28 Aralık 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 1

28 Aralık 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

g 'daresi Bu Bayramda SON POSTA gazetesi matbaasındadır. Telefon: 20203 Telgraf: İst. Sonposta Posta kutusu: İst. 741 — CUMARTESİ — 28 Birincikânun 1935 Dil Meselesi: Güneş - Dil Teorisinin Sene 19 — No.185 Makalle Yolu Üzerinde Habeşler Italyan Mevzilerini | kaynakları Ve Ana Hatları İşgal Ettiler n l Centilmen Oyun Sporla ne istiyoruz? Kuvvetli bir gövde, şişkin pazılar veya atik ba - taklar mı? Hayvan kuvvetini ne ka- dar arttırsak, Cöngl'ün en basit yara- tıkları derecesine çıkabilir miyiz? Biz spordan ahlâk istiyoruz. Biz spor meydanlarında uzuv hareketl. ni seyrederken, ancak, gençlerimizin iç kuvvetleri tamamlanmakta olduğu- nu.düşünerek zevk duymaktayız, Şarkta gördi dan biri, ne siyasi, ne de fikir haya- tında talii kabul etmemek veya bir ka- naate hak vermemek için, insanların efendiliklerinden ne kadar kaybetmek- te olduklarını görmektir. Sporun yur- du saymakta olduğumuz — İn; n umumi yaşayıştaki hususiyetlerine ba- kınız: Seçim savaşlarında veya müna- kaşalarında bulununuz Sonra bir maç- larına gidiniz. Yenmekte ve yenilişte, zançta ve kayıpta, aynı — karakterin müvazenesinin hüküm sürmekte ol- duğunu göreceksiniz. Ankarada oturan bir İngiliz gen- &, bu şehrin klüplerinden birine ka- patlı idi, Klüp İstanbulda bir kayık ya- tışına girdi ve kaybetti. Bu gencin 12, 18 yaşlarındaki kardeşi diyordu kit Bunda sıkılacak ne var? Ankarada de- niz yok. Elbette İstanbullulara yeni- leceksiniz. Çok çalışırsanız, ilerde belki daha iyi netice alabilirsiniz. Bizim yalnız maçlardaki boğazlaş- ma ve kin manzarasına bakmayınız. Herhangi iki arkadaş arasındaki basit fikir veya bir gazete münakaşasını ta- kip ediniz. İki taraftan birinin ötöki- ne: «Hakkınız var!'» dememek - için, ne kadar küçüklüklere düşmekte ol- duğuna bakınız. Hayır, biz tazı kadar koşan, tavşan gibi zıplayan delikanlılar d biz sporlarımızdan efendi ve centilmenler istiyoruz. Efendi ve centilmen. Fakat bu iki kelime Türk milleti kadar kime daha çok yaraşabilir.? Biz sporla yalnız zayıfladığını gör- düğümüz beden kuvvetimizi geri af mak değil, kaybolmak tehlikesi gös- teren efendilik ananemizi - diriltmek İstiyoruz. Onun için bütün gazetelerimizden tekrar şunu istiyeceğiz: Bütün spor müsabakalarında, bütün — maçlarda, bütün yarışlarda efendice oyuna e - bütün yarışlarda (efendice oyunu) e- gas tutarak tenkitte bulunmak! Genç- İerde sporun rekor grafiğini değil, fa- kat karakter ve terbiye tesirlerini ta- kip etmek. Ancak bu süretledir ki, sporu, sirk müşterilerine lâyık bir temaşâ olmak- tan çıkararak ve yükselterek, başlıca gemiyet davalarından biri haline koy- muş oluruz. F. R. Atay DOKTOR Ferhan Yücer Paris Fakültesinden diplomalı Ayasofya, Yerebatan caddesi No, 43. Hergün öğleden sonra imüz başlıca zaaflar- | İki Taraf Da Büyük Muharebeler İçin Hazırlanıyor Adisababa, 27 (A. A.) — Resmen bildirildiğine göre, Decaz Hailakabe « da'nın kuvvetleri dün Tembien'de Ma- kalle yolu üzerinde müahtelif — İtalyan mevzilerini işgal etmişler ve I1 mitral. yöz ile mühim miktarda silâh ele ge « çirmişlerdir. Londra, 27 (A. A.) — Noel yortula- rı esnasında Habeşistanda hiç bir mü- him harp vak'ası olmamıştır. Fakat Reuter ajansının Adisababa ve Asma- ra'dan aldığı telgraflar muhtelif cep - helerde pek yakında mühim hareket « ler olacağına dair işaretleri ihtiva et « | mektedir, (Devamı 8 ıncı yüzde) Habeş İmparatoru Karargâhında Atatürkün Ankaraya Ayak Bastığı Gün Ankara Lisesinde Yetişenler, Dün, Bu Mutlu Günü Kutluladılar Ankara, 27 (A. A.) — Atatürk'ün 16 yıl evvel Ankaraya ayak bastığı gü- nün yıldönümü münasebetile ilbay Nev- zat Tandoğan ve e zamanki müdafaai hukuk heyetinden Diyanet İşleri Reisi Rifat Börekçi ve taylav Yahya Galip ve saireden mürekkep bir heyet bugün Atatürk'e Ankaralıların sevgi ve say - gılarını sunmuşlar, Atatürk te Ankara halkına teşekkür ve selâmlarını yolla- mışlardır. Ulu Önder Atatürk'ün Ankaraya a- yak bastığı mutlu günün 16 ıncı yıldö- nümü, dün Ankara İisesinden yetişen- ler kurumunun Halkevinde tertip et - tiği bir toplantı ile gençler tarafından heyecanlı bir surette ve coşkun teza - hüratla kutlulanmıştır. Tören, cemiyet reisi Cahit Üstünün Atatürkün Ankaray ak bastığı bü- yük günün kutsiyeti beyecanını ve ölmezliğini anlatan sözlerile açılmıştır. |Bunu müteakip kürsüye gelen Muzaf- fer, bugüne tekaddüm eden tarihi hâ - diselerin kısa bir tarihçesini yapmış, |Ankaralıların Atatürke karşı olan min. net ve şükranlarını bildirerek sözleri- ne son vermiştir. undan sonra kürsüye gelen genç - lerden Haşim ve Bedri, bu büyük gün- de duyduklarım çok güzel ifa; 'nutuklar söylemişler ve Bedrinii #Biz Ankaralıların karakteri, büyük yaratıcının uğrunda ve onun emrinde |son nefese kadar çalışmayı ülkü edin- mektiro. Sözleri şiddetle alkışlanmış - tır. Çok samimi ve heyecanlı geçen toplantıya hep bir ağızdan okunan is- tiklâl marşı ile son verilmiş ve Atatür- |ke, Ankaralıların saygı ve şükranları- ni bildiren telgraflar çekilmiştir. Gece Ankara Tenvir Edildi Ankara, 27 (A. A.) — Atatürk'ün Ankaraya ayak bastığı günün Yazan: İ. Necmi DİLMEN Türk dil araştırmaları, filoloji — ve lengülstik dünyasına yeni ışıklar sa - çan büyük bir dil teorisi doğurmuştur. Yüksek Türk jenisinin bulduğu bu ye- ni dil kuruluş kanunu, bütün yer yü- zü dil bilimini gerçek ve mülsbet bir ilim baline koyabilecek, erginlik ve ge- nişlikle kendini göstermektedir. Avrupada aşağı yukarı yüz yıldan- beri ileri götürülen dil araştırmaları, İsarfedilen büyük gayretlere rağmen, ,)hâlâ bugün bile müabet bir ilim mahi - yetini alamamıştır. En ünlü etimoloğla- rın yazılarına bakınız: Bir kelimenin eski Yunan ve Lâtin dillerindeki şe- killerini göstermek, en çok bunu bir de sanıkrit aslıyle karşılaştırmak, büyük bir hüner ve muvaffakiyet gibi tutulur. Dillerin ana kaynağını aramak yo « lundaki büyük ilim çalışmaları da, şim- diye kadar emniyetle dayanılabilir bir | a : sönuç verememiştir. O kadar ki bir çok | — Klâsik dilcilik çerçevesini aşarak, dil- yüksek enstitüler dillerin ana kaynağı | lerin ana kaynağını Türk dillerinin en- sorumunu halledilemez işler arasına ko- | gin varlığında aramayı düşünebilmiş - yarak artık bunun üzerine düşünmeyi | lan nadir âlimler, önlerinde yeni ve bile fazla görmektedirler. geniş bir ufuk açıldığını görmüşlerdir. Bu muvaffakiyetsizliğin başlıca se -| Almanyada Alman dilinin etimolojisine bebi ise, :'i;_î :;"P_- dilcilerinin bu ymerak sarmış bir lise profesörü olan araştırmada imi ve onun zengin, dünger, & ünü vetdi ö derin, evki varlığını gözönüne almama. ::"f_ı TEEL AAA iği "':'_ larından başka bir şey değildir. YU Haai ddi —.hıa-ıı— çeyi bilmiyen, onun' tarihini, türlü leh-| 'dea çelerini, kökleri içinde gizli ilkel dil sır- | 9*Y* Sevirdikten sonra önündeki ka « Jarını tanımayan bir araştırıcının, dil - ranlık muammaların perde perde açıl - lerin kaynağı meselesini halletmesine | dığını görerek gözleri kamaşmıştır. imkân yoktur. (Devamı 6 ıncı yüzde) Bayramın İlk Günü Ilık Bir Hava Içim!e Neş'e Ile Geçti Bayramın ilk gününden bir kaç görünüş: Çocukların neş'esi.. Kızılay rozeti dağıtan kızlarımız .. Sultanahmette atılan bayram topları.. Kapılarımızı çalan davulcu ve balonlarile bayrama çıkan miniminiler.. Dün İstanbul yaz bayramlarını ha-'çok rağbet gördü. Eski yaz bayramla- 16 mei tırlatan güneşli, ılık, tatlı ve neş'eli bir rına bhasret kalanlar, dün gönül ıı,'ıcıı yıldönümü münasebetile şehir dona «|şeker bayramı yaptı. Sabahtan başlı - bir hava içinde şeker bayramının ilk ler paltolarını, pardesülerini bü yüz « tılmış, gece her yer tenvir edilmiştir. Bu gece Halkevinde bir müsamere | Sokaklar saat sekizden itibaren yüz -| yan açık hava bütün gece devam etti. | gününü neş'e ile kutluladılar. |den tamamile atmıştı. Şeker dükkânla« Şehirde görülen bütün bu canlı ha - rile şeker sergileri dün de büyük bir ve C. H. Partisi Dumlupınar nahiyesin- |lerinden sıhhât ve neş'e fışkıran Türk reketler arasında en çok nazarı dikka- faaliyet içinde çalıştılar. Tramvaylar de de bir çaylı eğlence tertip edilmiş « tir. yavrularile mişbetle — çocuk doldu. eğlenceleri Göçen — yıllara 'ti celbeden bir hafta evvelki soğuklar. akşam üstü adam almıyacak kadar do- daha|la, dünkü ılık hava idi. Bir çok kimse- luyordu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: