May 21, 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 1

May 21, 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

_<&yısı 5 Kuruş “—m ü BUGÜN P incide * — Orhan Selimin fıkrası — Ne 3 dersiniz? — Şehir haberleri, Üncüde: —Anlara muhabirimizla tele ionları — Ahmed Ağaoğlu- * nun yazıst — Feleğin fıkrası, Gücüde: —Aziz Hüdayi Akdemiriü “Bir de Canusluk” adlı eseri — sağlık öğütleri—Kendi. ken- 5b dmize çatıyoruz. incide * —San aberler — İcmal — son € dakika. 7 Beda : — Sarı Bal. & Bcide : — Öz dil sayfası. M Ekoromi — Askerlik. işlncada: — Güzel Sanatlar j Bücüda : — Fatih İstanbulu masıl Aldri — Briç dersleri — Sevişme- N incide ; K Elenmeler. inçide : — Spor. İ Z incide : — Hitler'in “Kavgam” adlr cse- ti — Boğazda düşünceli bir gerinti — Kızıl Çember Möncüde: — Sinema — ) Müncüde: — Meraklı Reşimler — Mo- dern evliler. 15 incide : — Her gün birar daha gençler şelim <— Okuduklarımız, duy duklarımız. A 16 meda * — Yarının büyükleri — Dilc gelen orman 17 incide * — Faydalı bilgiler. Te eee — Türk Demokrasisi ve Ekonomsal sistemi E Yazan: Mahmud Esad BOZKURD Bir gün Atatürk dedi ki: 5 “Demokrasi, esaş itibarile siyasidir. Ekonomsal değildir. (Bartelmi) bunu iyi görmüş, iyi anlamış., . Ben, bu hak'kati önce Atatürk'ten öğrendim. Sonra, bu ihtarın tesiri altında de- Mokrasiyi bir daha, bir daha okudum: Hangi kitabı açtımsa, Şefin görü- tü, anlayışı teeyyüd etti. © C. H. Partisinin üyeleri bilirler ki devrimi yapan - Büyük Partinin altı prensibi vardır. Üçü mevzuumuzu ya- Cünbariyiçümel < Dedaçtüç Dördüncü kurul- Büyük Partı tayının birkaç gün önce toplantıla - yanı yaptığı Kamutay da, bütün üye- lerin karşısında ve başında şu prem- &ip duruyordu: Egemenlik ulusundur. Buna eskiden hâkimiyet milletin - dir; deniyordu. Şimdi bir sıraya koyduğumuz, üç Vesikayı mütalen edebiliriz: anladığıma göre: 1 — . Atatürk, Demokrasi esası itibarile Yiyasidir, demekle bunu ekonomsal Söstemlerle karıştırmamak lâzım de - Tek istedi. Daha açıkçası, ekonom- Sal Kberallik demokrasinin, millet hâ. inin şartı değildir, dedi. İktisadi serbestçilik olmayabilir, fakat demokrasi vardır. Zira, iktısadi Serbestçilik, demokrasinin şartı de - Eildir, Benim anladığıma göre: 2 — 4_:.5--&- mevzaumuzu ab*'ı.k.a.. & sibi; bunl iraz önce kaydettim: ” ;Ekonomsal Hiberalliğin, demokra- :a:._ şartı olmadığını gösterir. Çün - Eğer Türk rejimi; demokrat bir Tejim değilse Partinin halkçı olması & ? Bumu nasel izah edece- iz?1 o te Eğter Türk rejimi, domolerat değil- YanPu rejim millet hâkimiyetine da- Kömiyorsa, Partinin Cümhuriyetçi Vas ne demektir? n tîh"'-"' eski (Venedik) te olduğu Yoti Pizde de Aristokratlar Cümhuri- Dü var diyeceğiz? b yle bir tevil, Türkün içtimel, kamuzal ğ Üldir. zöEğce Tün jimi, demokrat de - Ha nak reğai, d Onün devi nasıl anla - h—î-'»'" letçiliğini magil rejimi serbest iktisadçı ol - “Üma göre komünist midir, diye- yarlığiyle de uygun de- Stğia?,, Söyle bir görüş renlitelere zıttır. İ;"—ld- -'.y.;'ı:;ı Biz, oet Wmt> Türk devriminin vesikalarına; dea , lerine göre siyasal bakım- duyea *Mokratız, “Egemenlik ulusun- i_,_._ Prensibini kabul etmiş bir re - '-».'*L—_- Türk devriminin vesika- ı.,=_| n verinlerine göre eko- "'“*h-:am""" iktirad - işlerinde kabul eden devletçileriz. TORSĞRŞE a biz de ef d e van * bekçiliği) varifesini lâyık gö - Büyi (Arkası 3 üncüde| Mahmuc Eezd BOZKURDİ yapacağını Alman benimsemeği lüzumlu gör Göring, Ay Başında Sofyaya G BUGÜN 20 SAYFA TAN ISVTANBUL SNOVDEN BifR YAZISINDA DiYOR Ki: Tehdit Altında Yapılan Bir Andlaşmanın Değeri Olamaz Versay Andlaşması Düzeltilmelidir Ingiltere, Fransa ve italyanın arkasından sürüklenmekten vazgeşmiye mecburdur ŞtutGaer | vORTEMEYA” Versay andlaşmasının Almanyası TTTT N SNOVDEN Londra, 20 (A.A.) — Lort Snovden, Deyli Herald gazete - sinde neşretmiş olduğu bir ma- kalede Almanyaya - ihlâskârane muamcle yapılmasını istemekte dir; Eski Finans Bakanı, Avrupa- Yn yeniden kendisini harp cere yanına kaptırmış olduğunu be - van etmektedir. Mumaileyhe gö Te, teslinata, DİTLEŞMCİCİK gcı Mil verilmekten bir an geri kalmmı- Kendişinin fikrince süel antantları acunu bizzarure mü « sellâh anlaşamamazlığa götü - ren âmillerdir. Ulusların savaşı bir siyasa aleti olarak kabul et- mekten vaz geçmiş olduklarını natık olan Kelloğ misakı adeta unutulmuştur. Silâhları bırak - ma konferansı, üç senelik mesa- isi ile ulusların silâhları azalt - mağa hiç te niyetleri olmadığı- nr çubat etmiştir. Savaşta yeni- | lenlere zorla bir sürü intikam muahedeleri kabul ettirilmiştir. Büu muahedeler, daha aktedilir edilmez, yeni savaş yangınları - nn tohumları addedilmişlerdir. Yenenler, kendi — eserlerinden kp_rkmığı başlamışlardır. Çün - kü yenilenlerin haksızlığa kat - :anmı_vacık!ırxm pekâlâ biliyor lar. Müttefikler Versay antla: sının haksızlıklarını ydüz:lıeşfrrcı: (Arkası 6 mcıda) MUHABİRİMİZIN TELEFONLARI Bulgar Gazeteleri Gene Atıp tutmağa Başladılar I SofyaHususi Muhabirimiz Bildiriyor ) Sofya, 20 Haftalık Roma gazetesi, bir makalesinde, Türkleri, 50 sene ev- vel Bulgarları kesmek, Bulgar kız ve çocuklarını satmak, Bul - garlığı imha etmekle ittiham etmektedir. Tarihe karışan bazı hâ- diseleri büyülterek Türkler aleyhine propaganda yapmakta olan bazı Bulgar gazetelerinin neşriyatı Bulgarlarda kin uyandırmak- ta, bunun zararını da Bulgaristan Türkü çekmektedir, .yı Toşef Çekiliyor mu? Sofya, 20 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — TORMGĞRK AA mÜ H cdeceği söylenmektedir. |Y DA “ Başbakan Toşefin iki sene evvel Yugoslavya aleyhine yazdığı bir kitabı elden ele dolaşmaktadır. Toşef, kitabında, Makedonya meselesi düzeltilmedikçe Yugoslavya ile dostluk yapılamıyacağı- nı daha o vakit yazmıştır. | Göring Sofyaya Gidiyor Sofya, 20 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Göring'in hazi- ran başlangıcında Sofyaya geleceğini, burada sıyasal görüşmeler sefiri gazetecilere söyledi. M. Necmeddin AAA YA f OLRUNMADAN “CHOPİN,, VE BİLETÇİ Ölü bir gece içinde azıcık yaşa- yabilmek için dün akşam sinemaya gittim. » Ş Bükreştenberi peşine halde bir senedir bir türlü gı diğim bir filmi, nihayet Beyoğlunun bir sinemasında, bilmem kaç binin- ci viziyonunda yakalayarak, içeri girdim: Bitmemiş senfoni! Geniş, karanlık bir salonu doldu- ran sayısız koltuklarda, sayılı, ni- hayet beş on seyirci vardı. Salonun boşluğundan memnun, bir tarafa, şöyle, rahatça aturdum. Filmde, iki saatten Ffazla “Cho- pin,şi dinledim, “Georges Sand,ın “İndiana,,sını hatırladım. Kimini o şehirde, kimini ba şehirde işittiğim ve bazılarını hattâ “Chopin,şin ol- duklarını bilmeden dinlediğim ha- vaları, tüvaletlerini - göstermege Ükeel gelen kadınlarla kadınlarını ermeğe gelen smokinli erkek- dolu bir Avrupa könser salonu- B |ler mHün anut yartililarile Ramaşma- dan, karanlığın insana duyduğunu daha mak imhkânı veren 'doya deya, kana Film, on bir buçukta bitti. Sinemanın kapısından, bir rüya- dan uyanır gibi dışarı çıktım. Daha gecenin on bir buçuğunda, bütün cant içine çekilmiş ölü bir caddeden geçerek, ağzına kadar dolu tramvayda, ikide bir çan ipi ne asılarak arabayı durduran, yol- culara “in aşağı, polis çağırırıml,, diye bağıran, paraların üstünü ver- miyerek biletlerin arkasına çek gi- |Bi imzalar atan biletçinin bir trans antlantik kaptanında bile zor Bulunur eşsiz cilvelerini seyrede ede, bilmem ne kadar zamanda, Sirkeciye geldim. Deniz feneri gibi, simsiyah bir âlem ortasında tek “başına kalmış Biricik dühhân ışığının, kokusu dı- şarıya vuran işhembecinin önün- den geçtim ve direksiyonu Allaha emanet ederek taksilerinin içine çıkarıp matbaaya geldim. Sinemadan dışarı bir sarhoş gibi çıkmıştım. — ' — | Matbaaya gelinceye kadar, bi. letçi, içimde kalan son “Chopin,;i de 'ınıquıdını yakalayıp yerlere la selâmlayarak, serdi, işkembeci burnuma - bir tu. tam koku serpti ve dişlerini göste. rip halime sırıtan kuzu başlarını da görünce, aklım başıma zeldi, uyan am, Ali Naci KARACAN Bibeskunun Tayyaresi Konyadan uçtu (HUSUSİ MUHABİ. RİMİZ BİLDIRIYOİIH Konya, 20 “Bir kaza neticesi düşerek ya Ta ıLın prens Bibeskunun tay - yaresi tamir edilmiştir. Tayyare bu sabah 7,20 de Eskişehire uç- muştür,,, “Eskişehir, 20 (Tan)—Prens B_ıbeıkuıı_un tayyaresi içinde bir pilot ve bir makinist olduğu hal- de buraya geldi. 11,10 da İstan bula hareket etti.,, Bu telgraflarda bahsedilen tayyare dün.Saat 14,5 ta İstan - bul üzerinden uçmuş ve Bükre- şe gitmiştir. Telefon | SAYI: 29 — 3332 Onbirinci YIL Sahib ve Başmuharriri MAHMUD SOYDAN Müdür: 24318 / Yazı işleri: 24310 İdate ve matbas : 24310 idiyor Türk Gemisinde Azıyan Türk Tayfa! Dün Gemi Limana Geldi, 1Polonyanın Gidinya limanında ısyan çıkarmıştı. Bu hâdiselerin İki Müşevvik Mevkuf —e ve Pirede Erol ğemisinde tayfa önüne geçilmiş gemi dün limanı- mıza gelmiştir. Geminin baş çarhçısı ile telsiz memüru azıyanları kışkırttıkları için Pirede tevkif edilmişler, onlar da Yunan zabıta- sı tarafından buraya gönderilmişlerdir. Bu meraklı ve heyecanlı hâdisenin tafsilâtını bugün 6 1ncı sayfada okuyacaksımız. Resim- lerde görülenler geminin sahibi Mahmut, Erol, azıyan tayfa, hâ - diseyi anlatan birinci kaptandır.) serilip horlayan şoförleri, şapkamı | GÜNEŞ KLÜBİLE ISTANBULSPOR DÜN BİRLEŞTİLER b B Cuma günü yapılacak “Atatürk Spor günü,, merasimini bir söylevile aça- cak olan Bolu saylavı ve Güneş kü- lübünün relsi CEVAT ABBAS Sevinçle öğrendiğimize göf_e Istanbulun iki güçlü spor kulü- bü dün bir ad altında idmancı gençlerini birleştirmişlerdir. Bir senedenberi spor alanında bü- yük gelişme gösteren “Güneş,, kulübile senelerdenberi Türk sporuna candan emek veren İs- tanbul spor kulübü, Atatürk'ün (Arkası 6 ıncıda) Laval- Göring Konuşmasının Büyük önemi Dünkü telyazıları, Lavalin Berlinden ve Romadan geçtiği- ni bildiriyor, fakat diğer taraf- tan Fransız dış işleri bakanı ile general Göring arasında Kra - kovi'de yapılan görüşmeler hak kında acun gazetelerinin çok müsait göründüğünü kaydedi- yorlardı. Telyazılarına göre bu görüş - meler, Hitlerin bugün Rayıştag da Almanyanm dış siyasasına dair söyliyeceği söylev üzerinde tesir yapacaktır. Londra gazeteleri ise, Lava- lin yakında Berlini ziyaret et- mesinin muhtemel olduğunu bildirmektedir. Krakovi mülâkatında Gö - ring evvelce Hitler - Simen - E- den konuşmalarından sonra be- tirmiş olan Alman siyasasını an latmıştır. Laval ise hiç bir kim- Se için tehdit mahiyetinde ol. mayan Fransız genel emniyet politikasını söylemiştir. Laval ayrıca Fransanın bu politikayı kabul edecek her ulusla konüş: maya hazlı olduğunu hatırlat- mıştır. Bu mesele etrafında faz- lva tafsilât beşinci sayfamızda- Ğir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: