7 Aralık 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

7 Aralık 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

r 3 0ğEF ADKT STT TI ” ziyette idi! Büfenin önünde ise artık nunda neş'esini getirmişti. — Nes yemenizi tavsiye ederim. “*Son Posta,, nın Kraus, «Hayat sigortası» sosyetesinin başmüfettişi idi. Onunla sık sık buluşur, konuşurduk. Her konuşmamızda, bir has- tahk salgını ve yahud bir harb çıktığı takdirde işlerinin, ne kadar yolunda gide- ceğini anlatır, keyifli keyifli gülerdi. Kraws içki düşmanı idi; bunun - için, sodalı sudan başka bir şey içmezdi. Bun- dan maada <Tabiat dostu» mecmuasımna da abone idi. En sevdiği şeylerden biri de, nebati yemeklerle geçinen, sudan baş- | ka bir şey içmiyen ve 180-200 sene yaşı- | yan bir takım insanların bulunduğundan | bahsetmekti.. bu söylediklerini isbat et- | mek için de, İngilizlerin bugünlerde ye- ni Zelandada keşfettikleri 180 yaşındaki bir kadından bâhseden gazeteleri bize gösteriverirdi. Bir gün gene oturmuş tatlı tatlı konu- şuyaorduk. Kraus bize, adetâ damdan dü- Şer gibi: — Dostlarım, dedi, hepinize kuru bana- | İki saat sonrta Kraur'un etrafındaki Kraus, kat'i bir ifade ile: — Asla, diye bağırdı. Hayretle sorduk: İÇKİ İÇMİYEN £ SON POSTA RAUS Rusçadan çeviren: H. Alaz şişelerin satastı elliyi bulmuştu fazla değildir. Tabli birdenbire hiçbir te- sir yapmaz!. Fakat devamlı bir surette — Peki, bu da nerden aklına esti? — Benim aklıma esmedi; halkın dostu, | halkın babası Palatski, banangs için: «İs- di r. Ben de buna | iye ediyorum. Halbuki sonradan öğrendiğimize götre 'abiat dostu» moemüasının sahibi Krof- | hte çok mikdarda banarıns sa- kat zamanında hepsini sata- Mmamış esler çürümeğe başlamış- lur. o da bunları kurutmuş.. mağazasının vitrinine de: «İşte, halkın babası Palats-| kinin sistikbalin gıdası» diye tavsiye et- tti bananesler bunlardır?> — ilânımı aş- mişt, Bu suretle bu hikmeti yumurtlıyan Pa- Teteki değil, Krofta olmuş © Lakantada buluştuğumuz zaman Kraus daima sodali su içer, mütemadiyen de alkolün zararlarından bahsederdi.. | Bir gün lokantaya sihirli bir fener ge- tirdi; onunla duvar üzerinde alkolik bir adamın kara ciğerini ve midesini göster- meağe başladı. ayrıca, alkolün dimağ üze- rine ve camıyet hayatına yaptığı tesirle- ri de mufassalan anlattı.. söz arasında: — Dünyadaki en meşhur hırsızların, yankesicilerin, katillerin, — yalancıların, kundakçıların, sahtekârların, casusların günde en aşağı üç duble bira içtiklerini bilmem bilir misiniz?, dedi. Bütün bu in- Oysanların en sonunda ya tımarhaneyi, ya 'havisaneyi veyahud darağacını boyladık- Jarını da hiç şüphe yok bilirsiniz!; İşte burun içindir ki ben alkolün bir damlası- ni bile ağzıma koymam. Yalnız ve yalnız sodalı su İçerim, Kraus bu nutkunu cuma günü söyle- Mişti. Cumartesi günü, gene her vakitki — Bihi, lokantaya gelip te bir şişe sodalı su ısmarladığı zaman oradaki arkadaşlardan Mohen garsona seslendi: — Pergler, dedi, şu suyu kaldır da ye- tine bir bardak şarab getir!, Son Posta , nın edebi romanı -B51 - Biraz sonra gidildi | üstüste — bir kaç bal içildi. Mahmurelziyor, fakat bu gece her zamandan faz-|nemin bucağı idi, İyisi mi, bir an evvel büfeye içmek istemiyordu, Fakat Adnan, alı- Şşik da olmasa, hir iki kadeh içkinin in- sana böyle gecelerde neş'e vereceğini — söyledi. Çok geçmeden dostlar Adnanın et- Bu sirada doktor Şkadra da söze ka-| birkaç sene üstüste sodalı su içilecek o- ve) Adnan bu adamın bu teklifsizliğine kı rıştı: — O halde, dedi, üç ay sanra öbür dün-| yayı boylamağa hazırlan!. | — Rice ederim, nasıl olur? | — Ricâsı, mecasi yök! Siz gazete oku- madınız mı? — Ben umumiyetle gazete okumam. Bu defa gene Mohen ilâve etti: — Daoktorun dediği gibi öteki dünya için pasaportunu vize eltirmeğe bak!. Kraus âdetâ sersemlemişti. Herhangi bir şey söylemesine vakit kalmadan dok- tor sordu: Ne vakitten Kraus mağrur bi — On beç senedenbe > Eh, neyse taliin varmış Kendini da- ha kurtarabilirsin!. Bü. ün geç kalı !, Son günlerde yapılan bir keşfe sodalı au içinde, suyun müyelli- dülmasının tesirile meydana gelen bir cins arsenik bulunuyormuş. tabif arse- niğin ne olduğunu bilirsiniz?.. Kraus adetâ korkü ile haykırdı: — Aman yarabbi, bu nasıl olur? — Suyu görmeden paçalarını sıvama!. Bu kadar telâşlanmağa lüzum yok. Sodalı sodalı su içiyorsun?. | dedi. Urafından ısırılmış hayvanlarda da İlursa uzviyet zehirlenir; insan ani bir Ö- Tümle ölür. Bu gibi ölüm vak'alarından sonra yapılan otopsilerde insanın arsenik zehirlenmesinden öldüğü tesbit edilmiş- tir, Bu gibi zehirlenme vak'aları yılan t mektedir. Biricik kurtuluş çaresi, yüksek |bir dozda alkol almaktır. Umumiyet itiba- | rile yarım litre konyak içmek kâfidir. Kraus adetâ deli gibi bağırdı: — Hey garson, çabuk bana yarım litre konyak getir! « Fakat doktor Şkadra onu elinden ya- kaladı! — Ne yapıyorsun, dedi. Böyle birden- bire olmaz!. Hem senin konyaktan buaş- aman da doğru doğil! Sen evvelâ bira çmelisin!. Hem de şöyle bir usule riayet etmek suretile: Birinci dubleyi birden içeceksin! İkinci dubleyi on dakika son ra. üçüncü dubleyi bir çeyrek sonra.. İki saat sonra Kraas'un etrafındaki şi- şelerin sayısı e bulmuştu. YARINKİ NÜSHAMI Keçinin yemediği ot !... Çeviren: Faik Bercmen su içindeki Aarseniğin mikdarı o kadar -— Baş, diş, nezle, grip, romatizma, nevralj, kırıklık ve bülün ağrılarınızı derhal keser. İcakında günde üç kaşa alınadılır. Taklitlerinden sakınınız ve her yerde ısrarla CR.PİN isteyiniz. la sinirlerine bâkim olmak lüzumunu hissediyordu. Artık şampanya şişeleri patlatılmağa |" başlanmıştı. Kadehler birbiri ardınca yuvarlanıyor, — şakalar — kabalaşıyor, — bir metresile uzakta duruyor, hiç bu|du. Adetâ akşamki hâdiseyi unutmuş — hyorlar, bazıları daha ileriye giderek|ken Adnan ona bir iki fokstrotla hafif rafını almışlar, yalnız Mahmurenin yü-|dâtıs'da hiç durmadan devam ediyordu. zünden yediği tokatım hatırasını hâlâ| Mahmure içtiği bir kaç kadehin tesi - Unutamamış olan Şekib Dereli yeni|Tile neş'elenmiş, gülüyor, eğleniyor - tarafa bakmıyordu. Cidden gülünç va-|gibi idi. Kızın bu hali Adnaniın da 80 - fazla keyiflenen kafalar avukala takı-| Mahmüre dans bilmiyordu. Öyle i> Nerimanı soruyorlar, bazıları Şekibe/ bir tangoda kavalyelik etti ve partene- © meşhur tokatı indirten pilicin tâ ken-|rinin usta bir dansör oluşu kıza wce « disi olduğunu anladıkları Mahmure i -| miliğini pek belli ettirmedi çit kulak kulağa fısıldaşarak ve uzak- | dans yeri karınca yuvasına benziyor, a- tan Şekibe bakarak gülüşüyorlar, hele| detâ dansedilmiyor, amuz omuza yü - Fsasen | dan akıyordu. Bunun böyle olması da pek tabil idi. Kaç gündür deyam eden müdhiş sıcakıaarın bir fırlına' ve belki de nurla neticelenmesi muhtemeldi. Hattâ Adnan bir aralık süvareye yeni gelen bir kaç kişinin: rken kaçmalı, Uzakta şimşek ça- kıyor. Gök de bulutlu! Dediğini işitti. Zaten vakit de hay- lice llerlemişti. Beylerbeyi de cehen - iyola koyulmalıydılar! Mahmureye: — Haydi kalk, geç oldu! Dedi. Şazmend hanımefendi ile Hümeyra- ya ve kocasına veda ettiler ve ayrılır- ken şerefe hep birlikte birer kadeh şampanya daha içliler. Adnan bu gece fazlaca kafayı çek- Merdivenden inerken sendeli - yordu XI Hole indikleri zaman aşağıda sinema bitmiş, halk dalga dalga sokağa akı - yordu. Adnan vestiyerde kızın manto- sile kendi pardesüsünü daha evvel bi- mühendis Şevki gözlerini Mahmureden|rünüyordu. O halde kim kimi lenkid maksızın üç günlük dostuna: edecekti ki?.. Vallahi Adnancığım, zevk ehli - sindir! Diyordu. rikenler arasında bir haylice bekle - dikten sonra alabildi ve buna bir hay- Bütün pencereler açık olduğu halde|lıca sinirlendi. Bu esnada Mahmure, salonun havası gittikçe ağırlaşmıştı. Sı-|gidecekleri uzün yolu düşünerek üzü- cak her an ziyadeleşiyor, ter alınlar -|lüyor ve ortada bir sütuna yaslanarak|dırıb şimşekli ufuklara baktı, bir lâhza| Dedi Bu yıl yiye cek fiatları bir hayli ucuzlayacak Bu yıl mahstlün fasla olması dolayısile Bgıda maddelerinin yüzde sekseninin fiatları düşmektedir. Yüzde yirmisi de ya flatlarını muhafaza etmekte, yahud pek küçük bir yükseklik arzetmektedir. Bu flat düşüklü - Bünde, istihsal fazlalığile beraber, Kazadeniz sahillerile, Anadoludan, İstanbul piyasasına Tazla mal gelmesi de âmildir. Yeni maâhsullerin gelmeğe — başlamasile, çok yakın samanlara kadar topdan fialı 1l- 12 kuruş olan fasulya 7-8 kuruşa, 23 kuruş olan Bursa pirinci 20 kuruşa, 20 kuruş olan Antalya pirinci 188 kuruşa, 18 kuruş olan Mersin pirinci 18,5 kuruşa 17-18 kuruş olan merelmek 13-14$ kuruşa düşmüştür. Yalnız, nohud, mahsul az olduğu için eski fiatını muhafaza otmekte, 14 ile 16 kuruş R- rasında. satılmığıtadır. a Zeytin ve zeytin yağı, dolayisile de sabun İlatları, mühim nisbette düşmüştür. Cün - den güne de düşmektedir. Yalmız, Sade yağı Hatlarında büyük değişiklik yoktur. Urfa yağı toptan 98-97, Kars ve havalisi yağları 70 kuruşm satılmaktadır. Trabzon — yağının toplan Hatı da T5 kuruştur. Peynir fiatlarında oldukça yükseliş vardır. 'Tam yağlı bayaz Edirne peynirinin -17-18 kiloluk tenekesi çok yakın zamanlara kadar toptan 55 Hraya satılırken bugün 680-700 |kuruştur. 'Orta kaşer peyniri toptan 8$ kuüruşa sa - tılmaktayken, şimdi 80-82-65 kuruştur. Mâaamalih iyi kaserler, 75 kuruşa kadar da satılmaktadır. Hattâ geçenlerde Bulgaris - tandan gelen iyi kaşerler, toptan 110 kurü- İşa kadar sasılmışlır. Yağıık beyaa peynirin 17-18 kiloluk tenekesi 3 İlraya satılmaktay- ken şifdi 35 Hitaya müşteri bulmakta, fakat az bolunmaktadır. Peynir piyasası isteklidir. Norveç hizden mal almak istiyor Norveçte bir firma memleketimizden muh- telif gıda maddeleri, Varşovada bir firma Ü- züm, incir, badem, fındık, susam ve pala - mut, gene Noörveçle bir firma yaprak tütün, sigara ve kuru meyva, Nurveçte diğer bir fir- ma yaprak tütün almağa talib olduklarını bildirmişlerdir. Bu talobler alâkadar tacir- lere bildirilmiştir. Erzincanda şeker fabrikası kurulup kurulamıyacağı - tedkik edilecek Ergintan (HMususl) — Elâzize gilmiş olan val! Fahrl avdet etmiştir. Vali, dördüncü umumi müfettiş general Alpdoğan ve örge- Vermiş, Erzincan ve Tercan ovalarının şeker pancarı ziraatine çok elverişli olduğunu söy- lemiş, bu mintakada bir şeker fabrikası ku- Jrulmasını dilemiştir. Bu iş için tedkikatta bu- lunmak ürere mühendisler gönderileceği an- |laşılmaktadır. Bu yıl Amasyada elma az Amasya (Hususi) — Havaların yağmurlu gitmesine rağmen, inşa ve imar faaliyeti de- vam etmektedir. Konçköprü mevktindeki de- tenin üzerinde bulunan köprü tamir edil - |miştir. Savaçca deresi de temizletilmekte - |dir. Bu sene, ceviz, bamya, ve salre çok ucuza gltmektedir. Elma az olduğu için hemen he. men ihracat yapılmıyor gibidir. Arıcılık kongresi Tekirdağ (Hususi) — Şubat ayı içinde gehrimizde bir arıcılık kongresi aktedilecek- tir, İki senedir Trakyanm hemen her Köşe- sinde arıcılığı İhya eden müfottişl umumi İgeneral K. Dirik'in başkanlığında yapılacak olan bu toplantıda arıcılığın daha geniş öl- içki ve uykusuzluktan süzülmüş göz - lerle bekliyordu. Nihayet dışarıya çıkahildiler ve son ormobilin kapısının kapanarak hareket ini gördüler. Karş:da, sokağın ba- ginda yalnız iki uzün araba dürüyor - du. Adnan: — Hah işte, diye homurdandı, aksi - ik buna derler. Otomobillere binen git- ti Keşke beş dakika evvel kalksa idik... Mahmure: — Bekliyelim, şimdi dönerler, Dedi, — Bekliyelim ama yağmur boşana - cak! Hakikaten pek yakından gökgürül - tüleri geliyor ve aşağıya doğru evlerin üstünden şimşek parıttıları geceyi ay- dınlatıyordu. Mahmure, karşıdaki arabaları gös - i gene araba ile dönelim. Hem daha iyi! Otamobilde şoför sarhoş o - lursa ben korkarım. Arabadan tehlike- lidir, — İyi ama, Beylerbeyi az yol değil.. araba ile ancak sabaha varırız. — Yok canım.. gelirken nasıl gel - dik? Başka çare yoktu, arabalardan biri- ni çağırdılar. Arabacı Beylerbeyi sözü- nü işidince önce durakladı, başını kal- neral Kiğıma, memleken hakkında izahat | Tçüde inkişafı ve arıcı ustaları yetiştürümesdi giDİ çok Önemli kararlar verilecektir. Kongreden evvel vilâyetimiz siraat müdü- rünün riyasetinde kaza ziraat memurları, arıcılık uzman ve ustaları ve fenni arecılıkta emekdar amatör arıcılardan teşekkül ede - | cek bir kaç toplantı yapılacaktır. Bu toplantıda arıcılığa müsald kasa na« hiye ve köylerin yerleri hazırlanacaktır. Samsunda tütün piyasası Samsunda elektrikle müteharrik büyük bir vinç kurulmuştur. Beş ton ağırlığında yük kaldıran bu vinç belediye tarafından İstan- Yulda 5390 Uraya yaptırılmıştır. fömrük takelesina kurulan bu vinç saye- * mröğe gelen ve giden malların tah- ahliyesi çok kolay olmaktadır. | isunda bu yıl tütün mahsulü çok ve - emll olmuştur. Piyasada evkaf elheti mah- Sul kilosü 130, maden ciheti mahsul kilosu (150 kuruş olmak üzere iki kısımda satış baş- lamıştır. Bu tütünlerin ekserisi Samsunda şubeleri bulunan Amerikan mücaseseleri ta. rafından salın alınmaktadır. Müstahsüler tütün satışlarından memnundurlar. Dünyanın altın istihsali | Dünyada altın Islihsalinin bu yıl geçen se- nelere nazaran faszla olduğu tahakkuk et - mektedir. 1933 yılı müstesna, bu yılki istih- Bal, diğer bütün senelerden fazladır. 1033 istihsali 95,387265 onstur. Bu yıl istihsal de ayni mikdara yakındır. Bigada hasır ihracatı Biğa (Hususl) — Bugünlerde şehrimizden taşraya ntühim mikdarda hasır ihracatı ya- pılmaktadır. Kamyonlar dolusu — serkedilen bu hasırlar, Çanakkale iskelesinden muhte » lif yerlere gönderilmekte ve bu yüzden Biga- ya bir hayli para girmektedir. Dünya buğday rekoltesi Dünya buğday rekoltesi, son mevsimde, Çin ve Sovyet Rusya haric olmak ümere 1045 milyon kental olarak tesbit edilmiş bülun - maktadır. 1837 - 1938 mevsalminde İhracı kabil mah- |sul de 210 müyon kental olarak tahmin e - dilmektedir. Bu rakamda, Sövyet Rusya da dahildir. Antalyada portakal rekoltesi Anlalya (Hususil — Bu sene, portakal mahsulü geçen senelere nazaran asdır. Fa- kat, bu sene mahsalü iri ve lezetlidir. Pl « yasa canlı, müşteri fazladır. Fiatlar mute- dildir. Bin portakal R.5-9,5 lira arasında sü- tılmaktı FERETT SO LA NT SELÂNİK BANKASI 'Tesis tarihi : 1888 İdare Merkezi ; İSTANBUL (GALATA) Türkiyedeki Şubeleri : İSTANBUL (Galata ve Yenicami) MERSİN, ADANA Bürosu Yananistanlaki “SüĞeleri ş SELÂNİK - ATİNA DA Her nevi banka muameleleri Kiralık kasalar servisi —e ei düşündü ve nihayet Adnanın bol para yereceğini anlayınca gitmeğe razı ola- bildi. Adnan: — Şu iki yandaki muşambaları in - dir, dedi, yolda yağmur boşanınca 1s - lanmıyalım Adam: — Hay hay, diye cevab verdi, zaten siz söylemeseniz ben kapayacaktım. Böyle diyerek arabanın arkadaki ka- pısını açtı ve yüksek basamakta kıvrı - hp yatan bir kediyi tekmeliyerek.ka - çırdı. Sonra iki yandaki muşamba per, deleri kapatarak: — Buyurun Dedi. Adnanla Mahmure arabanın içindeki yzün iki sıraya karşılıklı oturdular, A- rabacı yerine çıklı ve beygirler ilk kamçıda arabayı hızla yokuş aşağı Al- tiyol ağzına doğru sürüklediler. Adnan, dudakları arasından bir mı- rıltı halinde söylendi: — Allah vere de beygirler hep böyle hızlı gltse.. iniş kolay ama çıkışlarda, hele Haydarpaşadan yukarı... Mahmüre, önlerinde, arabacınım ar- kasındaki camâ vuran ölgün fener ışığında esrarlı bir güzellik almış olan yüzünü Adnana doğru eğerek, birden- bire kırılan bir sesle: — Korkuyorum! (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: