1 Mayıs 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

1 Mayıs 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T DEVLET VE MATBUAT Altında Atatürk imza- sı bulunan bir vecize, yer yüzün. de, matbuat hürriyeti için söy - lenmiş ve söylenecek sözlerin en güzelidir. Başımız tıkça hep © büyük insanın b::k?::riku- lâde formülüne sığınıyoruz : *“Matbuat hürriyetinin mahzur. lart gene matbuat hürriyetiyle izale olunur.,, Şüphesiz, bütün anarşilere kapıyı kapamak için bir yan - dan kanun, bir yandan da mil - letin seviyesi bu hürriyetin de - Tecesini tayin eder. Uzun bir ihtilâl devresi için- de bulunuşumuzun verdiği çok haklı, fakat bir az mübalâğalı kuşkular yüzünden, bizde, ka- nunun matbuata kaşları fazla çatıktır. Tefsire tâbi ve kaypak maddelerle dolu olması, yazı yazanları büsbütün Bunun için, — devlet tine uygun olmayan bir tek cümle yazarken bile, müddeiu . mumiden hapishane gardiyanı- na kadar sıra sıra otoritelerin karşımıza dikildiğini - görüyo - ruz. Eğer Ankara'da toplana - cak matbuat kongresindi Dayinler vekili Zekâi ğınız bir çok kıymetli San'at mektepleri Kültürbakanlığına Bağlanıyor Kültür Bakanlığı mesleki ted risat umumi müdürü bakanlığın direktili ile şehrimize gelmiş v maksat, yasakçı Vedat N ediı:: tetkikler yapmağa başlamıştır. in de bu otoriteler arasında bir Umumi müdür burada, bütün Yer almatt -ise İ bi meslek ve sanat mekteplerini ge ze bir zararı, ne de hükü-| mete faydası vardır. Çünkü matbuatla devlet arasında ka- nunun zaten tayin etmiş oldu- Bü azami disiplin münasebetine hiç bir şey ilâve etmiyecektir. Gazetelerin inkılâp temposu- na uymasını isteyenler, bugün- künden fazla ne bekliyorlar? Ol- sa olsa devlet bu münasebeti da- ha iyi organize ederek her iki tarafın da işini kolaylaştırmak istiyordur. Fakat gazeteciliğin içeri mekanizmasını — bilenler için bu tedbirlerin pratik olmak- tan ne kadar uzak bulunduğu - nu Matbuat Umum Müdürlü - günün son teşkilâtı da göster - di. Her şeye rağmen matbuat İ Sastünıe Kazı - bur ilâve etmek gibi bir espri ile hareket etmez de mesleğimi- zin yükünü azaltacak tedbirler alırsa yazanların da, okuyanla- rın da minnetini kazanacaktır. Peyami SAFA Buğday yolsuzluğu tahkikatı Ziraat Bankasındaki buğday yolsuzluğu tahkikatı evrakı vi- lâyet idare heyetince gözden ge- çiriliyor, İdare heyeti on beş gün içinde kararını verecektir. Ban- kanın İstanbul şubesi eski mü- dürü Ahsen, bugünlerde idare heyetine çağırılacak, iddialara karşı diyeceği sorulacaktır. Ahsen, dün kendisile görüşen bir muharririmize kısaca şunla- rı söylemiştir:: * — Tahkikatın neticesinden eminim, Şimdilik bir şey söyle - mem. Sırası gelince, dedikodu ve neşriyata cevap vereceğim,.., “TAN tefrikası : 9. . " " Erikçiçekleri MAHMUD YESARIİ — Hizmetçi olarak, fena. Fa- kat hanım olarak, çok iyi! Kadriye, ıüâheli şüpheli göz- lerini kırpıyordu: — Gülterle çok meşgul ol - muşsun. — Evet... Beni, çok meşgul etti. — Peki, neler konuı:dunuz; â, merakla titriyordu. O - muî?ıîmu kaldırarak dudak büktüm: Kiurdin — Ona, (saçlarını kestirdiği berberi, âlımx diktirdiği terziyi, iskarpinlerini ısmarladı- ğt kunduracıyı ve çamaşırdan, bulaşıktan sonra ellerine sürdü- ğü pomatayı sordum. Kadriye, .thıngu masaya vura - rak ayağa kall $ — Sen, çok fena adamsın. — Gültere, kaç lira aylık ve - zecek, bunların vaziyetini yakın dan tetkik edecek ve bakanlığa bir rapor verecektir. Kültür Bi kanlığı, bütün mesleki tedrisat müesseselerini esaslı şekilde 1s- Jah etmeğe karar vermiştir. Bir kısım sınıf ve meslek mek teplerinin bugünkü ihtiyaçlara cevap vermekten uzak olduğu anlaşılmıştır. Hususi idarelerin bütçeleri ile mıntaka sanat mek teplerinin yetiştirdiği talebele. rtin mühim bir ktsmı, mezun ol- dukları vakit, yerlerini bulama- dıkları anlaşılmıştır. Anadoludaki muhtelil vilâyet ler sanat mekteplerinden çıkan talebeler, meslekleri dahilinde çalışacak saha bulamadıkların - dan, köy hocalığı, memurluk, ve saire yapmaktadırlar. a — Meslek ve sanat mektepleri - nin, bundan başka, müfredat proğramları, dereceleri yeniden tesbit edilecektir. Bir kısım mes lek mektepleri de kültür bakan- lığına değil, diğer bakanlıklara bağlıdır. Bütün mekteplerin kül tür bakanlığına bağlanması esa sı da kabul edilmiştir. . — Hıristiyan Mezarlıkları Yeni belediye kanununa göre, bütün mezarlıklar, belediyenin idaresi altına geçmiş bulunuyor. Fakat kanunda çok mühim bir madde daha vardır ki, şimdiye kadar üzerinde meşgul olunma- mıştır. Vaziyet şöyledir: Belediye yalnız islâm mezar- Tıklarını idaresi altına almıştır. Halbuki, kanuna göre, şehir hu- dudu içindeki bütün mezarlıkla- rın belediyeye geçmesi mecburi- riyorsun? Gözlerinde şimşek çakılmıştı sanki: — Ayartmayı mı kurdun? — Hizmetçi buhranında, böy- le bir inci kaça elde edilebilir, o- nu, anlamak istiyorum. — Hayır... Sen, galiba Gülte. re, aylığını da sordun. Ne cevap verdi? — Şikâyet etmiyecek kadar para aldığını söyledi. 'Tekrar yerine oturmuştu: — Bu bahis üzerinde fazla konuşmayalım. Sen, öğrenece - Bini öğrenmişsin. Seni buraya çağırırken ne yemekleri sevdi - ğini sormayı unuttum, Artık um dün Paristen geldi - Ayasofyada hafri: eserler bulundu. Bu resimde o eserl, yeti vardır. İstanbulda yerli ve- ya hıristiyan, yerli veya ecnebi müsevilere ait mezarlıklar mü - him bir yekün tutmaktadır. Bu mezarlıklar şehrin en güzel yer- lerini işgal ediyor, Kanuna göre, kanunun tatbi- ke başlamasından on sene son - ra ,bütün mezarlıkların beledi - yeye geçmiş bulunmaları lâzım- dır. Bu mühletin bitmesi için üç Pyıl kalmıştır. Hıristiyan ve Mu- sevi mezarlıkları için kendi ce - maat kurumlarının idaresi altın- da bulunmaktadır. Belediye bu meseleyi esaslı şekilde tetkike başalmıştır. — Doktorların Kazanç vergisi Kazanç vergisi kanununda değişiklikler yapılacağından dok torların kazanç vergisi hakkın- da teşebbüslerde bulunmak üze- re etibba muhadenet kurumun - dan Ankaraya gönderilen mu - rahhaslar dün gelmişlerdir. Ye- ni kazanç kanununda yapılan değişikliklere göre beyanname usülü kaldırılmakta ve doktor- körfozSaMara''ayrılan Tokksr. lar yılda 500, birinci sınıfa ay- rılanlar 100, ikinci sınıfa ayrı - lanlar 20 lira vereceklerdir. Eskisi gibi gerek ikametgâh ve gerekse muayenehanelerin - den alıman yüzde elli nisbeti de yüzde yirmi beşe indirilmekte - dir. Bu cihetler encümenlerde görüşülmektedir. —— Köyler için mektep Yeni mektep binası yapılmı - yan köyler halkı maarif idaresi- ne müracaat ederek, mühendis verilmek şartile ve masraf ken- dilerine ait olmak üzere, mek - tep binaları yaptırmak istedik- lerini bildirmişlerdir.Maarif ida- resi bu müracaatları iyi bir şe- kilde karşılamıştır. Bu vaziyet. te ,gayet az bir masrafla, köy - lerde, küçük tipte mektep bina- ları yaptırılabilecektir. Bu yaz, bir çok köylerde inşaata başla- nacaktır. fırını... — Alât. — Zeytinyağlı taze bakla... — Mükemmel!.. — Ciğerli iç pilâv... — Enfes!., — Salata, komposto, mey - — Bunlar mükemmel... Yal - Sofraya konan — dört takımı gösterdim: — Sofra, dört kişilik... Biz i - se, ikiyiz... İki kişi daha mı ge - lecek? Kadriye, elini alnından geçir- di: — Bir iş için avukatımın kâ- ve, v ET yU CA SEHİRDE ©L AN: Ayasofya müzesinde yeni bulunan eserler Ayasofya müzesi avlusundaki hafriyat devam ediyor, dün sa- bah bu araştırmalar sırasında büyük bir sütun meydana çıka- | rılmıştır. Ayasofya yapılırken düşen taşlardan birisi olduğu an- | laşılmıştır. Müzeler müdürü A- ziz dün bir muharririmize: “— Bu bahçenin toprakları altüst edilecek, çıkan eserler teş- hir edilecektir. Tasnif işi de bu- rada yapılacaktır.,, demiştir. Diğer taraftan Ayasofya mü- zesinin son cemaat yeri de ta - mir ettirilmektedir. Tamirden sonra buraya bazı eserler kona- caktır. Müzenin büyük halıları kaldırılırken, top kandilinin al. tına isabet eden kısımda moza- yıklarla süslü bir göbek taşı çık- mıştır. Bu göbek taşında evvel- ce krallara tac giydirilme mera- siminin yapıldığı anlaşılmıştır. Müzeler idaresi burasını kor - donlarla ayırtacaktır. ——— duğunu değil, bulduğunu yiye - | tibi ile beraber gelivermesi ihti- ceksin. mali var... — Yemek seçmek, ayırt et -| — Gülümsüyordu: mek âdetim değildir. — Kat'iyyen tedirgin olma - — Ben de öyle tahmin edi - | yacaksın, Avukatım, bütün mâ- yordum. Fakat ahçım mükem - | nası ile iş adamıdır. Gayet az meldir. Göğsümü gere gere ö - | konuşur. İşini bitirir bitirmez, vünebilirim. kalkar, gider. Maamafih, pek ü- — Ben de öyle tahmin edi - nudunyok.Gel_ıegioınydı,ıim yordum. diye kadar gelirdi. — Sana, — yemek listemi de Onlardan boş kalan yerle- söyliyeyim. Patates püreli kuzu ' re, şairinle Gülteri davet ede - Üstündağ gitti K ay izin alan vali ve bele- diyesreisiz Vekittirşi deründnt te tayyare ile Brendiziye git - miştir. Vali Brendiziden İtalya, Fran sa, Almanyaya gidecektir, Vali gezdiği yerlerde şehir imar işlerini tetkik edecek, Ata- UP BİTENLER yata yeniden başlandı ve yazısında okuyaca- eri vehafriyati yapan profesörü görüyorsunuz türk köprüsü için müracaat eden fabrikalarla yakından temaslar yapacak ve Periye Bankasının mahut istikraz işleri ile uğraşa- caktır. Vali ve belediye reisi Muhit- tin ÜUstündağ gelinceye kadar kendisine vali muavini Rüknet- tin Sözer vekâlet edecektir, — İkincilik aldık Nisteki atlı müsabakalar dün bitmiştir. Dün yapılan kudret müsabakasına dört atımız gir - miş, Asteğmen Saim ikinciliği kazanmıştır. Yüzbaşı Cevadın da kazananlar sırasında bulun - duğu bildiriliyor. mez misin? Kadriye, yumruklarını sıka - rak masaya dayadı, gözleri kı- sarak baktı : — Avukatım da gelmiş olsa, onu yemeğe alakoymıyacağım. Hiç cevap — vermedim. O da susuyordu. Genç kız, yemek getirmişti; hemen hiç konuşmadan yiyor - duk. Kadriye, patates pliresin - den bir parçacık aldı, ete do - kunmadı. Bakladan tabağına çatal ucu ile bir çimdik bir şey koydu. Pilâva elini sürmedi. Kompostodan sgonra bir porta - kal yedi. Ağzını havlu ile sildi ve iskemlesini geriye çekti: — Oh! Şiştimt Gülüyordum: — Bir şey yemedin ki... — Sabahleyin kuvvetli kah - valtı etmiştim. Bu kadarını da senin hatırın için yedim. Ben, az şekerli kahve içeceğim. Sen? — Benimki sade olsun, — Komposto yemeyişinden, şekerle aranın şekerrenk oldu - ğunu anlamıştım. Kahvelerimizi içerken Gül - KÜÇÜK HABERLER Feshane ve Hereke mensucat fabrikalarının idareleri bu ay sonları. na doğru birleştirilecektir. * Hamallar cemiyeti idare heye - tinden şimdiye kadar yedi kişi çe - kilmiş olduğu yeniden seçim yapıla- caktır. * Almanya ile aramızda yapılan yeni ticaret uzlaşması bugün tatbik edilmeğe başlanmıştır. * Hayriye lisesi hakkında maarif müfettişler mektepte tahkikat —yap- mışlar ve raporlarını maarif müdür lüğüne vermişlerdir. * Etibba odasının açtığı kitap ser- Bisi dün kapanmıştır. Sergiye şimdiye kadar 9500 — kişi ziyaret etmiştir. * Kültür Bakanlığından gelen bir emir üzerine İstanbulda bulunan bü tün vekâlet müfettişleri dün Anka- raya gitmişlerdir. İstanbulda yalnız baş müfettiş Alâ- addin kalmıştır. * Lise ve orta mekteplerdeki ya- zi imtihanlar için Maarif Vekâle - BENDEN —<I DEĞİŞEN BiZİZ Benden yaşlı bir bildikle ko" nuşuyordum. Dışarda ağır, du » manlı bir hava içinde boyaları- nın bütün koyuluklarını, bütün olgunluklarını bulmuş ağaçlık- lara bakıyorduk. O, sanki benim de düşündüklerimi düşünmüş gibi birdenbire dedi ki: — Benim çocukluğumda İs - tanbulun dillerde dolaşan bir ilkbaharı, bir ilk yaz başlangıct vardı. Gökyüzü yavaş yavaş yaldızlanmağa başlar; gitgide, gözle görülecek bir tempoyla de- niz ışıltısını alır; yemiş ağaçla- rınm dallarında bahar çiçekleri uzun uzun dağılmadan dürür - lar; senin anlayacağın, kışın bit- tiği, baharın girdiği ve boyala - rile, kokularile en aşağı iki ay sürüp yaşadığı görülür, kokla- nır, tadılırdı. Şimdi bakıyorum; kışla yaz arasında bahar denen bu göz ka- maştırmıyan ışıklı, bayıltmıyan kokulu köprüden geçmiyoruz. Kıştan çıkıyoruz; bir. solukta; daha dalların üstünde bahar çi - çeklerini görüp görmemeğe va- kit kalmadan; yaza giriveriyo - ruz. Ne oldu böyle?, İstanbulun iklimi mi değişti nedir?. — Haytr, dedim, değişen ik - lim değil, biziz. Sizin çocukları- nız yine baharın köprüsünü es- kiden bizim geçtiğimiz gibi geçi yorlar. O köprüden geçtiklerini görebiliyor, tadabiliyor, duya - biliyorlar. Biz yaşlıların gözleri günlük işin ağırlığile öyle yo - rulmuşlar ki, ancak yazın ve kı- şın olgun, kaba biçimlerini gö - rebiliyorlar.Duygululuğunu kay betmiş olan kafay'zın aynasın- da ilkbaharın tüy gibi hafif bo- yaları iz bırakmadan geçiyor... Değişen iklim değil, biziz., tinden dün iki sua) gelmiştir. Bu suallerden biri liselerin fen için olup (tabiiye)dendir. Edebiyat şubesi #ualleri de —ede- biyattandır. Bunun üzerine dün İstanbuldaki lise müdürleri müdlürivetinda Bu toplantıya maarif mü dürü Emin başkanlık etmiştir. Toplantıda lise ve orta mektep - hakkında maarif vekâletinden gelen emir okunmuş bunun tatbik gekille. ri görüşülmüştür. * Avrupada bulunan — üniversite rektörü Cemil cuma günü İstanbula gelecektir . * Üniversitenin lisan — imtihanları mayısın 13 ünde başlayacaktır. Ma- yısın (14) ünde İngilizce, Almanca ve bir gün sonra da HFransızca lisan dersi alanlardan A kursu — talebesi üniversite konferans salonunda hep birden imtihan olacaklardır. * Boğaziçi vapurlarında — ilkbahar tarifesinin bugün tatbikine başlan - mıştır, » * Belediye imar işleri müşavirliğin de çalışmak üzere celbedilen imar mü tehassısı Vegner dünden itibaren be - lediyedeki işine başlamıştır. Mütehas 4:8 şehrin her tarafını tetkik edecek ba tetkikatını ve islaha mühtaç yerle ri rapor halinde belediye reisliğine vermektir. * General Von Stanben vapurile bu gün şehrimize muhtelif milletlere men Sub seyyah gelecektii ter, göründü — Avukatınız geldi. Kadriye, yerinden kalkmış - ti — Geliyorum. Bana döndü: — Pardon... Beş on dakika yalnız kalacaksın. Ve Gülterle birlikte köşke doğru yürüdü. Cigaramın dumanlarına ba - karak çardakta oturdum. Ye . mekten sonra çöken gevşeklikle gözlerim kapanıyordu. Kadriyenin kahkahasını du - yarak uyandım. — Uyuma, arkadaş... Uyu - Ma... Beyaz ipek blüzun üstüne e- teğinin kumaşından bir siyah caket giymişti: — Kalk, biraz dolaşalım. Kalktım: — Nereye gideceğiz? — Nereye olacak? Kıra, a - çıklığa... Sen, burada uyuya - caksın. Karşımda, uyuşuk, mis- kin adama tahammül edemem. Bahçenin arka kapısından çık tık. O, etrafı bilen bir emniyet- Orhan SELİM * Bükreş elçimiz Hamdullah Sup- hi bugün Romanyaya gidecektir. * Âkay idaresi tarafından Yalova- delmme MA LKL ngalin. İnan rilmiştir. On güne kadar inşaata Tanacaktır. * Kıyafet kanunu dolaymsile ruhant elbiselerini çıkarmak istemiyen bazı sörler şehrimizi terkederek memleket lerne gtmeğe bşlmışirdir. Dün de brkç sör Fransaya gitmiştir. * Asarmtika mütehassısı Vitmor bugün de Ayasofyanın mozayiklerini meydana çıkarma işine yeniden başlı- yacaktır. Mütehassıs, orta kat taba « kalardaki mozayikleri temizlemeğe uğraşacaktır. * Mayıs aylığı bugün verilecektir. Ücretli memurların Nisan aylığı dün verilmiştir. * Trakya Genel Müfettişi İbrahim Tali, dün vilâyette çalışmış ve akşam Edirneye gitmiştir. Yeni gelecek göçe menlerin Trakyaya gönderilmelerine bakmak Üzere müfettişlik memurla « rından biri vilâyette irtibat memur » luğu işini görecektir. * Eski Terkos Şirketi müdürü Kas- telno, yapılar mukavele mucibince müddetini doldurmuş ve memleketi olan Fransaya dönmüştür. Kastelno şerefine Ünyon Fransezde arkadaşları tarafından bir — ayrılık ziyafeti veril- miştir. le ve alışkım admlarla iyor- du, Köşkler, — bağlar, bahçeler seyrekleşti. Top top ağaçlar a - rasında bir kır kahvesi görün « dü. ; Kadriye, kolumu tutmuştu : | — Nasıl bu kahve? 4 — Mükemmel... — Uysal adamsın... Sakalı fırça gibi uzamış, kirli suratlı kahveci, bizi, sırıtarak karşıladı. Bodur iskemlelerden Kadri « ye rahatsız oluyordu: — Daha yüksekçe iskemle yok mu? Kahveci, omuzlarını kaldır - — Olan bunlar, işte... Kadriye, — talihe boyun eğ « mekten başka çıkar yol olma « dığını anlamıştı, bodür iskem- lelerden birini çekti, oturdu: — Bunü bulduğumuza da şü- kür... Kirli kara tahta kahve ocağı- nm kenarında uyuklayan kır sa- kallı bir ihtiyar, bizim sesimiz- LArkası var) BUDA —

Bu sayıdan diğer sayfalar: