9 Eylül 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

9 Eylül 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

de satın İ n Idhuııııulıhiı-it.' | — Edirne — elektrik şirke J & _MMMM- dmıqwhııhııuııumü-- a esas olacak bazı tedki- Birişilmiştir. ——ln hesablarında — yapılan biter bitmez şirkelin | Nın Ankaraya gııı'ıı'ını: 'Sâtın alma işi süratle bir neti- Wu& nehrinin taş- - Maması için tertibat y Meriç nehrinin taşması K.h' altında kalarak tehlikeli h Vaziyete düşen Meriç nehri sağ şnlı Bosnaköy'ün bu durum. | n v kurtarılması için mahmuz ve | İnşası gibi Nafıa Vekâletin. Yüzmlu görülen tedbir- Üzerinde faaliyete geçilmiştir. $ Simdiki halde, suların taşma za- ü €vvel ikmal olunmak ü- Meriç nehri üzerinde ve elli Ür bin lira sarfı ile bir mah- Ve N: sedde inşasına baş - nede yeniden 19 mekteb | , Yapılıyor İ yıl Edirne vilâyetinde ya. ; kararlaşan on dokuz mek- ! ÇN temelleri siresile atılmakta- | v Bügüne kadar altı mektebin atılmıştır. h&n kurumunun : :FWkalâde toplantısı ) Bilannişie " müzdeki salı î Nü toplanıb kat'i n R 4 | ğ 4 1 ı l rını verecek n ı*kıı.ı Basın Kurumundan: | Bylül tarihinde toplanan Ba fevkallde kongresi, olmadığından muzake- bulunulamamış ve kongre KÖY0i aaat 1830 a birakilmişe ! J." foplantıda meveud öza ek- M?t telükki edileceğinden sa- bıum her halde gelmeleri. Fica ederiz, “izname; Mer'iyete girmiş P- basın birliği kanunu hükmün- MA toplanacak olan kongrenla Ulk edeceği nizamname e- tlerin maaş- rıine zam 1 ersite doçenilerinden do- | ik imtihanı vermiş bulunan. | Maaşlarına barem kanunü Since, her iki senede bir kı. W Zammı verilmektedir. Bina- h bu yıl da bazı döçentlere n zam yapılacaktır. n Aziz devri, dahili isyan- | Astematik bir surette dur- | ü devam eden bir devridir. —| imatı hayriye fikirleri on | H sene zarfında mahsul- | B Ermekte gecikmemişti. h ihtilâli, Karadağ Isyamı, | Histan kargaşalığı, Sirbis - | 'anı, Romanya istiklâli, | Ulslan harekâtı, sıravâri hep | İn tecelliyyatı garibesin - Ç Azizin vücude | Yüksek tedrisat elektrik şirketi alınıyor ıuenç nehrinin taşmaması için fenni tertibat yapılıyor Edirne belediye reisi Selânik fua- rına gidiyor 11 eylülde açılarak teşrinlevvel tarihine kadar devam edecek olan | Selânik enternasyonal — fuarının küşad resminde hazır bulunmak üzere Edirne — belediye reisi de davet edilmiştir. — Belediye reisi Şerif Bilgen bu davete bizzat iş - tirak etmek üzere 9 eylülde Selâ- niğe gidecektir. Edirne bölgesi sa-: nat okulu geniş- letiliyor Edirne bölgesi san'at okulunun. ihtiyaç nisbetinde letilmesi geni kararlaştırılmıştır. Bu iş mümkün olan süratle ya. pılacak ve bu tedris devresinde geçen senelerden bir misli fazla talebe kaydedilecektir. Trakya'da gülcü- lük ihya ediliyor Edirnede bu sene çıkarılan gül yağları pek beğenilmiş ve zirast, iktısad yüksek vilâyetlerinin tak. dir ve teşvikini görmüştür. 'Trakyanın en eski bir varlığını soxr yıllarda yeniden canlandır - maktadır. Gülcülük en yakın — zamanda “Trakyada beklenen inkişafı göz - terecektir, Müdürü şehrimizde | Dün iversitede meşgul oldu — | Kültür Bakanlığı yüksek ted . risat müdürü Cevad bü sabah şebrimize gelmiştir. Burada maarife alâ muhtelif meselelerle meşgu! olacak ve pa- | zârtesi günü Ankaraya dönecek . tir, Cevad dün Üniversiteye giderek | geç vakte kadar orada kalmış ve | Ünliversitenin yeni tedris yılına aid hazırlıklarını gözden geçir - miştir. Gazete ve mecmua kâğıdları İstanbul Belediyesinden: Yazılı ve basılı kâğıtların kese | kâğıdı olarak — kullanılmamasına | dalr olan 3517 sayılı kanunun bi- rinci maddesinin ikinci fıkrasının sonunda «neşri Tuhsat — almağa bağlı matbualardan yapılan kese kâğıtları hakkında yukarıki fıkra hükmü tatbik olunmaz, denilme. | lerini görüp görmediği — soruldu. | çocuklarında mahkemede bulun- Beş ve yedi Yaşlarında İki çocuk Dün blr—c_l_ıîıyot da- vasında şahidlik ettiler Birkaç ay evvel Sultanahmedde karısı Zehra ile kayınpederi Hü - seyni bıçakla yaralayıp — öldüren ve ustası Mehmedi de yaralıyan ahçı çırağı Eminin muhakeme - sine Ağırceza mahkemesinde dün de devam edilmiştir. Emin hâdise gecesi gizlice evin bahçesine girip ağaca çıktığı ve oradan evin orta katındaki odada karısı ile ustasını bir yatakta gör- düğünü ve ondan sonra deli gibi ne yaptığını bilmediğini iddia e - diyordu. Müteakıben, mahallind> yapılan keşif raporu okundu. Ra- porda, mevzuu bahis ağaçtan evin ikinci katındaki odada yatanların görülebileceği tesbit — edilmişti. bundan sonra, Göre'de bulunan suçlunun yedi yaşındaki kızı Me- Hihanın istinabe suretile alıman ifadesi okundu. Melihaya, annesi Zehra ile ahçı Mehmedin münase- betleri etrafında — sualler sorul - muştu. Fakat bazı cihetler mes - küt kalmıştı. Bunun üzerine suçlu çocuğu Melihanın Göreden İstan- bula getiril i ve mahkemede dinleyiciler arasında bulunduğu- istedi. Yedi. yaşındaki — Meliha şahid mevkiine getirildi. Hâkim, ken - dizine, babası evde yokken ahçı Mehmedin gelip annesi ile oturup oturmadığını sordu. Çocuk «bil - miyorum» dedi. — Bundan sonra suçlu avukatının talebi üzerine çocuğun hatırında kalması daha fazla muhtemel görülen sahneler hakkında sual soruldu. ve bu me- 'yanda annesinin ahçı Mehmedle kucaklaşıp, öpüşüp öpüşmedik - Çocuk, buna da: (Hayır görme - dim. diye cevab verdi. Müteakben, vine mahkemede halasının kucağında bulunan Me- lihanın beş yaşında kız kardeşi Feriha, şahid olarak dinlendi. Fa- kat sorulan suallere cevab ver - mediğinden dinlenmesinden vaz geçildi. Suçlu vekili, maktul Zeh- renin kardeşi Makbulenin çağırı- hp dinlenmesi ve çocukların tek- rar getirilmesini istedi. Suçlu E - min, ahçı Mehmedin karısımı kan- dırarak - kendisinden — boşanması için istida yazdırıp mahkemeye verdirdiğini ve- bütün — masralı Mehmedin yaptığını ve bunları isimlerini vereceği şahidlerle is- bat edebileceğini binaenaleyh çı- hidlerinin dinlenmesini istedi. Mahkeme, Makbulenin celbine, durulmalarma, suçlunun güstere- ceği Mmüdafaa şahidlerinin birer lira yevmiyeleri verilmek şartile ına karâr verip cel- seyi talik etmiştir. sine göre bu kanun hükmünün ga- zete ve mecmualara şamil olma- | dığı alâkadarlarca bilinmek üze- | | Siia asileri üzerine derhal asker | sevk edilmişti.. getirdiği zırhlılardan, ordudan ürkmüyorlardı. Çünkü; bu kuv- vetleri sevk ve idare eden Padi - şahın ve ricalinin milli şuurdan bibehre, kozmopolit zihniyetli eş- hastan olduklarını biliyorlardı. Ruslar; İslâv unsurunun — milli davasını bir prensip olarak kul - lanıyorlar.. dinlerini bile, İslâvlık için vasıta ittihaz etmiş bulunu . yorlardı. Rus papazlar,ı kiliseleri, milli İslüv davası uğrunda çalışıyorlar. İEn güzel edebi roman Son Telgrafta da Dini taassub, mülli taassubun dinamosu idi. Ruslar; Karadağ ve Sırbistan İslâvları için Devleti Aliyyeden | koparacaklarını koparmışlardı. Şimdi tıra; Giride gelmişti. Gi- yid ihtilâli Sardrazam Rüşdü Pa- şa iş başında iken başladı. Sultan Aziz; Fuad Paşayı Sada- retten atarak Rüşdü Paşayı Sad- Tazam yapmıştı. Rüştü Paşa; daha, sükün bul - miyan Sirbistan, Romanya ah - valile uğraşıyordu. Ahvali maliy2) berbad bir halde idi. Devletin iti- barı malisi yok olmuştu. Koca İn-| paratorlük, — tanzimattan sonra, Galatada türeyen hiristiyan ban- gerlerin ve sarrafların baziçesi idi. Galata sarrafları; fahiş faizlerle devlete barç verirler ve haricden bulurlardı. Rüştü Paşa; ön parasız ve da - bili isyanlarla uğraşırken, Girid adasında da ihtilâl ve kital baş - İktısadi Çorap mesçleler sanayi Konfrol sıklaştırılacak Lâstik ayakkablar hakkında bazı kararla: r verildi Geçenlerde Sanayi Umum Mü- dürü Roşed Bener sanayicileri Tiçaret Odasında grup grup iç- timaa davet etmiş, bunların ihti- yaçlarile yakından alâkadar ol - müş, ayni zamanda yapılacak ko- Taylıklarla kendilerini alâkadar eden kanunlar hakkında — izahat vermişti. Reşad Bener, bu toplantılar hakkındaki raporlarını " yaparak birer birer İktisad Vekâletine vermeğe başlamıştır. Bunlardan çorab sanayiine sid olan kısmı ehemmiyetine binacn | aynen yazıyoruz: #— Çorab, herkesin her gün ve daima kullanmak mecburiyetin- de bulunduğu bir giyim eşyası - dir. Milli çorab fabrikalarımız i- malât kabiliyetleri itibarile mem- leketimiz ihtiyacınm büyük - bir kısmım karşıhyabilecek derece - dedirler. Hattâ denebilir ki, ço - rab sanayimiz bu bakımdan mem leketimizde en ileri gitmiş bir san'at şubemizdir. Cumhuriyet hükümeti, milli sanayli teşvik edici büyük yar - | dımlarımı çorab fabrikalarından da esirgememektedir. Fakat bü » tün bunlara rağmen fabrikaları - maz iyi kalitede ve güzel desenli gorap yapmıyorlar. Piyasaya çı - karılan çorablar bir gün bile gi- yilmiyecek kadar çürük ve desen itibarile de zevksizdirler. Çarab fabrikalarımızın bu düşük vasıf- lardaki imalâtının önüne geçmek için bir sene evvel bu meseleyi ehemmiyetle dikkate alan İkti - sad Vekâleti, ilk olarak kadın ço- rabları üzerinde durmuş ve bu nevi çorabların haiz bulunmaları icab eden evsafı bir nizamname ile tesbit ederek çorab kalitesini yükseltmek istemiştir. Geçen bir sene içinde ve muh- telif zamanlarda çorab fabrikala- rında ve piyasaya çıkarılan ço- rablar üzerinde yapılan letkikat maalesef nizamname hükümleri- mne bazı fabrikaların tamamen ti- ayet etmediklerini ve piyasaya mütemadiyen düşük kaliteli ço- rab çıkarıldığını göstermiş ve ço- Tab işi artık büyük bir derd ha- lini almıştır. Kontrol sıkıştırılacaktır. Bu itibarla nizamname hüküm- lerinin tamamen tatbikini temin için yapılmakta olan konroller sıkıştirilacak ve behemehal çorab imalinin tayin cdilen evsafta ol- ması temine çalışılacaktır. Bina- enaleyh nizamname hükümlerine muhalif olarak yapılacak en kü - çük bir Hareketin bile cezalandı- rılması tabildir. Bütün bunlara rajfmen çorab - ların matlüb kalite ve fiatta imali yine temin edilemez, çorab sana- yüne verilmiş bulunan gümrük himayesinin de kaldırılmasında tereddüd edilmiyecek ve çorab fabrikalarının memleket iktısadi Ruslar Girldlileri körüklemiş lerdi. Devleti aliyyeden — şikâyet | etmek gayet kolaydı. Şu yolda ba- Barılacaktı. — Müuhakimi Osmaniyede ada- Jet yok... — Hürriyet ve müsavat yok... — Türkler zulüm yapıyorlar... — Gümrük resmi fazla... — Vergiler nizamı mahsus ile alınmıyor. Bir alay bahane ve dalavere... Avrupa efkârı umumiyesini dev- Teti aliyye aleyhine tahrik etmek. . Düveli muazzamayı müdahaleyo sevketimek... Atinada bulunan Yunan gaze - teleri — Girid — bristiyanlarının Türkler tarafından katliâm olun- düuklarını yazıyorlar. Mallarının, arzlarının yağrmya uğradığını ilân ediyorlardı. Padişah ve hükümeti Rusların ve Yunanlıların vücude getirdik- leri milli galeyan ve propaganda hayatı üzerindeki menfi tesirleri kat'i olarak izale edilecektir. Cumhuriyet hükümeti ve halk milli sanayiimizin teessüs ve in- kişafı yolunda büyük fedakârlık- lar yapıyor, Türk sanayicisinin hedefi, sınai malümatımızın kali- tesinin yüksek ve fiatınım ucuz | olmasını temin etmektir. Bu sebeble hükümet maliyet üzerine tesirli vergi ve resimleri mali imkânlar nisbetinde kaldırı- yor; yabancı mamuülâtın rekabe- tinin önüne geçmek için yüksek gümrük resimleri koyuyor. Yal- nız son bir sene içinde sanayi ma | mulâtı üzerindeki vergi azaltıl- ması yukarıda da işaret ettiğim gibi üç milyon lirayı bulmuştur. Diğer taraftan halkımız da milli sanayi mamulâtına büyük rağbet göstererek milli vazifesini yapı - yor. Bundan dolayı sanayicileri- Tiz de gerek hükümet ve gerekse vatandaşlar tarafından kendile - | rinden esirgenmiyen bu hima - ye ve rağbete liyakatlerini göster. mek mecburiyetindedirler. Çorab fabrikatörleri maalesei bu Hyakati en az göstermektedir- ler. Ümid ediyoruz ki, onlar da | kısa bir zaman içinde kendilerine yapılan yardımların ve gösterilen Tağbetin kıymetini ve derecesini anlıyarak müesseselerini idari ve teknik bakımlardan rasyonalize ederler. Bu suretle de yüksek ka- litede ve ucuz fiatla imalâtta bu- lunmak yolunu tutacaklardır. Başta gelen bir gaye Diğer taraftan yalnız çorab sa- nayitnin değil memleketimizde her sanayi şubesinin mamulâtının kalitesini yükseltmek ve fiatını ucuzlatmak en başta gelen — bir Baye olmalıdır. Bunun için de fabrikalarımız idari ve teknik ba- kımlardan rasyonalize edilmeli - | dir. Bu şekilde çabışan fabrikala- | rimız memleket ihtiyacını karşı- | ladıktan sonra yakın komşu mem- | leketlere ihracat imkânını da bu- | Jacaklardır. Hükümet muvakkat | kabul ve vergi muafiyetleri gibi | yardırllarla ihracatı temin edecek | tedbirleri de almış bulunuyor. Her sene açılan sergiler sanayilmizın - tenevvü ettiğini ve genişlediğini gösteriyor. Fakat gerek fiat ve | gerek kalite bakımından istediği- | miz dereceyi henöz bulamadık. Bu sahadaki ilerleyiş yavaştır. Fabrikelarımız plânlı bir çalışma ile yakın bir zamanda bunu da elde etmelidirler,» Lüistik ayakkabı meselesi Lâstik sanaytcileri de, bilhassa yazlık keten ayakkabı imâl eden Muhtelif küçük atelyelerin istih lâk vergisi vermemeleri ve gerek kalite itibarile aşağı derecede |- malâtta bulunmaları dolayısil? yüksek kalitede imalâtta buluna'ı fabrikaların çalışmalarımı güçleş- tirmekte bulunduklarım ve bu vaziyetin devamının fabrika ma- üzünden ne yapacağını şaşırmış bir halde idi. Atinada çeteler teşekkül edi - yor teslih edilerek el altından Gi- ride gönderiliyordu. Girid asileri plânlı hareket e- diyordu. Devlete karşı koymadan evvel Rum köylerinde — vak'alar vücude getirmişlerdi. Bu hare - ketle kendilerini mazlum 'Türk - leri hunhar ve gaddar gösteriyor- lardı. Girici valisi İsmail Paşa; derhsi asiler Üzerine asker sevketmişti. Asiler; Giridde bulunan düveli muazzema kansoloslarına da bi- Ter muhtıra vermişlerdi. Devleti meştualarından gayri makamatla da, muhaberata me - zun olduklarını — gösteriyorlardı. Bunlar hürriyet ve müsavat ve - rilen hıristiyan tebaa değil miydi? Halifei ruyüzeminin tebasi sadı- kası ve müşterek haklar dahiline alınan milleti değil miydi? Ta - Hut Öğelet nelkekleh yerkaa Bir gece bile Boş duramadı Fakat t:;r_ıı- mah- küm oldu Dün asliye dördüncü ceza mah. kemesinde daha evvelki gün ha- pishaneden çıkmiş bir sabıkalınm. Tauhakemesi yapılmış ve yeniden mahküm edilmiştir. Maruf sabıkalılardan Avni, üç aylık mâhkümiyetini bitirerek ev- velki gün hapishaneden tahliye edilmiştir. Ancak bir gece suç iş- lemeden vakit geçirebilen Avni, ertesi gün Vefada daimi bekçi ku- lesinin kilidini kırarak içeriye gir- miş ve bekçinin resmi tabancası ile çamaşırlarını çalmıştır. Avni tam kulübeden kaçarktn yaka - Janmış ve adliyeye verilerek dür- düncü asliye ceza mahkemesinde muhakeme edilmiştir. Bu suçu, aç kaldığı için işlediğini söyliyen Av- »i sabıkaları da gözönünde tutu- larak 'yedi ay hapse mahküm edil- miş ve tekrar hapishaneye gönde. rilmiştir. Mahiyeti Anlaşılamıyan * Bir kaza İzmir 9 (Hususi) — Dün Ker . donda Fransız konsoloshanesi isti- kametinde denizde bir adamın ba- tıp çıklığı nazarı dikkati celbet - miştir. Fransız konsoloshanesi bek- Ççisi derhal yetişmişse de bu adam sular arasında kaybolmuştur. Bu vazyet üzerine hâdise zabı. taya haber verilmiştir. Mahallin. mada 35 yaşlarında bir —adama da dalgiç vasıtasile yapılan ara- mada 35 yaşlarında bir adama aid bir cesed denizden çıkarılmışur. Üzerinde, hüviyetini tevsik ede - cek bir vesika — bulunamamıştır. Hidise ehemmiyetle tahkik edi - liyor. Şehir Cî;ı_tmunun küçük sonatkârları Holivudun küçük yıldızı Şir . | dey'i bütün dünya çocukları se . | verler. Bizim memleketimizde — scaba Şirley kadar san'ate müstaid ço. cuklar yok mudur? Bu hafta çı- kan (Çocuk Duygusu) mecmua - sında bu hususta çok ehemmiyetli bir röportaj vardır. ——L—ML—MLİMEEM——E— mulâtı kalitesini düşüreceğini ıb) lemişlerdir. Müzakere neticesin- de, piyasaya çıkacılacak keten lâstik ayakkablarının vasıflarının tayin edilmesile gerek matlüb ka- litenin temini ve gerekse büyük ve küçük sanayi arasındaki reka- betin bertaraf edilebileceği anla- şılmıştır. En son olarak da, imalâtı kant- rol edilerek tayin edilen vasıfları haiz bulunmaması itibarile ka - nuni takibata tâbi tutulan bir ço- rab fabrikası sahibi söz almış ve mevzuata muhalif harekette bu- Junanlara kargı tatbik edilen hü- kümlerin kaldırılması — ricasında Tunmuştur. ——— veli ecnebiye konsoloslarına da müracaatta hür idiler! Rumlar, gazetelerile, propagan- da vasıtalarile, milli Etnike Etir- a cemiyetile, Rum Petrikhane - sile Avrupa efkârı umumiyesini: — Türkler, Rumları katlediyar. Diye feryad ederken, İmpara - torluk ricali yalnız; kuru Babrâli kafasile düveli muazzamaya nota vererek Türklerin değil, Rumların kabahatli olduğunu bildiriyorlar- d Kapalı ve kuru bir muhabere- denibaret olan bu teşkilâtsız kör harekete kim metelik verirdi. Ruslar da bir yandan işi körük: Tüyotlardı. Fransızlar da en büyük yardakçıları idi. Yunanistarın Krah Jorj, ma- kamı âlisine intihab olunduktan sonra Ruslar, derhal hanedam imparatoriye mensub —grandüşes (Olga) yı Krala vereceklerini ve bu izdivaç dolayısile cihaz olarak * EYLÜL 1908 ÜNÜNE '| Ö R | e Bir ahlâk mese'esi MAHMUD YESARİ | | | Tica olunur. j koparılıp da kese kâğıdına düşünceye kadar geçirdiği istihale, müxtehlik hesa- bmna bir faciadır. Üzüm yiyoruz diye dilmiıı-u lim. Üzüm memleketi olan Türki. yede üzümü yiyemiyorur. Halk, kabalmalların manavların. marh esiridir. Her meyvayı, halk. 1 çürümeğe ve çekilmeğe yaklas - tığı bir zamanda yer. Bazı mey- vaların - bu kadar naza - fazla ta- hammülleri yoktur, yenemez. - Bütlün propagandalara rağmer, üzüm yenmiyor. Sebebi de pakir | hlığıdır. Manavlar, bağ sahibleri, küle küfe döküyorlar, yine ucuza sat. — mayorlar. Üzlümün çöpü bile atılmaz; di- yeceksiniz. Maale: —— * olmü « — yör, Manavlara — yaklaşın; — halden dört kuruşa aldığını size yirmi kuruşa satarken — suratı asıktır. Rezilâne, pahalıya — verdiğini de, — bir Iütuf yaptığını da ihsas eder: — — Bu malı her yerde bulamaz- — lir ve mayası icabı terbiyesizle - t j — Karışık koyacağız bayım, biz de para verdik. Atamayız ki.. —— Bunu açık açık söyliyecek kas — €ar küstah ve cüretkârdırlar, ve temizini isteyin, Hatta, fazla fiat verin. Size yeminler, türlü şaklaban- hklarla istediğiniz yemişi kese kâ- ğidina / koyarlar, Eve — gitliğiniz yarışları Yeşilköy Spor klübünden: 11 Eylâl pazar güüü sabahleyin — ve öğleden sonra Yeşilköy palâs önlerinde yapılacak büyük yüz . me, kürek, yelken yarışlayına iş- — tirak etmek istiyenlerin ve klüb | lerin isimlerini Parti binağındaki klübe müracaatla kaydettirmeleri — Müracaat saati: 17- 18 Birimizin derdi Hepimizin derdi Radyolardan şikâvet Karilerimizden aldığımız bır mektubda radyo gürültüsürden şikâyet edilmekte, — hemen her evde bulunan radyo gramofon- larda vakitli vakitsiz — şahıman plâklarla komşudaki hastafırın, uyuyan küçük çocukların va hatsız. oldukları anlatılmakta mektubun sonunda da: #Radyo bir zevk âlelidir, Fas kat gramofonların gönün her — saatinde böyle büyük bir gü - TülÜ çıkararak çalınması doğ. Tu olmasa gerek.. Bunların kom. şuları rahatsız etmiyecek şekil- de çalınması için nereye müra- aat edeceğimi — bildirmenizi — saygılarımla dilerim.> Denilmektedir, Hemen her kahvede hele u facık dükkânlarda bile hulunan — bu kabil gramofonlarır günün j her saatinde değil yalmız kem - — şulayını hatta bir mahatleyi ra. hatsız ettiğini görününe alarak — valrıı hastalarım, u*kudaki ço. — cukların değil, istirahate muh- tac sıhhatlt insanların da hı:.ıı-l runu berbad eden bu hale e hayet verilmesi hakkında Bele- diyenin nazarı dikxatini celbe.

Bu sayıdan diğer sayfalar: