20 Nisan 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

20 Nisan 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gazete Satmak Hiç Yasak Edilir Mi? . Esxişehirde Föyle Bir | Arasıra Kaybolup Tekrar Meydana Çıkan Adaların Hikâyesi | Hadise Oldu Eskişehirden bir okuyucumuz yazıyor: Şehrimizde eskidenberi gazete müvezzileri köprü başındaki Be- lediye kahvesinin önünde, küçük boşluklarda garete satarlar. Fakat bazı esnaf, lüzumsuz olarak bele- diyeye şikâyet ettiler, gazeteci çocukların bu boşluklarda gazete sergisl yaparak hayatlarını kazan- maları yasak edildi. Memlekette halkın okumaya ihtiyacı vardır. Okuyan halkı fazlalaştırmak için Kültür Bakanlığının ne şekilde çolıştığı da — meydanda.. Halkı okutmak, çok — okutmak - için, Türkiyede en çok vazife yükler- mesi lâzım gelen müessese de belediyelerdir. Belediyelerin halkı okutmak için - Rusyada olduğu gibi - kitap, gazete sergileri aç- ması, köylere seyyar kütüphaneler göndermesi lâzım — gelmektedir. Fakat bu henüz bizde düşünülmüş değildir. Şu halde belediyelerin gazete müvezzilerine — azami ko- laylığı, teşviki göstermesi icap etmez mi?. Eskişebir belediyesinin kararının her halda mutlak değil, muvak- kat olmasını temenni ederim. Fa- kat Cuma günleri de, dükkânların kapalı olmasından, bu çocukların gazele satmalarına müsaade edil- mez mi?z. Her halde Easkişehirin kiymetli ve anlayışlı belediyesi buna birşey diyemerz. Gönül ister ki, belediyemiz bu kararını büsbütün bozsun ve kü- çük müvezzilerin her gün bu yerde sergi açmalarına, gazete satmala- rına müsaade etsin. x Bir Düzeltme Geçen Pazar günkü sayımızın 6 ıncı sayfasında çıkan “eczacılar,, yazısında bazı ufak mana yanlış- hıkları olmuştur. Erzcümle, Fare zehiri, Faretozu şeklinde çıkmış eczacı Bay Afifin söylemiş olduğu: — Hâçlar ikl cinstir. Birisl patentli diğeri de bu ismi ala- mayıp aynı terkipte olan ve daha ucuz satılan cinsleridir.» Cümlesi başka manaya alınmıştır. Dü- zeltiriz. Bir Doktorun Günlük Notlarından (*) Cumartesi Bronşite Karşı Müzmin Bronşitten rahataız olan bir hasta şunu unutmamalıdır ki, &. cak bir odadan soğuk bir yatak 0- dasına gidip yatarsa Bronşiti arta- ilir. Diğer taraftan kurusoğuk, açık müzmin Brongiti hafifletmekta r olabilir. Çok sarınmaktan çokinmelidir. Yemek balık, kuzu, tavuk ve yu- bafit olmalıdır. Geceleri öksürük varsa, büyükler sıcak süt ve rom kullanmalıdırlar. P| Bu sotları kesip saklayınz, yahut bir #lbüme yapıştınp kolleksiyon yapr miz. Sıkiati zamanıntzda bu motlar- bir doktor gibi katladınıza yet şeb'lir, SON POSTA Dünyada Olup Bitenler Okyanus Açıklarında Eski Bir Facia! Siyah Renkli Kadınları Paylaşamıyan Siyah RenklrirErkeklerlo Beyaz Renkli Londra gazeteleri hayrele de- ğer bir vak'a olmuk Üzere bu yıl içinde Tristan dö Cunba ada- sına aynı günde iki vapurun uğ- ramış — olduğunu kaydediyorlar. Vak'ayı kayda şayan bulmakta hakları yok değildir. Zira * Trls- tan dö Cunha,, adası Cenubt Ok-« yenusta Cenubi Amerika ile Af- rikanın hemen hemen orta yorin- de, kuş uçmaz keryan geçmez bir yerdedir. Bu ada ilk defa olarak 1506 taribinde Portekiz Kaptanı Tris- tan dö Cunha tarafından bulun- muş, onün adını almıştır. — Asıl şöhreti arasıra denizin — dibine batıp — çıkmasındadır. Şimdiye kadar iki defa tam surette denize gömülmüş, bir müddet Gsonra tekrar çıkıvermiştir. Içinde küçük büyük tam (165) kişi oturur. Bunlar adantı tekrar batıvermesi Ha Otuz iki dişi (dökülmüş, ak sakallı, hırpani ihtiyar; hımhım sesini duyurmağa çalışıyor: — Heviz... Heviz! Sokuluyor ve soruyorum: — Kilosunu kaçtan veriyorsun cevizin baba? — On kuruştan evlât! — Kendin kaçtan alıyorsun ? — Ben çuvalla alıyorum. Ki- losu altı, altı, buçuk — kuruşa mal oluyor. — Günde kaç kilo satabili- yorsun? — Belli olmaz ki. Gününe göre... Bazan elli altmış kiloyu bulur. Bazan da üç beş kiloyu geçmez. — Geçindirebiliyor mu seni bu iş? Osman baba; çok acayip bir sorguyla karşılaşmış gibi başinı kaldırdı ve hiddetli bir edayla: — Hayır, dedi, geçindiremi- Erkekler Arasında Bir Mücadele.. Pitohirn adamınin melez halkı ihtimaline — rağmen yerlerinden çıkmak niyetinde değildirler. Ne- reden çıkmışlardır, —ne suüretle buraya — gelip — yerleşmişlerdir, kat'iyetle belli değildir. Yalnız bir gemi felâketinden kur- tulmuş bir ailenin soyundan tü- redikleri sanılmaktadır. * “Okyanus, un issız adaların- dan bahsederlerken Pitekirn ada- sını da unutmamalıyız, tarihi Tris- tan dö Cunha'nınkinden çok ga- rip, bilhassa çok kanlıdır. Bu ada Yeni Zelanda ile Panama Kanalı arasındadır, 1761 tarihinde bulun- muş, 1790 tarihine kadar 1asız, boş, kimsesiz kalmıştır. Yalnız 1790 tarihinde bu adaya — bir. gemi — yanaşmış, içinde 11 beyaz erkekle, 11 renkli kadın ve 6 zenci erkek çıkmış ve ada birdebire sessizlikte kur- tulmuştur. Gelenlerin yiyecekleri içecakleri. elbiseleri ve oldukça geniş miktarda çift ve yapı aletleri vardı, derhal işe koyul- muşlar, ev yapmışlar, tarla sür- müşler, adayı içinde oturulabile- cek bir hale getirmişlerdir. Bun- ların roman addedilecek kadar kadar garip bir — sergüzeştleri vardır. ı Cevizci Osman Baba l taşıyan bir İngiliz gemlsinin mü- rettebatındandılar. 1787 tarihinde Ingiltereden hareket etmişlerdi. Hindistana gideceklerdi. Fakat yolda İsyan ettiler, kaptan ile kaptana sadık kalan tayfaları bir ] 11 Boyan Avrupalı Bounty adını sandala bindirerek — bıraktıktan #onra gemiye hâkim — oldular. (Hayti) adalarına gittiler. İçlerinden bir kasmı orada karaya çıktı, zencilerin arasında kayboldu. Geriye kalan asilerden âdan, Sudan Geçinenler yor. Benim Taksimde bir apart- manım, — Fatihte bir hamamım, " Aksarayda bir konağım, Yeşil- köyde de bir bağım vardır! Sonra ilâve etti: — Lâfmı bu seninki de şimdi? Bu iş benl — geçindirmiyor da bu ayazı, bu külfeti, bu zahmetl babanın hayrına mı çekiyorum? Yoksa burada dostlar alış ve- Fişte görsünler diye mi dikiliyo- rum? Bir, koca — yüklü — küfeye, birde —ihtiyarın, — nice yılların yorgunlugıyla, Üstünde çok ge- zilmiş bir ohşap —döşeme gibi çökmüş omuzlarına baktım. ve haklı bir merakla sordum: — Bu küfeyi sen mi taşıyor- sun? Bu —sualime de, yine ayni edayle cevap vereceğini ve: — Hayır... Benim yarım dü- Nisan I Dünya Hâdiseleri Bir Vicdan Azabı.. Geçen ay Misisipi gazetel rinde Porter adi da bir adam, mi Ilânından dam, Antonia R ıkan hâdi: şar'ın — varislerli aradığını ilân ediyordu. Bu vi risler kısa bir zaman içinde me) dana çıktılar. Düçar olduklal hayretin derecesini tasavvur ed nir: Büyük annelerinden 50 ki sur yil evvel alınmış olan bi liranın kendilerine ladesi için ara nılıyorlardı. Arayan adam da b garabeti İzah iİçin: Babam vasiyet etmişti unutmuştum, sonradan hatırlayın ca vicdan axzabına uğradım diyordu. m—ı Bir gazete F Aııırlkının meşhur gazino larından biri — sıkıntıyi düşmüş, müstak demininin aylıkla rını aylarca gecile tirmiş, verememiş nihayet — mücsseseyi — kapamiy! karar vermiş, müstahdeminin ala' caklarını da sonra ödeyeceğini söylemiş. Müstahdeminin muka' belesl şudur: — Mücsseseyi — kapatmışlar, kapılarını — kilitlemişler ve polist telefon ederek açlık grevine baş" ladıklarını ilân etmişlerdir. Greaacenan eaEane ör ee eCEE EEESE C ELERENERAN KAmeeLELENRE NaZ 10 kişi, başkanlari Fleteher'in Idaresi altında tekrar denize açık dılar, bu defa yanlarına 11 tand yerli kadınla 6 tane de zencl almışlardı. Fleteher epeyce uzak* ta ıssız bir ada olduğunu hatır* lamıştı. Oraya gittiler, yerleştiler. Fakat çok geçmeden aralarında İhtilâf — çıktı. — Zenciler köpel gibi — çalıştırıldıklarından, — helâ kadınsiız — kaldıklarından — şikie yet ediyorlardı, renkli kadınlar dâ beyaz erkeklerden ziyade zenel"| leri seviyorlardı. Nihayet renkdi| kadınlarla zenciler lsyan ettiler| beyaz erkeklerin sekiz tanesini | öldürdüler ve adada yalnız kaldi” Yeni usulde ladılar, şimdi orada beyazlar” dan yalmız bir kişi ile melez ço luk çocuk kalmışlardı. madı. Bugün adada 70 kişi otuf” maktadı züne uşağım, ve hamalım vardır! Diyeceğini sandım. sonra da: — Lâfmı bu seninki de şim* di? Tabii kendim - sırtlıyorut! küfemi! Diyecek gibi geldi banâı Meğer Osman beabanın hakikat | hamalı varmış: — Küfemi oğlum taşır! Dedk O fabrika amelesidir, sabahlar! işine giderken — küfemi buray$ getirir, akşamları dönerken eve kadar götürür. Ondan savff bına taşıması, benden de satı | Oğlum evlenmeden kazant” mızı da - biribirine katıp, lllv rahat yaşıyorduk. Halbuki şimdi ben, karısı olacak kadınla nemiyorum, ve bir başıma y yorum. Geçim güç oluyor yüzden! ' j Ayrılırken o aert yınıyaıll"' — Şu mübarek Ramazan yirlisile bir gelse; bizim yüzüm de gülecek. Zira tatlı tencer! kaynamıya başlayınca ceviz da artarl. Yakaan,, şimelkl MN işler oldukça kesatl

Bu sayıdan diğer sayfalar: