13 Nisan 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

13 Nisan 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÖSPFOR © BİZDE ECNEBİ ı ANTRENÖR o Bunlar Eğer Birinci o Sınıf Olmazlarsa Hiç İstifade Edilmez -i aha üç ay evvel bel ke- : miğinden © saisılmıya başladığı hissedilen Beşiktaş futbol takımının yavaş yavaş eski, istikrarlı oyununu bul- duğunu yoruz. Sarsıntı alâmetlerinin, çocukların yer- © lerini fena intihap etmiye ka- © dar varan şekilleri Beyaz-Si- © yah takımda artık görülmü- © yor. Daha üç dört ay evvel, yirmi beş dakikada şişen ve şiştikçe nefessiz © iklerini favullerle örtmiye çabalı- © Oyan bazı Beşiktaşlı oyuncular bu- © — gün altmış dakika canlı bir futbol oyniyacak hale geldiler, Böyle de- o Yam ederlerse, iki kırk beş daki - kayı körüklü bir nefesle başaracak ları günler de yakmdır. Son üç ma- çını muvaffakıyetli çıkaran Hakkı- nm kıvamsız idmanla başladığı maçlardaki beceriksiz hali unutul- du. Beşiktaş taraftarları gol iste- dikleri zaman Hakkının ismini de © sk sik nâralarına karıştırıyorlar. — Bu hal bir zamanlar takımının şan Sına tesir ederek kadar müessir oy © miyamıyacak hale gelmiş olan Hak ©. kınım tabil kıymetlerine avdet et- tiğini açıkça gösteriyor, B £şiktaşın bu kalınmasına bakılınca, hatıra bilâihti - K “iyor. Beyaz siyahlıları son hafta- Jar çalıştıran insan, Türk futbol meraklılarının mütareke senelerin- » de “şiir,, lâkabmı taktıkları Refik ii Osmandır, Refik Osmanın Beşik - ER; taş takımı Üzerinde gösterdiği şu ç semereli neticeler, eskidenberi için “için düşündüğüm bir meseleyi, ar- İk tuk meydana vermeme sebep ol - © du. O mesele de, Avrupadan getir- — tilen dördüncü, beşinci, hattâ o - nuncu derecedeki antrenörlerdir. © Futbol oyunu, kuru ve tahlilsiz — bir lisanla ve çocuk tariflerile an- © laşılacak kadar basit bir mevzu — değildir. Ayak topunda, ferdin bü- “tün evsafı ve bütün kusurları muh “telif roller oynadığı gibi, ferdin ce mi hale konacak ve diğer fertlerle > olan bilcümle rabrtalarını derin de © Orin düşündilrecek bir şeydir. “5 Bu kadar karışık ve o derece © biribiri içinde düğümlü bir mese - ölenin sathi bir görüşle ve alelâde “gekil tariflerile halledilmesine im- e yoktur. ensup bulunduğumuz klüp- erimizde ecnebi antrenör- — ler kullandığımızdan, basit tarif - > ler ve alelâde oyun şekillerinin iza- © hile bir takımm esas kuvvetine bü- © yük bir şey ilâve edilemediğini gö “rülen misallerle yazmak istemi « yordum. Cümlelerim, müuallimleri ecnebi olan genç futboleiiler tara “ fından yanlış anlaşılarak fena te “ sirler bırakabilir. Onun için bu bah afâki izahlarla meydana koymı- — ya çalışacağım, Mevzuu etraflıca “açabilmek üzere, ecnebi antrenör- “lerin lehinde görünen bir tek nok- — taya da işaret edeyim; şimdilik ek “gerisi İngiliz olan antrenörlerimiz © İngiliz milletine has soğukkanlı - “dık, fikri takip, az konuşmak iti- — yatları yüzünden çocuklar ve klüp #darecileri nezdinde otoritelerini ç tesis edebiliyorlar. Ve o sa- de idmanları muntazam oldu - u gibi, takımın teşkilinde de ha « — (ur, gönül, ve taraftarlık unsurları gok rol oynıyamıyor. İcabmda ha. > tırlı oyuncular takımdan atılmca, “0 oyuncuların taraftarları kongre- > de meseleyi bir idare heyeti ekse riyeti haline de koyamiyor. Bu nok , klünlerin dahili makanizması « (Yazan: Eşref Şefik ) Beş ktaşı pek güzel yetiştiren B. Refik Osman »m selâmeti bakımından oldukça ehemmiyetlidir. imdi esasa giriyorum: İtiraf etmeliyiz ki; Türk futbolü şimdiye kadar yaptığı ikin ci, üçüncü tertipten ecnebi antre» mörleri tecrübesinde talili ve ka- EET ÇIKMAYIN ETER EM trenörler arasında “Hanter ve Pağ nam hariç, hatıralarımızda ve bil gilerimizde iz bırakanı olmadı. Hanter fevkalâde natariyeci de - Allo! Allo!.. ğildi. Fakat pratik görüşleri, ço - cuğu anlayışı: ve İyi çalıştırışı ile iyi neticeler alan bir mütehassıs - tı. Pagnam ise, futbol tekriğinin en karışık noktaları ve devirlerin lüzumuna göre istihalelerini uzun uzün düşünmek yüzünden pratik yetiştirici kabiliyeti inkişaf etme- miş bir muallimdi. Bir de Hamdi Emin tarafından getirtilen ve ma- atteessüf göz açıp kapayıncıya ka- dar memleketine dönen Buts birin ci tertip teknik adam hissini veri- yordu. Bu hususta kansatimi kısa bir yoldan bildirmek üzere herkesçe bi linmesi lâzım olan bir hakikati ha tırlatayım: , Bugün İngilteredeki binlerce kl0 bün derecelerine ve zenginliğine göre birer antrenörü var. Avrupa klüpleri antrenörlerle çalışıyor. Ya ni antrenör, dünyanın her tarâfin- dan aranılan bir şeydir. Antrenör- lerin her seviyesine göre de Avru- pada klipler mevcuttur. Bügün “Macarlar hariç,, Avru- panm ortadan aşağı antrenörleri kendi memleketlerinde rahatça ya #iyacak kadar maaş almaktadır- Jar, ricindedir. Alıştığı şartları ve memleketi- ni İstanbulda yaşamıys feda e- | ni k decek kadar yalnız güneş, hava İ pa meylederken, diğer filân atrafa ve menba suyuna meraklı İnci- liz futbol antrönerlerinin ise Ad€- di bilmem kaç tanedir?.. Kendi yerlerinde hizim derece - mizdeki futbolcüleri dahi yetiştir. miye memur edilmemiş olan ucuz antrenörler ise, İngilterenin ihra- cat kumaşları kabilindendir. Bunlar gözönünde iken, İngiliz paraama göre ucuz bizim paramı - za göre pahalı gelen ücüncü tertip r A a fazla bir şey beklemesek bügün suküta mahküm hayaller peşinde avunmaktan daha hayırlı ve idare- Mi olur zannındayım. Daha Belli Değil! İşinin çokluğundan dolayı Türk Spor Kurumu İkinci Reisl ğinden çekilmiş olan Beyazıt Meb'usu Bay Halit Bayrağın yerine yak, her Balkan hükümetinin İlk ve Dağtılık Federasoynu Reisi Erzurum Meb'usu Bay Şükrü Koça- | tabi! gayelerinden biridir. Çetin var- ğın getirildiğini "TAN,, da dahil olduğu halde ek'seri gazeteler ! tık mücadeleleri nimına her kuvvet bir Ankara haberi olarak yazdılardı. Lâkin işi tetkik edince istifanm vâki, fakat yeni ikinci reisin tayi- ni haberinin henüz mevsimsiz Ol- duğu anlaşıldı. Çünkü; umumi merkezde bulunması lâzımgelen bazı zevat Ikinci reis intihadina İş- tirak etmek üzere buradan An - karaya gitmişlerdir. Şu halde Şük rü Koçağın relsliği henüz belli de- ildir. Yapılacak intihap netice - sinde belki bu zat belki bir diğeri ikinei reis olur. Tahkikatımıza nazaran Ayd mebusu ve apor teşkilâtı müfetti. şi Bay Adnanm üzerinde toplanan reyler daha fazla olduğundan eğer umulmadık bir hâdise olmazsa Bay Adnanm reisliği daha kuvvetlidir. © İkinci relslik için yapılan bütün bu intihaplar, gösterilen bu nam- zetleri gördükçe şu suali sormak- tan kendimizi alamıyoruz: > , — Birinci reis ne oldu?.. mr © Halkevi liginde Kazananlar * Eminönü Halkevinden: 11-10-9936 tarihinde başlıyarak 21-3-937 tarihinde nihayetlenen E- vimiz futbol lik maçlarının netice- sinde Akınspor birinciliği, Aksa - ray Gençler Birliği ikinciliği ve Şark şimendifer ayrıca yapılan (B) takımlar: şildi birinciliğini ka zanmiışlardır. Mükâfat tevzii 13-4- 937 tarihinde evimiz merkez salo- nunda yapılacaktır. Alâkadar ku- lüvlere tebliğ olunur. Mn ” Başpehlivanlık Müsa- bakası Yapılıyor Çocuk Esirgeme Kurumu Umu- mi Merkezi tarafından her sene tertip edilmekte olan ve stadyo - mun bitmesine intizaren bir iki senedir yapılamıyan Türkiye baş- pehlivanının seçme müsabakaları bu sene 21 Mayıs Cuma günü An- kara stadyomunda başlıyacaktır. Güreş üç gün sürecektir. Başpeh - livana 500 lira ile bir madalya, Zerlerine derece ile 700 lira mükâ- fat verilecektir. Bu milli güreşe bü tün Türkiye pehlivanları davetli - Bi. ugoslavyan bu şekilde bir yol Tekirdağlının (aker iü gemi Bir Mekubu © |Zimmemmsen erene Türkiye başpahlivanı Tekirdağlı Hüseyin gazetemize gönderdiği bir mektupta iki aydanberi İzmir ta- rikile Mersin ve Adana havalisini dolaştığı halde karşısına yalnız o da 2-3 dakika için Dinarlı Mehme din çıktığını ve başka güreşecek pehlivan bulamadığını, bu sebep - le “belki orada boy ölçüşecek peh liyan bulurum ümidile,, ve resmi güreşlere iştirak maksadile Ban - dırma ve Akhisar havalisine gide- çeğini bildirmektedir. nilmiştir. izim verebildiğimiz kadar maaş için, Avrupada işe yariyan birinci smıf antrenörle- Tin buraya gelmeleri imkân ha- Nasuhi Baydar Çekildi Futbol federasyonu İkinci reisi Nasuhi Baydarın bir ihtilâf üzeri- ne bu vazifeden istifa ettiği öğre- TAN BAŞMAKALEDEN DEVAM Avrupa Karşısında Yugoslavya (Başı 1 incide) sız diplomatlarınm düşündüğü vazi- | yet, iki müsavi arasındaki karşılıklı bir alma ve verme değildi. Bir tara - fn köle olduğunu bilmesi, karşılık beklemeden daima emre ve işarete hazır durması lâzımdı... | Şu fedakârlıklardan sonra | mukadderatma hâkim bir ha- | le gelebilen Yugoslav milletinin ru - hünu anlıyanlar, böyle telâkkilerden nekadar eza duyduğunu ve bu nokta larda nekadar hassas bulunduğunu | pek iyi takdir ederler. Bütün Balkan milletlerile berâber Yugöslavyanın en büyük emeli, ken - | di yoluna gitmek; muksdderatıne ta- | allik eden kararlara, kendi emelleri: | ne ve ölçülerine göre serbestçe vara- bilmektir. Balkan Birliğinin müşterek harici | siyasetinin temeli, dünyanın emniyet li ve huzurlu bir yer haline girmesine elbirliğile çalışmaktır. Avrupada ku- rulmak istidadında olan iki zit grup- tan birine mal olmamak bilâkis grup lar arâsındeki husumet havasmı el- İden geldiği kadar tasfiyeye uğrat - mak Balkanlılarn ilk tabii düşünce- lerinden biridir. Bir Balkan memleketinin filân gru gönül verdiğini ve onların tesiri al - | tma düştüğünü iddia eden olursa bu iddiayı her birimiz kendi kendimize tereddütsüzce tekzip edebi . Bir an hükümetinin böyle bir meyil göstermesi, yolunu şaşırması, kendi kendini kaybetmesi ve kendi nefsi - ne olan sadakat ve inandan vaz geç mesi mânasma gelir. Pek acı tecrübe lerin neticesi olarak çok uyanık bir İ siyaset takip eden Balkan birliği dev kliniğine ini ikindi ketleri kat'iyyen beklenemez . ilân ve falan taraf kendinden gelin ve güveyi olarak kurun- tulara veya endişelere kapılabilir. Fa lerin, Balkan devletlerinin sağlam | i prensiplere dayanan siyaseti üzerine hiçbir tesiri yoktur ve olamaz. Yugoslavya, evvelâ Bulgaristanla Abdülhak Ölümünü en derin teessürlerimizle bildirdiğimiz şalrlâzam (Abdülhak Hâmit, 1852 de İstanbulda Bebekte doğmuştur. Büyük babası hekimba- şi Abdülhak Molla ve babası da Tah- ran sefiri iken ölen Hayrullah Efen- didir. * Büyük şair ilk tahsilini Pariste yapmış, sonra İstanbulda zamanmm âlimlerinden Bahaettin, Selim Sabit, Hoca İshak efendilerden türkçe, fars ça ve arapça okumuştur. Genç yaşta Babiğlinin tercüme ©- İ dasina devam eden Hâmit, Farsça İngilizce ve Fransızcayı çok iyi öğ - .enmiş, Tahranda 16 yaşında iken ba bası ölünce İstanbula gelmiştir. Hâmit, 1292 de Paris sefareti ikinci tibi olmuş, oradan vatana döndük ten sonra Poti şehbenderliğine, daha sonra Golos baş şehbenderliğine ta- yin edilmiştir. 1299 da Bombay baş şehbenderi olmuş, ve Berutta sevgili eşini kaybetmiştir ki, “Makber, , “ölü,, , “Bunlar odur. isimli eserleri o matemin feryadını haykıran şahe- serlerâir, muş, hayatımın 25 senesini o şehirde geçirmiştir. 1908 de Brüksel sefirli- ğine gönderilen Hâmit, Meşrutiyet in kılâbmdan sonra âyan zalığına vea yan reis vekilliğine seçilmiktir. Cümhuriyet İnkılâbından Sonra... inkılâbmr Cümhuriyet müteskip üstadı âzame Büyük Millet Meclisi ta rafından hidematı vataniye tertibin- den maaş bağlanmıştır. Sonra Üçün- ci. Millet Meclisinde İstanbul mebusu seçilmiş ve 931 de meclisin ilk açılı- Türk Kanı İçin Suriyeli bir softa (Başı 1 incide) de ikamet eden nakşi şeyhlerinden E- yen bir meblâğ, mukabilinde, Fransa lelinin vazifesi, şarka aleyhinde tah- rikât yapmak ve nakşi tarikati lehin de propaganda yaparken Fransızlar lehine faaliyette bulunmaktır. Köle- li, kendisine tabi olan birkaç müritle sonrâ İtalya ile dostluk anlaşmalar! şapmıştır. Çünkü bütün komşularile sulh ve dostluk münasebetleri kur - ve İmkândan istifade etmek, her ger ginliği ve sultefehhümü ortadan kal birlikte Crablustaki Türk köylerine sevkolunmuştur. Fakat şeyh Köleli, henüz seyahatinin birinci merhalesi olan oKırkagara köyüne geldiği 24 man: “— Şapka giymeyiniz. Şapka gi - İyenler gâvur olur. Nakşi tarikatina giriniz.,, dırmak mecburiyetinde olan Balkan milletleri için bu yolda yürümek bir zarurettir, Yugoslavya, Çekoslovakya taarru- za uğradığı takdirde Fransa ile bir Jolarak Almanyaya karşı vuruşmak | busunündaki teklifi açıktan açığa reddetmiştir. Çünkü bunu kabul et - İ seydi Avrüpanm iki blokundan biri- nin malı olacak, Balkan birliğinin prensiplerine arka çevirmiş buluna - çaktı. Yuğoslavyanın tabii vazifesi, Almanyaya karşı olan bir blokun saf larına karışmak değil, böyle bir blo- kun tebellür etmemesine uğraşmak- tr. lâkaları ve sevgileri vardır. Bir Yu - gorlav dostum şunu temin etti: “Çe- koslovakya bir gün taarruza uğrarsa binlerce Yuğoslavın gönüllü. sıfatile Çekoslovak bayrakları altma koşma sma hiçbir kuvvet mâni olamaz... Vaziyet elbette basit değildir. Çün- kü Yugoslavya eski nevi menfi po - litikacılıktan kurtulmıya ve milli cep he birliği uğraşan bir mem- lekettir. Türlü türlü menfi cereyan ve ihtirasların henüz umumi hayat - izl silinmemiştir. Hariçteki de. odular şöyle dursun, Yugoslavya- nın muhalif unsurları içinde bile hü- kümetin harici siyasetteki dürüstlü- ğü hakkında şüphe uyandırmıya ça- Diye vaaza başlamıştır. "Türk hal km müthiş galeyaniyle karşılanmış olan vaaz. ıslıkla mukabele görmlüş- tür, Kendinin Türk ileri gelenleri ta- rafmdan hayatınm muhafazası için tertibat alınmış, halkm kininden ken dini yine Türklerin yardımiyle kur - tarabilmiştir. Bu vaziyet Üzerine şeyh Köleli muvaffak olmiyacağını ânlıyarak kendi yerine dönmüştür. Suriye Başvekil ve Hariciye Vekili Ankaraya Geliyor Ankara, 12 (Tan muhabirinden) — Haber aldığımıza göre, Suriye Bâş- vekili Cemal Mardam ve Hariciye Na ırı Hasan Cebbare, Başbakanımız İnönlinün Belgrattan avdet tarihi 0- lan 22 nisandan sonra ve Londra se- yahatinden evvel Ankaraya gelmek arzusunu İzhar etmişlerdir. Burada hissedilen bir kanaste göre, Suriye zimamdarları meşru ve haklı talep - lerin ancak kuvvetli ve kudretli oldu ğu kadar sulhü çok seven komşuları ger. Türkiye ile anlaşarak elde edile bileceğini anlamış olduklarmdan bu yolculuk Hatayda bugün hâlâ devam etmekte olan zulüm ve haksızlıklara bir nihayet verebilecektir. m Stoyadinoviçin harici işlerde Yugos- lav milli emellerine göre istiklâl arı- yan ve Balkan birliğine dayanan sulh ve emniyet siyasetinin hedeften şüş- madığına ve şaşmıyacağma tamami- le itimat etmek caizdir. Hariçte dedi kodular ancak Balkan birliği fikirie rini kuvvetlendirmiye hizmet edecek ve bu birliğe olan zaruri ihtiyacı bir ışanlar eksik değildir. i Benim vardığım kanaat şudur: Dr. v kat daha duyursesktir. Ahmet Emin YALMAN Hâmit, daha sonra Londre sefareti | başkâtibi ve müteakiben müsteşarı ol | 13.4-937 | A . Hâmidin ve Balkanlar Mayat ve Eserleri şında en yaşlı âza mfatile reisiik # | miştir, öl Abdülhamit, Hâmidin eserle”. gençliği düşünme ve yükselmiye Jvik eder mahiyette gördüğü i$& sak etmiştir. İ imidin birinci karısı Patmaiiği Abdülhak Hüseyin ve Hâmide rmda iki çocuğu olmuş, Fi z #onra İngiliz Nelly ile evlenmiş, © nunla 20 #ene yaşamıştır. Şimdi zevcesi, ince zekâsı ve Hümide gö terdiği samimi, derin şefkatile KÖ dini herkese sevdiren Belçiksk yan Lüciendir. Şairiâzamın Eserleri | Abdülhak Hâmidin neyrolunmEf, serleri şunlardır; Macerayi aşk. bir ve sebat, Içli kız, Duhteri Nazife, Nesrin, Tezer, Eşber, DİY neliklerim, Sahra, “Tarık, Makbö Ölü, Bunlar odur, Sefile, b Sardanapal Finten, İlhamı vatan, TW han, Tüfeyli geçidi, Ruhlar, A! İbnilmusa, Bülâdan bir ses, yabancı dostlar. i İ Son Dakikalarında... Hâmit pazar günü rahatsızlar | ve o günden sonra hiçbir yere çikti? mıştır. Maamafih, evinde etrafnöf İ kilerle konuşmuş, hattâ, dün öğe” den evvel bir müddet için sg eşile tatlı tatlı görüşmüştür. Öğli sonra, yavaş yavaş gelen bir di a lık, tedricen derin bir uykuya iki” lâp ederken, Ustadılzam, son daki kalarmı yaşamıya başlamış ve Mi“ yet dün gece, saat ikiye doğrü mızdan ebediyen ayrılmıştır. Hâmidin cenaze merasimi için ÖĞ yük bir program hazırlanacak ve | gün İstanbul valiliğine bildirilmiş 7 lacaktır. 50 - 60 Otomobil Soyan Hırsız Otomobil / hırsızlığı suçundan il : ” İl “helâldır. demis Me amk 'amemen İ miştir. Sabıkalı, şimdiye kadar, * gd bu Nâsırın oğlu şeyh Köleli, muay - (60 otomobil soymüş, hırsızın eşyalar müsadere edilmiştir. İve mahalli hükümet memurları ta -| 1 kat böle kuruntuların veya endişe- | rafından satn alınmıştır. Şeyh Kö- Şe ır ecl SI Eşek meselesini Dün halletti | (Başı 1 incide) gibi muayyen bazı şeyler vi Bunlar da halkımızın ibtiysç kolaylıkla giderir. Üstelik bu yüzde epeyeo kişi geçiniyor. Bu insan. temizlik amelesi yaparsak onlar& receğimiz on üç buçuk lira ile mezler, 5 Belde garafetile belde sekenesi ”” larının telifi. lazımdır. Ben YE tramvay geçen anacaddeler hari$ larak bütün İstanbulda eşeklerin ”, ne eskisi gibi kalmaları di Vali Üstündağ tekrar söz &ğ! © encümenin vardığı neticeniğ ies ni müdafaa ederek işin prensip rak kabulünde israr etti. Reis Necip Serdengeçti. esef mahdut mmtakalarda kullanıla, amda fikir birliği gördüğü için ie men teklifini reye koyacağını . di. Fakat B. İsmall Şevket: “BP mene ve makama muhalif olân Wr teklifimin daha evvel reye kon sı lâzımdır. dedi. dl Bu sırada B. Muhiddin Üstün“ iy. sesi tekrar, fakat bu sefer dahâ ” sek işitildi; # “.— Aleme kepaze olmıya vay” yok!.. Ya hep ya hiç! Bunun üzerine encümenin vi reye konuldu, yasak zaman ağ laması için bir İntikal devresi ek mak şartile bu teklif büyük Dİ” seriyetle kabul olundu. pl? İkinci celsede mülkiye 2 nasi . nin ayni mesele hakkındaki da sl tası okundu. Encümen, 6ş€' dırılması ki di yif Eminönü ve Beyoğlu kazsls' der Ağustos 937 den itibaren ve GÜ gi” zalarda da bir ağustosta gari mamak, altı ayı da geçmemeK es” le peyderpey kaldırılması İçin ma salfhiyet verilmesini anki mıştı, Bu teklif te itirazsız. MÜ şef sız kabul edildi, Ve bu suretif davası da hallolundu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: