18 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

18 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

935 -936 YILI iÇiN Parasız Yatı Talebesi için Bir Tamim Gönderildi Ankara, 17 (Özel aytarımız bildiriyor) — Kültür Bakanlığı, DS - 936 ders yrlı için ilk öğretmen okullarma almacak parasız Yatı talebesi için alâkadarlara bir tamim göndermiştir. Tamime Böre, orta mektep veya lisenin birinci ve ikinci sınıfını iyi ve Pek iyi derece ile bitirmiş olanlar okula alınacaklardır, Şehit Socukları ile yetim çocukları tercih olunacaktır, Kıdem Zammı Alacaklar « Ankara, 17 (Özel aytarımız bildiriyor) — Orta tedrisat mual- emlerinden bu sene kıdem zammı alacaklar hakkındaki liste ültür Bakanlığı memurin komisyonunca tetkik ve kabul edil- iştir. Örta tedrisat genel direktörlüğü kıdem zammı alacak limleri derecelerine göre tasnif etmektedir, Muamele Vergisinde Tarhiyat Ankara, 17 (Özel aytarrmız bildiriyor) — Finans Bakanlığı, amele vergisi beyannamelerine müstenit tarhiyatım mutlaka Mükelleflere tebliğ edilmesi icap ettiğine karar vermiştir. Bu ta, yakında defterdarlıklara tebliğ edilecektir. Balık Ağları için Kolaylık , Ankara, 17 (Özel aytarımız bildiriyor) — Balıkçılığımızın in- rim temin ve balıkçılarımızı himaye maksadile Ekonomi Ba- şo nlığı, balık ağı imalinde kullanılan ve gümrük tarifesinin 378 ii Pozisyonuna giren ecnebi memleketlerden getirilen pamuk Pliklerinin muafen sokulması için tetkikat yapmaktadır. KDA LA TA İ Yeni Kontenjan Listesi (Özel aytarımız bildiriyor) Ankara, 17 Yeni kontenjan Jistesi hazırlan - mış, Bakanlar Heyetine sevkedil miştir, Liste çarşamba günkü resmi gazetede neşrolunacaktır. İlnhisar direktörleri arasında r. Buna göre Erzurum baş direk törü Cemal Trabzon baş direktörlüğü ne, Trabzon baş direktörü Tayyar Er zurum baş direktörlüğüne, Tokat baş direktörü Aziz İstanbul başdirek- törlüğü takibat şubesi başdirektörlüğüne ; yaprak tütün fen müfettişlerinden Nureddin Esat genel direktörlükteki stok ve imalât şubesi direktörlüğüne, stok ve imalât şubesi direktörü Salih Ihsan fen mü. fettişliğine, satış ve reklâm şubesi yar direktörü Cevat yeni ihdas edilen müs kirat fen milfettişliğine; satış ve rek- lâm şubesi kısım şefi Sami bu şübe- nin yar direktörlüğüne; tuz muame- lât ve hesabat şubesi direktörü Sadi Tokat baş direktörlüğüne, Aydın baş direktörü Sırrı Malatya başdirektör- Tüğüne, Diyarıbekir başdirektörü Şük rü Aydın başdirektörlüğüne, müfet- tşAyetulah Diyarbekir başdirektörlüğüne Erzw- rum baş direktör muavini Fuat Bitlis beş direktörlüğüne, Samsun baş di- rektör muavini Zekeriya Etzurum baş direktör muavinliğine, Artvin müstakil direktörü Can Samsun baş HUSUSİ >Kotra Müsait Havada i Dün Sakıza Vardı 17. (Özel aytarımız bildiriyor) Dün gece yirmi i & Bet iki- R ğın be yıgeçtik. Fakat Çanakkaleden çıkınca, sağımızdan a Rp bir yağmurla karışık oldukça sert bir fırtınaya Ol aldığımız için B için Bozcaadayı tutarak, kabarık dalgalard. tap kurtulduk Sabah Midlli'nin batısında Siğri limanını tat, deva üzgâr yeniden müsait esmeğe başladı ve hemen yolumuza Aya ettik, Altı ile on bir mil arasında ve muntazam seyirle m üzeri 19,45 de Sakız limanında demirledik. Mahmut BALER Atinada Kralcı Saylavlar Ati, : be itina, 17, (Özel aytarımız bildiriyor) — Saylavlardan seksen Şi la : hü alcılıklarını ilân ettiler, Bunların arasında Selâniğin ya- © ak da vardır. Südilis ve M. 2; â ) ve Metaksas e cı demektir. Niş feyan devam ediyor. Haftalık kralcı BE Yaz taraftarı saylavlarla, 300 saylavdan a 1 y “Helenizmos” gazete- gündelik neşriyata başladı ve Kondilis'in krallık lehine ımı da neşretti, e gi e Mel Ve . | Sergide sanatkârın birçok eserleri teş lar arasındaki tecim direktör muavinliğine, Mersin direktö rü Münir Hamdi Artvin müstakil di- rektörlüğüne. Afyon Karahisar direk törü Semir Rüştü Erzincan müstakil direktörlüğüne naklen tayin edilmiş- lerdir. Bunlardan başka İnhisar ida- resi teşkilâtında da bazı değişiklikler yapılacağı söylenmektedir. Arif Bediinin Resim sergisi arasında bazı değişiklikler yap - | N Vişi, 19 Bu mektubumda Vişi'nin suların- dan, eğlence yerlerinden, tiyatrola- rından bahsedecektim. Fakat bu su- lar için o kadar çok yazı yazılmış, © kadat çok kitaplar, broşürler çikarık mış ki, artık bu sulardan'bir dah bahsetmek bana ârife tarif gibi bir- şey geldi. Çeşit çeşit bir dürüne su, Hapsi bir derde deval.. Bizi muayene eden Doktor Henri Walter sevimli ve neşeli bir adam... Bakınız, hastasına suları nasl tavsi- ye ediyor? Sabahleyin erken altıda 300 grâm Selesten, on buçukta keza 300 gram Selesten, öğleyin oSurspark'tan 140 gram, akşam altıda Şömelden 140 gram, yani akşama kadar 880 gram su. Yemeklerde da başka! Rejime gelince, sabahleyin Seles- ten bardağını yuvarladıktan sonra duş ve arkasmdan kuvvetli bir ma saj.. Yemekler ,doktorun tavsiyesine göre haşlanmış bir alay. yeşillik! Bu programı yazımaktan maksa- dım şudur: Bizde de Vişi gibi, şu ve ya bu hastalıklara şifa olacak sula- tımız elbet vardır, hatta çoktur sarı- rım. Bu sular tetkik ve tahlil edil miş midir? Edilmemişse, neden edil. içtiğimiz Eviyan, o mez? Bundan başka sadece suyu bulup evsafını öğrenmek te kâfi değildir. Her türlü konloru yerinde oteller, güzel banyo daireleri, en iyi duş ter- tibatı ve bilgili masörler de lâzım! Bundan sonra “da umumi, hususi eğlence yerleri, - geniş bir hürriyet, Mâübali derecede müsamahakârlik... Meselâ erkek ve kadının burada pi- jama ile sokaklaçda dolaştıklarını görebilirsiniz. Daha sonra her eşyayı bulabilmek! Burada hangi otele veya restorana gitseniz, direktöfünden, : kâtibinden, metrdotelinden en dümen garsoruna kadar hepsi şize karşı son derece na- ziktir, mültefittir. Sebebi basit: Ge- lecek sene hir daha oraya gelmenizi temin etmek! Yalova da bizi bu şekilde. temin edemez mi? Her alanda bilgilerimizi mütehassıslar getirtebil gimizi öğrenerek, bu işi de bir yolu- ma, düzenine koyabiliriz. Nasıl buraya, Vişi'ye herkes akm 3km geliyorlarsa, bizde de hayatla İ rinr ve sehhatlerini bilenler, kendi kendilerinet bu sularımıza koşarlar, . Vişiye dünyanın her ta insan geliyor. Birçok Fransız köylü- leri de gördüm. Onlar da şöhretini Ressam Arif Bedii'nin hazırladığı resim sergisi, dün $aat-14,30 da Gü ze) Sanatlar akademisinde açılmıştır. İ hir edilmektedir. mmm Son Posta aleyhine Dava açıldı Polis hezarethanesinde kanuna ay- kır: olarak, adam alıkonulduğu hak kında bir-yazı neşrettiğinden dolayı Son Posta aleyhinde İstanbül Emri. yet ği tarafından müddelu- mmimiliğe bir müracağt a yazmıştık. Müddelümizmiti, ade zer ati incelemiş ve sonunda, - bu Yazıyı larak Son Posta aleyhinde bir dava açmıştır. Dava kâatları doğrudan doğ ruya ikinci ceza mahkemesine gönde: silmiştir. Yakında duruşmaya başla, naçaktır. ————.. .. Sovyetlerle Bulgar- Sofya, 17 A.A. — Epey zamandan beri Sovyet Rusya ile Bulgarya ara- sında bir tecimel sözleşme için ya- pılmakta olan konuşmal, kalmıştır. şmalâr geriye Bulgar ulusal bankasının çıkıt ve giritler hakkında ileri sürdüğü ba- 71 ana hükümleri Sovyet delegeleri kabul etmemişlerdir. Her iki taraf için de elverişli bir sonuç elde edilmesi imkânları bel polisin haysiyetini karicı şekilde bur |, duydukları bu. şebrin sularından isti- fadeye gelmişler, Hayatlarının, sıh- hatlerinin kıymetini. biliyorlar. Ya. lovayı da küçük bir Vişi haline so- kabilsek, Türkiyenin yaltız yüksek Ve zengin sınıfları değil, köylüsü de istifade eder. Vişideki gibi onlara mahsus pansiyonlar, onlara mahsus kahveler açılabilir. . Vişi yalnız bunlardan gi! Bir su şehri olduğu bir panayır şehridir, Dünyanın yedi bucağından buraya gelenler, mutlaka Fransadan bir ş ler satınakp götürüyorlar, para bu kayorlar. Kurulmuş iğreti pazarlarda her İstediğinizi bulabilirsiniz » Vişide hele kuyumcu dükkânları ibaret de- kadarda, fından | SEYAHAT NOTLARI Bu Adamları Memleket Kapı- sından Girer Girmez Kolundan Tutup Gezdirecekler Lâzım Yazan : Hamdi AKSOY pek boldur. Paris kuyumcularının en önemlileri sezonunda buraya ge- iifler. Vitrinler parıl parıl yanıyor. Bu göz alıcı, alıcı değil de kamaştı- ncı manzara önünde durmadan geç- mek imkânı yoktur. Kuyumcu bollu- ğu burasının nasil bir servet yatağı | olduğunu ve gelenlerin ne kadar pa- ra bıraktıklarını gösteren en göze çarpan işaretlerdir. Yusuf Öniş trensijan,, 1 eline almış, harıl harıl okuyor. Gazetenin muharriri, “ Ankara ve altı ok” baş- uklr yazısında bir hayli lâflar edi- yor. Bazı soğuk esprileri de eksik değil. Meselâ altı oku ölçmüş, biş- miş, bunların en kısas. “Cümhuri- yetğiyiz,, en: uzumu da “İnkılâpçi- AZ > İakanbal ölüyormuş, hatta muhar- rire göre çoktan rahmeti rahman kavuşmuş. Çünkü (artık İstanbulda saray hayatları yokmuş. Çünkü İs- tanbuldan birçok Fransızlar memle- ketlerine dönmüşler. Şunlar da, bun- lar da İstanbulu bırakıp gitmişler. Sanki çölde bir köye iyormuş. Halbuki bence ölen İstanbul de- ğü, oradaki levanten Fransızlardır. Her memleket gibi, Türkiye, kendi ibtiyaçlarını kendisi temin etmeğe başladıktanberi, pek tabii olarak it- halâtı azalmıştır. Bu levantenler de bu ithalât eşyasının komisyoncuları idiler. İthalât azalıp ta kârlarına ke- sat gelince, kıyamet kopmağa başla- dı. “İstanbul “ölüyor, ,diye çıkardık- ları vaveylâ da bundandır. Fransız muharriri eline hurda ka- pitülâsyon dürbününü almış, halâ arıyor, arıyor, bir şeyler bulmak is- yor. Bulamayınca da küplere bini- Or. ik i Biz o alanı da temizlemek için na- sl oluk gibi kanlar akıttığımızı her- kesten iyi biliriz. İstanbula gelen ecnebi muhabirle rinin çoğu, memigketimiz için ancak orada yerleşmiş İevantenlerden ma- lümat topluyorlar. Ona göre de fikir yürütüyorlar. Doğrudur, Paristen İstanbula ge- len birisi orada tenhalık ve sessizlik görebilir. Dört buçuk milyonluk Pa- risle İstanbulu ölçecek değilir. Bundan yedi, sekiz sene evvel Ma- ie Meryerl gitmişti de, gazetesine “Burada ba- şım dönliyor,, diye yazmıştı. Yalniz burada söylene bilecik bir nokta var: Bu adamlara, gazetele- rinde yanlış. yazılar yazdırtmamak için, memleketimize man, acaba kollarından tutup ta, ba- kikati olduğu gibi gösterecek kimsç> ciklerimiz yok mu? H.A. —— ——— — Berberler toplandılar Berberler Luna Parkta fevkalâde bir toplantı yaparak pazar günleri tatil yapmağa karar. vermişler, ancak aralarında iş rekabeti olduğundan bu ciheti kendi kendilerine idare edemi- yeceklerini ileri sürerek belediyenin bu hususta bir karar vermesi hakkın» da yeni bir müracaatta bulunmuşlar» dır. Belediye bu müracaatı incelemek tedir, Fakat evvelöe de yazdığımız gi İ bi hafta tatili kanunu berberleri is- tişna ettiğinden belediyenin buna bir çare bulamıyacağı alâkadarlarca tek- raredilmökte ve berberlerin bu işi ken di aralarında yapmaları lâzrmgelmek- tedir. Ardiyelikten Büyük Türk mimarı Sinanın eser lerinden olan Sultanahmetteki ba - mam belediye tarafından kullanır - yordu, Büyük mimarın bu eserini ha rinciye kadar konuşmalardan vazge- silmesi kararlaştırılmıştır, Tap olmaktan kurtarmak İçin orada bulunan belediyeye ait eşyanın Ha Belkdiyenin anbarının taşınacağı Patik o medresesinin içinden bir Sultanahmetteki Büyük Eser Kurtarılıyor. liç idman yurdunun bulunduğu Fa - tih medresesesine taşınması karar - laşmıştır. Taşıma işi bir günde biti rilecek've bu suretle koca Türk mi- marınm bu k ti eseri nihayet arziye olmaktan kurtulacaktır, geldikleri za- | mili dini 3 es gigi “GRETA GARBO,, NUN BACAĞI! — Nerdesin kardeş? Harıl harıl seni arıyorum. — Ne o hayrola? aklıma bir (es- pri) geldi. ! O kâfir şey her zaman gelmez. Yataktan kalk. tam. Bir kâğıda yazdım. Bugün sana söyliyeyim de mevzu olsun istedim. Amma da, sapa yer seçmişsin yahu?. Sora sora hal oldum. — Kolay yerdeyiz amma sen ters aramışsın!. — Yoo! Düpedüz (Federasyonlar) diye sordum amma kimse anlamıyor. Böyle kumpanya bilmiyoruz diyor- — Kardeş, spor merkezi diye 40 rabilirdin!.. — O zaman da: “Burada öyle şey yoktur. Taksime git!,, cevabını ve- riyorlar, — Neyse! Şu senin (espri) rey- miş bakalım? — Ha! Evet! Tabii sen de gör müşsündür. Şu İsveçli sinema yıldı- zi vardır, İsmini unuttum. — Hangisi? — Canım! Hırbo diyeceğim geli- yor. — Ha! rar Garbo! — Hah! İşte onun ayağı kırılışı Gazkndüi olar Ma — Okudum. Bana ne?.. — Canım senin için söylemiye- rum. Şunu gazetede gördün mü gör- medin mi? — Gördüm ama sana ne? — Bırak zevzekliği de dinle! Dünyanın bir buçuk milyar nüfu- sundan bir kadının bacağı kırılıyor. Gazetelere yazıyorlar. Benim her gün hatıtım kırılıyor da kimsenin malümatı yok!.. Demek ki; dünyaca benim hatırım, (Greta Hirbo) nur ayağından daha aşağı. — Onu bilmiyecek ne var? — Teestüf ederim. — Sus be! Aptallık etme! Dünya onun ayağma sade senin hatırından değil çocuğumuzun başından daha fazla önem verir, Bu kabahat ne on. dadır; ne sende... Ne de bende. Sa- dece kıyamet gününün yaklaşmış ol- masındadır. İlâhi » neydi soy adm? — Tınmaz! — İlâhi Tınmaz! Sen böyle mi tınmaz olacaksın! (Greta Garbo) ge» ne bir artisttir, ayağı kırılırsa, bir değeri vardır. Lâkin ona yehirceye kadar dünya ne ayakları baştan üs- tün tutmuştur. Sen eden zavallı Greta'yı parmağıma doluyortun?, Yüzüme baktı, sigarasmi tablaya bastırdı ve çıktı gitti. B. FELEK ——m Prens Orlof yatı Dün geldi | Dün sabah şehrimize Prens Orlof yatı gelmiştir. Yatta 95 Amerikalı gezgin bulunmaktadır. Bunlar dün Sabah şehire çikarak İstanbulda eski anıtları, müzeleri gezmişlerdi Ajans direktörü şerefine şölen Moskova, 17 A.A; ;— Voks sosyete si Anadolu ajansı genel direktörü Muvaffak Menemencioğlu onuruna bir şölen vermiştir. , Şölende Türkiye büyük elçisi Ze- kâi Apaydın, elçilik ileri gelenleri, Tas njansı direktörü Doletzky, ga - zete muharrirleri, dış Komiserliği ileri gelenleri ve diğer zevat hâzır bulunmuşlardır. İngiliz Elçisi protesto etti Londra, I7.A.A. — Reuter ajansı. nın aldığı bir habere vöre, Büyük Britanya elçisi Garath Jones'in ölü- münü teyit eden bir haber alır almaz, Nankin hükümeti nezdinde şiddetli protestolarda bulunacaktır. Sürgüne gönderilenler Atina, 17 (Özel) — Hususi polis İ| Rirospastis çaretesi muharrirlerinden Tataropulos ile Dr. Antoniyadis ve diğer işçi başka arı Gazd * Adası ma sürmek kararı vermiştir. — mm Doktor Nazım Şakri Bir ay için Avrupaya gitmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: