16 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

16 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Aziz Hüdayi AKDEMİR Ingiliz Gemilerinin Kurduğu Muhasara Hattı Içinden Sahte Alman Gemis Cazement de boş (durmuyordu İrlandalılara ateşli söylev- , yeşil ve kolları sırmalı İrlanda © ünilormasından bahsediyordu. Her şey yolunda, fakat iş bir türlü üfemiyor, meydana bir şey konamı- yordu. İrlandaya bir adam gönder- mek ve orada halkın ne deteceye ka- dar hazırlanmış olduğunu anlamak lâzmgeldi. Cazement işlerini adım adım gözctliyen Entelli Servis bu adamı, İrlandaya ayak atar atmaz yakaladı. Esirlerden seçilmiş olan bu ajan birçok itiraflarda bulundu ve yapılacak şeylere dair de bilgiler verdi, İngilir yazılarına göre Almanyada Cazement hareketlerini gözetliyen ve doğru olarak bildiren 40. O. B. işa- retli casustu. Hattâ Cazementin bir denizaltı gemisiyle İngiltereye hare- ket edeceği hakkında Almanyadan. Amerikaya çekilen şifreyi elde eden ve açan da bu ajandı. Denizaltı gemisi hareket etli Yalnız denizaltı değil, İngiliz aja- vınn (geliyor!) diye çektiği tel graf da beraber! Telgraf danışıklı sözlerle çekilmişti. Cazement hare- ket ederse telgrafta (yulaf - avoine), geri kalırsa (hayvan yemi - fourra- ge) kelimesi bulunacaktı. İZ nisan 1916 da Almanyadan çekilen tek gralta avoine sözü geçiyordu. Şimdi mesele Cazementi götüren gemiyi yakalamağa kalmıştı, Fakat bu gemi İngiltere kıyrlarına yana- sıncaya kadar ele geçmedi. Yalnız gene ayni günde Ad adlı bir Nor- yeç gemisi Kristiyanyadan kalkarak İngiltereye gidiyordu. Halbuki bu gemi Cazement için silâh ve malze- me yliklü, önce Siban ve daha sonra Castro adımı almış ve Vornemande- | dan kalkmış bir alman gemisi idi. | Geminin bütün adamları, - duğu halde vesikaları, adları ve #a- yıları Norveç gemisindekilerin ayni İdi. Görünüşte odun yüklüyse de hınca hıç silâh dolu idi, Kaptanı deniz mülâzimi Karl Spinder oldu- Zu, halde vesikasında Norveçli Niels Larsen gözüküyordu. Gemi en tehlikeli muntakayı geçi- yor. Bir aralık iki Hollanda balıkçı gemisi, İngiliz gözcü servisinden olacak, Aüd'a yaklaşıyorsa da Nor- veçli olduğunu görerek çekiliyorlar. Daha sonra Norveç gemisi kılığında bir gözcü. O da şüpheli bir şey gö- remiyerek dönüyer. Dört gün, dört gece ortada hiçbir ingiliz gemisi gö- rünmüyor. Fakat, işte bir ingiliz harp gemisi! Üzerlerine geliyor, yak» laşıyor ve o da bir şey yapmaksızın cenubu garbiye dönüp #manlar sevinçlerinden haykırıyorlar. Nihayet kara görünüyor. Sahte Add abluka hattma girmişti. Karanlıklar arasında bir ingiliz gerçisinin hızla üzerlerine (o geldiğini | görüyorlar. Dönmek ve kaçmak imkânı yok. Ma- sum İsveçli rolü oynamağa karar ve- iyi Tagi gemisi o kadar yak- laşıyor ki her iki geminin adamları biribirlerini görebiliyorlar. Almanlar yakalanmış demektir. Hayır! İngiliz gemisi hiçbir şey yapı li bire dönü: laşıyor. Niçin? Kaptan Spinder hatırasında diyor Üzeri boyanmış olduğu işin ismini okuyamadığım bu ingiliz ge misinin yaptığı bu hareket hayatımın çözülmez bir muamması teşkil et- mektedir... Abluka hattı geçiliyor. Aâd 20 ni- san sabah: Trolee limanına giriyor. Verilen işaret üzerine kıyrdan yeşil bayrakir bir sandal gelmesi lâzemken hiçbir şey zuhur etmiyor. Gene o sırada, gene o limanda bir denizaltı gemisi peyda oluyor. Deni- ze indirdiği portatif sandalla üç kişi kıyıya çıkıyor. Sandalı orada bırakaâ- rak ilerliyorlar. 1* adüfün kötü şa kalarından olacak, bir köylü oralarda dolaşırken sandalı görüyor. İçersine giriyor. Üç pardösü ve pargösülerin cebinde Berlinden alınmış üç şimen- difer bileti buluyor, biletler İ2 nisan 1916 tarihlidir. Derhal polise haber veriyor. Entellicens Servis İşi eline alıyor. Oralarda, delik, deşik her yer aranıyor. Mec Kennas tarafla- Tmda eski bir tabyanın harabesi için- de dolaşan bir adam buluyorlar. Adı- Bt soruyorlar. Yanlış bir ad söylü- yor. Polise götürüyorlar. Polis mii- #ettişi ve daha önceleri Cazementi tanımış olan bir bars bunun Caze- ment olduğunu söylüyorlar. Sandal- dan çıkan öbür iki kişi) kıyıdan çok İşgalde Anadoluya karşı kurulan her fesat ocağında parmağını gör - düğümüz onursuz, uğursuz ve arsız bir adam: Kaymakam Fettah (Kaçtıktan sonrada En tellicens hizmetinde kal - mıştır.) disini saklamaktan bir şey çıkmıya- dağını anlıyor. İngiliz emniyet işleri müfettişi diyor ki: “.. İlk sorduklarıma hiç karşılık vermedi, Almanca bir gazetede çıkan makalesini gösterdim. — Ben vicdanıma göre hareket ettim. Bazı İrlandalılar vicdanlarını saklıyorlar. Fakat ben İrlanda için hiçbir şeyden korkmuyorum. Suçu- mun bağışlanmasını dilemiyeceğim. Sizden yalnız şunu istiyorum. Bilme- lisiniz ki yaptığım işlerin hiçbir noktasında alçaklık ve namussuzluk yoktur.., — Fakat Almanlardan 2400 Jira aldınız? — Hayır, ben bu parayı İrlanda yurddaşlarımdan aldım. Almanlardan on para dali kabul etmedim. Ben size göre alçak bir vatan bainiyim, feri Size b suçluyu: seyi önceden d dım, i Geçm iye Çalışıyordu — Ne vakittenberi nuz, — Ben her vakit ulusçuyum. Cazementin hangi mahke: tileceği ve nasl muhakeme edilece- ği İngilterede uzun boylu münaka- yalar doğurmuş ve nihayet yüksek bir mahkeme kurulmasına karar ve- rilmiştir, İyi bir avukat, tarihe geçecek, kuvvetli ve ateşli sözlerle Cazementi müdafaa etmişse de o kurtaramamış- tr. Mahkeme kararı şudur: “Rojer Cazement, sen kanunda yazılı suçların en büyüğü olan vatan hainliğinden suçlusun: Kralın düş- want olan alman devletine, bizim içinde bulunduğumuz bir harpte, yar dım ettik. Hakknda verilmiş olan kararı bildirmek ödevimdir. Hapisha- neye götürüleceksin, oradan seni idam yerine götürecekler; boynun- dar, ölünceye kadar, asılacaksın.,, Cazement itiraz etti: — Bu mahkeme hak Üzerine ku- Tulmmuş bir mabkeme değildir. Ben İrlandalıyım. Beni yalnız İrlandalı- lar mahküm edebilir. Bu mahkeme benim için yabancıdır, bir sulkast mahkemesidir. Ben fi Vatanım olan İrlandaya çıktım. tlandanın vereceği hükümden kork- mam ve istekle kabul ederim. Fakat *sgiliz bülkmünden nefret ediyorum. Brt. kutlu ve ulu hakkımı istiyorum. İdam hükmü ingiliz kanununundur. Pu kanun istilâ ve tahakküme daya- nan bir kanundur. O, maddeye hük- meder, fikre değil! Harpten sonra İrlandaya istiklâl vaadediliyor. Hal- buki burada istizlâle çalışanlar va- tan haini diye asılmağa götürülüyor. Cazement 3 ağustos 1916 da Pet- noville hapishanesinde asılarak öldü- rüldü. Cazement | İngilizlerce bir hain, İrlandalılarca bir yurdsever ve Al. manlarca bir.. provokatör. olarak. tan. a“A0d gemisi? Oda ayni gün yakalandı, içindekiler esir edildi, eş- yası ve gemi batırıldı. (Arkası var) ulusçu oldu- YENİ NEŞRİYAT Perşeme Mecmuası Perşembenin 20 inci sayısı güzel ve renkli olarak çıktı. Bu sayıda Naci Sadullah ve İbra- him Aldettinin fıkraları, dünya ha- berleri, Mustafa Uysal'ın kültür işle- farin Üniversiteliler kampta bir re- portajı, E. E. Talunun Habeşistanda bir Türkün &atıray. Kemal Öngöre- nin Üsküdardan Anadoluya silâh ka- çırma tefrikası, Ziya Şakirin maktul kadınlar serisi. Mahmut Yesarinin Tomanı, Hatice Hatibin güzel bir hi- küyesi, ve diğer birçok alâkalı yazı- lar vardır. ——————— İstanbul 7 inci icra memurluğun- dan : Bir borçtan dolayi mahcuz O- Jup satılmasma karar verilen büfe, camlı dolap 21-8-935 çarşamba günü saat 11 den 12 ye kadar Çarşı içinde Yorgancılarda Gelincik sokağında 2 numaralı dükednn önünde hazır bu- lunacak memur tarafından açık ar- tırma suretile satılacağı ilân olunur. (13752) racaatları. (4799) uzaklaşmadan polisin eline © geçmiş bulunuyor. Artık Cazement de ken- racaatları. (4711) rine ait güzel bir yazısı, Aslan Tu-| İstank,l altıncı icra memurluğun- dan : Mahcuz ve paraya çevirilmesi. | ne karar verilmiş 3 No.lı beyaz 5-6 numaralı siyah ve 14 numaralı para- keta baliğ iğnesi açık ikinel arttır. ma suretile 21-3-935 çarşamba gü- nü saat 17 den 18 e kadar İstanbul Balıkpazar Peynirci sokak 14 nume- rah mağaza önünde (o satılacağından talip olanların mahallinde hazır bu. Tunacak memuruna müracaatları İ- lân olunur. (13763) —— İstanbul 6 cı icra dairesinden : Mahcuz ve satışa mukarrer 4 adet muhtelif markalı OManyato Galata Maksudiye caddesi 96 sayılı dükkân önünde açık artırma ile 20-8-935 sa- kı günü esat 17-18 e kadar satılacak- tr, taliplerin mahallinde o bulunan memura müracaatları bildirilir. (13763) İstanbul 6 cr icra dairesinden * Bir borçtan dolayi mahcuz ve pa- Taya çevirilmesine o mukarrer 4 san- dalya, 2 koltuk, bir küçük ve bir bü- yük siğara sahpasi, bir secade tanbulda Ankara caddesinde 43 No. yazıhane önünde açık 19-8-035 pazartesi günü saat 9,30- 10,30 a kadar satılıktır, talipleri mahallinde bulunan memura müra- caatları ilân olunur. (13763) Türkiye Cumhuriyet Merkez Ban- kası Istanbul Şubesinden: Şimdiye kadar kabul evsafını haiz olmadığından do- layı “geçmez” damgası vurularak sahiplerine iade edil- miş bulunan fersude banknotlar hâmillerinin yeniden tadil ve tatbik edilmekde olan talimat hükümlerine gö- re bu paraların kabulü mümkün kik edilmek üzere Cumhuriyet Merkez Bankasına mü- olup olmıyacağı tet- İnhisarlar Umum Müdürlüğünden: 1.— İdaremiz ihtiyacı için nümune ve şartnamesi mu- cibince 1000 top 5 No. müsveddelik kâğıt satm alına- cakdır. Vermek isteyenlerin üzere 27-8-935 tarihine raslayan Salı günü saat 14 de yüzde 7,5 güvenme parasiyle birlikde Kabataşda Leva- zım ve Mübayaat şubesindeki Alım Komisyonuna mü- pazarlığa iştrâk etmek İngiltereye de- | artırma ile İŞ SAGLIK ÖGÜTLERİ Gebelikte Tütünün Zararı Biri L, W. Sontag, öteki R. F. Wallace adında iki doktor gebe ba- yanlara çok sigara içmenin etkisi üzerinde güzel tecrübeler yapmışlar, İlkin bayan sigara içmezden önce, karnındaki çocuğun nabzı saymış- lar, sonra bayana bir, daha sonra bir kaç sigara içirmişli v Bayan yalnız bir sigara İçtiği va- kit çocuğun nabzı azalmış. Fakat si- garalar biribiri arkasından içilince çocuğun nabzr çoğalmıya Başlangıçta tabii sayıdan beş defa daha fazla attığı halde, bu fazlalık gitgide dakikada kırka kadar çıkmış. Çocuğun yabzında bu fazla lık, sigara eğe başladığından yarım dakika, bir dakika sonra başlı- Yarak sigaralar bisbütün bittikten sonra daha on, on beş dakika sür- müş... Sigaranm kalp üzerinde, damarlar üzerinde fena etkiçini zaten herkes bilir, Tütün çokça içilince kalbin Üzerine ağri gelir, yürek çarpıntısı başgösterir, kalbin vurması tabiiğ ahengini kaybeder, sigara daha de- vam ederse baş dönmesi gelir, kalbin âdalesi kansız kaldığından insan ba- yılır. Çok tütün içmenin damarlar Öze“ rinde fena tesiri ötedenberi meşhur- dur. Nikotin damarlardaki tansiyonu artırır, damarlarm kireçlenmesine sebep olur. Tütün ötedenberi angine de poitrine denilen o korkunç hâsta- lığı sebepleri arasında sayılır. Bunların hepsi ve tütü birçok fenalıkları ötedenberi yordu. Yukarda adlarını söy! doktorlarm o güzel (o müşahedeleri gok tütün içmenin zararlarına bir daha, hem de en ziyade önemlisini ilâve ediyor. Bir bayan kendi sağlığını düşün. miyerek çok sigara içmekte devam etmek istiyebilir. Fakat gebelikte ço- cuğunun sağlığını bozmıya hiç bir suretle hakk: olamaz. Tek bir sigara bile çocuğun nabamı ağırlatıyor. Nabzm ağırlaşması bile çocuğun 15- trap çekmeğe başladığını gösteriyor. Sigaralar çoğaldıkça nabzın gitgide sklaşması ıstırabın arttığını meyda- na çıkarıyor. Gebe bayanlar sigara © içmeyiniz, çocuğunuza fenalık edersiniz. TAKSİM — Belediye Bahçesi | 17 Ağustos Cumartesi ve 18 Ağustos Pazar akşamları saat 21,30 ve Pazar matine al Ud İ Süreyya opereti | tarafından TARLA KUŞU Operet 3 perde. Orkestra, bale | Meşrubat 40-60 kuruştur. Metamorfoz 6109 SN SARA NA EBA GU EDAM VAPURCULUK ? Türk Anonim Şirketi Istanbul Acentalığı Liman Han, Telefon: 22925, Ayvalık yolu MERSİN vapuru 17 Ağustos CUMARTESİ günü saat 17 de Dikiliye kadar, || (4817) zg Mersin Yolu E ÇANAKKALE vapuru 18 z Ağustos PAZAR günü saat 10 ğda Mersine kadar. © (4818) AA AREASAAANN AAA AAAS PATİ - SUADİYE PLÂJI —» Sineması bugünden | itibaren İKARYOKA| Arnavutköy Nufus den : Romen tabasmdan (iken Samatya Ahmet Kethüda M. Cami sokak 8-19-25 kayıtlı Ekrem Demirdeş ile evlenen Todori kızı Anna Paraşkiv arzusile islâmiyeti kabul ederek Fat- ma Sühendan ismi verildiği İstanbul Mültiliğinin 13-1-935 £ tarih ve 559 Memurluğun- No. lu vesikasından anlaşılmağla u- Sulen ilân olunur. (13756) li İki çiçek bir böcek Bir genci seven iki kız kardeş. Genci paylaşamıyorlar ve bu yü den kavga bile ediyorlar. Rumelihi- sarından Fikri imzasile bunlardan biri bize yazdığı mektupta: ... Bu tıbbiyeli genci asıl tanr- yan benim. diyor. o Arkadaşıma da ben tanıttım. Üçümüz birlikte Bo- ğazde iki defa gezinti yaptık. Tıbbi yeli ona yalnır bir erkeğin kadına göstereceği nezaketi gösterdi. Baş- | ka birşey yapmadı. Fakat nasılsa ar kadaşım ümide düşerek Trbbiyeliyi yalılarıma davet etmiş. Bu davette ben yoktum. Sonradan öğrendim ki onlar bir iki defa da gece gezintisi yapnuşlar. Halbuki bu genç bana karşı son derece iltifat gösteriyor. Ânlaşrlan arkadaşımın ısrarına mu- kavemet edemiyerek onun davetleri» ni kabul etmiş. Bu hal fena halde ca pm sıkıyordu. Nihayet bir gün on- ları iskele başında berubar görünce yanlarına gittim ve arkaxlaşrmla kav ga ettim. Haklı değil miyim? On- Tarı tanrtan ben olduğum halde ben- den gizli görüşmeleri doğru mudur? Bu kavga üzerine Tıbbiyeli ikimiz- epik (7 . le de görüşmekte mazur olduğunu söyliyerek çekildi, gitti. Kendisine hakkımı müdefas ederek bir mektup yazdım. Cevap alamadım. Sanıyorum ki benden gizli onunla konuşuyor. Bu vaziyette buna ne tavsiye edersi- niz? Size daha sakin ve daha makul ol- manızı, artık bu iddialardan vazgeç- menizi tavsiye ederiz. Çünkü tanıdı ğınız gençle aranızda bir söz, bir vait, bir anlaşma olmadığı belli, Âr- kadaşınızla orun arasında da böyle bir anlaşmadan eser göremiyoruz. Olsa bile yalnız tanışmalarma delâ- let etmek, size bu anlaşmaya mâni olmak hakkını verir mi?. Hiç bir va kit?.. Genç tıbbiyeli, sizin abes kavga- ızı, daha doğrusu yersiz kıskançlı- 1piz1 görünce terbiyeli. bir adam niz amma doğrusu bu: Size cevap vermemekte de haklıdır. . Bizden boşanmak öğüdü isteyen - lerin çoğuna anlaşmak, uzlaşmak ö- güdü veriyoruz. Çünkü çoğunu ha sız buluyoruz. Fakat bazı anlaşama- mazlrklar vardır ki, uzlaşmaya im - kân bulunmaz. Bulunsa bile gene pa || muk ipliğine bağlanmış demektir. Böylelerine: — Canım efendim, şu yalancı dün a geçimsizliğe ne lüzum var? Ge şinmenin yoluna bakın, aldırış et - meyin! Demek ömrünüzü sonuna kadar ze hir edin, demektir. “Bir Musevi" imzasile, gelen mek- tuba, bu mülâhaza İle, uyuşma tavsi- yesinde bulunamıyacağız. Müsevi okuyucumuz diyor ki: On beş sene oluyor ki bir Rum kr zr ile tanıştık, Sevişmeden beraber oturmaya başladık. Âmam, babanı, kimsem olmadığı için kurduğumuz yuvadan o ayrılmak istemiyordum. Dört sene sonra benden nikâh iste- 8 di. Kabul ettim, Karı koca olduk. Fa kat aradan seneler geçmeye başi? ca o da, ben de bu nikihta kef bulamamaya başladık. Bir defa ti eski nişanlısı olan bir Rum deli dısı ile konuşurken gördüm; evt! madım. Fakat o kadar yalvaf, m. O ü) | | sonra ben de başka maya başladım. Aradan on beğ”, İ geçti; şimdi biribirimize yalnız! Juk ve arkadaşlıktan başka b | duymuyoruz. Bir alışıklık vari İ o kadar... Arada bir keşke evle seydik!” dediğim zaman onun ve gönülden bu fikirde old rüyorum, Sanıyorum ki ayrıl! kendi dininden birisile ev/cam teyecektir. Fakat bu fikrimi bi lü açamıyorum. Çünkü aramızdi saslı bir ihtilâf yok, Bu anlı mazlık, sevgisizlik, soğu mek için kâfi sebep de; Mademki eşinizde de ay sizleğr görüyorsunuz, bu tir. Onun mağdur olmasına me” vermemeniz de lâzımdır. Hersefi çıkça konuşmanız kabildir. Ma ki buna yakın bahisler aranızd£ giyor, ağız arar gibi onun fikrisi rar; nihayet onun evlenmediği “ dirde ilerisinden emin olması0f rayacak paranın da hazır oldül bildirirseniz umarız ki razı © nir, l Evlilikte de, sevgide de-en ayrılıkları alâkasızlık, anlat mak, boşlanamamak * ler. gaların en büyüğü bile gelip ge$ti lir. Kavgasız, sessiz, hattâ se2€ görünen tatsızlıkların önüne mek kolay değil, Tehlikeli bir baldız zasile: | yiz. Karımı'j kız kardeşi var. Kendisinden iki küçük ve ondan çok güzel olaf genç kız bizimle beraber otur mecburiyetindedir. Bu mecburi bara pek pahalıya mal oluyor. kü karım onu şiddetle kıskam! Hez gün, her saat, her dakika DUYU den bir kavga çıkıyor. Geçen masılsa baldızımı serbest bir odasında otururken gördüm. O8* Z - . 4 Ja beraber oturan karım pz kaldi şüp bayılacaktı. Kız kardeşinin nında bana yaptığı hücumlar bi e bir cinayet işleyen adama ancak pılabilir. O günden beri hafalar ti, hili konuşmuyoruz. Bana fiy hareekt etmemi tavsiye edersiti, Bu kınkançlığa mari adni oösliği rim?, 5 Birçok kadınlarda kıskançlık e tar, Hiç bir tahrike lüzum görü Fakat Samsunlu kuyucurgu zu şindeki kıskançlığı tahrik etÜğu sanıyoruz. Eğer birkaç kere Dğg bir tahrike sebep olmuşsa artık w hareketi kıskanç kadının bir si Jık maksadına atfetmesi önüne lemez. Kıskanan kadından, ber barel ve huysuzluk beklenmelidir. Eri rahat huzur bırakmaz. Onun “ig prp güzel baldızına başka bir “yl masını, mümkünse başka bir Y. göndermesini, yahut evlendirm Samsunlu okuyucumuza ne yap tavsiye ederiz. © Devlet Demiryolları ve Limanları işletme Umum İdaresi ilânları 10757 lira 46 kuruş muhammen kıymetli takribi (100) ton lokomatif ve otomotris ocaklarına mah müşekkel ateş tuğlası gümrüklenmiş olarak teslii şartile 30 Eylül 935 pazartesi günü saat 15,30 da kara'da idare binasında ka palı zarf usulile satın ge ii cakdır, Bu işe girmek isteyenlerin 806 lira 81 kuru muvakkat teminat ile kanunun tayin ettiği kanunun 4 ncü maddesi mucibince işe girmeğe K manileri bulunmadığına dair beyanname ve tekli ikalaf” ves 8 uri leri aynı gün saat 14,30 a kadar komisyon reisliğine v€' leri lâzımdır. Bu işe aid şartnameler parasız olarak Ankarada sh M k zeme Dairesinden, Haydarpaşada Tesellüm ve Müdürlüğünden dağıtılmaktadır. (4805) / Makina mühe Ankara Şarbaylığında Şarbaylık işleri için 300 lira ücretle, ndisi aranıyor. n. Yüksek gi hendislik diplomalı bir makine mühendisi alınacaktı”. İsteklilerin mektep şehadetname suçeti, bir bo” toğrafisi ve şimdiye 'kadar dığı vesikalar ilişik olduğu bulunduğu vazifelerder halde müracaat etmeler i (2173) (479 İliği

Bu sayıdan diğer sayfalar: