22 Ağustos 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

22 Ağustos 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22.. iğııf!os Hergün Yazı Çok Oldağu için Bugün Konamadı Vor Mı, Yok Mu? Maltepeliler Sivri- sinekten Şikâyetçi Değiller ! Şehrimizin Anadolu yakasında bir aralık kökü tamamen kurumuş olan sivrisineklerin tekrar çoğal- mıya başladıkları iddiası etrafında bir arkadaşımızda açılan anket devam ederken bize de bu mesele #trafında Maltepeden bir mektup geldi. Bu mektuba Imza koyanları Feyzullah caddesinde 34 nu- maralı evde maliye mütekaitle- rinden Osman, 32 sayılı evde Ibrahim, 18 sayılı evde Rasime Ismall ve kardeşleri, hat boyun- da mütekait — mülâzım Hasan Basri, küçükyalı caddesinde 51 sayılı evde Kemal, 3 sayılında Mehmet, dörtyol sokağında 17 numarada Yusuf oğlu Abbaatır, Bu okuyucularımız diyorlarklı Sıtma mücadele kurumu kö- yümüzdeki sivri sinekleri yok et- miye var kuvvetile çalışmaktadır, bu yüzden çok rahatız, bir çok- larımız cibinlikleri kaldırdılar. Bu işin yalnız kötü tarafımı değil, İyl tarafını da görmek ve söyle- mek bir vicdan borcudur. Savaş kurumunun bu değerli çalışma- #ından duyduğumuz sevinci sayğı değer gazetenize bildiririz. İktisat Lisesinden Çıkanlar Bunlara Derhal Birer Vazife Verilecek Bu yıl, yüksek iktisat ve tica- Tet mektebinden mezun olacakla- Tn miktari, geçen yıllara nispstle çok daha fazladır. Bunun da Bebebi, bu yıl, devam mecburiye- Hinin konulmasıdır. Haziran dev- resinde İmtihana giren 99 tale- beden ancak 5 kişi müvaffak olmuşsa da, —Eylül devresinde Muvaffakiyetin ziyadeleşeceği umulmaktadır. Bu —mektebin — mezunlarına Ekonomi Bakanlığı, — doğrudan doğruya İş verecek ve bilhassa evvelâ Hcaret odaları — kendi sekreterliğinde kullanacaktır. Bir Kadın Sarhoş Olmuş Melâhat adında bir kadin, suçlu olarak Adliyeye verilmiştir. Müddeiumumilik de tevkifini iste- yerek bu kadını İkinci Müstan- tikliğe — göndermiştir. Melâhatin yakalanmasını icap ettiren İddia Şudur: Melâhat evvolisi akşam fazla İiçmiş, Beyoğlunda nâra atmaya başlamış. Polis kendisini yakala- mak İistemiş. Melâhat bundan Mütcessir — olmuş. Polise karşı gelmeye yeltenmiştir. Ikinci Müstantik işte bu iddiayı tahkik etmektedir. Örnek Hastanesi Haydarpaşada yapılmakta olan Yeni hastanenin açılma töreni önü- | Müzdeki 29 birinci teşrin Cümhu- et bayramında yapılacaktır. Resimli Makale SON POSTA W Vektebe Girerken B l Mektepler açılmak Üzere, Oğlunu mektebe veren her babanın ona en büyük öğüdü budurı Ben babamdan ilerideyim. Sen benden ile- ride olmalısın. Bir çocuğun en büyük hedefi babasını geçmek olmalı- dır. Baba, geçmiş bir devrin adamıdır. Onun düşüncesi, duygusu, bilgisi eekimiştir. Yoni nesil onlari gerlde brak p ileri bakmalıdır. Babasını geçemiyen çocuk gerl kalmış demektir. Hangl mesleğe, hayatın hangi şubesine gi Ustün olmalıdır. Çocuğu babı daha iyi doktor, daha Iyi yazıcı, hatta daha mükemmel adam olmazsa, baba vazifesini yapmamış, çocuklar da hayatta kendisine lâyık olan rolü alamamış demektir. Cemiyet, ancak yeni neslin ileri hamlelerile ileri gider. giraln, genç, eekl ha iyi avukat, Nesiller değiştikçe cemiyet de değişir. İeri, gözünüz dalma ileride olsun. DAHİLİ HABERLER Gözleri Yaşlı Bir Suçlu Ben, Diyor, Mümtaz Bir Adamım Dün öğleden sonra Birinci Sulh cezaya Ali Isminde bir adam ge- tirilerek sorguya çekilmiştir. Ali kırk yaşlarında saç #akal karma karışık, perişan, Üstü bap içkl kokusu içinde bir adamdır. Suçu da sarhoş olmak ve gece yarısı sokak ortalarında nâra atarak halkı rahatsız etmektir. Hk suallerden sonra hüâkim, Aliye, yaptığı suçu sordu. Ali de söze başlıyarak şöyle garip ifade verdi: — Ben kimim, biliyor musun? Ben dünyanın en mümtaz ada- mıyım, Ben tövbe kitabına el bastım. Benden fonalık gelmez. Fakat beni takdir eden yok!. Ne güzel şeydir. gu İçki! Aynı zamanda fenadır da.. Her bhususiyet içki e dişa vürür. Meselâ şimdi ba« na böyle cevherler söyleten de içkidir!.. Suçlu bu sözleri hem söylüyor, hem de göz yaşı döküyordu. — Geç bunları efendim, Içtin mi içmedin mi? — İçtim. — Ne içtin? — İspirto içtim. — Bağırıp çağırdın mı? — Bağırıp çağırmışımdır. Fa» kat her halde iyilik Içindir. — Seni tevkif ediyorum. Suçlu birden değişti. Garlp bir tehevvlira kapildi ve jandar- ma kendisini alıp götürürken o devam ediyordu: — Benli anlyan yok, Vicdanı- min aynasinı bulamıyorum.. Belediye, geçenlerde blütün bar, birahane, kahvoe, han, otel ve salre gibi yerleri umum! ve resmi bir tarifeye bağlamış ve birer mühürlü resm! liste tanzim ederek bu yerlere vermişti. Bu listelein göze gözükür bir yere konması da Belediye nizamları iktizasındandır. Fakat halk tarafından yapılan birçok şikâyetlere göre, bir kısım kahve ve gazinolar belediyenin bu tarife ve listelerine riayet et- memekte, kendileri tertip ettik- Lokanta Ve Gazinolardan Şikâyet Var — leri hususl tarifelerle müşteriler- den diledikleri gibi para almak- tadırlar. Belediye, bu ciheti göz önüne almış olup, bunların her birerini birer birer tetkik etmek imkânı olmadığından, halktan bu şekilde bir muameleye maruz kalanların derhal belediye zabıtasını haber- dar etmeleri istenmektedir. Her yer, belediye tarifesi dahilinde müşteriden para almıya ve her isteyen müşteriye de — belediye- nin tasdikli tarifesini göstermiye mecburdur. Şehrimizde bulunan İItalyan zxabit namzetleri dün SA de dahilinde ve Buğaziçinde gezintiler yapmışlardır. Misafir zabitler bu arada müzeleri ve camileri de gezmişlerdir. Resimde misafir Italyan zabit namxetlerinden bir kaçını görüyorsunuz. şehlr Yalovaya onbeş yapacanız masraf gü Ötel bir kişilik oda Banyo Yekün Varna ve Romanyaya gitseniz İSTER İNAN 5'“ istirabat ve tedaviye gitseniz lr: o eee Yemek (öğle, akşam ve kahvaltı) 800 Başka hiçbir masrafınız olmasa günde ı'ı'kiı Tira sar. fına meobursunuz. Önbeş günde 180 lira eder. İSTER şudur: Pasaport 800 vapacağınız — mdsral İNANMA! Gitme gelme vapur Horeti birincl 45 lira 26 Biriaci sınıf otel, yemek, vesnire günde 150 kuruştan onbeş günde 99 , Yalavada önbeş gün 120, Romanya ve Varnada 90 Hiraya mal oluyor. Bu şersit dahilinde Yelovaya ecnebi getirmek mümkün olabileceğine, artık; İSTER İNAN İSTER İNANMA! Yekün 08 Sav'a 3 : KAR C, | Sözün Kısası Ya Sert Olsaydı ?! Ek -Ta Teknik demek ©o demek!.. Cim Londos'u tüy gibl yere vur- muş, artık başkaları viz. gelir!. Heykel gibi bir vücut.. Sanki yeddi kudret yekpare çelikten dökmüş.. Kurtdereli ile Kara Ah- met mezarlarında hasetten çoetlı. yorlardır.. Yüzüne dikkat ettiniz mi? Musoliniye benzer çizgileri var; onun azmi, onun iradesi, onun kudreti.. Gazeteciler, fotoğrafçılar, per- vane gibi etrafında dolaşıyorlar. Hangl gazeteyi açsanız: — Babasile Idman yaptığının resmidiri. Güldüğünün resmldir!. Pazılarının resmidir!. Bilmem kiml yendiğinla resmidir!. Sorgular, cevaplar tümen ti- men. Her lâf, on minare boyun- da, zibinlerin üzerine bir varyoz ağırlığile, “küt,, diye düşüyor. Sa- de bu lâf kalabalığı, değil bir hasmı, bütün bir kütleyi yere sermiye, ona pes dedirtmiye kâfi. Barl yanda, saf, mütevekkil, sessiz. bir Türk çocuğu daha, doğduğu zaman, babası, onun, günün birinde pehlivan olacağını aklına bile getirmiyerek, yahut ki onun çalımsız vücuduna bu zorlu — xanaati yakıştırmıyarak, adını Mülâyim koymuş. Gazeteciler, hatırı kalmasın kabilinden de kendisine de baş vurdukları zaman ne cevap ve- receğini bilmiyor, şaşırıyor. Bir mektep talebesi kadar mahcup, yapacağı güreşin acaba ne neti- ce vereceğini kendisinden — sor- dukları vakit: — Ne bileyim? Diyor. Inşa- lah yenmiye çalışacağım. Baka:« hm gayri! Yerlerde *sürünen bu cevap, gürültülü diyevlerden hoşlanan bu günün okuyucusunu kandıracak mahiyette değildir. Gazete say- falarına küçücük puntolarla ge- çiyor. Bu mız mız adama iİçin için acıyan — merhametli — İnsanlar da var: * Zavallı diyorlar; başına gelecek var. Derken, büyük gün geliyor. Neticeyi önceden kestirip, bey- hude zahmet ettiklerine kall olarak Taksim Stadyomuna gelen binlerce kişinin karşısında güreş başlıyor. Şık, göz kamaştırıcı bir kimonoya bürünmüş, bu asrın teknikli pehlivanı, yerli malı bir Bursa bornozuna sarılmış basit kıyafetli, çalımsız ve çelimsiz hasmı İle karşılaşıyor. Bir hamle! bir tekl. Teknik altta.. Tevekkel ve İnanç Üsttel. Dikkat ediyorumı Tekniğiz ıstırabı. kadar feci bir manzara daha görmedim. Ötekinin kılı kıpırdamıyor. Eski Türk pehliva- nının tekniğe öyle bir yan gözle bakışı var kil. Yanımda oturan ve güreşenleri tanımayan yaşlıca bir adam, bana dönüp soruyor: — Üst olan pehlivan, kim? — Mülâyim. Ihtiyar, başımı sallayıp mırı- danıyor: — Mülâyim, öylemi? Ya, sert olaydı, ne olacakmış?! ZİNGAL PARKELERİ Kurudulmuş ve fırınlanmıştır. Bütün memlahkeatlerda takdir edilim!ştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: