17 Şubat 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

17 Şubat 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

n* SON-POSTA — ”ı3 İfşa eden idam olunur Harb sanayi casusları arasındaki mücadele ; _(:h“dı'nın bütün bu oyun'arla beni bukadar alçakça aldatmasında ne mana, ne Yda olabilirdi? Deli gibi idim. Eir anda Olanda'yı pırıl pırıl tabancasile delik ? vt Sayfa 1 Tekirdağlıdan mektub — Parisli organizatörler : “ Koca Yusufu hatırlatan ilk pehlivan budur ,, dediler " (Baş tarafı 1 inci sayjada) — Eğre, dedi, bir hafta, on gün sonra | hepsini dudak bükerek seyretti ve: bana gelirseniz, size, bugün teklif etti-, — Bunlar, dedi, entipüften adamlar... ğim paranın ancak onda birini veririm! | Bunları bizim Arif pehlivan bile haklar!, & deşik etm B b Sok hayret ettiğim cihet, çelik & h;ri dini belki de tutamamaksızın 'stihza ile konuştuğu halde mu- ü 'iİr adam tavrile konuşmuyor, bi- 4 ANu zamanda, gayet muzlarib | Wk;""du. Bir müddet, pek karışık n _'_(“' sarmış olan yüzüme hiddetli , M_"'“fl'.arib bir halde baktı, gene o | < ga Ci istihfaf edâsile: Ü #rün *’"vladam! dedi. Dünyada melek ya 'ek isteyen bütün insanların kar- g h'lıı, “S_"-'lhndlnrırun dökülmesine alış- Bem izde maalesef gençliğin duvara Lm_ıî""m henüz pişmemiş kafası bu- ,o]'_ lab_ud.r. Onun için şimdilik si- mu Feleceğinizden Üümidim yok.. slemiye de lüzum görmüyorum. m plânlarınız, sanayi a- M barile bana da faydalıdır. "'_men teklifimi kabul ettiğiniz Sİze iadeye âmâdeyim! Yarın k"_b'yn hareket etmek mecbu- k k im, Maamafih, dünya can sı- adar küçüktür!.. Bana ihtiyacı- üz SÜ, yani, tâbirimi mazur görür- | *ım:klınız başınıza geldiği zaman m'"k'r “racaat ediniz! Hususi tayyare &,,_n.ihîuk sizi yanıma getirebilirim. Ün ol Müstakbel bir dast tanıdığım- bügün AY1 teşekkür ederim. Benim ise ni Tit Stunuz olduğumu unutmamanızı »e dükları yerde put gibi duran a- ktı. Her ikisi de yerlerin- o h""ldadıhn i Tek çi #aşkın bir haldeydim ki git- Ğqg. 'N ayağa kalklığım halde tered- “ıgum, lişlum. Çelik kralı birden- DU Söıı*e bana doğru çevrildi: D’Üi YÜiyeceğiniz bir şey mi var? &n | Tereddüd etmeden cevab ver- S İ j Yir, mösyö, sizi selâmlarım... Börüşelim!. imlarla yürüyerek salon- Si & n SS ÜÜÜ a) Siktm « « $ E.P. TRÖSTÜNÜN İDAM MAHKÜMLARI Oi Bt < çıktığım zaman, Stokholmun Yti İ$ikları BiT SN Z&ip, tutuşmuş gibi görünen ::lbugm_ Meydanında az kalsın oto- “'"11; b!iı altında kalıyordum. Beyni —.h“de" &dam gibi sersem, şaşkın b';'îî"nm ğdh'n Ne yaptığımı, ner ":İgm ilmiyordum. Frenleri üs. %qh&?') k yıldırım gibi duran llie >e l! nünden ölüm ürperme- *al: ndu,,ı lfn!dınma atlığım zaman Mi toplıyabildim. O vakit K Rendi, Böğsü b Plânların orada olup olma- Timle yoklamak oldu. Orada âr Ni 'dıde,î selik kralı yalan söylemiş %mü, ç ldatılmış olması ise müm- Gğlir ajz MK kralını aldatacak adam Ye », © halde koynumda sakla- 1 ©, Dan: | Ola ı a hayatımızın bir garan aalen kendi ellerile ve v iKaten sahte olmaları lâ- 'Yon ll:du' Olanda beni bu kadar Ü biş GMIŞ olabilir mi? Ben ki "'"hadı::y' milyarderine ve bir Vakiş ea thı'_qhı' n:şlmı (Nevyork Kabare)- baği b özler 'asında İngilizlerin « lit kağı, Pücum etti. Böyle tehli- b%ym;.,ir,'aa itimad etmek delilik :lhı et o, " kadın ki benden bizzat b M Bibi bi le îı bir Şeririn karısı olduğu- Üi N gı Hür Fd ü işti. Ve beni, tayyare ile €ntrika ile Stokholmda “veski ile randevusuna :külabilîrdi? Hemen -£ B “Ekten onun ne i 'ıyıü;:ln Binda " l di idim. Bir anda Olan- ik "eı):*hl Piril tabancasile Tit gibi vahşi hırsl. a y_ihlğmı ahşi hırsların Ve yarın, daimi emrinize âmâde | ümde çıplak etim üstüne Mssgdiyoıdum.l ek gibi vahşi bir hırsa kapılmıştım Olanda ölü gibi bir yüzle yerde upuzun yatıyordu Bu kadın, hiç bir sebeb olmadan, be—ıköpPk Bibi arkamdan bu kadar alçakça ni Mahvetmeğe, maskara etmeğe nasıl| vurmuş olabilir miydi? yürümüş olabilirdi?. Eğer bu hakikat ise, onu satmadığ Eğer HMlânlar hakikaten milyarder|mu “Fhîiwâ_ivnelhir memnuniyet duyı prensin eline geçtiyse, nasil geçmişti? î;":iî"d î'::'dh'ş bir mtıl_am: d"_'_”"i Çelik kralı Olandanın bundaki mel'un- hlr "'";?E HUADA AA AAT İrniçin elabia ca rolünü de benden kasten mi gizlev— O kadar şiddetli buhrana kapılmış- mişti?,, Ben onu satmad tım ki kendimi teskin edebilmek için AD0 TER0 EEALEAA GYT Stokkolmda pek çok bulunan şarap İÇç meğe mahsus yerlerden birine daldım. Birbiri ardına bi Ç şarap yuvarla- dım, Şarap gerilmiş sinirlerimi biraz ıştırdı. | O vakit hemen bir otomobile atlayıp rnıeî döndüm. Fakat oturduğumuz dn- jireye gi manzara. karşısında bir « | İstanbul Borsası kapanış fiatları 16 - 2-1938 ÇEKLER Açılış Kapanış 629,75 — 680, Him zaman ı:,îwmîı ).7 kop ktan kendimi al îlîl_. b ::!“"'“ | Yattığımız odanın da antişambr 4,6975 t gibi olan küçük odaya girdiğim vakit Olandanın sokak kıyafetile, giyinik bir halde yere boylu boyunca serilmiş öl- duğünu gördüm. Dairemizin bütün lâm- baları yanmakta idi. Arkası , kol- ları gerilmiş bir halde yerde yatmakta olan Olandanın yüzü ölü yüzü gibi idi: D L Ööldürmüşler! Dive bağırarak üzerine koştum, Kan, yara, bere gibi hiç bir şey yoktu. O va- | | Hemen gaz musluklarına ;tün musluklar kapalıydı. E: ek gazın kokusunu mutli 'ap ederdi. kın bir halde tekrar Ola: | ! Olandanın d yüzü kasılmıştı. O vakit kimbilir 'ne kadar zamandanberi ba yat - makta olduğunu anladım. Demek ba- yılma ani olmuş, otelde hiç kimse hâ- disenin farkında olmamıştı Hemsen önun masa üştüne koymıyâa |vakit bulduğu anlaşıları el çantasında |biç bir zaman eksik olmadığını bildi- İğimı eter şişesini çıkardı. Elbi. Bomonti - Nektar Aslan çimento Merkes bankası İş Bankası |f Teleton itihat ve Değir. Şark Değirmeni Terkos İSTİKRAZLAR 70 v0 12 $7 Açılış Türk borcu 1T peşin » ”$ ' ND go GÖ ĞETMMİK Olanda da hayat eseri görülmüyördu. Otele huber göndermek ve hir doktor meğe karar vermek üzere iken O- landa birdenbire inliyerek gözlerini aç ti | — Olanda! Olanda!. Sesimi almıyordu. Gözleri hâlâ devrik bir halde sabit bir yere bak - makta idi. Aklıma Olandanın delirtil- miş olması bile geldi. Fakat biraz sonra yüzünün hatları- nn birdenbire kırıştığını ve hıçkırma» ğa, ağlamağa başladığını gördüm. — Arkası var— OKALMINA TAHVİLÂT İ Anadolü 1 pe Ü Açdış Kapsay — 1 vadeli || » Npe n va || Anadolu mü. peşla O PARALAR » » 1 Türk sitını 1 Banknot Ös B ı ) İivanlar hazır bulundular. kit aklıma hava gazile u:hl:ltnmîş ol-ığ,na Borleyi fazla hırpalamamasını fisla- | ması, dairenin gazlı olduğu fikri geldi. | Ben bunun sebebini sordum. Bana şu cevabı verdi: — Bu bafta programımız zayıf. Halbu- ki öbür haftalar için mühim güreşleri- miz var. Yani o zaman Tekirdağlıya ih- tiyacımız kalmıyacak! Ben bu manasız bahaneye inanmış gö- ründüm ve: — Maalesef, dedim, teklifinizi Bu beni çok büyük ümidlere düşürü- yor. Çünkü Tekirdağlının maneviyatının kuvvetli olması, beni, pazularının kıva » mında bulunması kadar sevindiriyor, Ve yakında memlekete sevinçli habera fler göndereceğimi umuyorum. Asım Rıdvan kabul| Cenubda seyahat edemiyeceğim. Çünkü bizim buraya ge-| Noflarından: Tmekten maksadımız, ne sizin kazancını- za âlet olmak, ne de pâra kazanmaktır. * Bu devabım üzerine, yüzünü ekşiten organizatör, Litvanya şampiyonile yapı- lacak güreş için hakikaten, ilk teklif et- tiği paranın yarısını verdi. Bu yüzden, o güreşten maddeten — za- rarlı çıkacağımız, fakat kaniim ki, ma- nevi kazancımız, maddi zararımızın acı- sını unutturacak kadar yüksek olacak! Ben, Tekirdağlı ile de, bir buba şefka- tile meşgul oluyorum. 'Tekirdağlıyı, bu- raya gelir gelmez ringe çıkarsaydım, or- ganizatörler belki maksadlarına muvaf- fak olabilecekler, ve onu hakikaten yen- direbileceklerdi. Çünkü yol, uzun seyahatlere hiç alış- |kın olmıyan Hüseyini hayli sarsmıştı. Sonra, alışmadığı yemekler, zavallı şampiyonumuzun midesini de bozmuştu. Buraya gelir gelmez ilk işim 'Tekirdağ- lıya, konforlu, bol havalı, ve şehrin Bgü- rültülerinden mümkün mertebe azade bir otel aramak oldu. Şehrin göbeğinde bir sayfiyeyi andıran Select otelini bize, bu- rada okuyan Türk talebeler — buldular. Ondan sonra, gene onların delâletile, 'Türk yemekleri pişiren bir lokanla öğ- rendik. Bu suretle, evvelâ rahat bir uyku rak istediği yemekleri zevk ve iştahla yi- yen Tekirda i pembeleşti. Harekâtına eski dinçliği geldi ve yüzü exki neş'esine kavuştu. İki gün, bu şekilde istirahatten sonra da idmana başlattım. Tekirdağlı, İlk idmanını, Redstar klü- bünün salonunda, meşhur zenci pehliva- nı Borleyle yaptı. | Bu idmanda, Fransanın hemen bütün organizatörleri, bütün gazetecileri, bü- İtün fotogratçıları, ve birçok meşhur peh- İdmandan evvel Tekirdağlının kula - dıtn, Çünkü Tekirdağlı, harikulâde kuv- | vetini Rösterseydi, organizatörler ondan çekinirler, ve daha ilk güreşte, karşısına en kuvvetli rakibi çıkarırlardı, halbuki ben, Tekirdağlının evvelâ nisbeten hafif birkaç Takible karşılaşmasmı temin et- Bu suretle Tekirdağlı, hem müsabaka mümaresesini arttırmış, hem de - ecnebi ringlerine nisbeten alışmış olacaktı. Fakal Tekirdağlı, tavsiyemi dinlediği, ve zenciyi fazla zorlamadığı halde, orga- nizatörlerin de, gazetecilerin de ağızları açık kaldı. Hattâ içlerinden birisi: | «— Koca Yusufu hatırlatan ilk 'Türk | pehlivanı budur!» dedi. * 'Tekirdağlı, tahminim hilâfına Parisi iç beğenmedi: — Yahu, diyor, bu binalar, bu mem- teketin hava deliklerini tıkamış! — Paris! Paris dedikleri bu muydu? Burada bizim Tekirdağının ferahlığı, havadarlığı var mı? Ben bu koca şehre, Tekirdağının bir kulübesini değişmem! Beni en fazla ürküten cihet te bu... İkide birde: — Ben buraları sevmedim. Şu işleri- mizi çabuk bitirelim de dönelim! Diyen Tekirdağlının memleket hasre- tine iylco tutulmasından korkuyorum. Tarsusta bir gün (Baştarafı 2 inci sayfada) meti bugüne kadar tabiatin keyfine tâhi bulunan pamuk ziraatini hale yola koy« mağı tercih etmiş. Bugün başlangıç tö » reni yapılan sulama ve kurutma ameli - yatı bu endişenin mahsulüdür. Bu ameliye sayesinde sulanacak arazi 19,000 hektardır. Baraj ikmal edilmiş ve 100,000 liraya malolmuştur. Mesai 19399 senesinde bitecek ve 0 zaman her taraf müsavi surette sulanacaktır. Ayni za « manda ©o civarı daima sıtma tehdidi al- tında bulunduran bataklıklar da bu sa « yede akıtılacak ve kurutulan topraklar « — dan pamuk ziraati için istifade edilecek- tir. Tarsusta iki büyük fabrika vardır. Kuvvei muharrikeyi yukarıda bahsetti - ğim şelâleden &lırlar. Her biri 1500 den fazla işçi istihdam eden bu iki fabrika iplik, çırçır ve bez imal eylerler, Bun « lardan başka da, diğer küçük mikyasta ve hep pamuğa aid eşya işliyen bir kağ fabrika daha olduğunu söylediler. * Akşam oldu, istasyona.dönüyoruz. Ke- marlarında zarif, tentene gibi yapraklı biber ağaçları sıralahan geniş caddeden Bgeçerken, eski zaman mahalle mekteble- rindeki falaka değneklerini hatırlatan mor renkte sopalar gördüm, Bunlar seker kamışı imiş. Birer e hediye ettiler, İstasyonda o bahsettiğim nefis baklava- dan da birer kutu edindik. Birer şişe de çiçek suyu, Neş'emiz tamam! Akşam serinliği başlıyor.. diyen yerli arkadaşlarımız, kollarında taşıdıkları İn- cecik pardesünün lüzumunu isbata çalı « şadursunlar, bize sırtımızdak| ceket bol bol kâfi geldi. Bu güzel gezintiden manen ve madde- ten huzur ve haz içinde Mersine dönüyo- ruz. Bindiğimiz katar hayli yüklü. Ote- Nn önünde demirli duran şileblere mal götürüyoruz. Mübarek Türk vatanının zengin hazi - nelerinden biri olan (Çukurava) - durup : dinlenmeden dünyaya ihracat yaptığı günleri ihyaya çalışıyor. Türk sâyi bu şirin memleketin yarın gene yüzünü güle dürmek için normal günlerin avdetini imanla ve tevekkülle bekliyor. Cihan piyasalarının açılacağı o gün - lerde, iptidal maddeleri ile, mamul eş - yasile, kendisine lâyık olan yeri herkes- ten 'ur.ce_lu_!mnk İçi Nöbetci Eczaneler .Bu gece nöbetci olan eczaneler şunlar- herz İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Sarım), Alemdarda: (Bır- rı Asım), Beyazıdda: (Belkıs), Samat - yada: (Rrofilos), Eminönünde: (Hüse- yin Hüsnü), Byübde: (Arif Beşir), Pe - nerde: (Emilyadi), Şehremininde: (Na- zim), Şehzadebaşında: (İ, HuliD, Ka- ragümrükte: (Suad), — Küçükpazarda; ıNu;'Rl Ahmedi, Bakırköyünde: (İste- pan). Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Kanzuk), Gala- tada: (İsmet), Taksimde: (Nizümeddin), Kurtuluşta: (Neecdet). Yenişehirde: (Pa- Mübarek, nostalji denilen bu tehlikeli ! hastalığa bir tutulursa, onu İstanbula | dönmekten başka hiçbir şey tedavi et- mez! Tekirdağlıya bunu umutturmak için, şehrin en alâka uyandırıcı taraflarını runakyan). Bostanbaşında: (İtimad), Be- şiktaşta: (Nall Halid). Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: ( Belimiye ), Sarıyerde: (Nuri), Kadıköyünde! (Moda, Merkez), Büyükadada; (Halk), Heybelide: (Halk). gezdiriyorum. Tekirdağlı, hayvanat bah- çesinde, bir Ankara kedisile tam yarım saat oynadı. Memurlardan izim alarak, Grip, Baş ve Diş Ağrıları, Nevralji, —Artritizm, Romatizma kediyi öpüp sevdi, ve: ir, dedi, buram buram memle- ket kokuyor! Geçen akşam da, onu, Pale dö Sporda yapılan güreş müsabakalarına götürdüm. Gümrükler umum müdürü İzmire giitti Bir müddettenberi şehrimizde bulunan gümrükler umum müdürü Mahmud Nedim dün İzmire hareket etmiştir. Umum müdür İsmirde bir müddet kalacak ve gümzü tedkik ve teflişler yaptıktarı sonra Ar ,ya dönecektir. ! j Hüseyin, artaya çıkan pehlivanların 51 * £ S ü

Bu sayıdan diğer sayfalar: