29 Ekim 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

29 Ekim 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Birinci Teşrin Muharriti: Freeman Wille Crofis Başmüfettiş: “Bu Hemen İIrlandaya Git!,, Frenç gene düşünmeğe başladı. Her ne kadar binbaşıyı ittiham edecek ka- dar delil yoksa da, onun aleyhinde bir şüphe uyandıracak şeyler var- dı. Zaten İrlândada toplanan mü- Tümat ta Sir Conu ortadan kaldire Ması muhtemel yegâne adamın binbaşı olabileceği şüpbesini ver- Mişti. Bu para ihtilâfı da cinayete Pekâlâ — bir — sebep teşkil edebilirdi. Çün- kü binbaşı fena bir Vaziyetteydi ve baba- tnın — ölümile eline bayli para geçecekti. Maddi Delliler Yok Frenç — birdenbire kendini topladı. Yanlış yoldan gidiyordu. Maddi - deliller elde etmeden bir hüküm vermek kat'iyyen doğ- Tu olamazdı. Frenç birdenbire kendini topladı. Yanlış yoldan gidiyordu. Maddi delil- ler elde etmeden bir hüküm — vermek kat'iyyendoğru olamazdı. Bundan sonra Frenç, Sir Conun icat et- Meğe uğraştığı ipekli keten kumaş bakkında izahat aldı. Anlaşılan, Sir Con, böyle bir şey yapmak için yeni ve ucuz bir usul de icat etmiş, fakat bir nokta hakkında bazı müş- külâta maruz kalmış. Brine bu müşkülü hal- Tetmek için bir mühendis ile görüşmek üze- re İrlândaya gideceğini söylemiş ve mese- leyi gizli tutmasını da sıkı sıla tembih et - miş. 4 Frenç şofi gapkı Sir Conun Yeni İcadı Frenç: — Bu icadında muvaffak olsa tabil mil- yonlar kazanacaktı, değil mi? diye sordu. — Tabil. tahmin ediyordum. Bunlar ötedenberi Sir Conun bu gibi makine işlerini görürlerdi... Fakat İrlânda polisi bu adamları da ziyaret ederek, Sir Conun onlara uğramadığımı tes- bit etmiştir. Bildiğime göre Sir Con hare - ketinden evvel kimseye mektup yazmadı. — Yanlışınız var. Oğluna bir. mektup Yazmıştır. Bunun üzerine Frenç, Sir Conun ye- î—l Viktorla olan münasebatının dos- ne oli olmadığını sordu ve yine NW.-':.... ederek bunun da pek iyi Olmadığını işittiğini söyledi. Fakat bu ;—:. Brinden kat'i bir ceap aldı. Brin, ir Conla yeğeni arasında para olup olmadığını bilmediğini, fakat Vik- sık sık eve gelip amcası ile ü söyledi. Ihtiyarın Vasiyetnamesi Frenç, Brine teşekkür ettikten sonra, kendisinden yınkh”ııı_h anahtarını is- todi ve ihtiyarın kâğıtlarını karıştırmı- Ya başladı. Bir kaç saat meşgul olduğu İde, işine yarıyabilecek hiç bir vesika İamadı, Odadan çıkarken gözü yine duvarda- ki kazaya ilişti. Herhalde Sir Conun va- Siyetnamesi bunun içinde idi. Vasiyet- Bamenin muhteviyatına bir göz gezdi- tebilse, belki de bir ip ucu bulabilirdi. Filvaki gidip Sir Conun avukatlarından Malümat istiyebilirdi. Fakat bütün ik- Da kudretine rağmen onlardan faydalı :i. malümat alabileceğini zannetmiyor- u, , Frenç şoför Matingi de istiçvan cİ- - Mating efendisinin şapkasını tanıdı Ve Sir Conu otomobille Evston istasyo> Nuna kadar götürdüğünü, biletlerini a- hp vagona kadar teşyi ettiğini, fakat Yataklı kompatımanın daba evvelden futulmuş olduğunu söyledi. 3 Frenç usulen hizmetçileri de istiçvap “Hiktem sonra, Mis Magilden müsaade 29/10/935 Kanaatta Isen Frenç Dedi tör Natingi de isticvap etti. Şoför efendisinin —— asını tanıdı ve Sir Conu otomobille Ewston'a gö- türdüğünü söyled. alarak evden çıktı. x» Frenç, Sir Conun evinden çıktığı za- |man vakit epey ilerlemişti. Bu saatte kimseyi bulmak kabil değildi. Ertesi sa- bah doğruca Sir Conun hukuk müşavir- İliğini yapan Hepelyoyt ve İngram mü- essesesine gitti ve Mister İngramla gö- |rüştü. Tahmin ettiği gibi bunlardan da fazla malümat alamadı. Sir Conun ta- |limatı mucibince istediği vasiyetnameyi tanzim edip kendisine göndermişlerdi. |Muhteviyatına gelince, akıllarında kal- dığına göre, Frençin dediği gibi idi. Kendileri de fazla bir şey hatırlamıyor- lardı. Frenç, ihtiyar hukukçuyu fazla söyletemiyeceğini anladı ve kendilerine teşekkür ederek sokağa çıktı. .Buradan Viktorun komisyonculuğu- nu yaptığı Hopvud ve Meritot otomo- bi ticarethanesine gitti ve Mister Hop- vudu bir köşeye çekip meselenin ciddi- yetini izah ettikten sonra Viktor hak- i|kında malümat istedi. Fakat Hopvud, SON POSTA Bugünkü Muhtelif Gösteriler Cumhuriyetin 12 inci yıldönümü münasebetile bugün yapılacak olan muhtelif toplantı ve resmi gösteri- den gayri tezahürler aşağıya kay- dedilmiştir: * Bakırköy C. H. P. tarafından Cumhuriyetin 12 inci yıldönümü münasebetile bugün saat 9 dan on ıikiye kadar sürmek üzere İstasyon spor alanında bir tören hazırlanmış- tır. Törenden sonra yeni yapılan İn- cirli asfalt yolunun açılma resmi ya- pılacak, gece de Sümerbank fabri- kası salonunda bir balo verilecektir. * T.İ.C.l. nn Bayram kutlulaması T.İ.C. I. İstanbul bölgesi başkan- lığından: Cumhuriyetimizin on ikin- ci yıldönümü münasebetile bütün birleşik klüplerimize ve bütün spor- lul gençlerimize tebriklerimizi suna- rız. d Havacılık sergisi Hava kurumu Fatih şubesi, Fatih Halkevinde bir sergi hazırlamıştır. Sergi bugün saat 15 te törenle açıla- caktır. x Kadirga talebe yurdunda dikilen Atatürk büstü ile, yeniden tamir o- lunup yurda katılan iki pavyonun a- çılış töreni bugün yapılacaktır. * Bütün fırka merkezleri, bugün ü- |yelerin tebriklerini kabul edecek ve |geceleyin toplantılar tertip edecek- lerdir. * Eminönü Halkevi de bu akşam sa- mek üzere bir balo tertip etmiştir. Cümhuriyet Bayramı (Baş tarafı 9 uncu sahifede) 16— Aaya, Avrupa ve Afrikada Türk - Osmanlı İmparatorluğu 17— Türkiye Camhuriyeti. Fakat bu devletlerin ve adları bu at 22 den geç vakte kadar devam et- MÜSABAKALI HİKÂYELER Dokuzuncu Sahte Vasiyetnamq — Gayet basit. Tam o esnada, Bay Veterhedin katlolunduğunu gazeleler- de okumuştum. Ortağı Bay Hiberti ise, şahsan tanımıyordum. Bundan sonra, müteveffanın imza - sını tetkik eden yazı mütehassısları u- sulen dinlendiler. Netice kat'i idi. 7900 tarihli vasiyet- name iptal edilerek 1897 tarihlisi mev- kü icraya koyuldu. | Mahkemenin kararını müteakıp ta, Bay Persival Bruks sahtekârlık ve iğfal İnin emrile tevkif edildi. | vin ğ İki gün sonra, Persival tekrardan hâ- kimlerin karşısına çıktığı vakit, suç - |suzluğunu bilen ve adaletin ergeç te - Jeslesine güvenen her insan gibi sa- İkin ve hattâ biraz da mağrur bulunu - 'yordu. İlk vasiyetname sayesinde bile ö - 'nemli bir servete sahip bulunan milyo- nerzadenin o gün mahkeme karşısın - jdaki durumu cidden kabadayıca idi. Bittabi, sorgu, ihtiyar Bruksun ölümü ile, yastık altından çıkan vasiyetname- ye taallük ediyordu. İddia. makamına İgöre, bu vesika müttehemin o derece lehinde idi ki, bu sahtekârlığı ancak o yapmış olabilirdi. Persival bu ittihamı, gözlerinde hid- detle, fakat sükünla dinledi. Avukatı, buz gibi soğuk duruyordu. Siz, avukat Oranmoreyi hiç gördünüz, bilir misiniz? rır. Yaşlı bir kaynanayı hatırlatan tıraş yüzü, kalkık burnu, küçük gözleri ve mevzu olmuştur. Bu zatın, müdafaasını iki noktaya is- tinat ettireceği çabucak anlaşıldı. Bi - İrincisi zaman esası idi. Kâhya Oncil, cürümlerinden dolayı, müddeiumumi- | | Dikensin tablolarındaki eşhası andı- man, Bay Veterhedin içeriye doğru şöyle seslendiğini duydu: — Şimdi artık sakin olun. Üzülme- yin, Her şey yolundadır. Vasiyetname- niz benim cebimde bulunuyor. Sizin emriniz olmadıkça onun tek bir keli « mesi dahi değişemez! ! Bu şahadet dikkate çok şayandı. Bu- nunla beraber, hizmetçi, bir ölünün ge- |me başka bir ölüye söylemiş olduğu sözleri naklediyordu! Evet, şayet başka şahitlerin de ifa « deleri olmamış olsaydı, Marinin şaha- deti ihtimal ki hesaba bile katılmıya - caktı. Lâkin Bay Barkstonun da şaha- deti olduğu gibi, doktor Mulligan da oldukça önemli bir ifade verecekti. Bu hekim, yaşlı başlı, temiz ahlâklı ve mesleğinde temeyyüz etmiş bir a- |damdı. Onun da sözleri hizmetçi kızın sözlerini teyit etti. Doktor, dedi ki: Ben, o gün sant dört buçukta Bay Bruksun yanına vardım. O esnada, no- ymmmy&m»n kendisinin yeniden vâki olan sualleri. derece dermansız olmakla beraber, ne karşılık, vasiyetnameyi Bay Persi- kendini biliyor ve sakin bulunuyordu. Muayene neticesinde, kalbinde vahim Viktor hakkında çok bir şey “1":'_ cetvele sokulmıyan düzünelerle hü - #ini, bildiklerini maalmemnuniye anlar | LA L irkün özüne, ya- tacağını söyledi. BİR radılışına, yapılışına ve tarihine en Büyük Bir Komley uygun olanı Türkiye Cumhuriyetidir. İfadesine ıııırıı.:n' Viktor l—:ı “-::; O, her şeyden önce adile Türktür. Ö- evvel müesseseye intisap etmiş. val'a sabahın saat on birinde tevdi ey- lemiş olduğunu bilâtereddüt söyledi. bir arıza buldum. Ölüm muhakkaktı. Hemen bunun arkasından, sayin a-/ Bana hitapla: «Müsterihim, doktor! vukat, vasiyetnameyi Persivalin elin - dedi. Vasiyetnamemi yaptım. O şimdi, h_dethdeMM.kahu Na çağırttı |se el süremez. Hatta o çapkın..» sözle- sivalin, saat on ikiye çeyrek kala, ya- WMümü,oın— Bunlardan Bay Barkston, Bay Per-| rini tamamlıyamadı. Can çekişmeğe — müşteri kazanmağa muvaffak ol - :.,.K-lhho—dı(m)l—'mll" yası ücret ve büyük de bir komisyon ve- riyorlarmış. Bu komisyon gittikçe art- mış ve bir sene evvelisi (1500) İngiliz lirasına baliğ olmuş. Viktorun sürdüğü hayata bakılırsa, herhalde kendinin de ı.,,_hıııılbk serveti olması lüzım ! (Arkası var) işlri ——x——”— — Nara Atan Arabacı sarhoş olarak ara- basını alabildiğine süren ve bu sıra- |da nara atarak etrafa korku saçan |Ziya isminde biri tutulmuştur. aa aeenmaşanae Son Posta İLÂN FİATLARI 1 — Gazetenin esas — yazısile bir sütünun iki satırı bir (santim) sayılır. g — BSayfasına göre bir san- tamin İlân fiatı şunlardırı 3 — Bir santimde vasati (8) kelime vardır. 4 — İnce ve kalın yazılar tutucakları yere — göre santimle ö'çülür. e mışlardır. Türkiye Cumhuriyeti doğ- radan doğruya milletin adını taşı - makla seçkinleşmektedir. Sonra bu Cumhuriyet, bütün eski Türk devlet- lerinden ve hattâ bütün dünya tari « hindeki hükümetlerden başka bir biçimde ve başka şartlar altında doğ- muştur. Onun kuruluşunda ölüme sü- rüklenmek istenilen bir milletin, Tür- kün kükremesi, coşup taşması, bir tek yürek halinde ayaklanması görü- nür. Bu kükreyiş, bu coşup taşış, ba ayaklanış bütün cihana parmak ısırt- tı ve bütün cihana diz çöktürdü. Ondan dolayıdır ki - Cumhuriyet Bayramı hiç bir bayramla ölçülemez ve yine hiç bir bayram bize onun ver. diği sevinci, kıvancı veremez, — Biz bugünü — kutlarken uzun — mücadele yıllarının her biri milli bir 'destan o- dlan zaferlerini hatırlarız, sonra ya- pılan büyük devrimleri ve o devrim- lerin bize getirdiği maddi ve manevi kazançları hatırlarız. Cumhuriyet, Türkün yalnız kurtu- luş günü değil, olgunluğa doğru atı- lış ve yükseliş günüdür. Cumhariyet, Türk istiklâlinin doğumunu ve Türke lâyık olan en parlak, en nurlu bir is. tikbal afkunun açılışını temsil eder. Bütün millet işte bu yüzden şimdi eş. siz bir heyecan ile yapıyor, kendi istiklâlini kuran ve istikbalini aydınlatan büyük adamın yüksek a- “ |dımı saygı ve sevgi ile anıp kıvançara bürünüyor. ğ Bu bayram Türkün bayramıdır. O. nu kendi yarattı ve kendi yaşatıyor. M. T. Tan zahanesine geldiğini söylcdiği gibi, or- tağı Bay Maud ile iki kâtip te ayni şeyi tekrarladılar. O zaman, avukat Oranmore, pek bü- yük bir mantıkla, Persivalin üç çeyrek sant içerisinde, bir kâğıtçı dükkânın - dan, vasiyetnamenin kâğıdına tıpkı tıp- kısına benzer kâğıt satın alıp, sonra da Bay Veterhedin yazısile Bruksun, kâhyanın ve uşak Muninin imzalarını taklit etmesine ve fazla olarak ta ya- rım saatlik yolda bulunan noter daire- sine gitmesine imkân olmadığını izah etti. Bu kadar mühim bir sahtekârlık, u- zun uzadıya iptidai hazırlıklara muh - taç bulunduğu gibi, icrası da oldukça zamana bağlıdır. En usta sahtekârlar bile, Bay Persivale isnat olunan işi bu kadar çabuk ve bu derece kolaylıkla başaramazlar. Maamafih, hâkim tereddüt ediyordu. Kurnaz avukat onun kanaatini sars - mış, fakat büsbütün silememişti. Şim- di de en son kozunu oynamağa hazır - lanıyordu. Bruks ailesinin yanında hizmet eden o&lhnecçilıiıdıaMııh'ııönlm—. mesini istedi. Bu kadın, vak'a günü, hastabakıcının istemiş olduğu sıcak su- . İgitmişti. İçeriye gireceği esnada, ka - |pıyı Bay Veterked açtı ve dışarıya çıktı. Mari, ibrik elinde durdu, Ve o za - Hi - ee Ö d SÜa Gi zi Ka llli e l dan itibaren oğullarını da tanıyama - mıştır. İhtiyar: — Görüyorsunuz ya? dedi. İddia sarsılıyordu. Avukat Örenmore, onun ;Üwbmüı_ıhnhlhhnva. mişti. Vasiyetname sahte idi; şüphe yok! Lâkin bu sahtekârlığın, Persiva- h'hd—molduhmı,hnıo- nun bundan haberdar bulunduğuna |dair ortada en ufak bir delil dahi yok- tu. Hizmetçi Mari ile doktor Mulliga - |nın şahadetleri gayri kabili ret idi. Her ikisi de, vasiyetnamenin, — saat dördü |geyrek geçe, konaktan çıkan noterin |cebinde olduğunu, ve üç çeyrek sonra î&ıohhıohhıb'li bulunduğun u | söylüyorlardı. n Halbuki Bay Persival o gün öğleden sonra ve akşam üzeri, bir dakika bile hai b Binaenaleyh, hakiki vasiyetnameyi ele geçirmiş olması ihtimal haricinde idi. Mademki, ortaya konan vasiyetna -« ııııe sahteydi, o halde, noterin cebinde |bulunan asıl öteki nerede bulunuyor * du?. (Sayın okuyucular bu meseleyi örten esrar perdesini de, bundan ön- Inhı“ler gibi, kendi kendilerine yırt- imağa gayret edeceklerdir.) & tnlidepi

Bu sayıdan diğer sayfalar: