21 Ağustos 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

21 Ağustos 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İC Susunuz Meçhul işaretli bir imze ile: Ben heniz bir se talebesiyim. Derslerime çalıştığım gibi sınıfımın — Yazan : Kadircan Kaf — da söy çalışkanlarındanım. Bundan bir müdilet evvel yaptığım bir seya- Çeviren: Rezzan A. E. YALMAN Dümen sapını kuvvetli elleri ile sımsıkı tutarken, | be enne ağir yakın vi ram Kendisini sevindirecek ve sevecek Dale gi 7 İmin kızını sevdim. Kendisi benden | Olan adam, henüz ortada vokt gözleri ile de sarışın kızın bulunduğu tarafa bakıyordu ': vinüsir, iyi biürmitr ; Bi ağn Güpeşteye kadar geldiler. i. iğ i ii vi Bana karşı soğuk davranmıyor, ya- iş m İp merdiven yukarı kaldırılmıştı. kınlık gösteriyorsa da mukabii hisle- Oracıkta dürülmüş bir halde duru rinin neler olduğunu anlamamakta - lu. Yazan: Steffan ZWELIG yım, Kendisine de hiç birşey açmıyo- | Anskar onu aldı ve yavaşça aşağı sarkıtı, Burası grandi direğindeki vardiya İçin çok gölgeli ve karanlık görünü- Yordu. Kıç kasaranın dip tarafına Pistladığından dümen üstündeki var- “yanın da gözüne çarpamazdı. Gemi BİN provası ise epeyce uzaktı ve ara- daki direkler, yelkenler ve sair kala- ik şeyler böyle karanlık bir gece- de güpeştede bir şeyler yapan iki ki- thin görünmelerine engeldi. Önce genç kız ip merdivene tutu- Darak indi. Sonra Anskar sarktı, Sandala indikleri zaman her ikisi le sevinç ve heyecan içindeydiler, Anskar küreklerin topaçlarını sım Bikı tuttu ve çekmeye başladı. Geminin teknesinin kenarından Bidiyordu. Deniz biraz dalgalıydı ve Balgalar Provaya doğru biraz flerledikten Sonra in bordasına amut ola - Yak açılacaktı. Böylelikle her üç var da mümkün olduğu kadar Uzağmda bulunacaktı. Ayrıca ken - Ülleri için zararlı olabilecek haller - den de sakmıyordu. Meselâ kürekle- Pİ hızlı çekmiyordu; hattâ suyu kö- Püklendirmemek İçin onları hiç dı - eği çıkarmıyor, İçten içten asılıyor- Estrlâ ine daha çok sarı - Yayor, sandalı içine doğru eğilerek Binmeye çalışıyordu. i | | Heyecan ve korkudan titriyor, diş İleri biribirine vuruyordu. Kıyıda ya- vag bir iki cılız ateşi göstererek sor © — Orası deği mi? Oraya gitmiyor huyuz? © Çünki Anskar sandalm burnunu Dertli Hasan: — Kurtuluyoruz, Diyerek sevindi. Sonra Üç dört adım ilerisinde ba- şmı geminin küpeştesine dayamış ve biraz dalmış olan arkadaşma yak - latı, Omuzuna dokundu: — Tosun!.. Kalk.. Kurtuluyoruz... "Tosun doğruldu. Havayı koklar gibi yaptı. Geminin sallantısı, rüzgârm esişi ona her şeyi hemen anlatmış ve Dert W Hasanm anlatmasına lüzum kal - mamıştı. Tosun geminin güvertesine doğru koşarken sağa sola sesleniyordu: — Musa... —w — Mehmet.. Küpeşte boyunca üçer dörder a - dım aralıkla yayılmış olan leventler yerlerinden firbyorlar: — Buyur ağam.. Buradayım. Diyorlardı. İki levent seren cundalarından sarkan iki ipi çekince yelken birden bire boşandı. Ni Tosun diğer arkadaşlarile birlik - te hemen yardıma koşarak yelkenin elt kenarlarmı yakaladılar. Tosun emretti: — Bağla... Sıkı bağlı ol... Yelken iki taraftan sımsıkı bağlan mıştı, Uabuk (arkası var) Tevfik Fikret için yapılan ihtifal | değil, onun iyice uzağında | e AYA Sm çeki vu, Anskar, gizli maksadmi pek iyi Bizliyen bir sesle cevap verdi: .— Oraya gidiyoruz. Fakat biraz “olaşacağız. Çünkü yolumuzun üs - Ülnde Türk kadirgası var. Hani dün Akşam karaya oturmuştu ya.. Ora - bizi görürlerse üzerimize hü - "üm ederler. Hattâ top ateşine tu - | “arlar ve.. | Bu sözler genç kız için pek mâna- #z görünmedi. Fakat hiçbir an kafa- Budan söküp atamadığı şüphelerin | Uyanmasma da engel olamadı. pr ve | Bir çığlık?... Hasan kıç kasaraya gittiği zaman | Yosun da zaten onun düşündükleri (Mİ dügünmüş, yıldız terafmdaki bu- Ut karaltılarma dikkatle bakmıştı. Hasanat — Hakkım var. Dedikten sonra ilâve etti? — Sen dümende dur. Rüzgâr pro esiyor. Büyük yelkeni biraz | Brlatmış oluruz. Umarım ki, oturdu Kamu yerden böylelikle kurtulu - “— Ben de umuyorum. "Tosun geminin orta güvertesine uzaklaştı. Biraz sonra oradan kumandalar, ip ve makara ses duyuluyordu. Büyük yelken, iki uçu çekilince, hemen gerilecek serene bağlanıyordu. api iş ancak on on aid ve bir sessizlik kı yeniden ortalığı indi geminin baş ve ortasındaki vardiya ile kıçtaki Dertli Hasan- Na başka hepsi birer tarafa çekile- k biraz uyku kestirmeye yelteni - Yorlarığı, iz Tosun, Dertli Hasanat aç Sen de dinlen, Ben beklerim bu > Demiş, fakat Hasan buna razı ol- Maryt , dümen sapını kuvetli ellerle Mrsıkı tutarken gözlerile de sarr- lam bulunduğu geminin karal- ti, A Uzun uzun bakıyor, onu düşü- ür. gözlerinin önüne getiriyor - ÇyAradan yarım sant kadar daha geç | uRüzgür birdenbire hızlandı ve de- MZ kabardı Açlirk kadirgası epeyce sallanıyor- | me taraf kalkıp indikçe baş ta - İy, tt Rittikçe serbest olmaya baş- Gençler Mahfeli rum, Diyeceksiniz ki ben yaşta birinin kadar düşünmemek istedim ve' karşı- laşmaktan çekindimse de, onun haya- K gözlerimin önündedir. Ve bu hal iki seneden beri devam etmektedir. Kendisiyle her gün her saat beraber bulunmak arsusu beni şiddetle tacis etmektedir. Kendisine acaba birşey hissetlirsem mit Yoksa bu benim i - Kendisine hiç birşey söylemeyiniz. Sizden yaşı büyük, tahsili yüksek bir kızla mes'ut olmaniz imkânı yoktur. Hislerinizi, başka tarafa kanalize e- diniz ve ona hiç birşey açmayınız. Gü İlünç olursunuz. Onu isteyiniz Edirneden Ne. imzasile, Yetişkin ve çok güzel bir kısı sevi- yorum. beni sever gibi göründü, uzun zaman mektupla konuştuk, bir türlü anlaşamadık, ve sözlerime ka- tiyen inanmak istemedi, “hususi gö- rüşelim,, dedim, “buna katiyen imkân yok,, dedi, bu suretle, son zamanlar. da bana itimatsızlık göstererek be - »im çocukluğumdan, ve aşkımın ge- lip geçici olduğundan bahsederek bu | fülerinde hâlâ da sebat etmekte, Benimse Duradan ayrılmama 25 ay kadar bir zaman vardır, kendisini gelip geçici bir aşkla değil, hayatrmın sonuna kadar seveceğimi bildirdimse de inanmıyor, ve bana aşkını en kv» veli delillerle isbat et diyor, bunun için şaşırdım kaldım, ona olan aşkı- mine ekilde isbat edeyim? Ondan keotiyen vazgeçemem, 26 yapmam ld- Thtifalde bulunanlar Şair Tevfik Fikretin ölüm yıl dönümlü münasebetile merhumun Eyüp- teki mezarmda bir ibtifal yapılmıştır. Nâzen Filorinalı hasta olduğu için #htifale iştirak edememiştir. Ken rasime Tiyaset etmişlerdir. Toplantıda Eyüp İdman Yuvası ve Eyüp azaları ile muallimler, Eyüp Kaymakamlığı namına Atıf, Şehir Meelisi Azasından Kemal Üçer, Ziya, Cemalettin Server, Nuri, Ali Galip ve daha birçok zevat hâzır bulunmuşlardır. Avukat Beh- çet ve diğsr hatipler Fikretin hayatından bâhsetmişler, şairin edebi kıy- metini anlatmışlardır. Ihtifale geç vakit nihayet verilmiştir. isini temsilen Avukat Behçet me- Ucuz et satışı meselesi Ucuz et satışından dolayı kasapla- rm belediyeye yaptıkları müracaat, iki cepheden tetkik edilmektedir .Bi- ri rekabetin gayrimeşru olup olma - dığı meselesidir. Bugüne kadar alı - han netice, rekabetin gayrimeşru ma- hiyeti haiz olmadığı merkezindedir. Diğeri de nakliyat işinin değiştiri! - mesi meselesidir. Bu hususta tetkik- lere devam edilmektedir. Otobüs ücretleri yapan ve Tramvay Şirketine âit olan otobüslerin bilet ücretleri etrafında belediyeye birçok şikâyetler yapıl « maktadır. Belediyenin yaptığı temas- lar neticesinde Tramvay Şirketi oto- büslerinden birine mazotla işleyen motör getirtmiştir. Yapılan tecrübe- leri mazot kullanıldığı takdirde mas- rafın dörtte üç azaldığını göstermiş- tir. Tecrübeler ay sonuna kadar süre cek ve kat'i netice alınırsa bütün o- tobüslere yeni motörler konulacaktır. Bu suretle bilet ücretlerinde tenzilât — — —— Orman Mektebi naklediliyor Büyüükderede Bahçeköyde bulunan Yüksek Orman Mektebinin Bursaya nakli muvafık görülmüş, bu husus la tetkikata başlanılmıştır. Sovyet Rusyada festival Moskovada yapılacak tiyatro fes- Gvali için Sovyet hükümeti, Türkiye- den bir heyet davet etmiştir. Sana't- kârlarımizdan “Cemal Reşit, Kâzım ve Adnan bu heyetle beraber Mosko- vaya gideceklerdir, Taksimle Beşiktaş arasında sefer | Muüüklilinszleri tümiir edil Evkaf idaresi, işlek cadde ve 50- kaklarda bulunan camilerin muvak- kithanolerini tamir ettirmekte ve bu» ralarını kısmen depo, kısmen de satış yeri haline İfrağ etmektedir. Buralar da kalka hile katılmamış olan Taşde- len ve Defneli suları satılacaktır. Alacak yüzünden kavga Galatada bir otelde yatan Yahya Kaptan, İstiklâl caddesindeki lokan - talardan birinde Yusuf Ziya ile alâ - cak yüzünden kavgaya tutuşmuştur. Yusuf Ziya Yahya Kaptan: yarsla - yapmak imkânı elde edilebilecektir. İ mış, vakalanmıştış. #vn, siz bana ne akıl verirsiniz? Kendisine izdivaç teklif ediniz. En kuvvetli isbat budur. Zannedersek O da böyle bir teklif beklemektedir. Poliste Dün Kumkapıda iki ev yıkıldı Kaza vaktinde hisse- dildiği için insanca zayiat yok Kumkapıda dün, iki ahşap ev #ılamıştar: Kumkapıda Mektep sokağmda 37 numaralı Hasana ait ahşap evin yan- gın duvarı ile çati kısmı birdenbire yıkılraıştır. Bina, çatı kısmının ve yangın duvarınm ağırlığına dayana- mıyarak kömilen çökmüştür, Bu evin yıkmtıları bitişiğindeki eve de tesir etmiş ve Aliye zit olan bu binanın da sokak kapısı yıkılmıştır. Evin için - dekiler çatırdıyı daha evvel hissettik» lerinden sokağa kaçışmışlar, bu yüz- den insanca zayiat olmamıştır. yı Bir cinayet mi? Beykoz sahilinde bir ceset bulun - muştur. Bu ceset Beykozda kundu - racdik yapan Mehmede aittir. Meh- medin iki kolu bir iple bağlanmış ve ipin ucu da oradaki kotraya dolanmış- tır. Hâdişeye Beykoz jandarma ku- mandanlığı cl koymuştur. Tahkikat derinleştirilmektedir. Bir çocuk denizde boğuldu Fatihte Molla Husrev mahallesin de Boyacılar sökağmda 35 numaralı evde oturan Mustafanın on sekiz yaş- larmdaki oğlu Hamit, arkadaşı Ah - metle beraber Kumkaptya denize gir- meye gitmiştir. İkisi beraber Çöp İs- kelesinden bir sandal kiralıyarak de- metre açıldıkları sırada Hamit soyu- narak denize atlamıştır. Fakat biraz sonra kuvveti kesildiğinden çabala - maya başlamıştır. Bunu gören arka- daşı Ahmet, soyunarak denize atla - mış, fakat kurtarmaya muvaffak ola- mamıştır. Tahkikata devam edilmek- i tedir. İm açılmıslardır. Karadan üç yüz bu gibi şeylerle uğraşması doğru bir şey değildir. Unutulabilir. Fakat ne Eğlencelerde hazır bulunuyordu. Kadmlardan hoşlanır, küstah, ateşli bir kumarbazdı. Kraliçeye de bundan ziyade yakı- memek ve takdir etmemekle bera ber, zevk ve eğlence ortağı ola pek arardı. Araları arkadaşlık - tan fazla bir münasebet vardır diye dedikodu yapılmışsa da bunun esasi hiç yoktur. Eğlence düşkünü çılgm bir kız kardeşle erkek kardeşten baş ka bir şey değillerdi Mahdut birkaç kişiden ibaret olan ui zevk ve safa düşkünleri, geceli gündüzlü eğlenmekten geri durmu- yorlardı. Kraliçe bunların işledikleri cürilm ve kabahatleri borçları ve re- zeletleri kep müsamaha ile karşılı- yor ve daima affediyordu. Yalnız af- felmediği bir kabahat içini sıkmaları idi, Müz'iç olmaya başlıyanı derhal yanımdan uzaklaştırıyordu. şında fakat dok şen ve eğlenmesini seven bir İsviçreli baron İ bulundu. Sonra Colgny isminde baş- ka bir asilzade göze girdi. Kraliçe kı zamık olduğu zaman hiç yanmdatı ayrılmıyan ve hep ona bakan duk Guines ile Macar kontu Esterhazş olmuştur. Aralarından bazılar: krali- çeye fazlu yaklağarak arkadaşirktön ziyade bir münasebet temin etmek istemişlerse de Avusturya sefiri Mer ciz vaktinde araya giriyor. fem çi dişin önüne geçiyordu Asilzadelerin hepsi bulanik suda balık avlamak istiyorlardı. Makaatla rı kraliçeyi* eğlendirerek mevki ve şöhret sahibi olmaktı. Meri Antua- net hepsinin hakiki kıymetlerini bil- diği için hiğbirisine fazla ehemmiy vermezdi. Eğlence muh daşlık etmekle beraber hiçbir tanesi. ne fazla yakmlık göstermemiş, mad- di ve manevi benliğinden hir şey ver- memiştir. Onun kalbini teshir edecek, kendi- sini sevdirecek ve sevecek olün adam kenüz ortalarda yoktü. Kraliçenin etrafını sarmış olan bu erkeklerden daha tehlikeli ve muzir olanlar kadmlar olmuştur. Mari Antuvanet çok tabii, çok ka vilmeği âdeta bir ihtiyaç olarak his. sediyordu. Uzun seneler hasta ve za- yıl bir kotanın yanında sinirleri bo zulmuştu. İçinde birikmiş olan bütün üzüntüleri, teesslirleri ve izzetinefis yaralarını birisine anlatmak, kalbi. ni açmak istiyordu. Bunu da etra- fındaki erkeklerin irisine yâpa- madığı için tabiatiyle bir kadın arka- daş aradı. kendi yaşmda genç kızlarla hiç arka- daşlık etmeye vakit bulamamıştı. kalbine açamamış, derdini dökeme - mişti. Gizli köşelerde ehemmiyetsiz şey- ler anlatarak kahkahalarla gülmek, arkadaşlarla bahçede dolaşmak, kak binde doğan ük heyecanları anlat - mak... Bütün bunlardan mahrumdu Yirmi yaşmâ geldiği halde hiç âşık şan bir arkadaş olmazdı. Kontu sev» | Bir müddet safa düğklnlerinin bas dim ve çok müştikti Sevmeği ve se-| On altı, on yedi yaşmda evlenmiş, Annesinden de pek genç yaşında ay- rı düştüğü için kalbini hiçbir kadın eli elinde, biribirine yakım samimi cut olduğu kanaatini Fakat daima olduğu gibi ve saray örkânmm zanlarına hiç ehemmiyet vermediği için bu dedikoduların arasından da İftirarım nekadar müthiş, nasil bin bir dilli bir canavar olduğunu hes nüz anlamamıştı. Her türlü ihtiya- tt elden bırakıyor, hiçbir şeye e- hemmiyet vermiyordu. Ahbaplarile düşüp kalkmaya devam ediyordu. Buşlıca arkadaşı Madame de Lam- belle idi. Fransanın en asil ailelerin- den birine mensup olan bu genç ka - dında hiçbir para veya mevki kap- mak hırsı yoktu. Kraliçenin göster - diği dostluğa ayni temiz ve menfaat. siz bir arkadaşlıkla mukabele etmiş- tir. Kraliçe sefahat ve kumar mühi- tine sürüklememiş, ona fena geyler» de nümune olmamıştır. Dostluğu o kedar derin ve pürüzsüzdü ki, “ölü. me kadar sürdü: Ve ölümüne Söpep oldu, Bütün hayatmda sebatsız ve rtt- ratsiz olan kraliçe dostluklarımda da öyleydi. Lamballeden birdenbire vaz- geçerek kontes De Pollgnac'ı dost diye seçti, 1775 senesinde bir baloda bir gün kraliçenin dikkatini çok genç, güzel ve mahcup tavırlı bir kadın celbedi- Etrafndakilere *kim olduğunu soruyor ve öğreniyor, Sonra birden- bire yanına yaklaşarak niçin bu za- mana kadar saraya gelmediğini s0 ruyor ve alâkadar oluyor, Bu dostluk Lamballe ile olan ar- kadaşlığa benzemiyor, daha (ates daha şiddetli ve daha samimi oluy: Polignac saraya gelmediğinin 8e- bebini şu süretle izah' ediyor. Kraji- çenin verdiği ziyafet ve balolara İş- tirak edecek elbisesi ve sairesi yok- muş. Bu itiraf kraliçenin pek hoşu- na gidiyor. Bu kadar mütevazı ve İ sade bir insanm yer yüzünde bulu- nabileceğini o zamana kadar hiç gör- memiş olduğunu” söylüyor, parasızlı- ğindün utanmıyarak açıkça bu nok- ( itiraf etmesini büyük bir kah- ramanlık ağdediyor. Herkesin kıskançlığna ve hasedi- ne ehemmiyet vermiyerek Polignac'ı derhal saraya maiyyetine alıyor ve İ hediyeye boğuyor. Hattâ bu yakm dostluk o dereceye varıyor ki, onun yanmda bulunmak İçin oturduğu Mariy'ye bütün saray erkânı ile nak- lediyor ve oraya yerleşiyor. Fakat bu melek zannettiği kadın iç de göründüğü gibi saf ve temiz i. Borç icinde bulunan ailesini mek için krali tifade etmi larını ödetmiş, kızma evle bin liralık cihaz masrafı verilmişti, Kadın ayrıca 70 bin düka varidat getiren bir çiftlik sahibi olmuştu. İkadın bir müddet için kraliçenin ço- cuklarına mürebbiyelik bile etmiş - tir. Kraliçenin bir saniyelik arzusu için bu kadm devlete senede yarmı olmamıştı .Saraydaki kadınlarla sıkı ve dostluk etmesi de bir çok dedikodulara sebep olmuş, ken- dişinde tabiata Wymaz hislerin mev. milyon bir masraf kapısı açmış, bü- tün akrabasını mevki ve refaha ka's vuşturmuştu. Tarkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: