12 Şubat 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

12 Şubat 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 İkincikânun tarihli N > Es bilmecemizde kazananlar 27 İkincikânun tarihli bilmecemiz- de küzmanları aşağıya yazıyoruz. İs- tanbulda bulunan talihli okuyucuları- mızın Pazartesi, Perşembe günleri öğ- leden sonra hediyelerini bizzat idare- hanemizden almaları lâzımdır. Taşra okuyurularımızın hediyeleri posta İle adreslerine gönderilir. Bir kilo çiko'ata İstanbul 15 iel mekteb sınıf 3 talebesin. den Ena, Bir futbol topu kız orta okulu sınıf 3$.B de 317 Nermin Turnaoğlu, ALOMİNYOM BARDAK (Son Posta hatıratı) İstanbul Suadiye Çatalçeşme (Fevzipaşa caddesi 14 numarada Perf; İstanbul 44 ün. cü ük okul sınıf 2 talebesinden 104 ZÜlAl, İstanbul 62 nci ilk okul sınıf Ada Raf Ünal KOKULU SABUN (Son Posta hatıralı) İstanbul Şişli Terakki Hzesi 1M4 Hasan. İstanbul Gelenbevi orta okulu sınıf 2 Ze Ayhan Korul, İstanbul Samatya Ağaçkakan İstanbul Beykoz orta oku! 4/A dan Selh.|16 numarada Kemal, İstanbul Boğaziçi lisesi mi Gülcan, MUHTIRA DEFTERİ (Son Posta hatıralı) Mersin telgraf muhabere memuru Hüseyin talebezinden Orhan Kiper, İstanbul Gedik- paşa Hamam câddesi 23 numarada Sed: ALBÜM (Son Posta hatıralı) Kizi Belklia Kütahya lise sınıf 4-A da) Çorlu Şucnettin fik okulu sınıf 2 de 918, 18 Veliye Yürür, İstanbul Kadıköy 41 inci) Mustafa Dolapcı, Sinop sıhhat Okul sinif 2 de 2 numaralı Kudusi Özel, İs. | Nezahet Öner, İstanbul kız Msesi 2.4 da 381 Vedağ Fatih 40 ıncı okul telebesinden 164) Güzin MÜREKKEBLİ KALEM (Bon Posta hatıralı) , tabu Şehremini 34 ümeü Tx okul sınıf 2 de Cevdet Sezen, İstanbul erkek Ilaesi tale- 206 numaralı Atâ Uygur, İstanbul akalağlu orta okul 1-D de 74 numaralı Hümenet Gonca, İstanbul kız lisesi talebesin- ke numaralı Aysel, İstanbul Pertevniyal, orta kısım talebesinden Ayhan Aksan. KURŞUN DOLMA KALEM (Son Posta hatıratı) ge eli caddesi Azimkâr sokak No, 42 de hap İstanbul erkek lisesi talebesinden 1949 okulu Safa, İstanbul Cağaloğlu erkek orta baü keş 3 telebesinden 45 numaralı Reha, Şehremini Melekhatun mahallesi Yaz seçi Doğan ialebesinden 1443 numaralı ir YUVARLAK DÜNYA KALEMTRAŞ yo (Son Pasta hatıralı) e Binet okul sınıf 4 de 1 numarali yon, İrtanbz 44 öne fir okul tale. , Desinden 223 din Te kiyurda sokak 11 numarada Tah. den 25 Ma dak kız enstitüsü #alebesin- DİŞ FIRÇASI (Bon Pasta hatıralı) Gazi caddesi Konbar sokak $ si in Feyyaz Yüce, Tokat hükümet ta- a De Dot İstanbul Galatasaray üngir ir kızı Fatma Aşan, Cİ- Asmalmeseld sokak No. 6 da Leyli. DİS MACUNU ta gefi Sd'b Gül kızı Kadriya SPK ik Okulu sinif 4 de 227 muma. Erkise, İstanbul 23 üncü ilk okul me yarbakır aşina Pas Tah Yay “mt saç Örgiray, İstanbul Selimiye Harman sokak 16 numa'ndâ Cahl4 Güner, BOYA KALEMİ Aydin Gazi bülvarı caddesi sokak MM nu. marsda Cüneyt Yolcu, Malâtya lisesi sınıf 7-B de 884 Nejad Sümer, İstanbul paket poslanesi / baskâtiblerinden Hayati Meriç, kız Yurdanur Meriç, İstanbul 49 uncu ük! okul sınıf 3 talebesinden 147 numaralı Selma. AYNA (Son Posta hatıralı) ödürü kızı ŞU SON POSTA Zehirli gölge Il (Baştarafı kN ii aşağı kalmıyorlardı. Nihayet kadını a - yıttık. Beraberce kanapeye götürdük. Serkomiser yanına oturdu Hareketlerimizi göz ucile takib eden Rıdvan Sadullah: — Şimdi beni dinleyin! dedi. * Cebinden iki telgraf kâğıdı cıkardı. Ma sanın Üzerine yaydı ve ilâve etti: — Bunlar Skolland Yardda tanıdığım bir polis müfettişine ve Giresun valisine çektiğim iki telgrafın cevablarıdır. Sözlerime bunları okumakla başlıyaca - İğun. Londra polis müdüriyetinde çalışan ve eski bir dostum olan İngiliz müfettişi bakınız telgrafında ne diyor: «Yapılan tahkikat neticesinde Gene - ral (Ket Gart) ın bilâvaris vefat ettiği anlaşılmıştır. Binaenaleyh generalin ah- Ifadından, Vasko dö Goma isimli Porte - İkizli bir mühendis bulunamaz, hürmet - ler.» davanın bir safhası kendiliğinden berta « raf oluyor. Bu noktaya şimdilik bu ka - darla temas ederek Giresun valisinin ce- vabi telgrafına geçelim. İşte bu telgraf da «Rüstem Paşa ailesinin rakibi olan Ha- ci Hasan Efendi ailesinden sağ kalan tek evlâdın Süreyya ismini taşıdığı, erkek de- gil, bir kız çocuğu olduğu ve o zaman - danberi #kibetinden haber alınamadığı İ tahkikat- neticesinde anlaşılmıştır, efen- dim.» Rıdvan Sadullah susarak birkaç saniye derek; — Hanım, Raif Beyle evlenmeden ön- İstanbul Nişantaşı Hacımansur sokak 20'Ce Şehir Tiyatrosunda çalışıyordu, dedi. numarada Hamld, İstanbul Hayriye iisesi | Tiyatroda tetkikat yaptım. Sahneye inti- talebesinden 231 Nejad, İstanbal Kandili kız sab etmeden evvel Süreyya ismini taşı - sokak 14 numarada Hilmi, İstanbul/7 numaralı Şükran, İstanbu) Dİ. Misesi sımf 3 talebesinden Leylâ Akoğuz. KİTAB Turhal İlk okul sınıf 2 de 450 Pepi, Niksar, maarif memuru Mümtaz kızı Lenı'an Yavuz, Samsun Fasıkadı okulu sınıf 2 de 18 Hile Serter, İrmir İkişeşmelik 773 üne sokak 6 numarada Güler Baltacıoğlu, Eskişehir Pa. #a mahallesi Candemir sokak 8 numarada Oğuz Şenler, Ankara Cebeci Tanyeli sokak 77 numarafa Meral, Balikesir se birinci dev. re #intf 1-E de 719 Agâh Erguvan. RESİMLİ EL İŞİ MODELİ Ankara Samanpazarı Hacı mahallesi Ot sokak 2 mımarada Ayhan, Antalya avukat Feyzit. tin oğlu Necati Tümay, Zonguldak Mehmed Çelikel lisesi sinıf LD de 1688 Cevdet Güneş, Samsun 19 May we mahallesi İsmet paşa cad. desi $ numsrada Kemalettin Mete, Balhkesir Mithapaşa Ik okulu sınıf 3-A da 531 Şükir Orkun, Ceyhan ilk okulu birinci sınıf 142 nu- maral Bilge Önay. KART İzmit Demizyolu caddesi 202 numarada Şe.! habettin Sunay, Elâzığ kız enstitüsü sınıf 1 de $8 numaralı Ayşe Gerçek, Kırklareli orta okulu sınıf 1-0 de 258 Mustafa İlhan, Adana Yek kaz Mata Me İstanbul Cümhur!- | Kecatibey fik okulu smıf 3 de 161 numaralı m : in Cemile Çiçekdağ: | yarjakul, Konya nafa su işleri fen memiru DÖKÜLMEZ HOKKA (| Mustafa Erkan oğlu Turgud Erkan, gana (Son Posta hatıratı) Bas; Aran, Cibali 63 üncü okul 47 numaralı 163 aş tanbul Eyüb orta okul sınıf 3. 82 Mehmed, İstanbul Bakırkö; iy orla Muzaffer Özyalçın; İstanbul Fatih m m ği RE Eeee kanama Eşref Timiz LE e çıkar, çıkmaz elle - Eşreş Tenkt, ü zaman, muhakkak ki, Kuştur “P8e girdiğimizin farkında ol. Ba Okui (1085) on Posta,, nm fefrikas Türk olmadığını alelâşikâr görüyordu. "Tuhaf bir meraka düştüm Karşıdan Kelen kılavuz istimbotu. vapurumuzu dü. men süyuna alarak yürüdü. Gittik, git- — Evet, tekrar Ga) Gatasa hiç gittiniz mi2. dönüyorum, — Hayır! — Sana Tunaya *Sölinas dan girişi an. tik; bir ağızdan Tunaya girer girmez ne- mn hir uzanmış; şerid gibi bir mem v iy insan olmadığım için gil. lekete geldik. Burasının adı Sülna imiş. yoktur, Bizde ecd; Önünde durup demirlediğimiz binaya ki hak getire. bu itibarla ne in dikkat ettim; Cephesinin üst kısmında ille va din uğruna birbirimizi boğaz - Iyedi devletin arması var: er De de şimdi milliyet aşkına hem .) İngiltere, Fransa, İtalya, m w dei Sizde iısanlık teferrg. | Almanya, Rusya ve Türkiye... tiki Hes çsas zannettiğiniz şeylere| Hani Romanya arması? Yoki.. Sebeb?. karsı buki benim gibi mazisi o1.|Bereket versin geminin sövarisi, buraya milim İyeti bulunmıyan makine. / yeni gelmiş bir yolcuya bir takım izahat a yitmek ve munta .İveriyordu; ben de dinliyerek öğrendim; işmaktır. Neyse; bu ciheti geçe - Buraları vaktile Osmanlı imparatorlu- Evet; a unun malı imiş. Osmanlı devleti inhitat b halde de vapur, Küle bei aliş al «Düveli muazzama> bir Tu bulandığı sahaya girince burnuma bir e e milliyet duygusu olmadı. yormuş. aktris olduktan sonra Leylâ arı- nı almış! (Arkası var) Polis sfe: Bir sa sarhoş kavgası Kasımpasada Mustafa oğlu Hayri isminde birisi. Mes'ud isminde bir sarhoş tarafın dnn bıçakla başından ağır surette yaralan. MiŞOr. Yarah, Bjyoğlu hastanesine kaldırılmış- tr, Bir genç köprüden denize düştü 17 yaşlarında Halid oğlu Zafir isminde bir genç, köprüden denize düşmüş, zabıta tara- fından kurtarılmışsa da farla sn yuttuğun. ii Cerralıpaşa hastanesine nakledilmiş — ie dokumacı vapur ambarına düştü Etmeydanında, Sümüklü sokak 6 numara. da oturan dokumacı Öner, dün İzmire git- İmek zere, Akdenize hareket edecek olan Kadeş vapvruna binmiş, ambar kapağı et rafında gezerken müvavenesini kaybederek ambara düşmüş, basından ağır suretle ya. ralarısıştır. Yaralı Ömer tedavi için Beyoğ. Ju hastaresine kaldırılmıştır. «Son Posta» mın tarihi tefrikas: 138 BİNBİRDİREK Sayfa 9 Yazan: Reşad Ekrem Çınarlardaki cesedler Bu muameleyi, gülümsiyerek seyreden |bir kalabalığın önünde neşeli çığlıklar Yandım Aliye de, kebabcının çırağı, yılı-İatarak yüzüp çırpınıyorlardı. Işık ve küstah: — Sabahtan geldi... Üç desti içti... banı dayansın sopalara... Dedi. Yandım Ali cevab vermedi. İs - tanbul sokaklarında ve batakhanelerin - de büyümüş, süt içecek yaşlarda iken Şarap tes'arı yalamış olan bu serseri de- likanlının hafızasında, ayyaş ve derdo - İşitilip bellenmiş divan kırıntısı mısralar, beyitler, kıt'alar vardı. İstanbul kopuk - ları, bazı kelimelerin öz mânasını bilme- mekle beraber, bu şiir parçalarını, yerin- de kullanabilecek kadar sökerlerdi. Yan dım Ali; — Öyle sermestim ki idrak itmezem Muazzam imparstorluk tersanesinin bulunduğu Kasımpaşa mamur, büyük bir çe çorbacısı şimcik görür, gayri ta -İşehirdi. Yalnız tersanede 12,000 bahriye askeri, 300 kaptan, 70 tane alem ve tuğ sahibi tersane ağaları vardı. Tersane zin danlarında 30000 esir bulunduğu söyle « nirdi. Geceleri camileri ve mescidleri, tersane gözleri kandillerle donatılırdı. Çarşılarında dükkânların önünde, ma - Arlıyorsuruz ya efendiler, bu telgrafla! der dervişlerden, harabati şairlerden, gün | hallelerinde de her evin kapısı önünde İde birkaç kapının tokmuğını çalıp âyan| sabaha kadar bir kandil yakmak kanın- ve eşraf sofralarına çöken kâselilerden i-İdan idi. Kırk mahalle olan Kasımpaşanın aha- isi üç fırka idi: Bir fırkası, nefer, ağa, kaptan, vardi- diyan, dayı, gemicilerdi. Cümlesi Ceza « yirli elbisesi giyip kırmızı fes üzerine kabesi destar sararlar, arkalarına burmus, demir koparan, kaput giyerler; bellerin- dünya nedir,)de çatal, pala, bıçaklar, ayaklarında to Ben kimim, saki ölen kimdir, meyi İmaklar, bazıları da baldırları ve ayakleri sahba nefir. Dedi. Kebabcı çırağı ağzının bütün ge düşündü, sonra Leylâ Hanımı işaret © -İnişliği.'le sırtı, Yandım Aliye bön bön bakarak: — Bre ağa sen kâtib imişsin... Dedi, Delikanlı yalnız bu aptal çocuğun de »- il. şiir zevki ve bilgisi muhakkak ki bir baldırı çıplağın, bir serserinin bilgisin - den çok aşağı olan kebabcının gözünde de büyümüştü; usta da: — Sende çok şeyler var görünür de- Yikanlı... Yanıklardansın galiba... Dedi, Yandım Ali, on bardak sarabın tatlı tesiri fle, Terbihetyi bu'uncıya ka - dar şöyle bir sahile kadar gitmek, orada, denize doğru çıkmış tahta (o iskelelerden birinin üstünde uzanmak istedi. Bu iske- lelerde, günün ve gecenin her saatinde, “uzanımıs, uyuyan yahud düşünen işsiz - Tunurdu. Yandım Ali, arkası üstü yatarak gök - yüzünü sevrede ede düşünmeyi çok se - verdi. Yaldızlı, bulutlu, masmavi, alev - Yi, pembe, esmer, zifiri kara, yıldızlı, sa -İşa çıplak gezerlerdi. Kasımpaşanın serenbaz, cundabâz gazi yiğitleri idiler. Bir fırkası, Kasımpaşanın yirmi bir ka dar halveti, uşşaki, mevlevi ve diğer ta- rika tekkelerindeki dervişlerdi. Bağdan bağa gidip ibadet ile vakit geçirirlerdi. Bir fırkası da esnaf tayfası idi; Bahçır van, tüccar, dülger, kendirci, demirci ve- #aire idi. Kendilerine mahsus bir kıya « fetleri yoktu. Esnaf içinde de bilhassa terzileri pek meşhurdu. Cezayir biçimi elbiseler bi « çerler ve öyle iğne vururlardı ki, İstan « bul üstadları vuramazdı. Tersane zindan- larında zincire vurulmuş iorsalarda na * kişli eldivenler, çoraplar işlerdi ki, eşleri ancak Gürcistan ile Firengistanda olur « du. Fakat Kasımpaşa esnafının en kaba- dayısı, zorbası debağlar idi. Kasımpaşada üç yüz kadar büyük de - bağhane vardı ki her birinde yirmişer, 0- tuzar dev gibi pehlivanlar işlerdi. Ka « sımpaşanın sarı sahtiyanı, kırmızı köse « lesi ve tutkalı çok meşhurdu. Kasımpa- debağları o arasında bir katil veya man yollu yahud ay nuruna boğulmuşİbir hırsız girse, cümlesi baş kaldik 8 o gökyüzü, her günü bin bir heyecan için-| de geçen bu serserinin bulanık hâfızası - r: süzüp durultan $ir süzgeş olurdu. Yandım Ali kebabcıdan, Kasımpaşa - mücrimi hâkime vermezlerdi. Amma, o katil veya hırsız da ölünciye kadar bun- İların içinden kurtulamazdı, Hemen bir iş İ göstererek debağlık öğretirler ve hara - nın en civcivli zamanında çıkmıştı. De -'milikten vazgeçirtirlerdi. İşte, İstanbu « reboyundaki dükkân ve kahvehanelerin |lun en azılı serserilerinden biri olan Tes. önleri bir adam deryası halinde idi, De -|bihçi de, bir haftadanberi Kasımpaşa de- niz kenarında, iskeleler üzerinde omuz!bağlarının eline düşmüş bulunuyordu. omuza sökmüyordu. Karpuz kabuğunun | Bir haftadanberi de, bir taraftan İstan - Galatasaray Lisesi Müdürlüğünden Yatı tslebenin Üçüncü taksit zamanı 1/Mart/1940 tır. Vaktinde yatırılması ân olu- Sihirli söz konuşuyor! yüzlerce çocuk ve delikanlı denize gir - m A a a AN yn MR Gr MÖ e arm EO sahil boyuna safâya çıkmış büvük ler, serseriler, yorgunlar, yurdsuzlar bu- Yazan: Zeynel Besim Sun Jin filân yokmuş. | Kaptan bu ciheti de anlatıyor: Bu malümatı edindikten sonra ilerle -* — Ahmed Paşa imdad istemiş: Meh - meğe baş'adık. Tunanın üç ayağından'med Paşâ Ahmed Paşaya kızgınmış; im- birisinde yürüyorduk. Bir sâat sonra peh- dad yollamamış. Ahmad Paşanın askeri rin üçe ayrıldığı yere gelince asıl Tunaya aç kalmış; Hüseyin Paşa erzak gönder - girdik. memiş. Ruslar da karşılarında aç ve 2â- | Tek gözümü açarak suya bakıyorum: | yıf bir kuvvet bularak yüklenmişler.. Türk!,, Sağ sahile dikkat ediyorum:| Yolcu mırıldanıyor: Türk! Sol sahile göz gezdiriyorum:| — Bu bir hiyanettir!. Türkt Kaptan cümleyi tamamlıyor: Denize doğru saatte üç mi: süratle) — Hiyanetlerin en alçakçası!. oşüşan dalgacıklar hep türkçe şarkılar ei ilerliyorlar Sağda bir abide göründü. Kaptan, ya- nındaki yolcuya izahat veriyor: — Bu abide Ruslar tarafından dikil -İlene ilerliyor. Tuna, türkce şarkısında miştir. berdevamdır. — Ne münasebetle. Rusçuğu solumuzda bırakarak geçiyo - — Türkleri buradan nehre dökmüşler..|ruz. Evlerile, sokaklarile, umumi çehre- Ben harb fenni nedi: bilmem amma,İsile hâlâ «ben Türküm. diye, barbar kında değilim. Kim hiyanet etmiş, ne olmuş: pek far- çim şeyler... denize düşmesine daha çok vardı amma, |bul kadısı ve sübaşı, diğer taraftan Yan - -İdım Ali bu tehlikeli şakiyi arıyorlardı. (Arkası var) muvakkaten bir gazinoya koydular. Et « rafmdakiler hem bana bakıyorlar, hem konuşuyorlar. Sözlerinin arasında mut « tasıl: — Perde, mmşamma, kaldırım, takım, sahan, masa, havlu, sabun, yorgan gibi türkçe kelimeler geçiyor; hayret ediyo « rum, Gazinoda beni susturup orkestraya €&- mir veriyorlar, Müzisyenler parçayı biti Geceyi gazinoda geçiriyorum, Sabah » leyin beni tekrar vapura maklediyorlar bir saat sonra Gulasta demirliyoruz. Tunaya dikkat ediyorum: Vapur'arla, o mavnalarile, romörkörlerle do- . Karada kereste yığınları gözü ilk Müthiş bir alış veriş, da- ha doğrusu sadece alış faaliyeti var; ya» Vapur, nehrin ortasına atılmış şaman -|bancı bayrak taşıyan vapurlar muttasıl 'dıraların arasından sulara yüklene yük-!hububat ve kereste alıyorlar, Nasibe bakmız: Buradan şimendifere bindirilerek Bükreşe, bizim markanın a» centasına götürüyorum; bir müddet som- ra da Bükreşten satın ahnarek tekrer ! | l i N Galasa avdet ediyorum Bilseydim Türklük komisyona aidmiş. Komisyonun teşekkâlü |bu işde bir yanlışlık olacağını sanıyo -|bağıran bu şehirden birkaç saat sonra .— veya ei Si fağtım, « kalım. İtarihlerinde ortada sadece bir EMâK-Buğ|cum. Rusların geldiği taraf göz alabil -| Galası da sağımzda birakerac © evveli) lömde olsaydı Galasa gelir, gelir gelmez Yazar e e için bittabi tarihldan beyliği varmış, Bu komisyon gelen, |diğine kadar ova... Türklerin bulunduğu İşimdiki adı Braila olan İbraile geliyoruz. | doğruca Nikoleskonun evine giderek 9 « sihirli yeşil gö -İgiden vapurlardan para alarak yer mükemmel... Nasıl olmuş da suya| Demir fundana!. tururdum. rüm “Tumayı | yer temizletirmiş. Şimdi komtsyonda "Türk |dökülmüşler?. Burada, markamızı reklâm için, beni i Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: