23 Temmuz 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

23 Temmuz 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Pazarola Şair Oldu — Hasan Beyim, he edersin orada? yayılmışta — Sorma, sanki bir. balığım, | Susuz kaldım karada! O —Ayi Şairlik görüyorum kabardı.. damarların, — Ne yapayım? Sarmısaklı Cacık yedim de sardı. — Şalrlikle ne ilgisi olur yahu Cacığın? — Ortalıkta, hiyardan - bol H#ir var yıgın yığın. — Hazır elin değmiş iken, Otür da bir divan yaz, — Yazar idim, esmiş olsa Yöyle tatlı bir poyraz, — Yoksa — sıcak, Senin de mi kuruttu? — Sus! Çocuğu bizim bacı daha şimdi uyuttu. -— Ne var, ne yok daha Yözüm, şu Alemde bakalım? Ilhamını — Bir haftadır. tıraş oldum hâlâ bitmez sakalım. — Anlaşıldı — lâf İmkânı yok seninle, — Sen dilini biraz kıs da ben söyleyim, sen dinler — Musolini bu sıcakta Afri- kayı boylamış.. — Halit Ziyayı “ Tan ,, da epey paylamış. — Kayseride Erciyeşe yine #pey kar yağmış.. — Rokfeller'i — öldü dedik, Meğer hâlâ da sağmış! , — Ekmek narkı karar kılmış Yine On bir kuruşta.. — Nakaut etmiş Karnera'yı Marael Til bir. vuruştal. — Habeşistan hudutlarda yüz- bin asker topladı. — Sevincinden Italyanın yüre- "İği hopladı. — Şu — Uluslar &cap nedir faydası? — Yine ötmeye başladı mahut B“]H" gaydası. — Ben usandım lâf etmekten, UYyku girdi gözüme, — Pek güzel, işte bende Yökün çektim sözümel etmenin Peyami Kurumunun Süilüee Atalar böyle dermlş; Tatlı dil bir hünermiş. “Kem söz ile kem akça Sahibine dönermiş !,, | man kahve İçsem uyuyamiyorum. — Hasan Beyciğim! Ne za- — Tuhaf şey! Bende de akgl!.. Ne zaman uyursam, kahve içe- miyorum ! NASIHAT Ulaşır amaca yavaş yürüyen, Çabuk — yorulursun, pek hızlı koşma, Yerini Rastgele Gözlerim uyanık, Pirinci görüp te Temkinli önceden — şavulla, sofraya hemen davranıp beyen; yanaşma | kulak - kirişte, sanma erişte, tuttuğun — işle, Sebepli, sebepsiz sevinip coşma ! * Uzaktan geç eğer tehlike varsa, Varsın başkaları Ne kediden kaçın, toplasın parsa, ne sokul parsa, Uyuyan yılana hele yaklaşma ! Bir Düşünüp * çiçek - bulursan, taşın da Bastığın yerleri iyice yaz et; et, onunla öylece söz gözet ; | kuldü: | ğ uşağı sordu: — Aç gözlerini sevdiceğim, bahtım uyansın !.. --. İnsan oğlu bocalar, Her ne bulsa kurcalar, Bu bir Ünlü kelâmdır; “Bal tutan parmak yalar!,, Anlayamadım Karısı Hasan B.le kadın ber- berinden çıkıyordu; — dilenel so- | — Allah rızası için bir sadaka, — Biraz evvel dükkâna girere ken vermiştim. — Darılmayın bayan okadar güzelleşmişsiniz ki — biraz — evvel girenin siz olduğunuzu yüzünüzden anlıyamadım. Iyi Edersin Hasan Bey — traş - olmuştu; — Karşınızdan aynayı da kal- dırayım mı? — Kaldırırsan iyi — edersin, Iniz kalmak isi ğ | — Hâhi Hasan Bey! Ne söy- lesem, bir kulağından girip, öte- kinden çıkıyor. — Tabit değil mi ya ? Birin- den giren, ötekinden çikmıyacak olsaydı, tek kulak memize yetmi- .. ATA SÖZLERİ -—? n Bu sözümü gel dinle, Merhamet değil binle, Ne verirsen elinle O gidermiş seninle, Hasan Bey — Tanrı, kadını en sonra yarattığına İyi etmiş! — Neden Hasan Bey? — Önce yaratmış olsaydı, her işe burnunu. sokar, hilkate «| mani olurdu da ondan ! | gil, iki hizmetçi arıyorum; Hasan Beyin Telgrafı Pazarola Hasan Bey, bir tel- graf çekmek Üzere tegrafhaneye gitmişti. Memur kendisine bir | kâğıt uzattı. — Telgrafını şuraya yaz da getir, Hasan Bey! Dedi. Hasan Bey kizdı. — Hâhi bay memur, dedi, yas zi bilseydim, telgraf — çekmez, mektup yazar gönderirdim. Damadın Meziyetleri Hasan Bey, bir ahbabına, k z için bir koca tavaye ediyordu. — Yakışıklı bir gençtir, di- yordu, boyu bosu yerinde, eli yü- zü düzgündür. Ahbabı: — Başka meziyetleri de yok- mu? Diye sorunca, Hasan Beyı — Iyi de dans eder! Dedi, Hasan Beyin Serveti Hasan Bey: — Ben zenginliğimi alaımın teri ile, çabalaya çabalaya ka- zandım! Diyordu, Bunu işitenlerden biri; — Tuhafl Dedi. Ben, baban- dan kaldı biliyordum. — Evet, babamdan kaldı am- ma, kurtarıncaya kadar ne çekti- gimi ben bilirim! Hasan Bey Hizmetçi Arayor Hasan Bey hizmetçi arıyordu. Kadıncağızın biri müracaat etti: — Hasan Bey, siz bir. hiz« metçi arıyormışsınız, doğru mu? Diye sordu. Hasan Bey: — Evet; dedi. Fakat bir. de- bir, giden hizmetçimi, bir de onun ye- rine gelecek olanı! litifat Hasan B. Bay Mehmede rast« ladı: — Yüzünden zekânın kuvveti belli oluyor, dedi, senin yüzünü kim görse ne zeki adam oldüğunu derhal anlar. Bay Moehmet şaşırdı: — Bu İltifat neden Hasan B.? — Benim sana çok benzedi: ğgimi söylediler de.. GÖRÜNÜR İnsanın dalma Daracık — muhiti Kaf dağında Kartalor. kendini Mürdi sözüne Her taze Tohuma mağrurdur engin görür Üç kuruşu varsa zengin civandır kanar, simada kaçmıştır, * Özü, görünür: kendini — gözü, görünür. sanır, aldanır, Özünü — tanır, ergin — görünür. Öyle acalptir. insanın hâli, hakikata olsa da Uymaz Başkası asla Yusuf hayali; misali, Onun gözlerine çirkin görünür. * Kilnat aç gezer, her Hele evlâdına benziyen yavrusu, Malının değeri “Kuzguna, o sade - toktuür, şeyden — çoktur, yoktur. görünür.,, şahin

Bu sayıdan diğer sayfalar: