dükânlarına kadar, bir memleketi ve halkı işleten ne varsa, hepsi Türklerden gayrisinin ellerinde kaldı. Osmanlılar, Yenl- çerilikten kurtulduktan sonra, vic« danlar ve kafalar üstünde kor- künç softa baskısı başladığı gibi, tam Avrupalılaştıklarını zannet- tikten sonradır ki hâkik! hakimi- yet unsurlarının hemen hepsi Türk milletinin elinden "çıktı. Bu asırda hâkimiyetler, ileri kültür ve ileri teknik hâkimiyet- leri demektir. Ordumuzun vasıf- ları nastl bunlarsa, en uzak yer- deki Türk tarlasının vasıfları da bu olacaktır. Ziraat enstitülerinde toprağın medeniyeti hazır- lanmaktadır. için köylere doğru bakınız. Türk kö- yüne, garp köyünün çalışma ve yaşayış manzarası girinceye ka- dar, mücadelemizin ismi, mede- niyet mücadelesi kalmakta devam edecektir. Bugün hiçbir garplı- dan farklı olmıyan birçok fikir ve hizmet adamlarının bir baba, ve- ya iki baba aşırı kökleri köyde- dir. Geri kalmış olanlar, ilerilemiş olanların akrabalarıdırlar. Zekâ ve kabiliyetlerimizin ham maddesi, Sincanköy'ün sarı kerpiç ve ak tezekleri içindedir. Türkiyenin asıl Açlenecek madeni odur. Ziraat Enstitülerinin bahçell ollarla çevrilmiş beton ve taşları arşısında, teknik — girmiş olan Türk köyünün tabii manzarasını görür gibi oldum. Türk milletinin | yeni talii 10 milyon muasır köylü demektir. - Hakimiyeti Milliyoden - Yeni İntihapta Kazananlar Belediye — intihabatı neticesi peyderpey alınmaktadır. Evvelce Büyük #sanayi —memleketlerinde bir “amele - patron,, mücadelesi vardır. İşçi, gündeliğinin arttırılmasını, iş saatinin indirilmesini istediri zaman çekicini silâh Patron da sorabilirsiniz: “Mademki uyuşacaklardı, ikisi de zari zurt ettif,, ona kalın havana cığarasının. dumanını pülfler. Fakat netlcede üç aşağı, beş yukarı uyuşurlar. Şimdi siz B Hayat Mücadelesinin Bir Safhası Bi S gibi kullanır. niçin başlangıçta x Ne yapalım ki “insanların yaradılışı böyledir. İsteyen bağırır, karşımındaki kızar, sonra - sinirler yatışır ve iki taraf anlaşırlar, Bu da hayat mülcadelesinin başka bir safhasıdır. SON TELGRAF HABERLERİ N” iktizes bu işler Yugoslavyada Hiddet Ve Heyecan Günleri Yaşanıyor (Marsilya suikast faciasına ait son aldığımız haberler ; Paris 16 (Hususi) — Marsilya faclasının tahkikatı yepyeni bir | safhaya girmiştir. Katilin Make- donya komitesine mensup bir Bul- gar olduğu anlaşıldıktan sonra tah- kikatın inkişafı çok kolaylaşmıştır. Yeni tevkiflere intizar ediliyor. Belgrat, 16 (Hususi) — Kıral Aleksandr Hz. ni öldüren adamın Makedonya komitesine mensu, bir Bulgar olduğunun tahakkul etmesi halk arasında derin bir dehşet ve heyecan uyandırmıştır. Bu heyecan tesirile asayişin ihlâl — edilmemesini temin — için hükümet çok ciddi — tedbirler almaya lüzum görmüştür. Bir Canavar 15 Metre Uzunluğunda Bir Deniz Ejderi Bulundu Adana, 15 (Hususi) — Cey- han nehrinin denize döküldüğü yerde 15 metre uzunluğunda bir yazdığımız kazalardan maada, Beşik| deniz canavarı bulunmuştur. Ca- taş Eminönü kazaları neticesi de anlaşılmıştır. Beşiktaşta tayyare piyankosu müdürü — Fikri, sabık Darülfünun müderrislerinden Etem Akif, avukat Ahmet Arif, avukat Abdilikadir Ziya, Esnaf bankası müdürü Hamdi Rasim Beyler Bsil aza olmuşlardır. Yedek azalar da — şunlardır: İhsan Namık, avukat — Ahmet Ferit, Yusuf Ziya, Recep Ferdi, Musa Kâzım Beyler. Eminönünde Kavalalı Hüseyin, mütekeit erkânıharp Feridun, İş Bankası Müdürü Yusut Ziya, Ha- san Fehmi, Raşit, avukat Esat, Refik Ahmet, Selâmi İzzet Bey- lerle Rofika Hulüsi Behçet H. kazanmışlardır. Fatih, Beyoğlu, kazalarının ket'l Hetlcelerinin ancak bugün belli lolacağı anlaşılmaktadır. navar çok korkunç bir heybet- tedir. Celâl Bey Ankarada Ankara, 16 (Hususi) — Cenup yilâyetlerimizde tetkik seyahatin- de bulunan İktısat Vekili Celâl B. buraya döndü. 7 Muharrir “Felek,, dünkü yazısında, suçluların “kelepçer, ile naklinden bahsederken yazının sonunu şöyle bağliyor: “ Çok defa görüyorumı Bir haftalık sakalının altında suratı pestil renğinde, yalın ayak başı kalınk cılız, göt- lerinin feri kaçmış bir hırpani iki eli demirie bağlı olduğu halde ardında iki tüfekli jandarma çekip gölürüyor... Ban bu alışılmış âdetin bakiki ifadesini bir türlü an- hyamıyorum.. İki eli bağlı bu bedbaht o hâlila bir değil de çok dafa iki jandarmayı kendisile işgal edebilecek Balkan Hariciye Nazırları Paris,1SLALA ) — Havas ajansının İstanbul muhabiri bildiriyor: İyi malümat alan mahafilde, Kıral Aleksandr'ın — cenaze Merasiminden sonra dört Balkan Hariciye Nazırı Bolgrat'da — yapılacak — görüşmelerin bilhassa Marailya cinayeti ile hâdis olan vaziyete taallak edeceği ve bu görüşmelerin esasen lehir edilmiş ola: Ankara cağı bildirilmektedir. Ajansın notur İstihbaratımıza nazaran Hariciye Na- mrlannın içtimani tehir eden bir. karar ittihaz edilmemiştir. Bu içlima 27 teşrine- velde Ankarada yapıladaktır. Karaca' Ahm—et Cinayetinin Suçluları Karaca Ahmet cinayetinin fail- leri olarak yakalanan beş kişi dün adliyeye verilmişlerdir. Bunlardan yalnız Karabaş Os- man: Ben, Fırıncı Hacı Osman ve onun fırınında tablakâr Meh- met gözcülük ettik. Hacı Osmanın tezgâhtarı Mahmut ile yamağı Mehmet sıvacı Hasanı boğazladı- bulamıyorum. hale if mülâkatımı lüzüumsuz bıraka- || Cej Selânik, 16 (Hususi) — Müte- vaffa kıralın cenaze merasimine giden Türk heyetile Türk asker- leri buraya geldiler, halk tare- fından coşkun merasimle karşı- landı ve hararetli dostluk tazahü- ratı yapıldı. Bir Suçlu Daha Cenevre, 15 (A A.)— Suikast ayçlularından Kvaternik'in eşkâ- line tamamen sahip olarak görü- len meçhul bir şahıs, bu sabah nevre kahvesinde görülmüştür. | Fakat polisler gelene kadar bu şahıs Lozan istikametinde kaç- mıştır. Bütün jandarmalara haber verilmiştir. Annemasse Komiseri Cenev- reye gitmiştir. Misafirimiz Güstav Adolf Hz. İzmirde Tetkikat Yapıyorlar Izmir, 16 (Hususi) — Muhte- rem misafirmiz İsveç Veliahtı Hz. bu havalideki asarıatikayı iyice tetkik etmek Aarzusunu göster- mişlerdir.. Bu —gebeple burada | Sözün Kısası Sanki Yedim Cinsinden Düşünceler.. AE Verdikleri eözü, tesbit ettikleri randevuyu, veya alacakları bir geyi çabuk unutmak... Hastalığına diyeyim, müptelâ olanlar ekseriyetle faydasız bir çareya baş vururlar. Aralarından çoğunun İyaptığı parmaklarına bir iplik — geçirmektir. Yakâalarının bir kenarına ele batacak şekilds bir iğne geçirenler, yahut ta mendillerinin bi ucuna bir düğüm yapanlar da vardır. Yalnız ertesi gün sümkürmek için mendillerini çıkardıkları vera dikkate sizlikle parmaklarına iğneyi batırdık- ları zaman alıklaştıkları dâ muhak- kaktır. Düğümü nmedea yaptıklarını, ipliği parmaklarına neden geçirdikle- rini ve iğneyi yakalarına neden tak- tıktarını — unutmuşlardır. — Saatlerce kafa yorarlar; mühim, kim bilir belki de hayati bir işi unuttukları zehabına düşerler. Yanı başımda cereyan eden bir muhavereyi dinlerken bu hatırlatıs: çarelerin gazeteciler için de lürumucu kani oldum. Önümdeki masada İki dost otu. n P tim; gördüğü serlâvhaları okuyordu: Gayrimübadillerlerin — vaziyeti kat'i şekilde halledilecektir, gümüş gırılını basılmasına on güne kadar acaktır. Hayatın ucuzlatılmamına calışılacaktır, diyordu, birden gaze- yi büktü., İlk sayfasının baş tara, fına baktı, sonra arkadaşına döndü. — Müvezzlin bana esi bir. nüle- hayı sattığını sanmıştım, amma değil, bugünkü gazetel Fakat ben bütün bu haberleri bir ay evvel de okuduğuma emini: anlaşılan gazeteci yazılacalı bir şey bulamayınca eskilerini tek. rarlamış!,, Adam haklıdır, yalmız — kabahai gazetecide mi değil mi? Tarafgirlik eltiğlme zahip olacaksınız, fakat suale menfi cevap — vereceğim, — bir defa kendinizi onun yerine koyunuz: Sabahleyin idarehaneden çıkmışsı- nız, meseleyi kestirmekt - en salâhi- tı bulmuşsunuz, — size temin Gayrimübadillerin vaziyetı halle- dilecek, ıümuıhpırıluıı h"ıhl:ı'"“ on güne kadar ba; ve ae KA NULN Ka nızdakinin sözüne İnanmakla mükel- lefsiniz ve işittiğinizi aynen yaz- mışsıniz. Aradan günler degil, hafta- lar aylar, bazı ahvalde de seneler geçmiş ve söylenenlerin hiçbiri olma- Sonra günün birinde tesadi yahut mesleki mecburiyet eizi yi bu daireye götürmüş, yine ayni şeyi din'emiş, ayni şeyi yazmışsınız. Ve okuyan şikâyetçidir: — Bütün bunları ben bir ay evvel de işitmiştim, Haklıdır amma, gazeteci de hüse nüzanla mükelleftir. İşitmiş, İnanmış, yazmıştır. Bir defa yazılanın artık tekrar edilmemesi işine gelince, unutkanlığa karşı çare aramaya bunun için lüzum görüyorum. Gazetecinin bu maksatla kaç tane mendil dögümü yapması, yakasına kaç tane iğne takması, par- mağına da kaç tane iplik geçirmesi lâzım? Hesabını Allah bilir, En İyi çare, zannederim, hergün yazılan haberlerin serlevhalarını liste halinde bir kâğıda geçirmek olacak. Artık yapılacak şey basittir, ber sabah işe başlarken bir defa listeye göz r defa — yazılı kaydetmeli vadi de twulmuş farzet- Gayrimübadillerin vaziyetleri hal. ledilmiştir, güm! aralar basılınıştır, hayat — ucuzlamış! atuma, — bütün bunlar - olmamiış, olmayabilir ya, »siz olmuş farzedinir. Hiç olmazsa kalben ferahlarenız | ikametleri bir müddet uzaya- | Tayyarecilerimizl ehistanda caktır. YürEELEceR LA KeReceSASA LA LAAK Den LA LA SaA AA Le KA SALArAKEsRALAR lar.,,Demiştir. Diğer suçlular inkâr etmektedirler. İSTER İNAN IİSTER İNANMA! küdrette, dehşette midir?. Ve bu herif kaçarsa o jandar- malar ellerindeki mavzez ve bellerindeki palaskalarla ne yapacaklardır? Eviriyorum, çeviriyorum, bizdeki kelepçeli adem sevkiyatının bir türlü tevil ve muzeret tarafını İstibdat devrinden kalıma bu fena şekli daha insani ğ etmek pek mi güçtür? Ve sorarım: Böyle ke- lepçe ile sokaklardan geçirilen adam beraet ederse onun çektizi uzabı kim tazmin eder? ,, İETâR INAN 1STER İNANMA! —— —— Varşova, 15 (A. A.) — Türk tayyare — zabitlerinden —Yüzbaşı pilot Ferruh Beyle tefikası ve Yüzbaşı pilat Zeki Bey, Grudzi- adz'e gelmişlerdir. Tayyareciler endaht ve bombardıman mektep- lerini ziyaret etmek İçin üç gön kalacaklardır. An'carada Eir Otobüs Devrildi Ankera, 15 — Buşün ( 68 ) burada bir 0'obüs devsilei çince bulunan yokculardan Çecakk Meb'asu — Zhe Gevher Be kayınraldesi, Mubils B ie refik 8 e diğer bir. Hanım x. Bunlardan şonuncu Bi ağır olduğu — İçin hastaneye kaldırıldı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: