5 Eylül 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

5 Eylül 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ile hd 5 Eylal Genet d eu Mihver devletlerinin yakın harb hedefleri orensenessssszs YAZAN Emekli general ! H. Emir Erkilet i «Son Postasnın askeri muharrir! 5 H enüz ne Bulgaristan ve ne de Macaristan O kendilerine Romanyadan verilen yerleri | bilfül işgal etmedi fakat bu işgallerin i olacakları günler ünkü, Krsiovada henüz bazı teferrüatın tesbiti için devam #den müzakerelerin yakında bitme- lerine ve Romanya ile Bulgaristan arasında muallâkta kalmış son mese- lelerin de halledilmelerine esaslı hiç bir mâni kalmamıştır. Diğer cihetten Romanya hükümeti, Mihver devlet- lerinin Viyanada verdikleri hakem kararını resmen kabul etmiştir. Bu itibarla Transilvanya Rumenlerinin protestolarının Bükreste ve şurada burada görülen muhulif balk teza - hürlerinin hakem kararı ve bunun tatbiki üzerinde hiç bir tesiri olm yarak, Macarlar kendilerine verilen rey ister istemez isgel edecekler- ir. Bu suretle bilkuwve o halledilen Rumen - Macar ve Rumen - Bulgar arazi ihtilâflarmın bilfil tesviye e- dilmeleri de pek yakındır. Ancak iki tarafla yaptıkları o müzakereler emasında Rumenlerin, o Macarlara karş daha çetin hareket ederler - ken Bulgarlara karşı daha uyuşkan davranmaları dikkate değer. Bunun neticesinde, âtide Rumen - Macar rekabet ve düşmanlığı devam eder- ken bir Rumen - Bulgar dostluğu - Bun, hattâ işbirliğinin doğabileceği muhtemel görünüyor. Yukarıda adları geçen üç Tuna devletinin ihtilâflarını vesmen o ve muvakkaten hal ve izale ettikten sonra, Mihver devletlerinin yakında Balkanlarda yapacakları yeni işler ve derhal takib edecekleri dizer he- def ve gayeler olup olmadığı me - selesi de vardır. Mihver devletleri- nin Tuna ve Balkanlarda takib ede- leri hedef ve gayelerin esas iti- ile, Brenner müzakerelerinde tes- bit edilmi. olmaları pek muhtemel dir. Ancak bunlar ne olursa olsun, Ya anda ve Rumen - Macar ve Ru- Men » Balgar il Farmın — hallini müteakil ydana atılip aclmıya - cakları bahis mevzudur. Transilvanya ve Dobruca mese- lelerinin ortaya atılmalarına, Sov- yet Rusyanın Besarabyayı derbal geri istemesi sebeb ve sik olmuş- tur. Eğer Sovyet Rusya Besarabyayı geri istemek hareketine girismesey- di. şüphesiz ne Macaristan ve ne de Bulgaristan, Romanyadan olan is teklerini fülen ortaya atmak zama- nının geldiğine hükmetmiverek ha- rekete gecmiyeceklerdi. Bunun gi- bi diğer Balkan me--İnlerinin bu si- tada bas göstermelerini ancak İtal yanın Balkanlarda bazı emellerini tahakkuk ettirmek zamanının geldi- #ine hükmetmesine ve bu hasusta Bay Hitleri ikna etmiş oolmsana bağlıdır. İtalyanın gerek kendi namına ve gerek Arnavudluk hesabına Yuna- nistandan ve Yugaslavyadan, mese- lâ Korfu, Girid, Yanya, Preveze, Selânik; Manastır; Kosova, Prizrer, ve Dalmaçya gibi yerleri kat'i su - Tette istemesi ve bu hususta filli ba | rekete geçmesi | İnline süphesiz Bulgarlar da Eze denizine inmek ve Macarlar, Büyük Harb neticesinde Yuyönlavyaya terke mecbur olduk- ları bazı yerleri geri almak istiye- ceklerdir. Ancak bu seretle Baltasların ye- nidlen karması ve belki de bu vüz- den burada bir harb cıkması ihti - malile karsılasılmız olur ki,-Mihver- ciler bövle bir ihtimali eheminiyetle dikkat. nlmağn mecburdurlar. Filvaki Romanya bir taraftan Sev yet Rusvanın ve diğer cihetten Ma- caristanla Bulgraristam tutan ve des tekliyen Mihver devletlerinin taz - Yiklerine boyun eğmek seecburiye- tinde kalmıs ve mihavet bir devlet - lerin hakemliğine itzat. etmistir. Fakat Yunanistamıa © sürdliki dö Temu Romanyanımkine benzeme - mektedir. Cünkü © muhtelif cihet- erden miranddid büyük devletle - vin. tehdidlerine maraz değildir. İm Bilterenin garantisine de muhakkak srete güvenebilir. Gerci, Lehistana Yardım edemiyen ve Ramanyava da Yardım imkânnda olmıyan, İnsilte- Ye Yunanistana bir kara ardusile muavenet edemezse de Akdenizde im olan donanmasile ve çok faal wcak filolarila kevmetli vardımlarda bulunabilir. Üstelik Yunanistarın ken dine göre ivi ve kuvvetli bir ordusu (Dovamı 7 nel sayfada) o , SON POSTA | SİNEMA | Sinemacılarımız arasında anket Harbin sinema üzerindeki tesirleri ve Türk sinemacılığının çevireceği yeni filimler Halil Kâmil ilm ve stüdyo ter kilât müdürü değerli sinemacıları - mızdan Bay Aziz Asalın cevabı: | 1 — Bugünkü vaziyetin sinema üzerinde muhakkak ki tesiri olmur- tur, olmaması da imkânsızdı. 2 — Avrupa sinemacılığı ne hak dedir diye sorüyorrunuz?., Fransız filmciliği tamamile sönmüştür. İ Ezmsen Fransada doğrudan doğ- İruya Fransızların idare ettiği sinema teşkilâtı yoktu. Fransız sinema teş kilât: mahacir museviler tarafından İidnre ediliyordu. Bu yüzden bugün | Fransız sinemacılığı diye bir şey kalmamıştır. Yeniden doğacaktır fakat ne surette$,, Bunu bilemeyiz. sinemacılık, yahud Suallerimiz 1 — Bugünkü vaziyetin sinema üzerinde tesiri olmuş mudur? 3 — Avrupa sinemacılığı bu - gün ne haldedir? 3 — Bu vaziyet Amerikan si nemacıliğını müteessir ediyor mu? 4 — Memleketimiz sinemneri. hı üzerine bu vaziyetin tesirleri nedir? 5 — Amerika ve Avrupadan film getirtebildiniz mi? © — Ne gibi filmler göstere ceksinir? 7 — Sinema mevsimi programlarımız tamam 11? # — Bu mevsim için en çok beğendiğiniz ve © yüvendiğiniz #ilmler hangileridir? 9 — Sinemanın atisini terede di. Bugün ise hiç yoktur. Elmciliği her ne kadar gayret #arfeylemiş, hükümet yar - dımlarda bulunmuş ise de hakiki bir sesli film çıkarılamamıştır. Alman sinema ve filmeiliğine ge- ince aldığımız haberlere nazaran 3 — Tabistile az çok müteessir gin oluyor. görüşüme? — 4 — Bize gelince... Sunlinize si- $ , nemacılık bakı emir e mmndan deği | duble etmek özereyiz, Deblâj - filmcilik o bakı pılacak filmlerin sayın on bestir. mai cevab ! Ayrıca da yirmi beş. otuz aded M e | Jseçme ecnebi filmlerimiz vardır. 8 — Filmlerimize güveniyoruz... >; Halkımızın bunları beğeneceğine €- j miniz, 9 — Sinemanın atisi muhakkak ki parlaktır. Sinema sanayü çok da- ha ilerliyecektir. O. Tuğrul zin ihtiyacını na- zarı itibara ale- rak bü sene fas- İiyetimize daha Aziz Asal temas edeceğim, Bu nokta üzerinde——————— ne kadar durulın azdır. Simdiye ka-| Gemliğin Su işi hilledilmek dar işlenmemiş film Amerika ve Al- manyadan geliyorda, Şimdi Almanz üzere yadan gelemiyor... . Amerikadan |, Gemlik (Hususi) — Gemlik be- gelmesi de güçleşmiştir. Piyasa gün- | diyesi, hiç de iyi gitmiyen elek İtrik işine esaslı şekilde el koymuş den güne daralınaktadır. Bu ham bulunmaktadır. Belediye bu iş için, maddenin bu sebebden fikdanı tam | B.lediyeler Bankasından (30) bin (inkişaf halinde bulunan faaliyeti -|x. İmize esaslı bir surette mâni ol, tadır. ” 5 — Amerika ve Avrupadan im- kân nisbetinde film getirttik. 6 — Bu sene mevsim için güzel filmler hazırladık ve hazırlamakta devam ediyoruz, Başta Sermed Muhtarın (Kivırek paşa) w vardır. Sonra Reşad Nurinin o (Hulleci) si, Ertuğrul Şevketin (Şerbetçi) si. düştü Pek yakında (Kösem Sultan) is -| Mehmed adında bir gazste müvez. minde tarihi bir film çevirmeğe baç- | &ii dün Kadıköy vapur iskelesinde do kraz edecek, bu paranın yi mi dört bin İirasile müteahhidin mevcud tesisatın satın slacaktır. mütebaki (6) bin lira ile de demir boru mübayaa ederek, hükümet ci- varına getirilip orada tesis olunan depolara idhar olunan soyu tah satsızlıktan sehre isale edememiş tir. Bu, borularla bu memba su şehrin her tarafına akıtılabilecektir. mak- Bir gazete müvezzii denize hyacağız. İlaşırken o müvazenesini o kaybederek a : -ş | denize düşmüşlür. Aynca «Acemi çaylaklar», «Mid-|“Şraran yetişen sana'erların Yar İyeci Gaspar», filmleri vardır. «Nasreddin Hoca», İ gımile denizden çikarilan fazla su yultuğundan Fastaneye, kal. 4Son Postom rn ed. frikası: 38 Yazan: Ercümend Ekrem Talu Fakat Şehime Hanım kimseyi ta- jmukabelesinde bulundu. Ve böyle- (Yeti mecmunsında ve giyim ve ko-İme Hanımın benliği sabahlara kadar mımayordu ki. ce, delikanlı, Şehime Hanımın ha- | | i Maren çocuk elbisesi | | | Maren elbise çocuk elbiselerinin en güzelidir denebilir. o Örgüden yünlü, ipekli, keten her türlü kumaştan ya, İpilabümesi, her yu çocuk modasmda mühim bir yer tutması itibarile de aymea tavsiyeye değer, Modelde gördüğünüz mari yünden örülmüştür. Koyu yerler Hciverddir. Yaz sonundayız. Sonbahar için sim. diden başlanırsa çok yerinde bir ted. İbir olur. Kadın göbeği Ölçüleri — 2 kaşık tereyağ (3 çor. ba kanfn) 8 kasık külü su, bir totem İtuz, aldığı kadar un, bir tntam şeker, 3 yırmurta, Krartmak için bir kilo susam yağı, bir kilo şeker, bir Hire İse , Yapıhşı: 2 kaşık tereyağ 3 kaşık su ile küçük bir tencereye konur. Kay - İmatılır. Kaynarken un serpilmeğe baş Janır. (Ateş hafif olmalıdır.) Kıvam, h bir hamur halini almen tencerede toplanır. Artık un konmaz 15 deki. ka kaşıkla döverek pişirilir. Aleyten alınır. Soğuyup ııklaşınca yumurta, ardan önee biri kırıbır. Tahta Kaşık. İla iyice yedirilir. On dakika kadar İdövülür. Sonra ikinel yırmurta kr - hır. Ve ayni sekilde yedirilip bekle - meden dövülür. Yumurtaların hepsi İkiriknen hamur yapışkan bir Bala - hr, Yağ tavada eritilir. Soğumak üzere İatesten alınır. Hamurdan küçük ee İviz büyüklütünde parçalar koparılır. | Avnclar yağlanır. Bu parcalar yuvar. Isnir. Ortaları parmakla delinir. Hal, İka seklinde dık yağın içine bırakılır İ Atesde kabarmıya baslayınca alta hız. İlasterıır. Bir yüzleri pişince öbür yüz. leri cevrilir. İkinci yöz de birinel gibi önce hafif sonra brsli ateşde kızartı. Er. Ortadaki delikte fısıltı kalmadığı zaman pistif'ne hilkmediir. Tavadan ahnır. Yağı sözülür. Evvelce hazır lanmış soğuk tatlıya atılır. Tava a, teden alınır. Ve ikinei marti ancak yeğ soğuyup tamamile ilik olunen ta. vaya könwr. Her kadm bilmelidir Pırçaların «ister elbise, ister saç fırçası) kepekle ne kadar zahmet - Mehmed, | sizce temizlendiğini bilir misiniz? İkiİrak genç kızın karakteri hakkında fırçayı keneğe bulayınız. Ve birbiri - De sürtünüz. Etli kaka dudaklarınn üzerinde, ka- ra ve parlak bıyıkları ne sünepe ma- Ni e | İhalle delikenlılarınki gibi düşük, ne de fazla mağrur ve hevenata düşkün gençlerinki gibi, akreb “kuyruğu şeklinde kıvrıktı. İleriye doğru uza- nan dik bir çene, sahibinin ciddiye- tine ve irade kuvvetine sehadet edi- Bunlardan başka, endamının he- hürmet celbeden bir va - — Bilmem ki. güzelim. şurada, (rimine dahil oldu. jkar görülüyordu. sanı konakta Kahtarcıbaşının kızını pek methediyorlar. Be. vâkide görmedim numa, hama, niüsterna bir şey imir.. cevabmı vermisti. |/Anteh işi maşlahmın altında heni Besime Hiomam, Kulimcrimula —imptnze vünedü zarif inhinalarla dak rın pek azametli, kibirli insanlar ok! Müjgân gene ortada voktu. Mi- O gece, evde keyifsiz bıraktığı safirlerine kahve getirmek için Şehi- | oğlunu merak eden Besime Hanım me Hanım kalktı. İncecik kumaştan, ancak bir iki saat oturdu. Ahbabı - ina veda ederken de: — Yarın, gündüzün istersen gel, galanıyordu. o Açılmasn diye, - o | Saimi yoklamış olursun, e mi kar - duğunu ve İbrahime, dünyada kız maşlahın önünü tutan eller tombul dey? dedi. vermiyeceklerini sanıyordu. Niha -|ve ülacıktı. Başörtüsünün ucu, en - yer: sesinden nasılsa kalkmıştı; ve onun — Olmazsa, sen de, ben de ara-'altından kumral saç lovnmlan gö- nz. Çocuk daha bir ay kadar bura- | rünüyordu. da kalacak. Denilmiş ve bu babis “buracıkta' bu manzaraya takıldı ve kapıya ka kapatılmıştı. Aradan kisa bir müddet . geçti. İre eğildi. Lâkin bu seyrin, biç kimse Bir gece, mutad veçhile oturmağa| farkında olnadı. gelen Besime Hanım, kapıma & -| Kadınlar şuradan, buradan ko - nünde, Şehime Hanıma nuşuyorlardı. him de onların .— Ah, afedersin, kadınım! de-| mahaveresini dalşın dalgın dinli - İdiz Saimin, üstünüze Afiyet, başcar | yordu. İz ağrıyordu da, beni buraya ka-| o Karayağız bir çehresi, ve bu çeh- İdar İbrahim getirdi. Müsaade et de, İrenin üzerinde bir siyah elmas par- İbir iskemle alıp şuracıkta, taşlıkta ças gibi, ışık vurdukça alev alev otursun, beklesin. yanan gözleri vardı, Şehime Hanım: İ Sokağn çıkıp da kendi evlerine doğru yürürlerken, İbrahim, yen - gesine sordu: — Saim, bu hanırnın kizini alı - Genç adamın mahcub nazarları (vor. demek. — Yek! Şehime Hanım hiç ev - dar sürüklendikten sonra tekrar ye- | lenmemiştir. Bizim gelin, onun e - meksizi. Amma, öz evlâdı imiş gibi büyüttü, terbiye etti. Kız da ken - disini anne biliyot. — Ya? Hiç evlenmemiş. öyle mi? — Neden sordun? — Hiç! Ben onu; gelinin öz a - nası sandı idim de.. Bu mevzu üzerinde fazla konuş madılar, Lâkin eve girip de İbra - him, Saimin odasında kendisi için istanbulun yabancı — Nasıl anlatıyım efendim, ben-| — Çok şükür, evli erkekle deniz biş de... karılarını, saçlarının boyası değ Çekingen bir tavn vardı. Bana | miş olması yüzünden tanıyamat; hitab ettiği halde sıkılıyor, yüzüme |larının önünü alacak bir çâre bi bakamıyor, gözlerini yerden ayır -'muşlar. muyordu: — Nasıl bir çare?... p — Neye biünesiniz?.. | — Malâma âlileri koyun koyuğlül — Hemen ber şeye, İstanbulun benzer.. birini ötekinden ayırd 3 yabancısıyım, İmek güçtür. Bunun için koyunlağığı — Birkaç gün içinde alışırsnız...İdamga vururlar, Ve koyunun yi abancılığınızdan eser kalmaz. — İaid olduğu damgadan kolayca — İstanbula geleli on gün kadar|laşılır... Erkeklerin renk değişti oluyor... Sayfiye yerlerini dolaş -| karılarını tanıyabilmek için bul İtem. lar çare de buna pek yakın... R geldiğim birçok kadınlar blu: -—Oh oh ne âlâ... Bu mevsim - de de esasen başka gezilerek yer)rinda, entarilerinde uzaktan kağ İ yak. layca görünebilecek kadar | büj — Bazı hâdiseler beni çok mü -| markalar vardı. teessir etti. — Entariye, hluza marka öle | — Kalabalığa, gürültüye ahs -| mesi bir modadır. Sizin zannettiği madınızma,.. niz gibi değil — Hayır o da değil efendim. Nasıl anlatayım.. kadınlarda baş 2ğ- namın müstevli bir şekil almış ol - mam... — Anlıyamadım... — Baş ağrısı efendim... Adada, Modadü, Suadivri- velhami böyle verlerd erastgeldiğim bütün kadın - ların başları çatkıh... — Çatkılı rm dediniz? — Evet ellerine geçen birer bez- le başlarını bağlamıslar... Her hak de baş ağrısından olacak ..: — O tarzda büş bağlamak ma - dadır da... — Fesübhanallah... Moda de - diniz de aklıma geldi. Bulunduğum yerde tesadüfen elime geçen bir mecmunda okumuştum... Kadınlar saçlarını günde birkaç defa ayrı ay- n renklere boyuyorlarmış. — Biraz izam dilmiş amma... A- sağı yukarı — Fesübhanallah... Fakat s8 nazarı dikkatimi celbetti. Kadın! miz ne kadar dalgın. Bir çoğu çi cuklarının kısa pantalonlarinı gi sokağa çıkmışlar. v — Dalçınlıktan değil, moda... — Fesübhanallah... Şunu s6 cağım... Kumaş çok pahalı di mi? — Biraz pahah amma... — Mer halde çok pahelı ki, 5 takım etkekler, kumaştan 5 olun diye ceketlerine yaka yaptı muıyorlar. — Ceketlerine yaka yaptırma maları kumaştan tasarruf için d dir. Yakasız ceket bir iki sen moda oldu. i — Fesibhanallah... Fesübhat lah... İRADE İletisi e İvan, akl ği D ği <4 | Bir ayrılmak meselesi üzerinde.. ( Bay «B. M. K.s ya: İcümle, bir müsahabe herhangi b — «Kadın bana ihanet etti, | şahsın karakteri hakkında fikir ediğiğiigi mektubunu tuttum ve hemen aynl-İmeye kifayet etmez. Yalnız çö maya karar verdim, derhal çocuğu- İmerak ettiğiniz mesele (hakkı mu da alıp kaçırdım» diyorsunuz. |düşüncemi söyliyeyim: Verdiğiniz tafsilâtn bakarak sizi! — Eskiden annesine bak, kızı İbu kararda haksız göremem. Evinlal, derlerdi. Bu tavsiye belki sim temeline bir defa zehir karışmıştır. İbelki vücud benzeyişi o noktal şifa bulamaz, yalnız çocuğa yazıkldan bir hüküm ifade edebilir, fal olmasından korkarım, fakat anladı-İahlâk bahsinde tesiri mutlak değil ıma göre sizin benden sorduğunuz | dir, hattâ aksine deliller pek | çolğiiğit bu nokta değil, bir başka mesele |tur. Müsterih olabilirsiniz. münasebetile «hakkınızda ceza te- rettüb edip etmiyeceğini. anlamak istiyorsunuz. Müsterih olunuz, ka- nun bu noktayı derpiş etmemiştir Hakkınızda ceza verilemez. Yalnız çocuğu derhal nüfusa kaydettirmek şartile, Bay «N, İn ye: â Mektubunuzu okuduktan som Bir bardak suda fırtına düşündüm, F. yi seviyorsunuz, mektub yazıp gönderiyorsunuz, di ken ortaya bir H. çikiyor. onu g * bir N. takib ediyor, neredeyse alfi ' Bay «eM. Si» e: benin bütün harfleri geçid resmi ul Mi pacaklar. Mektub yazdığınız. içi — «Nişanlıyım ve nişsalımı gok elinize, düşündüğünüz için de kı p seviyorumu cümlesile başlamışsınız. |nıza acırim, Allah size bir dil Maksadınız bir gönül macerasının | miş, söylemek için, iki ayak verm tahlili değil, baz hödiseleri anlata-| yürümek için, bir zahmet edip kı bh bulunuz ve bana anlattıklarınızı © söyleyiniz, daha kolay olur. TEYZE benden bir fikir almak... Fakat zahmet etmişsiniz, iki hâdise, üç gözlerinin önünden bir türlü uzak - |şılıyan hafif tebessümü, her sözd Iaştıramadı. Biraz geçkince olmak-| her itiraftan daha veciz, daba be In beraber, bu kadın onun rüyalasİliğdi. rmı dolduran kadının tâ kendisi idi? © Azalarında, böylece bir muaşa Şehime Hanım da, o ayni geceyi kanım doğmuş bulunduğunu Besi huzursuz geçirmişti. Sıcak buğdayİme Hanım da, oğlu da sezmemiş rengi delikanlı, giderken, evin için-)lerdi. O sebebledir ki, her yeli be şim baş erisir sey-İrinde, İbrahimi beraber getirmeki ral miştir. Bu seyyalenin te -İ beis görmüyorlardı. Ve delika: siri ile teşenmü haline gelen Sehi-| ız ikide birde Sekine Hamam kabulden bahsetmesini, yakında raya damad girecek olan Saime kaf pi kardeşçe bir cemile sayıyor! İbrahim, yengesine açılmayı kı yatakta © yandan bu yana döndü, durdu. Sabahleyin de, her iki İnraf garib ilde e la ele Ek er | dağ halde, bu siyetini kir üslü she idi, Ve bu girizgâk, ileriye doğ-|bik mevkiine koyamıyardu. Ts ru inkişaf etmek için telâki ve tesa-İşayed ved ile karşılanacak döflerin tevalisini bekliyordu, sevdiği şahsı yakından görmek, o Bu lelâki ve tesadüfler vâki ol - nın meclisinde bulunmak hazzın du. İbrahim, Saimle snnesinin Şe -İda mahrum olacaktı. Halbuki hime Hanımı ber ziyaretinde onlara) haz kendisine | vuslattın da üsti refakat etti. Mukabil tarafım kendi! geliyordu. ç hakkında neler düşündüğünü bilme- | Şehime Hanıma gelince, o da, İli diği iç vi mi yemeni. ei — İmelsimmle evlenmeyi klan geti Gİ duğu terbiye her törlü cesaretini kır- ” . makta olduğu cihetle, genç bu ziya- em m yetler emasında (Oszami teenni ile Si : Nlamılaşa ikiye, beleti Tabiymeimden | 10 büyUUüyor” wpibaik Mir ii ve gönlündeki hislerden biç bir şey |telâkki ediyordu. Kendince, cid ve esaslı olan bu mâni yüzünden sezdirmemeğe çalınyordu. | n Bittabi, Şehime Hamm da, on -|da Besime Hanıma bir şey dan daha ziyade ihtiyatik davran, -|miyordu. Vaziyet de. bep ay: yordu. Fakat bununla beraber, -her | kilde devam edip gidiyordu. aşk maceramnda olduğu gibi, na «| Bir gün, ikindi vakti kapı çabnd zarlar, tavırlar, hareketler birbirle-| Açmağa giden Müjgân, yalnız rile konuşmakta ve anlaşmakta rak, elinde bir mektubla arekti Zi

Bu sayıdan diğer sayfalar: