29 Şubat 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

29 Şubat 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Memleket Efaberleri Trakyada yeni birçok Halkevi binaları yapıldı Bu sene içinde Çorlu, Babaeski, Keşan ve Yenicede birer cezaevi inşa olunacak SON POSTA Kocaelide Sulama faaliyeti vilâye - müdür - İzmit (Hususi) — Kocaeli tinde teşekkül eden su işleri lüğür lamıştır, Sakarya nehri vilâyet hududları da- hilinden geçerek her sene ( feyezanlar yapmakta ve mezruala zararlar ver -| mektedir. Su şleri müdürlüğü, Sakar- ya nehrinin vilâyet dahilindeki yatak- larından Karadenizde döküldüğü Kef- ken sahillerine kadar olan kısımlarını teimizletecek, sulama ameliyesini isti » ade edilebilir bir şekle Hfrağa çalışa - ak ve büyük nehrin her sene yaptığı le önlenmiş olacak - rındaki © kaplıyan ar - Hen erinden kateden kolları. mi Babaeskide yeni yayılan Halkevi binasi Edirne (Hususi) — Geçen senelvinin de yapılmasma Adliye Vekâletin- Kırklareli, Babaeski, Gelibolu, Biga)ce karar verilmiştir. ve Yenice merkezlerinde modern ve! Gönderdiğim resim Babaeskide yeni plânli bir tarzda Halkevleri yapılmı yapılan Halkevi binasıdır. Mahallen ve C. H. Partisinin mü işterek | VE PEEN EZ, yardımları ile vücude getirilen bu bi-; İngilizler yeniden Uzüm satın naların bir kısmı açılmıştır. Bi a alıvor'ar m gl şir be mir (Hususi) — Bu mevsim içinde altımda bu sene de nin z | iaşe neza adınd İzmirden köprü. Lüleburgaz. Çorlu, Çanakkale); 30.000 İm ve Ayvacık merkezlerinde birer Halk izler evi binasının inşası kararlaştırı Binler merkezden plânları dahi gelmiştir. Türkün milli varlıklarını topk ve olgunlaştıran bu kültür kaynakları-'ki Fransız ve İngiliz askerlerine tevz ın rolünü kavramış halk yer, yer yeni | edilecekt Halkevleri binalarınm kuruluşunu $»- vinçle karşılamakta ve bunun için el- den gelen her türlü yardımı: da yap-| Bursa, (Hususf) — Dün ve evveki maktadır. Umumi meelislerin her) gün, yurdun her tarafında olduğu gibi yerde toplandığı ve belediyelerin de)şehrimizde Ha'kevlerinin sekizinci yıl bütçelerini hazırladığı şu sırada devlet | dönümü törenle kutlulannıştır. Cumar- merkezinin yapacağı yardım yanında, |tesi günü akşamı çaylı bir toplantı y halk ta kendine düşen ödevleri seve se- | Pılmış, mutuklar söylenmiş, şiirler okun. ve vapmıya hazırdır. muştur, Ertesi Pazar günü öğleden v vel fotograf sergisi açılmış, Atatürk a- Haber aldığıma göre bu sene İçinde) nıtına çelenk konulmuş, yeni Halkevi Çorlu. Babaeski ve Keşan ile Çanak-|yinasında resim sergisi küşad resmi ya-| kâlenin Yenice kazasında birer cezâae-'pı'mıştır. m ( İzmirde Hnlkevleri bayramı ) r. Geni üzümü $ VEİden 10.000 ton İdir. Bu an yeni- üzüme ta iltere adına Fran- sinde Burs»da Halkevleri bayramı İ konuşurken Altme: İlemine göç ederek üç gün, likte yaşamışlar İ bir mecraya akıtılarak Adapazar dan Saka verilecektir Bu suretle 100” bin dekarlık geniş bir saha hem su isti- lâsından ve hem de sıtmadan kurtarıl- mış olacaktır. vada, arazinin Sakarya nebri| imca haritası yapılmaktadır. Pa ın sulanma işi, proje şeklinde rilecektir inün esi tesbit dir. Bu vaziyet, vilâyet dahi- inin daha geniş bir bulunduğunu mu mukov Naf'a San: su sev edihne lindeki sulama işlei çanta lamak göstermektedir. Adapazarındaki Çarık suyunun mez) ının da pek pis olduğu görülmüş - ı yolundaki, i gideri! köyleri üzere kı, —bu hu- âmına göre— su yo- temizleme işlerinde 3 gün çalı- aklardır. Bu maksadla su işleri mü- nden vilâyete rapor verilmiş - un Gümüşhac'köyde bir k'z kacırma davası men'i muhakeme kararı v ile ne'icelendi işhacıköy, (Hususi) köyünden Hamdi Çelik adın deli- kanlı, Derbend köyden Alimeyi kaçıra- rak üç gün dağlarda gezdirmekten ve bikrini izaleden suçlu olarak sorgu hâki- mi Ali Tekimen tarafından sorguya çe- kilmiş ve yapılan tahkikat neticesinde Obruk ki | EE ikinci defa olarak ziyaret ettiler Enkaz yığınları altından yükselen İstiklâl marşı n ilk faaliyeti görülmeğe baş -! (Baştarafı 1 inci sayfada) hakiki hikâye taptazedir bence. Kıyamet kopmuş, Erzincan o toprağa gömülmüştür. İmdad ekipleri yolların kapalı oluşundan geçiktiği için şehir gün-| lerce felâketle büşbaşa kalmış. Enkaz al- tında kalanla ratle kurtarmak, herkes | kendi başının, kendi kayıbının çaresine baktığı için mümkün olamıyor. Her çöküntü altından canhıraş feryad- lar yükseliyor. Sağ kalabilenler, asker, mahkümlar güçleri yettiği kadar her se- se, her istimdada yetişmeğe çalışıyorlar. Fakat adedleri he olursa 0'sun bu müm- kün mü? Bütün şehir üzerine tavan yı kılmış bir oda gibi ayni ağırlık altında. Durup dinlenmeden enkaz altında ka- lanları kurtarmağa çalışahlar, birdenbi re derinden gelen bir marş sesine kulak- larını kabartıyor ve duruyorlar. Bu İstiklâl Sesten, bunu söyliyenin bir çocuk olduğunu anlıyor- lar. Sesin eği tarafı tayin ederek k»- kocaman bir ev önünde duruyorlar, Burası âkimi Tahsinin evidir. Kerpiğ. tahta, kalas yığınları arasından bir ço- cuk sesi gelmektedir. Çocuk: — Kurtarın beni! Diye bağır Enkazın zirvesin- imdad deği, bir si k'âl marşı, milli marşımız. manzaranın dehşetine lâketin, rağmen men'i muhakeme kararı verilmiştir. Da- va, kızın babası tarafından açılmış, taz- yik neticesi, Alime de Hamdini de ifade vermiştir. Hâdisenin içyüzü şu- dur: Hamdi ötedenberi tanışıp seviştiği Ali- menin köyüne bir gün gelerek kızla — Hamdi ben yarın Karabayıra odun kesmağe gideceğim. Oraya gel de uzunca konuşalım, diye Aşıkına randevu vermiş. | Ertesi günü elde baltalar olduğu halde Karabayırda buluşmu değil, dünyada slâkalarını e aşk Â- ç gece bir- Resmen evlenmelerine mâni bir halleri bulunmayışı da nazarı| dikkate almarak men'i muhakeme kârü- rı verilmiş, iki âşık yeni bir yuva kur-| mak Üzere köylerine dönmüşlerdir. Konyanın 3İ yıllık era memuru tekaüd oldu Konya lera dairesinin $i senelik emekter| İzmir (Hususi) — Halkevleri bayra.|temsilleri çok beğenilmiştir. Fotoğraf- mi İzmirde hararetle tes'it edilmiş ve er nutuk söyliyen parti başkanımız Halkevimizde gayet güzel mi gün|Âtıf İnanla kız lisesi ve kız enstitüsü ve gece yaşanmıştır. Kız , kız öğ-| çocukları temsilleri esnasında görül | retmen okulu ebelerinin &oro ve Pazar Ola Hasan Bey D Hasan Rey zetede okudum... byormuş. . Yeni on paralık bası- memuru Köse adile anilan Nuri teknüdlüğü. nü istemiş, çekilmiştir. Ancak bu, hafızası İçok kuvvetli memurun yeri doldurulama - mış, bu yüzden eshabı mesalih vorluk çek « ek başlamıştır. iyor ki Hasan Bey — Dilenci- | İnun ters bir teze Jar: Korkma sö: al sancak Sönmeden yurdumun üstünde (tüten en son ocak. Küçük bir hançerenin Oboğmaklarına şiddetle çarparak çıkan bu marş, bir ke- limel şehadet gibi muztarib Er: masına doğru yüks Derhal kazmalar, geliyor. Topraklar, kal Bütün bunlar oluncaya ka bitmiş değildir. Çocuk bileceği en üst perdeler etmektedir: tlağının basa- marşa dev Kahraman trkıma bir gül bu ne sid- det, bu celal Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl İki kuvvetli kol koyun, yalnız başt se kalaslar arasından çekip on on bir yaşlarında bir ilk mekteh tale- besidir. Tenyorlar. Snih hâkiminin oğ- tu. best kalarak kalın Daha sıkıştığı cendereden dan; — Beni bırakın, diye bağırıyor. nemle, babam da var! Kâzmalar, ek'er tekrar harekete geliyor. Beş dakika sonra ana ve baba da rtulmuştur. Minimini ilk mekteb çoruğu son ne-| fesini veren bir insanın kelimei şehadet kurtulma. getirişi gibi, ölümle pençeleşirken milli marşını söylemesi, o dehşetengiz çöl sırasında bütün rabıtaları kopan şuuru- hürt mi7. Kafasına dü- şen ağır bir cismin sersemlettiği tenden > nin elinden yakasını kurtarmış bir gay- ri tabil hareket mi?.. lerle tramvay biletçilerine müjde azizim! Hayır! Kendisine soruyorlar: — Niçin İstiklâl marşı söylüyordun! İmdada koşanlar, tüyleri ürpererek, te. 1 huşu içinde, tüyleri ürpererek dinliyor. |” bu şafaklarda yüzen |” "Jakıtm i | Ve. ar | bat 29 Son Posta,, muharrirleri Erzincanı İİ Yeni Erzincanda ilk açılan bakkal dükkânın: Vali Vekili muharririmize gösteriye | Küçük göğsünü şişirerek, gururla ce vab veriyo, — Bana öğretmenim söylemişti. insan lürken bile mali marşını ağzından dü- sürmemeli imiş!.. Ben de bekledim, bek- ledim, kimse e gelmedi. Git- tikçe nefesim kesiliyordu. Öleceğimi an- Jadım. Öğretmenin sözü aklıma geldi (Mili marşımı söylemeğe başladım. Kim bilir hangi mefküreci bir mual lim bu sözü ne münasebetle söylemiş o lacaktı. Milli marşın ehemmiyetini teba ettirebilmek için onu ölürken bile söylenecek mukaddes bir şey olarak an latmıştı, Fakat ölümün soğuk elini vücudünde issederken bile anasına, babasına $e3- lenmeden. yahud ümidsiz fer. yadlar koparmadan, yalnız milli marşı- nı söyliyerek ölmek istiyen şu küçüğün büyüklüğüne ve ne kadar Türk olduğuna bakınız. Bu da Türk çocuğuna aid bir haslet. uzun söze 'üzum var mı? Alın şa; da bir köpeğin şuursuz, ni dikkat bir vak'a daha. bu iakati. Erzincanın sü işleri mühendisi Hüsnü evin altında kal mış. Bu kadarla da felâket bitmemiş. U- li kalın bir kalas başına düşmüş alınış. Zavallı adamcağız zerine yıkılan ağırlıkla ezilirken, da ensesine saplanan pas- bile kıvranmaktadır. Çe- i tahtalar arasında sıkıştığı için ağzı açmağa imkân yok. Bu feci vaziyette ölümün kendisini kucaklayıp mesini bekliyor. Mühendis Hüsnü- nün bir de kurd köpeği var. Bu iri yan ve güçlü, kuvvetli hayvan nasılsa iphi- damdan nuştur. Sahibini or e, taşın toprağın & rasında olduğunu anlıyor. oTırnaklarile toprağı eşelemeğe, tahta parçalarını, ka- lasları yuvarlamağa çalışıyor. Ne kadar iyir. Herhalde pek çok.. nihayet yar ı sahibini bulmağa muvaffak oluyor. Lâkin herkes kendi telâşında.. kimse kö peğin bu kendini para'arcasına uğraşma» ının farkında olmuyor, Fakat sahibinin orada büyük bir yara tır. Bu y bol bir çeşme ha- rların bütün varını, yoğunu mühendis çok kan zayi et ektedir. Efendisini kurlaran sadık kö İpek bü sefer de t üzerine alıyor. yarayı yalaya yalaya kanı keserek, onu. muhakkak bir ölümden kurtarıyor İşini bununla da bitmiş saymıyor. Enkaz arasında kalan kısmının efendisine çok İistırab vereceğini düşünerek, - düşüne- rek diyorum, bu köpek Yuh sakkak peh çoklarımızdan akıllı - sivri dişlerini mü İhendisin pijamalarına geçirerek çekme- İğe, gömü'düğü yerden çıkarmağa uğre- İşiyor. Bunda kismen muvaffak oluyor. Tâkin kuvveti efendisini tamamen tahli- se kâfi gelmiyor. Derhal koşarak karşi- Haş ilk insana havlıyarak, koşup efen- İdisinin bulunduğu yeri göstererek, ete inden çekerek nazarı dikkati celbedi. Mühendisi kürtarıyorlar. İ Bir duvarı bile sağlam kalmamak üze Jre tamamen yıkılmış, hâk ile yeksan ok İmuş bir evin önündeyiz. Yanımızdakiler. İden biri diyor ki: — Burada belki de felâketin en acıklı ln biri cereyan etmiştir. İ (Devamı 11 inci sayfada) » evvel did sesine balan çiv Jaçmış a suy İlinde dam

Bu sayıdan diğer sayfalar: