18 Eylül 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

18 Eylül 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ , tir. İngiltere, büyümekte olan bir tehli- SON POSTA Eylül 18 Hergün Rusyanın müdahalesi Yazan: Muhittin Birgen .u | us . Alman ademi tecavüz pak- R tinin gözümüdün önüne çektt- b perdenin bir tarafı yırtıldı. Bu yırtık arasından, perdenin arkasında küçük bir kısmını görüyoruz: Lehistanın bir türlü kendi topraklarına sokmaya ruz olama. dığı Rus askerleri, şimdi bütün Rusya - Lehistan hududunu geçerek şu dakikada içeriye doğru ilerliyorlür. Bunlar, beyaz Ruslarla Ukranyalları muhafazaya gi“ den Sövyet askerleridir. Bu harekette herhangi bir tecavüz kasdi olmadığı, sa- dece Lehistan hükümetinin temin ede. mediği bir mubafaza işini bizzat deruh- de eylemek üzeredir ki Rusyanın bu ha. rekete karar vermiş bulunduğu Moskö- vadaki Leh sefirine, sabahın üçünde, draber verilmiş» tir. Şimdi Lehistanın bir kısmında gamalı haç, öte tarafında da kızıl bayrak, birbirlerine doğru yak-, İaşörak ilerliyorlar. İki gün sonra Le - histenm bütün işi tamamlanmış olacak. tar, Hâdiseleri dikkatle seyreden Ibitaraf müşahidler, Rus - Alman paktının ak - dinden bugüne kadar geçen zaman için- de vukuatın inkişafını şimdi daha İyi tesbit edebilirler; Herşev, evvelce kararlaştırılmış bir plân mucibince, tam bir intizam içinde ve metodik bir şekilde cereyan etti, Aylarca süren ve bundan öolayı da bütün teferrimu tamamen tayin edil - miş bulunan bir anlaşmanın evvelâ ik. tsadi kısmı ilân edildi. Bunun ârkesin.! dan siyasi kısmı meydana çıktı. Bu iki hâdisenin dekoru ve mizanseni öyle idi ki, her ikisinin de arkasında gizli bir - çok şeyler bulunduğunda şüpheye ma - hal yoktu. Anlaşmaların ilân edildiği gün, bu sütunlarda sademi tecavüz pak- tının sâdece bir paravan olduğunu, ve bu paravanın arkasında Avrupanın çeh- resini değiştirecek vukuata doğru gi - den daha geniş anlaşma bulunduğu- nu» yazıyorduk. Seri bir inkişaf, bu gö. rüşün doğruluğunu isbat etti. Almanya, Lehistana taarruz ett. OO gün Berline askeri bir Rus heyeti vâsıl olmuş bulunuyordu, İhtimam'a hazırlan! mış olan bu taarruz, çok faik bir teknik kuvveti sayesinde o kader süratle ler ledi ki Leh ordusu, harbin beşinci gü - nünde üç parçaya ayrılmış bulunuyor - du. O günden itibaren, bu ördü hell! harbetmeğe vakit bile bulmaksızın, mü- temadiyen yanlarının ve gerilerinin çev rildiğini gördü. Bu sürat, böyle inkişaf ederken bir taraftan da Berlin, Mosko -| va, Tokyo konuştular. Hattâ bu kon maların kısmen daha evvel de yapıl olmadığını iddia etmek kabil değildir. Sıkı bir mahremiyet içinde bu konuşmaâ.| Jar devam ederken Sovyetler, askeri ted birler almağa başladılar, süratle sefer - ber edilen genç. yaşlı askerler Leh hu- rına doğru sevkedildiler. orduları, çevirdikleri kuvvetle-! rin hesablarını tasfiye dahi etmeksizin; mütemadiyen ilerlediler, Yeni çevirme-| ler ve saşırtmalar yaptılar. Nihayet Tokyo ile Moskova anluştılar ve anlaşma vesikasmı ilân estiler. Ayni günde Al - man ordusu da kendisine tayin edilmiş! olan vazifeyi yapmış (askeri ! harekâtı! müuasyen hududa getirmiş bulunuyordu. | Tokyo ile yaptığı anlaşma sayesinde ge. rilerini emniyet altına silmiş olan Sov-| vetler de imzayı müteakıb harekete geç- a * Kanlı hallenin birinci perdesi bitmiş- tir. Lehistan teksim edilecek, ilk taksim! esnasında olduğu gibi, belki birinci saf- hada küçük ve «uslus bir Tehistan bı rakılacak, sonrası da bilâhare «düşünü -| lecek: tir. Fakat, «plân, bundan ibaret midir Ha- yır, zannetmiyoruz. Daha doğrusu ovu-| mun bir perdelik küçük bir hafleden ibaret olması mümkün değildir. Geri -| si var; dram, daha başka perdelere doğ- Tu inkişaf edecektir. Umumiyetle zennediliyor ki Lehistan işinin halli müteakıb bir sulh teşeb.| büsü vukua gelecektir. Belki, fakat, bu teşebbüsün müsbet netibe vereceğini zannetmiyoruz. Mücadele Lehistan et rafında değildir. Daha geniştir; harb, ilk. perdesini Lehistanda öçtı; fakat, asl muharebe İngiltereye karşı ilân edilmiş- kayi, muvakkaten olsun bertaraf etmek Win yumuşyk davranmak yolundan gi- derse yer yüzündeki rüfuzunun çok bü- yük bir kısmını kaybetmiş olacaktır. Bu- nun için mücadelenin devam edeceğini zannediyoruz. Sovyetlerin müdahalesi, askerlik ba- kımından Lehistan işini iki hafta kısalt- maktan başka birşey yapmaz. Bu itibar. Ja mühim değildir. Siyaset bakımından 1se, bu hareket, Rusyanın Almanya ya. nında mevk'ini aldığını gösterir. Çün- kü Lehistan tecavüzü beraber hazırlan - miş. beraber tatbik edilmiştir. Bunun mânası, neticeleri derindir; o kadar derindir Ki şu dakikada bu derin-| Miği ölçmeğe bile teşebbüs edemiyoruz! bittin Birgen İcenubu garbi Afrikasındaki Alman kon. Resimli Makale: & Karanlıkta parlıyan yıldız. 8 Herkesin musib gördüğü bir hareket hoşuna gitmiyor mu? Bil ki karakterin alelâde bir karakter değil, Bini hoş görmemekle mi iktifa ediyorsun, olmamakla beraber azmin vasattır. İngiltere Harbiye Nezaretinin yeni şoförü İngilterede umumi işlerde daha farla kadınlar kullanılmaya buşlanımıştır. Har biye Nezaretinin şoförlüğümü resmini gördüğünliz, genç ve güzel Prune'la Fi. elâvip yapmaktadır, Bir Alman konsolosunun kehaneti Deyti Telgraf grzetesinin Capetonn muhobirinin verdiği bir habere göre, solosu Dr, Lieran, Nazi Almanlarının şe- refine verilen bir ziyafetie, bir kehanet. te bulunarak, Rayh hükümetinin, çok sürmeden cenubi Amerikaya bir vali göndereceğini söylemiştir, Graf Zeppelin yandı mı? İngilterede çıkan Sandey Kronik! ge- zetesinin yazdığına göre bundan | sene evvel inşa edilmiş olan Graf Zeppelin bir sabotaf yüzünden bir iştial neticesin de mahvolmuştur. Zeppelin, bulunduğu ( Tridrichohafen garında tuluşmuş, ve arkasından müt - his bir iştial vukua gelmiştir. İsviçrede bu iştialden doğan tarakayı duymuş, ve manlar' hazırladığını yazmıştık. Buradalmakta iken, denizaltı gemisi tekrar İ tokat daha vurmuş, Kent Düşesi dir, hoş görmedi- karakterin basit Tib gelir, Hergün bir fıkra Bende bu para sende de bu ense varken : Zengin bir adam, ensesi açk biri Jektre rastgelmiş, canı fakirin ensesi: İ ne bir tokat vurmak istemiş teklif? etmiş? i — Sana beş kuruş versem, ensene bir tokat vurmama razi olur misun? ...Fakir adam razi olmuş, zengin & - dem beş kuruşu vermiş tokadı vur - muş. Bir beş kuzuş daha verip bir adamın - tokat £ vurmak zevki bir türlü teskin edile- | miyormuş. Beş kuruşları birbiri ardı- na fakir adama veriyor. tokddı vürü- | yormuş: Fakir adamın canıng taki demiş: i — Peki amma, diye sormuş, Bu $ kep böyle mi devam edecek? Zengin adam, cevab vermiş: — Bende bu para, sende de bu en- se varken daha; çok tokat yersin! ke ! Hasta bakıcı Büyük adam, demir karakter, sarsılmaz ir«de ona derler ki, gaflete düçar olmuş koca bir kütle içinde hakikati gören nadir adamlar arasında bulunur; bir avuca güvenerek kütle. ye karşı kor, kütleyi arkasından sürükler, nihayette de ga- ÇT yl Şoförlük yapan Bir gazete muhabiri Londrada çıkan Sandey Kronkil ga - zetesinin kadın muhabirlerinden Mer - Yorie Boutlon, bugün bir yandan gaze - tesinde çalışmakla beraber, ayni zaman da, Kızılhaç teşkilâtınin otobüslerinden birinin şoförlüğünü yapmaktadır. İngilizlerin Olivegrove . gemisi nasıl batırıldı? İngilizlerin 4060 tonluk Olivegrove va puru, Alman deniziltisi tarafından ba - tırılmış, ve 33 tayfası Amerikanm Va - şington gemisine alınarak, Souttamp - ton'a getirilmiştir. Batan geminin tay - falarından Mister Martin hâdiseyi şöy- le anlatmaktadır: — Denizaltıyı görür görmez, vapuru derhal tahliye etmemiz emrolundu. Ka- yıkları indirdik. 17 kişi kaptanın bulun- duğu, geri kalan 16 kişi de benim bulun- duğum kayığa bindi. Olivegrove torpil. Jendiğinden 8 dakika sonra battı. Aradan iki saat sonra tahtelbehirin tekrar bize doğru ve kaptanın kayığının bulunduğu tarafa geldiğini gördük. Biraz sonra, tahtelbahir kaptanmın bize ses - lendiğini duyduk, Arkadaki kayığa pa- Jamarı atınca da Alman; »z sağlam mı? diye $or- Kent Düşesinin, Londrada bir hasta.İdu, ve: Konstans gölünün ötesinde bulunan ahali nede hastabakıcılık ettiğini ve pansü - Aradan $ saat sonra sular karar - gö“ Sözün kısası Temizliği lüks Sayan şehirli E. Ekrem Talu anıdıklardan bazıları var; otur, dukları apartıman veya evlerin kuntrat idetleri. bitmiş, Mal sahible- rine başvurmuşlar. — Şu kuntratı yeniliyelim, — Yenileriz amma.. — Ammssı ne? — Aylığs bu sene zammedeceğiz. — Sebebi? — Evi boyattık.. Önümüzdeki sokak tamir edildi.. Hergün muntazaman sula- myor.. Tozdan kurtuldunuz. — Belediye faaliyete geldi, şehir te. mizlerdi ise iyi ya? Temizliğin ceziye « si olur mu ki ödiyelim? > Ben bilmem! Şimdi bu mahalle de lüküs bir mahalle oldu. Eski şartlarla e- vimi veremem, Zavallı kiracılar şimdi en şakakta, Pis pis düşünüyorlar. Hiçbirinin kazanç membat artmış değildir, Bilâkis, içlerin, de baremzede olanlar bile ver. Başka ye” k isteseler göç parasını hesab Sonra, bir insanın senelerden« i oturduğu mahalleyi, hattâ sokağı değiştirmesi acı gelir. Komşularla dost. luk masebetleri tesis edilmiş, esnafla bar, itimad fcessüs etmiş, ço * cuklar arkadaş edinmiyler, posta müvez- zii “adresi bellemiş, uzaktaki oahbsblar kapınızı öğrenmişler, perdeler pencere lere, halılar döşemeye uydurulmuş, bel, ki de ayrıca masraf elilerek yerler mi sobalar kurulmuş, geçen lükte biraz mahruket art. bin türlü şey ki hepsini de- Kiştirmek, yenilemek, taşıma! dan yerliyerine uydurmak, yerlesti ahstırmak lâzım gelenek. Zaten bur bildiği için değil midir ki ev sahibi denilen firsot düşkünü, tatlı dille fakat metznetle dayatıp duruyor? İleriye sürdüğü bahane bahane olsa bari! Şehrin ve evin temizli, asıl sâym map de lüksten .eski tAbirile bid'at» ten sayan adama medeni sıfatını nasl ye kıstıralım? İhtikâra karşı mücadele açan hükü « metin bu ise de'el koymasmı ve kira Mi» #ikârının. önüne bir kanun zoaddesile sed çekmesini çok şayan: arzu bülurüz. is Evvelki günkü © bir sabah refikimiz Şehrimize gelen Amerikan Kavboyların- dan bahsederken, bunların: #Amerikas nm Teksas vilâyetinden memleketimi « 70-760 tane damızlık (') katır getirdik erini yazıyordu. Katımdan &nmizlik olamıyacağını bil. Jdiğimizden, bu haberi ya saf bir muh « hirle #lay etmek müksadile atılmış. bir yelan, vahud ki - hakikat olduğu tak « d - bir kıyamet alâmeti olarık ka .' bul ettik. Me yamet yaklaştığı izaman katırla Kuracağı hakkında ötedenberi bir rivavot vardır! mm Elem Cal Çin - Jaj. on harbi devam ediyor Hongkong 17 (A.A) — Cheklai alanın « dar: Çin kuvvetleri, Şanghayın conubu gar. bisinde 'Tafhu Gölluk mmtakasında tuhassun etmiş olan Japonların mevzilerine karşı gide detli bir mukabil taayruzda bulunmuşlardı. Düşman, 500 maktul bırakarak şark istka « metine doğru ric'at etmişlir. Shansl oyaletinin cenubu şarkisinde kâlg Tehang - Tehe, Li-Tebe ve Hu-Kwaig ş8 birlerinde cereyun etmekte olan muharebe ler, Çinlilerin lehins olarak inkişaf etmek tedir. Bir Fransız gemis'nin battığı doğru değil Parla 17 (A.A) — Pranmz filosu cürütamı. larından birinin torpillenmiş olduğuna dair olan haber, #alâhiyettar bir memba tatafinm havaya muazzam bir alev sütununun fışi Düşedi, haslanede vazifesinin. başındaİründü, ve: «Arkadan bir tehlisiye gemisildan tekzib edilmektedir. Bu hurus hakkındız kırdığını görmüşlerdir. İSTER «sanmıştır. Okuyup yazmak da bilmez. — Sebeb? dedim. — İNAN, — «Bizim Ayşe kadın 55 yaşındadır, Karadenizin küçük «bir limanında doğmus, orada büyümüş, beş on sene evvel «İstanbula gelinciye kadar dünyayı hep © muhitlen ibaret Dün akşam eve döndüğüm zaman hanım söyledi. Bir arâ- ık aşağıdan bir şarkı sesi yükseldiğini işitmiş, merak ede» rek inip bakmış, Ayşe kadın parmaklarını zil gibi kullanarak memleketinin bir oyununu oynamıyor mu? — Sebeb basit, sütçü geldiği zaman kâseye sütümü doldu- rurken Avrupanın büyük devlet adamlarından birinin öldü- rüldüğüne dair bir rivayet işittiğini söylemiş, Ayşe kadını 55 yaşından sonra oynatan haber işte bu haberdir. İSTER İNAN, iSTER INANMA! görüyorsunuz. İSTER Ayşe kadm, ne de sütçü Mustafa adı geçen devlet adamı. nı bilmezler, gizete okuyan birinden işitmişler, harbden mes'ul olduğu iddinsını duymuşlar, ona inanmışlar, kin bağ- Jamışlardır. Bu kin günün birinde doğru veya yanlış önla- Ta ne yaptırtabilir? düşünmiyelim. Gazetenin bu şekilde ha. reket etmesi doğru mudur, değil mi? Onu da bir kenara bi - rakalım. Benim dikkat ettiğim nokta şudur: — «Gazete efkârı umumiyenin mümessilidir, derler, yan - slış. Fakat elkârı umumiyeyi yapan, hazırlıyan, muayyen «bir istikamete sevkeden başlıca âmillerden biridir.» Biz yukamda okuduğunuz satırları bir arkadaşımızdan dinledik. Ayşe kadmla, sütçü Mustafanm mevcud olduklarını biliyoruz, hâdisenin böyle cereyan etmiş olduğuna tamamen inanıyoruz, fakat DA okuyucu sen: geliyor. Hazırlanınızl.» diye haber verdi. INANMA! ekledim ecnebi memleketlerde musirrane o bir şapı deveran etmiş ki, fakat şimdi aslı olmadığı tadar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: