17 Kasım 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

17 Kasım 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 EA İRİ SON “POSTA İrak li temeli Büyük Şefin huzurunda atıldı (Baştaraf: 6 ncı sayfada) Hikte bu akşam 18.45 de Elâziz'e mü - teveccihen hareket etmişlerdir. Hareketlerinden evvel valinin vali konağında şereflerine verdiği çayda bu unmuşlardır. Başvekilin nutku Diyarbakır 16 (A.A.) — Diyarıbakır - Cizre hattınm açılış töreninde Başvekil Celâl Bayar aşağıdaki nutku söylemiş - lerdir: Küreği elime aldıktan sonra bu se - vinçli gündeki tahassüslerimi ifade ar - kendimi kurtaramadım. büyüktür. Bugün resmen tö- tenini yaptığımız bu inşaatın nafla ha -| ya zda çok esaslı ve mühim bir mev- kli vardır. Bizi iki komşu ve dost mem -| » hududuna ulaştıracaktır. Ve şüp- | hesiz bu yollar geçtiği bölgede iklısadi olduğu kadar içtimai hayat ü -| de ilerleme vücuda getirecektir. İarla beraber sevincimizi arttı- refli bir mesele vardır, o da: cin, Atatürkün şu dakikada hu- şeref vermiş olmalarıdır. edersiniz” ki Türkiye cumhuri - ü * bütün sözleri dsi-| l Se ulmuştur, Bu inşaatın da değerli ve kiymetli ar- ısım AL Çetinkayanın elile ve ken- Küdretli idaresi altında ve prog- vilinde başarılacağına hiç şüphe n programında vi - nmıştır. Ve arzettiğim tirilecektir. Bu vesile /le hizmetlerle, emekle- bedeni mesaisi ile bi- #i eden fen arkadaşlarımı unut endilerinin liyakatle - niyoruz. Muvaffak Nafia Veklinin « pr bakır 16 (ÜA) — Nafla Vekili B, kaya Diyarbakır - Cizre hattınm yapılan temei atma töreninde aşağı- daki nutku söylemiştir? Btubterem Büşvekil, Sayın arkadaşlarım! ve yurddaşlarım: İki sene evvel 22/teşrinlevvel/1935 de bu rada bu güzel yurdda demiryolunun açılı - şını tesid ederken her şeyden, evvel, Ata - türk'ün pek yakından tanıdığı ve çok sev- diği Diyarbakırlılar, kıymetli selâm ve sev gilerini getirdiğimi tebşir ederim, demiş ve buna Atatürk'ten aldığım ilham ile hat şip- besiz Diyarıbakırda kalmıyacak Şarkta dost kardeş memleketlerinin demiryollarına şaenk “ve birleşecektir, sözlerini ilâve et işlik. Ne bahtiyarlık ki, her söz hareketi. le her milli İş ve davamızda bize ilham ve- ren Atatürk 21/E7101/1925 tarihinde Sam - sunda demiryolunun ilk temel atma zyera - simini bizzat yaplıklan 17 sene sonra Diya- rbakırı Iraka ve İrina birleştirecek olan hatların başlanması hatırasını tes'ld için yas ..— Küçük bir çocuk, elinden Adnanın ayak'arma doğru © yuvarlanan küçük sarı topunu hemen koşub almağa kor- kuy or. Bekliyor ki bu çılgın adam yeç- sin! Adnan, tıpkı, bir sabah Maçkadan yazıhanesine giderken uğradığı heye- cana tutulmuş gibidir. Hattâ belki de bu defaki heyecanı o günkünden bile fazla Tütüncülerle eczanelerin © önünden geçib Ankara Palasın köşesinden İske- leye dönerken, karşıki yüksek gazi dan ona «Adnan bey.. Adnan beyl> diye sesleniyorlâr. Bu Beslenenler, mühendis Şevki ile karısı Gencine, bir de harrir Zeki Tunçbaştır, Mühendis Şevki: — Sesimizi bile işitmiyor.. ne olmuş buna?.. Kiminle atışmış? Diyor. Gencine; — Nerimandan anlarız. Muhakkak o- na gelmiştir. Mütaleasmı yürütüyor. â dü v 2 Mike yiyin placak temel atma gününde lütfen Diyarı- bakırı şereflendirmekle demiryollarına ol - duğu kadar Diyarıbakırlılara da olan muhab bet ve alâkalarını bir daha ve bizzat teyid etmiş bulunuyorlar Demiryollarının ehemmiyeti Arkadaşlar: Atatürk, evvelce bir vesile ile edemiryolla- ri memleketin tüfekten ve toptan daha mü- him bir emniyet silâhidır: buyurmuşlardı. Bu defa 1i/teşrinisan!/1937 de Büyük M7 let Meclisine karşı da «Cumhuriyetin Uk se- helerindenberi dikkatle, ısrarla üzerinde dur duğumuz demiryolları inşaatı siyaseti ho - deflerine ulaşmak için durmadan başarı ile tatbik edilmektedir. Şark ve Cenupta Bivas, Diyarıbakır gibi büyük menzillere varan hat- lir geçen yıl içinde Sivas - Malatya ile Mü - sakı birbirine bağlanmıştır. Zonguldağa var- mış olan bat dahi bu aengin kömür havr: ni İç vatana bağlamış bulunuyor. Sivas: sonra şarka doğru uzanıp gitmekte olan kat- tın da ilk mensil! Divriğe varmıştır. Bu kol önümüzdeki yıl Erzincana ulaşmış bulunacak. (ır. Diyanbakırdan şarka uzanacak hattın da inşasına başlanmıştır.» Beyanat ve tehşiratında bulunmuşlardır. İşte başlarmış bulunan bu inşaatın törenini buğün yapmış bulunuyoruz. Hükümet prog- ramında pek tabli olarak yer alan ve millete karşı taahhüd edilen bu siyasetin meşkür bir neticesi olarak batlarımızın yakın $ene - İlerde on bih kilometreye varacağını artık em- niyetle ifade edebilirim. Kutsal bir mesele Arkadaşlar, Atatürkün «Demiryolları bir ülkeyi medeni-| yet ve refah yollarile aydınlatan kutsal bir) meseledir.» sözü bilhassa, Diyarıbalcır gibi ta- biatin çök feyzine mazhar olan havali için ne kadar yerindedir. Demiryollarına kavuş- ması neticesi olarak Diyarıbakırın her sâ- hadaki imarcılık zihniyetini bu vesile ile de- rin bir şükranla anmayı vazife bilirim. Cum- huriyet nafları bu müssadeyi alır almaz der- hal hattın etüdlerine başlamış ve ilk kısım olmak üzere «6» kilometrelik bir sahanın) - | haritalarını ve etüdlerini İkmal ettirmiş ve bundan ibbaren bir taraftan Cizre üzerin - den Irak hududuna, bir taraftan da Van sö- 1ü sahilinde Tatvana ve İran hududlarına kadar olan sahanın harita ve etüdlerini yap- ırmakta, bulunmuştur. Kısaca izahı ettiğim (65) kömelrelik ilk birinei kısım inşaatı mü.) hakasaya konarak ihale edilmiş ve İnşaatına! da başlanmış bulunuluyor. Umumi ve daha şümullü manada Irak ve İran hududlarına olan demiryollarının şarktaki terakki ve ümran hendesi bir nisbelle her gün artlığın- da ve onun Türk camlasında olan kudret ve kuvvetini her an daha feyizli ve verimli bir şekilde hissettiğimize şüphe yoktur. Bu çelik damarın dast ve kardeş Irak ve İran hudud- larına uzatılması kararına gelmee: Cumhu. riyet hükümeti iki senedenberi bu maksadın hüsulüne doğru lâzım gelen teşebbüslerde bu. Junmuş ve elli milyon Jirabk bir tahsisatın verilmesine dalr olan hususi bir kanunla Büyük Millet Meclisinden müsaade istihsal etmiştir. Yüksek Meclisin yurdu kaplamakta olan demiryolu şebekesinin son parçasının da bir an evvel başarılması hususunda göster- diği yüksek alâka ve başlanması demek olan bu hattın da Atatürk devrinde vücuda gel miş olan diğer hatlarımız gibi yurd için bir çok menfaatler ve faydaları tekeflül ede - ceği şüphesizdir. Irak bududumuza kadar uzanan razi petrol tabakdlarının tesadüf olunduğu yurd sahalarıdır. Buralarda ya - Yazan l Hah Fahri Ozansoy | KO RUS Muharrir Zeki de bu hükmü tamam- liyor: — Hakkınız var. herhalde gene bir kıskançlık kavgası! Fakat Adnan, ne onları görmüş, ne de seslerini işitmiş te işitmemezlikten| gelmiştir. İhtimal karşısına oçıkıb da kdlunu sarssalar bile hissetmiyecek!. O kadar buradan uzaklaşmak, bir an evvel vapura atlamak arzusunda... Son vapur iskelede hazır.. bilet al - madan hemen koşub vapura atlıyor . Köprüye çıktığı zaman oldukça sa- kinleşmiştir. Herhalde, güvertede dal- gın gözlerle karanlık sulara bakarken alnını serinleten gece rüzgârı sinirleri- ne çök yumuşatıcı bir tesir yapmış ol- Kad gözile Avrupa (Baştarafı 6 net sayfada) tında gezdikten sonra küçük bir iskelede gene minimini bir vapura bindik. Deni- zin üstüne gümüş dökülmüş gibi idi Birdenbire bana, Burgaz adasından Bü- yükadaya gidiyorum hissi geldi. Deniz tıpkı bizimki gibi durgun ve mavi idi. Kana bir çeyrek saat mesafede olan Sent Margarit ve Sent Onura adaları, hiç şüphesiz ki bizim adalarımızdan da- ha az güzel; fakat bunların çamları yem- yeşil ve:pırıl piril, Her iki adada pek az ev var ve ikisi de yazın talebe kampı olarak kullanılıyor. Birindisi tarihi hapisanesile, ikincisi de manastırile şöhret almış. Fransa tarihinde karanlık kalmış ve hâlâ bugün esrarı çözülememiş efsaneye benziyen bir vak'a var. Sözde kral on dördüncü Lui'nin bir kardeşi, annesinin hışmma uğramış ve genç yaşmda yüzüne demir bir maske takılarak bu hapisane- deki zindana atılmış, senelerce sonra Bastile ve oradan da darağacına götü- rülmüş. Sent Margarit adasında yüksek bir kaya üzerine yapılmış olan bu binayı gezerken, demir maskeli adamın yıllarca içinde yaşadığı taş mahpesi, bu mahpesin üç katlı demir parmaklıkla örülü yüksek ve küçük penceresini, demir maskelinin urduğu sandalyeyi, üstünde yemek yediği tahta masayı gördüğüm vakit korku ve nefretle tüylerim ürperdi. Burası bugün bir talebe kampı olarak kullanılıyor ve eski hapisanenin taş ko- ridorlarında genç mektebliler koşuşuyor; fakat bana öyle geldi ki, yüzlerce sene evvel burada ıztırab çekmiş olan zavallı adamın ruhu hâlâ buralarda dolaşıyor. M. Berkand —...— pılmakta olan sondajların petrol damarla - rmi bulması ihtimalinin tahakkuku tablatin memleketimize ayrıca bir bahşayişi olacaktır. Bir kültür şehri Hattın Sirt önlerinden geçerek Tatvanda Van gölü kiyisina erişmiş olması dahi Ata - türkün Büyük Milet Meclisindeki nutukla - nında yurdun ve halkın fikren (yükselmesi için alınacak tedabir arasında «Doğu böl - gesi için Van gölü sahillerinde en güzel bir kültür şehri yaratmak yolunda şimdiden fli- yasa geçilmelidir.» şeklindeki yüksek 5 ret ve iradelerinin tahakkukunu daba ça - buk temin edecektir. Bu itibarla bu yeni hat ların başlamış olmasını bu hayırlı işin de başlangıcı saymak pek isabetli olur. Müm - Kür olan sür'atle bu havaliye uzanacak o - lan bir demiryolu asirlardanberi sükün için- de kalmış olan güzel ve sevimli yurd par - çalarına nur saçacak bir mesele olacaktır. Sözlerimi bitirirken memleket için çok mühim olan şu törenin en büyüğümüz olan Atatürk'ün Diyarbakır'a şeref (verdiği pir günde ve Başvekilimizin huzuru ile yapılma- sını yurdun ve teşebbüsün (tâlihine olarak ber şeyde olduğu gibi en mutlu ve en kutlu Diyarıbakır 16 (A.A) — Nafia Vekilinin davetlilerini hâmil hususi tren bu gece saat 3 de hareket edecek ve Erganide Iki saat ka- larak bakır ve krom madenlerinde tetkikat kd) SP e OR ğe Tekirdağlı Hüseyin geldi Türkiye Başpehlivanı “Hindli ile bu Pazar yapacağı müsabaka neticesinden emin görünüyor Görmiyenler için Hind masalarına 45 - nen Fazaal Muhammed dördüncü ve son gü- reşini bu hafta Türkiye Başpehlivanı Tekir. dağlı Hüseyin ile yapacaktır. Namı ve şöbreti dillere destan olmuş bir pehlivanı memlekete getirirken onun yapa - cağı müsabakaları lâyik olduğu şekilde sağ- lama bağlamıyan organizatörlerin birbiri ö- zerine gelen hataları neticesidir ki son gü - reşler, içinden çıkılmaz bir hal aldı. Son güreş mevsimi içinde yaptığı müsa - bazalarda bütün hüsnü niyetine rağmen halka, hakeme, rakibine karşı hirçin ve Gi- dukça çirkin hareketlerde bulunan Mülâyi - min deği Hindilye karşı, hiç olmazsa bir müddet güreş minderine çıkanlmaması lâ - zımdı, Hindi ile Mülüyimin bir tesadüf eseri o- larak üç defa karşılaşmış olmalarını burada vzun boylu yazmağa lüzum yoktur. Tekirdağlı Hüseyinin pek haklı bir suret- to iddia ederek ileri sürdüğü bir meseleyi vaktile nazarı itibara almıyan organizatör- Ter, mâmlekette yeni baştan ocanlanmakia olan serbest güreşi de as kalsın söndürüp gideceklerdi. Tekirdağlı Hüseyin dün olduğu gibi bu- gün de uluorta ve apaçık söylüyor: — Ben Türkiye baş pehlivanıyım. Şu veya bu vesile ile şampiyonluk şerefimi rastgele kullanamam. Şampiyonluk fnvanını taşıyanların her fırsatta kullandıkları bu «âh Amerikada ol duğu gibi pek tabildir ki bizde de nazari - itibara alınacak esaslı bir noktadır. Tekirdağlı Hüseyin, eğer Mülüyim Hind - Hiyi mağlüp ederse, benim mindere çıkmama Vizum yoktur, diyordu. Hindii ile İstanbulda Ik! müsabaka kon - #ap edemedikleri içindir ki ikinci müsaba - kada Tekirdağlının haklı iddia karşısında müşkül vaziyette kalıp tekrar Mülâyimi rin- ge çıkarmağa mecbur kaldılar. Mülâyimin mağlübiyetile biten ikinet müza bakadan sonra Hipdlinin: «Bn kuvvetli Türk benimsin mağlüp ettim, İngiltereye dönü. raya "dönecektir, Abidin Özmenin nutku Diyarıbakır 16 (Hususi) — Yeni hat - tm temel atma merasiminde umumi mü- İettiş Abidin Özmen tarafından da ha - rareğli bir. nutuk söylenmiştir. Abidin Özmen nutkunda demiryolla - rının memlekete refah ve sasdet getir - Yaza sonra Çetinkaya fizerinden izel yorum: demesi üzerine şahlanan Tekirdağ! bir koşu Hava Kurumuna gilmiş ve en kü” çük bir menfaat gözetmeksizin Hindi güreşeceğini ve bü işe tavassut (etmeleri söylemiştir. il Memleket efkârı umumiyesi üzerinde çok karışık bir iz bırakan Hindili ile karşılaşmi” yı her ne pahasına olursa olsun kabul edef baş pehlivan Tekirdağlı Hüseyin dün İstem” bula geldi. Kendisile konuştuğum zaman: | «— Öyle sannediyorum ki Hindü İstan * bulun havasından mı, suyundan mi bilmiyo” | rum, galiba burada mükemmel) idman etmiğ olacak. Tekirdağından gelir gelmez Hawk | Kurumuna gitilm. Kendilerine söz verdiğim sibi bu hafta güreşe hazır olduğumu söY"| ledini. Bugün son idmanımı yapacağım. Gü” | reşin nasıl bir neticeye varacağını bilemem? | dedi, Tekirdağlı Hüseyinin, dliyi görünü) kestirdiği, ona kürş büyük bir galebe temi edeceği biraz heyecanlı olmasına rağmen b inden belli idi. Hindli de nedense bir türlü Hüseyini gö” | zünde büyütemiyor. Bize gelince sadece Ha” leb arada ise arşın burada diyorus!.. İstanbul atietlerinin başına atlet Naili geliyor Atletizm federasyonu İstanbul atleti işleri için yeni bir antrenör getitmekte$ şimdilik sarfı nazar etmiştir. Berlin olim” piyadından sonra Amerikaya beden ter | biyesi tahsiline giden Galatasarayın © * mektar atletlerinden disk atıcısı Nail *uratı imealayanlar bu noktayı vaktile he , | Moran federasyon tarafından monitör © larak angaje edilecektir. Naili federas “ yonun bu husustaki kararını alınca yeni vazifesine başlıyacaktır. il Kıymetli atlet Naili klüplerde atleti me karşı bir alâka uyandırabilmek içi federasyona bir program verecektir. asamasında senesmaanasmsa m anenamamsayn diğini tebarüz ettirmiş; «Anadoluda örü” len ağ göğüslerimizi kabartmıya başla * mıştır» demiştir. Belgradda kar Belgrad 16 (A.A) — Dün Belgrad” da mevsimin ilk karı yağmıştır. Ha * raret derecesi sıfırdır. ERER Baş, diş, nezle, grip, romatizma el rınızı derhal keser. Icabında günde üç kaşe alınabilir. i Taklitlerinden sakınınız ve her yerde israrla Gripin isteyiniz. BAE A ATAM Em mek! Şimdi yalnız Malhmureyi düşü- necek ve belki de... Birden, acı bir ıztırabla kalbi burku- luyor. Bir kıskançlık oku Kalbinin tâ derinlerine gaplanıyor. Yao genç?. Mahmüurenin sandalla gezdiği? Adnan işte buna tahammül edemiye- ceğini anlıyor. O genç, Mahmurenin peşini bırakmalı... Yoksa sandalın öy- ie bir akıntıya kaptırır ki... Deminki ıatırabının arkasından bu düşünceyle biraz ferahliyor ve kendi kendine, saadetini başkasına kaptırma» mak için, icab ederse Şiddete, tehdide bile kalkacağına and içiyor. Hattâ mec- bur kalırsa daha ilerisine, dahâ kor kuncuna da gidebilir. Bunda şübhe yok: çünkü Adnan artik bir yarı mee- nun demektir ve şuurunu böyle bir ih- tirasa kaptıranlardan her dehşet bek-| Tenebilir. Bu yolun bir ucunda ateş, öbür u- cunda zindan varsa daha ötesi muhak- kak ki mezardır Karaköyde bir otomobile işaret et. ti, malı. Bundan sonra artık Beylerbeyine vapur olmasa bile ziyanı yok. Bu gece apartımanda kalır ve yarin erken er - ken... Değil mi ki Nerimandan kurtulmuş- tur, derdin biri ortadan vx de «| Şoför otomobili yaklaştırdı - ve işte kapıyı açıyor. Bu anda Adnanın kolun- dan tutuyorlar: — Ah Adnan beyefendi. ah karde- am Dönüp bakıyor; Çiroz Necmi yalnız lamaktan etrafı mosmor kesilmiş göz- İlerihii “Adriana dikerek: — Ah Adnan beyi İk. diye sr niyor.. bilseniz ne felâket.. ne felâi Adnan öl Necminin hasta ka- rısını dın?.. Çiroz sanki karşısındakinin düşün- cesini anlamış gibi: — Karımın bir gün tıkanacağından korkardım ama.. bu yavrunun böyle, birdenbire... “ Adnan; — Nasıl”. Çocuklardan biri mi?.. Diye haykırıyor. Necmi ıztırabla başını sallıyarak an- latıyor: — Evet.. beyefendi.. en küçük yav- İrum, hani o yaramaz dediğim kız. bir- İdenbire, kuşpalazından... Tikanır gibi oluyor, sonra içini çe- kerek; — Gömeli iki gün oldu.. diye inliyor. Ben de sizi yavruyu görmeğe çağırı- yordum ha!.. Hangi yavru?.. Şimdi yal- pız oğlan kaldı. Karıma gelince.. bitti biçare, bitti.. o da yaşamaz artık., ölüm bir kere bir eve dadanmasın yoksa?.. Adıran, içi parçalanarak Necmiye te- selli vermeğe çalışıyor. Fakat Necmi, çeke çeke bir çocuk gibi ağlamak, tadır. Nihayet, Adnanın israrı ei otomobile biniyor. Adnan onu Tep sından sonraki ilk yokuşun yukarısif” da indirirken,. Necmi, buruşuk, girl | menğâili ile bir lâhza gözlerini kurul” yor, sonra Adnanın ellerine sarılıYö ve bütün içinin teessürü, bütün esi mekteb arkadaşlığının samimiyeti ilk defa olarak ona, beysiz hitab rek: — Adnan.. kardeşim., Biyor. Adnan, otomobilin kapısı camın arkasından baktığı zaman, minin hâlâ, olduğu yerde a yaşlarla dolu gözlerini kendisinden yırmadığını, sonra, başını eği; lenir gibi yokuştan aşağı indi yor ve dudaklarından sadece bir vallı baba» hitabı çıkıyor. 1 kapat. | il al - O gece kendi sefil ihtirası ile meet rin bu asil matemi karşısında bir K e daha âdiliğini hisseden Adnan sabi. kadar kâbüslar içinde garp O türlü uyuyamıyor, bazan bir an y me bile rüyasında gördüğü alay al8; erin zarlığa götürülen çocuk cenazele” 0 dehşeti ile silkinerek uyanıyor. rı terden şakaklarına yapışmığ. kopacak gibi çarpmaktadır. Ne? gecenin karanlıkları içinden a minin sesini "işitir gibi oluyor. İ Arkas

Bu sayıdan diğer sayfalar: