22 Haziran 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

22 Haziran 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

vrupa ve bütün dünya, belki hiç bir A vakit, bu derece kararsız ve tered- düdlü günler geçirmemiştir. denilebilir. He- men hiç bir devlet ve hiç bir ie değil uzak istikbali, yakın geleceği iz e niyetle görmenin imkânları yok se ii yağa kalkan, birleşen ve silâhlanan ip > ların Avrupanın ortasında, doğusunda sizl mal ve batısında üstüste yaptıkları kv hamleler ve indirdikleri müthiş dar! “ler | sebebile dünyanın, iyi kötü me el mı işte bu derece bozulmuştur! ag “a de zamın yeniden nasıl kurulacağı da belli üildir!, Birkaç gün evvel — dileyen Fransanın içerile: Ah vetleri zuhlı ve seri kolları hâlâ galler süratile ilerlemekte ve Fransız Besi > isgal etmektedirler. Fransanın şimal ve T. tün Manş denizi sahilleri, tâ Brest da manina kadar, Almanlana işgali alına ri diler, Garbi Fransada apağı b: Ee Mant, Anger ve Tour şehirleri civari üre dan cenuba doğru geçildi. Orta sair» kavsi içindeki Alın kvyetleri Cbr sey “dan ve başka yerlerden aştılar, Mb an Fransada Vichy ve Lyon dahi - ndılar / z Mütareke ve sulh müzekereleri iri ze kaç gün devam edebileceğine göre #vm > in Bordo'ya v* rasim —. Emsal amli temek Almanların maksadı, anlaşıldığına göre, Alp dağlamdaki Franz ordusuna kad vi ir ekmek ve di AR 2'E “der ankmamakir. Al ların bu son hareketle He halde Alm lmuş değidir Ye. undaki sözlere kati bir nihayet vermel ik lar gerektir. ii akkale dün > ie ök gi, altları beyaz boyalı bir vç YA nel erleri fakat geye ve nelerin müzakere edile: sala Eer Biz de Fransanın, b bari hale Ku nradan gel iş gw e olduğı ln anak çin müracani iğini öğreniyoruz. i Main bombardımarları yö zünden Bordo'yu bırakıp Biyariçe giden Merenl Paten riyasetindeki Fransız hükü- rosa eee çok müskül bir haldedir. 22 yeti sörbeafern tadını tadan zavallı iht yar mareşale, F bugün için düştüğü feci ükibe mersi “firletmek vazifesi düşüyor. "yansa şu anda ans topraklarının va- Fakat kaybe orduna tamamla yek olmus, hava ve deniz kuvvetlerinin ne oldukları bellisiz ve müstemlekeleri yüzün $ö kalmış bir haldedir. ş Mareşal Peten memleketine bu feci aki- beti hazırlıyan baş sebebler olarak, Fransa <8 lan muharebesi başladığı zaman Fran- ns ordununun izsea sayımın 1916 yıla * ütareke ve müsalöha rinde, Alınan kuv- örülmüş olan bu koyu yeşi bukle EDİN” deri açık eler. cekelin Açık is im pe sarı renkte fioştin “ in yengi v2 dü- itmarile basit az tatlı rengile birleşiz- sia m tuşu etek kenari miş. re umulmadık bir gö yara Her kadın bilmelidir 4 da kan eereyanının bo- ileri gelir. Bunun için çene yakla ee url ve yala ii i malıdır. Mümkün: koyma çareler Her kadının yapabile- m; re de şudur: İki eli kremlerin. ie iş Silarından başk arak AE b Delen oğ k. Bu basit mass doğru ğMRK e ve hiçbir güçlüğü yoktur. Elka camphrâ ile oğuşturm. al P çüneü Ellerin kızarma" hı bir çare de şudur? ine biraz farine de ji 5 önce, “isine son- ha eli birden Bre rk A) ya batırmalı. noutarde im soğuk 99 panama rare YAZAN aye Emekli general H. Emir Erkilet «Son Postas nin askeri muharrir! | Oİ harb vasıtalarınca da 1916 da olduğundan çok daha zayıf bulunduğunu zikretmiş ve bilhassa İngilizlerin 1940 Ma; Fransada bulunan askeri kuvvetlerinin sa- dece 10 tümenden ibaret olduklarını te - barüz ettirmiştir. Halbuki 1917 May a - yında Fransada harbeden İngiliz tümenle- tinin sayısı 85 imiş, Görülüyor ki geçen Büyük Harb, Fran- sada, ancak iki yüz küsur Fransiz ve İngi- İiz tümeninin yanyana, canla ve başla, dört yıl mütemadi uğraşması neticesi kazanı! - mıştı, Üstelik İngiltere, Fransa ve Ameri - kann bütün fabrikalarının Almanlarınkine üstün uçak yapmaları ve Almanların hiç tankları olmamasına mukabil birçok tank alayları teşkil etmeleri icab etmişti | Bu hakikatleri İngilizlerden ve Fransı lardan daha iyi kim bilebilir?1 Buna rağ men, Fransanın bu harbde, geçen harbb nis betle daha az bir kuvvetle Almanyanın kar- akta bir beis görmemesine ve ilkbaharda ikmal etmiş olaca - ğını ilân ettiği Bunun sebebleri her halde bir değil, bir çoktur. Fakat bunları toplyarak iki kelime ile ifade etmek lâzım gelime Majino ve ih- mal demek lâzım: gelir. Majinonun geçilme- si ve aşılması güç bir ser olduğunu zannet mek yanlış bir sey değildi. Fakat Al lar bu hattı nihayat Holânda ve Belçika SON POSTA Almanyanın İngiltereye galebe çalması için şu iki hareket ve teşebbüsten birinin kat'i bir muvaffakiyete ermesi lâzımdır: İngiltereyi hava ve denizaltı va - atalarile tamamile abluka ederek açlıktan teslime mecbur etmek. 2 ae kara ordularile İngiliz ada - istilâ, Birinci şıkkın Almanların iktidarında madığı on aylık harb güstermi İngilterenin uçaklarla ve denizalılarla ab « Jukası için Almanyanın bugün malik oldu- ğu uçakların üç misline ve üstelik en ez 200 denizaltı gemisine malik bulunması iktiza eder. İkinci şıkka gelince bu hususta sorula- bilecek ehemmiyetli bir sual vardır: İngil. tere adam istilâ edildiği takdirde dahi Fransız deniz ve hava kuvvetlerle takvi - ye edilecek olan İngiliz deniz ve hava ar madası İngilir bakiyyetissiyüfile Kanada - İya geçerek Almanlara kars harbe devam ederlerse ve bu suretle Birleşik simali A - merika devletlerini de harbe sürükliyebilir. leme e yakit Be olacak?1. Bu sünle bizce ncak şöyle bir cevab vermek doğru olur: O halde harb çok unyacaktır ve neticesi şimdiden belli olamıyacaktır. H.E, Erkilet Rüşvet alan bir polis | O memuru tevkif edildi İ | Müharrem isminde ? bir polis memuru rüşvet almak suçundan dün adliyeye teslim edilmiştir. d Suçlu aleyhindeki iddinya göre Kara - gümrükte dükkânının geç vakte kadar a - çık bırakılması için müsasde almak isti - yen sütçü Zülfikara: zerinden dolaşabilirlerdi: nitekim 1914 te de böyle yapmışlazdı. 1914 teki Almanları durduramıyan Belçika kaleleri onların ev. lâdlarını neden dolayı 1940 da durdura- bileceklerdi?! O halde müttefikler neye güveniyorlar. dı? Alman ordularının genç ve yetişmemiş #übay ve komutanlarla idare olunmaların - dan dolayı kıymetsizliğine mi? 1. Fakat AL man orduları kıymet ve süratlerini | chis- inde gösterdiler diyeceksiniz! E - Lehistan ordusu küçük ve zayıf bir ordu idil Eğer Alman orduları Fransız ve İngiliz ordelarile karsılaşırlarsa iş deği- tl. İşte düşmanı hakir görmek gaf - leti buna derler ki. bu gafletlerin sonu dai ma ayni çıkar; Kat'i mağlübiyet ve peri » şanlık. Almanya, 1939 Eylül ayındanberi mü * tenddid seferler yaptı ve hepsinde | galib geldi. Şimdi de, yerd- serili Fransanın bo- ğarına basmaktadır. Bununla beraber Al- manya harbi kazanmaktan ve bitirmekten henüz çok uzaktır. Çünkü bu harb ancak Almanyanın İngiltereye veyahud İngilte « renin Almanyaya galebesile bitecektir. Bun de çok güçtür. Jan her «Son Postan nın edebi tefrikası: Başka sebeb... Eğer bunlar .ö- vişerek © evlenmemişlerse bu izdivaç taki sır ne olabilirdi? Bunu anla- mak, tahkik etmek gerekti Böyle bir silâhı ihmal etmek doğru olamazdı. Herhalde şimdiden Zeynebin plânlarını boşa çıkarmak çaresine baş vurmak lâ zımdı. Bu düşüncelerle birk; ir kararla rinden kalkarak telefona doğru yür * Diğer taraftan Zeynebin de düşün- meğe ihtiyacı vardı, Doğrudan doğruya evine gidecek yerde bir sinemaya girdi. Asabını yatıştırmak ve başka şeylerle meşgul olarak sükünet bulmak istiyord Handanla konuşması, harici sadeliği” ne ve manasızığına rağmen onun üze- rinden büyük bir yük kadırmıştı. Artık kemik içinde duyulan sinsi sızılara ben- ziyen içli bir hayat yaşamaktansa oyu. nunu açıkça oynıyabilecekti. Handan o- nun evine gelirken nereye gittiğini bile cek, Zeyneb de ona sahte bir samimiyet ve bıkkınkk göstermekten vareste ola" caktı. Birbirlerine ilânı harb etmişlerdi. Sinemada çıkm ağır ağır yürüyerek eve gelirken bütün bunları kendi kendi- ne tekrarlıyordu. Fakat akşam yemeğin- de Halükla karşılaşınen Handanı tehdid için o gün söylemiş olduğu sözleri ha- turlıyarak bilâihtiyı ihtiyar kızardı. Halk sükünetle yemeğini yerken bir- denbire başını kaldırarak karısına baktı. Bugün ne yaptınız Zeyneb? Vak- tnizi nasıl geçirdiğinizi lâtfen söyler mi- siniz? Genç kız büyük bir suç işlemiş gibi saçlarının dibine kadar kızardığım his- setli, bunu kocasından saklamak için ba- çini tabağına eğdi. Biraz sonra gözlerini kaldırdığı vakit Halükun yüzündeki müstehzi manadan onun bir şeyler bil, ğini anlayınca birden cesaretini buldu ve kaçamaklı yel aramadan sadece sordu? — Handan mı gördünüz? w— Sana, bu müszadeyi ahrın: ben, ne dersem, o oluru diyerek, sütçüden 5 ra rüşvet istemiştir. Zülfikar bu talebi ka- bul e görünerek, purayı bilâhare ve « receğini söylemiş ve doğruca vayiyetlen emniyet müdürlüğünü haberdar etmiştir. Bu ihbar üzerine bir cürmü meşhud ter- &bi kararlaştırılarak, rüşvet olarak verile - cek 5 liranın numaras tesbit olunmuştur. Sütçü Zülfikar, tayin olunan santte kara - kola giderek; 5 n Muharreme vermis; bir müddet sonra sivil memurlar gelip numaras tesbit edilen parayı Muharremin üstünde bulmuşlardır. Dün adliyeye verilen polis Muharrem, Sultanahmed 3 üncü sulh ceza mahkeme - sinde yapılan sorgusunda* — Ben, bu parayı Züllikardan rüşvet o- larak almadım; Vak'adan üç güh evvel ken disinden 5 Tira ödünç istemiştim. Üç gün sonra karakola gelerek, parayı bana ge - trdi. Ben de borç olarak kabul ettim. Fa- kat, geçen sene Zülfikanın dükkânına ceza kestiğim için bana böyle bir iftirada bulun- du, demiştir. Hökim Münib, sorguyu mütcakib suç » hınun tevkifine karar vermiştir. | | Hikâyeyi anlatayım: «Evkaf nezareti bilefnsindan Mehmed ey, mümeyizinin, kızını evlendirdiğini ha- ber almış. Bir hediye göndermek elzem ol- duğunu düşünmüş. Mehmed bey oldukça da basismiş, fazla parnya kıyamazmış. Çar- #ya gitmis, bir tabakcı dükkânına uğramış, tabakcıya, hediye olacak iyi bir şey istedi- #ini, fakat ayni zamanda da ucuz olmasını söylemiş. Tabakes kurnazmış? — Size istediğinizden âlâ bir şey bula- im, bende çok güzel Saksonya ibriği var. Hem de sudan ucuz, det Fiat hakikaten ucuzmuş. Rafta duran çay ibriği de mükemmel, Tabakcı ibriği raf- tan almak için elini dokununca ibrik dört İ parçaya ayrılmış. Mehmed beyin can sıkıl- İma — Bak aksiliğe.. Tabakçı gülmüş: öl o eskiden kırıktı. — Peki amima ben kırık ibriği hediye olarak nasıl gönderirim). — Ne çıkar beyim yasak savmak değil i.. bekciye verir ». Götürürken İbekci yolda kırmış zannederler. Mehmed beyin bu işe aklı yatmış. Ta- bakcı kırık ibriği ibrik yoleu- kırılmış his sini verecek tarzda bir paket yapmış, Meh- med beye vermiş. Mehmed bey evine ge- iği müreyizin evine — Gerçi ibrik dört parça amma zararı O öyle gider. mf şi ee ep şi veti, kafanızda bilgi varsa tereddüd etme- yiniz. Size #padet getireceğine iman ettiği - nizi söylediğinz genç kızı alınız. Eğer bü - tün bunlardan mahrum iseniz, size, er i yınız, demem. Zira bir erkek için e büyük haysiyetsizlik budur, biraz bek - leyiniz, bu söylediklerimi elde edinciye ka- dat bekleyiniz. derim. Bununla beraber mektubunuzda bir cümle gördüm ki, hiç höşuma gitmedi. Cesaretim yok, diyorsünuz. bence en bü- yük kusur budur. Zira bence bilgisi; hattâ irade kuvveti olmıyan bir adam bile birçok seyler yapabilir, fakat cesâretriz olandan hiç bir şey beklenemez. * Bay eK. Ş. — Kat'i bir hüküm vermeyi üzerime ala- Nakleden: Muazzez Tahsin Berkand — Hayır... Neden öyle hayretle ba- kiyorsunaz? Sözüme inanmıyor musu- nuz? — Böyle bir şey demedim. — Öyle ise ben size gizli bir şey söy- İiyeyim: Handan bana telefon etti. i dedi? — Onu ziyarete gittiğinizi, ona kar- #i nezaket göstermediğinizi, velhasıl ona hakaret ettiğinizi anlattı. — Hakikati hakaret başka... Daha pe dedi? — Birçok şeyler... Fakat evvelâ siz neler komuştuğunuzu anlatın bakalım, — Size evvelce söylediklerimi tekrar- adım. Yani tarzı hareketinin çirkin ol- duğunu, .- — Geçen günkü hâdise esnasında burada olduğunuzu da söylediniz mi? — Buna lüzum yoktu. çünkü o bu sahneyi hazırlamış ve bana göstermek addediyorsa o için ne İârımsa yaprmıştı. Halük dikkatle ona baktı: — Allah beni sizin elinize düsürme- sin Zeyneb: Çek merhametsizsiniz, — Merhametsiz değilim, vaziyeti ol. duğu gibi görüyorum. Onun boşuna gil miyen bu mu imiş? — Benim: için neden üzülüyorsunuz Zeyneb; beni halime bıraksanıza... — Bana darıldınız mı Halük) — Danlmak mı? Hayır... Lâkin be- nim hayat ve aşk mücadelerime müda- hale etmiyeceğiniz mukarrerdi. — Müdahale etmek arzu edersem ne olur? Halâk gülümsedi: — Kimse bundan sizi omenedemez Bir dakika durduktan sonra müsteh- ziyane ilâye etti: — Benim rahat ve huzurum aleyhine bir cidal açtığınızı öğrendim. Bu husus- ta izahat verir misiniz? — Handan bu izahatı vermiş, daha ne İstiyorsunuz? Halök bu defa açıkça güldü: Demek bana kendinizi sevdirme- ği zihninize koydunuz. Genç kız kızardı, fakat azimkâr ve mağrur tavnnı bozmadan cevab verdi: — Orada böyle bir tehdid savur- muştum. — Bunda muvaffak olacağınızdan ü- midvar min? — Handan bunu sormuştu. Siz de papağan gibi onu evallerini tekrarla- mayımız. — Kaçamak yoluna sapmayınz. A- çıkça konuşalım. e — Muvaffak olmamak için bir sebeb görüyor musunuz? - — Hayır, Hattâ ben bunun en makul bir netice olduğuna bile kaniim ve iyi lar size üşik olabil şartlan haiz oldu- ğunuzu itiraf ediyorum, — O halde? — Fakat size âşık değilim: — de kendimi size sevdirmeğe göyret edeceğim demiştini, Halük ciddi bakışlarla karısını süzdü. — Siz benden yüz defa üstün bir a- dam tarafından sevilmeğe lâyık bir kız- sınız. — Bu sözleriniz bana cesaret vermi- yor Halik... Bir erkeğin bir kadını me- ziyetlerinden dolayı sevdiği görülmüş sey midir? — gibi genç bir insanın ağzın dan bu sözleri işitmekle hayret ediyo- rum. Birkaç ay içinde büyüdünüz, tecrü- beli bir kadın oldunuz. — Siz beni çocuk mu sayıyordunuz? — Üstünüzde hâlâ bir çocuk İetafeti 7 var, — Düşündüğünüzü söylemekten çe- kinmeyiniz: Biraz da'abdallık var değil mi? — Yok canımı öyle bir şey demedim. — O halde izah ediniz, boş yere sinir- etiyorsunuz beni! (Arkası var) — Merak etme beyim şimdi kırılmış de-| NÖLİŞLER Okuycularıma cevablarım S # 22 Haziran mmm mmm İİ, h tereddld günler! Yasak savmıyalım Demiş. Gece müsterih yatmış, ertesi sa- bah uyanınca karama sarımğı * — İbriği mümeyizlere gönderdin mi? — Hiç göndermez olur muyum koca- cığım, hem bekciye de sıkı sıkt tembih et- tim, sakın bir yere çarpmıyasın, dedim, za- almış dört parça olmuş, bir yere çar- tuzla buz olur. Sen de onlara söy- İersin açarken dikkat etsinler, hemen par çalar dağılıverir.» Diyorlar ki: — Sığınak yaptırmak mecburiyeti üzö- rine herkes faaliyete geçti, Evlerinin altla- rnda yahud da bahçelerinde sığınaklar yaptırıyorlar. Gene diyorlar ki: — Bazıları bu sığınaklar: biraz da yasak savmak için yapıyorlar. Aralarında, şu ve- ya bu tehlikeden korunmak şöyle dursun, kendi kendilerine yıkılıverecekler bile var, Yapılan sığmakların bir an evvel kon- trolu elzemdir. Kontrol zamanında da kon trollâ mükellef olanlar kapıları çaldıkları zaman, kapıya çıkacak kadınlardan Meh- med beyin kansı gibi konuşanlara da tesa- düf edeceklerdir: — Hiç sığınak yapmaz ölür muyuz. Pahçeye yaptık, amma sakın içine gireyim, İdemeyin, zaten keadi kendine çöküyor, siz de girecek olursaniz büsbütün çöküverir. Gene bu iyi, ya kontrol edilmez de bir tehlike vukuunda ayni kadm evi halkına bu sözü söylerse o zaman ne olacak?.. SSemet Alulüst 2 Şa N mam, Vak'amın içinde değilim. Karşım » dakinin gizli hislerini keşfedemem. Esasen biraz düşünmek için verdiğiniz malümat da kâfi değil. * Bayan «B. B.» ye: — Üç sene sonra beni hatırlamak, ba - İsit bir tavsiyeden bir İürüf manas çıkar - mak.. bu ne Fazla hatırşınaslık. Size ben te- şekkür etmeliyim. * Bay üMemişs e: —Dünyada bedbaht olmıya mahküm bir sınıf halk tanırım. Bunlar kasden yapıl mıyan, en basit şeylerden de mana çıkarır lar, kendi kendilerini üzerler, hasta olur- Tr. Bana öyle geliyor ki, siz bunlardan bi isiniz. TEYZE am biliyor mu Ü.. idiniz? “Yangın çıkaran itfaiye Amerikada Brookha- a nende senelerce yangın olmamış, itfaiyeye hiç iş çıkmamış. İtfaiye ne- ferleri işsizlikten üzüntü içinde imişlir. İllaiye a kumandanı neferlere bir 4 / hareket vermek için bir çare düşünmüş. Bütün itfaiyeyi toplamış, demiş ki: — Arkadaşlar, bu şehirde yangın çık- maması bizi atıl bir hale koyuyor, Yan- gru kendimiz yapmaktan başka çare yok. Kimaenin evini yakacak değiliz. Fakat istasyon etrafında muzır otlar var. Bun- lori tutuştürur ve sündürürüz. İtfaiye neferleri memnun . olmuşlar, hemen © gün otlar tutuştarulmuş. Fakat aksiliğe bakın ki, itfaiye otları söndüre- mediği gibi yangının istasyona sirayetine de mâni olamamışlar, istasyon binası da yanmış! * Yıldırım nerelere düşer ? Yıldırımın yüksek yer'ere indiği meselâ kırda boşa. düşmeyip ağaçlara düştüğü her l zaman görülmekle ik dir. Son zamanlarda ban #limler yaptıkları tetkiklerde yıldı- rımın ağaçlar arasmda tefrik yaparak ih- diği neticesine varmışlardır. Yıldırım en çok çeken ağaç meşedir. Topraklar ara- sında da kumlu topraklar, killi toprak» lardan fazla yıldırım çekmektedir. Yıldırımın sürati saniyede 50000 kilo- metredir ki ziyanın süratinden altı defa daha ziyadedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: