4 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

4 Kasım 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S Futbolde Tek Seçiciye Niçin Daima Taraftarım ? Fransız milli takımının eskiden Avusturyaya karşı yaptığı bir maçtan Pp -© Fransız Takımı Hollândalıları Bu Sayede Yendi (YAZAN: EŞREF ŞEFİK) Futbolde tek seçiciye evveldenberi tarafterım, Ha- fizam beni aldatmıyorsa, tek seçici tabirini bundan beş sene evvel ilk defa ben kullanmış ve o zaman-ça- | lıştığım gazetede bu usulü fırsat düştükçe müdafaa | etmiştim, Tek seçelye taraftar olduğumdan, tek seçici Idare olunan Avrupa futbolünü merakla takıp ederim. İtalyanlar tek seçici Pozzo'yu futböllerinin başına getirdikten sonra geti kaldıkları seneleri beşer böşer i Ankarada Muhtelit Ta Ankara mmtakası futbol ajanlığı Sik sik yapılacağı haber verilen tem- süi müsabakalar için dalmi bir muh- telit takım kadrosu tespit etmek dü - güncesindeadir, Bu muhtelite seçilecek futbolelller antrenörün emrine verilecek ve mun tazam bir surette çalıştırılacaklar -| dır. Ekzersizlere devam ve diğer hu- | #usları temin için sıkı mlleyyideler: temin edilecek ve yabancı takımlarâ karsı kuvvetli bir şekilde çıkılabilme 8i için yakm şehir muhtelitlerile te - maslar fazlalaştırılacaktır. Kadroya girecek futboldüler Hik maçları ilerle dikten sonra seçilmiye başlanacak» tır. Futbol Birincilik Maçları İçin Ankara, 3 (Tan muhabir'nden) - Milli kümeye dahil olmıyan mmtaxa | Iar arasındaki futbol birincilik nü-| sabakalarında umumi merkez namına | bulunmıya memur edilen Kemal He - Yim, İbrahim ve Saim Ankaradan mun taka merkezler'ne hareket etmişler- dir. Bu müsabakalara iştirak edecek olan 22 mmtaka Samsun, Manisa, A- dana ve Afyon merkezlerinde ve An- karadan gönderilen zevâtm huzurun da maçlar yapacaklardır. Grub birinciliğini kazananlar Kâ » Bünuevvel'in 11 inci Cumartesi günü Ankarada final müsabakalarını ya - pacaklardır, yn kal İkinci Köme Fikstürü Du Akşam Yapılıyor Evvelisi akşam mmtaka Val! Muhiddin Üstündağın riyasetin de toplanarak lik maçlarına girmiye İ karar veren Ikinci küme klüpleri bu Bkşam mmtaka merkezinde toplana rak liğ maçları fikstilrünt tanzim €- deceklerdir. Saha mezeleleri halled'ldiği takdir | I de bu pızardan itibaren her üç stat ta ikinci küme maçlarına başlanacak || ur, Avrupada Serbest Güreş Müsabakaları Münih, 2 (A.A.) — Buradaki sirk. te on binlerce seyirci önünde yapılan #e.best güreş Avrupa şampiyonası - nın birinci günündeki neticeler gün-| lardır: YARI AGIR: 1 İtalyan Ümbesto Silvestri, Frans? Ylanry Vermeerschli, İsveçli Atel Câdier, Alman Paul Böhmer'i, Macar Jeosef Palotes İsviçreli Karl Hegg lin'i sayı hesabile yenmişlerdir. AĞIR SİKLETTE: İsveçli Viz Akerlindh Çekoslovak Jeosef Klapuch'i, Alman Kurt Horn- | Daimi Bir kım Olacak 1 Eİ , ş — Sıra Kadınlarda o | Profesyonel olanağı söylenen Moody - Will Nevyork gazetelerinin bildirdikle - rine bakılırsa, Amerikanın en meş - hur kadm tenizçisi Moody - Wiliste yakmda profesyonel olacakmış, Bu şöhretli kadın tenisçi ile profes yonel milsabakaları yapmak üzere diğer iki amatör kadın tenisçinin da- ha profesyonel olacakları yâzılmak. tadır, ALLO! ALLO| Tekirdağlı Hüseyin ! Hintli İle Güreşecek Tekirdağlı Hüseyinin Hintli ile güreşmemesi üzerine Taksim sta | denon gelen halka karşı doğru bir | hareket etmediğ'ni yazmıştık. Dün matbaamıza gelen Tekir. dağlı Hüseyin çok müteessir ol- duğunu, Hintli ile güreşmeme- sindeki kabahatin yalnız kendin. de olmadığını söyledikten sonra şa sözlerini yazmaklığımızı rica etti: “.- Mademki arzu ediliyor, ben Hintli ile de, Mülâyimle de tabaşmıya hazırım, Once Hint- liye çıkarım, Hintliden sonrs üç sün farkla Mülâyimi de tutarım. Yalnız bu iki güreşimi organiza- törlerin hesabına yapmak iste- | Miyorum. Bütün menfaati Ha- va Kurümuna terketmek şartile yaparım.,, || ti altında idman ettirilmeleri mim - | | böyle bir kolaylığa imkân vermemek | | Ulsini muavin ve | Fransa kalmıştı. G. Barcaux'nun iş || ve mizacı itibarile hakkile başarabile | | cek birisi varsa, futbolümüzün düşük İlüğünden çok şikâyet edildiği bu sıra R ile atladılar. Hugo Mayzel yaşarken, A- vusturya futbolünün tek seçicisi va- ziyetini muhafaza ederdi. Alınan fut- bolünün de tek idarecisi ve antrenör Otto Nerz'in direktiflerile daima ie- ri doğru gittiğini görüyoruz. Macar- lar milli takım kaptanı salâhiyetini #eşme komitelerine mensup olan bi- rine havale ettiklerindenberi işlerini düzeltmiş görünüyorlar. Tek seçici usulünü kabul eder et * mez büyük bir fark gösteremiyen bir başma getirildiğindenberi Fransiz tutbolünü neden birdenbire yükselte mediğinin sebeplerini okuyup araştır makla meşgul olduğum şu sırada Fransızlar iyi bir galibiyet kazandı- lar. Tek seçicinin faydalı olduğu hak kmdaki kânaatimin Fransa dolayısi le sarsılmadığına memnun oldum. Sırf tek seçie'yi kabul ettikleri için Fransızların da eskiden daha iyi bir şeyler yapmalarmı bekliyordum. E- Zer Holanda galibiyeti Fümuniz alar cnn bazan pek parlıyan ve birdenbi- re sönen alevlerinden biri değilse bu İnu tek seçicinin eseri olarsk kabul İetmek icap edecektir. İlerde yapıla - cak Fransız temsili maçları bize bü noktayı du aydmlatacaktır. Fransız galibiyetinin ehemmiyetini Ve geçen senelere nazaran olan kuv- vet farkını İyice belirtmek Üzere gim diye kadar Holanda ile yaptıkları maç ların kısa bir tarihçesini buraya ilâve edeceğimi: 1908 senesinde Holanda Fransayı 4-1 mağlüp etmişti, 1922 senesinde| Holanda Fransayr 5-0 yenmiştir. 1923 #enesinde yine Holanda 81 galip. 1932 senes'nde Holanda 4-3 galip. 1934 te Fransa Holandayı5-4 mağlüp ediyor. 1936 da Tekrar Holanda Fran sayı 6-1 yeniyor. Nihayet geçen pazar Fransız mili takımı 40,000 seyirci ile dolan Amster dam sahasında 3-2 galibiyeti temin €- diyor. Holandanm kendi ( sahasında Fransızlar tarafndan (yenilmesinin şu noktadan da ehemmiyeti vardır: Küçük bir memleket olan Holan - dada milli takim kadrosuna seçilebile tek oyuncuların her on beş günde bir davet edilerek tek idarecinin nezare- kün olmaktadır. Senelerdenberi tat- bik olünan bu usulle Halanda milli taktmının beraberlik hassası çok ar- trimiştar. Halbuki Fransanın ne coğrafi vâ- ziyeti, ne do #por idaresinin bünyesi tedir. Fransız tek seçicisi bu seferki ma- ça giderken hücum oyuneularmdan müdefaa hattına| koymak suretile de şahsi buluşunun iyi bir hareketini göstermişti, Tek seçiciye taraftarım demekle yalnız tabirini kastetmiyorum. Eğer bizde bu işi, anlayışı, idare kabiliyeti lerde gu usulü bir de bizim tecrübe et- memizi pek isterdim. Fakat acaba öyle bir insan buluna cak mı? 4-1l-987 SARARAN Arıerikan Hikâyesi AKİLLİ Ve şu meşhur elli kati bina yanarken onun sön- dürülmesine siz de iştirak etmişti. niz!, Geçen sene batan . denizaltı gemisinde siz'de vardınız! Oradan sağ kurtulan yegine adam &iz di . o Bindiğiniz iendifer Üç defa kaza geçirmişti. Ço- cukluğunuzda çay kaşığı yutmuş. tumuz!. Büyük zelzelede mucize ka- bilinden kurtuldunuz! Meşhur su haskınmda paraşütle atlamak su- retile boğulmaktan o kurtuldunuz!, Fakat şehrimizin belediye reisi seçimlerinde bulunmadınız!. İşte bunun için de hayatım ne olduğunu daha bilmiyorsunuz!, Daha çocuk» sunuz!, Şehrimizin belediye relsi seçin lerinde iki esaslı namzet vardı; Genç avukat Çez ve bakkal Cek- Son. İkisinin de kazanma şansları Aşağı yukarı, biribirine müsavi idi. Çez iyi namuslu bir delikanlı idi, Şehrin halk tabakaları kendisinden gok şey bekliyorlardı. Bakkal Caksondan halkın lehine esaslı bir slahat beklenemezdi. Bü tün hırsızlar, bütün serseriler on - dan yana idiler. Fakat... Cekson belediye resi ol- mayı çok istiyordu. Belki siz ç0- cukluğurnuzda uzun pantalon giy- meyi, delikanlılığınızda ilk öpücü- Zil bu kadar ihtirasla istememiş - tinizt, Amerikada bir insan bir şey İs- terse ve parası da varsa, güneş bi- le öna güler yüz gösterir. Çünkü bu memlekette güneş altındandır. ekson pişkin bir o adamdı. Bu seçim işinde gayet pra- tik olarak hareket etti: Ona rey vereceklere dükkünmda geniş bir kredi açmıya, rey vermiyeceklere d8 kredi açmamıya karar verdi. Fakat bu kadarı kâfi değildi. Ko “adamlarına: “Bütün şehri i- Yice bir taramalarmı,, emretti. Bu Şu demekti: Adâmları biltün şehir halkru teker teker yoklıyacaklar, kendisine rey vermek hususunda nazlahanlara, ayrıca, rey başına wer ur LERLE Bueceklerdi. Çez zengin değ'ldi. Fakat para- smm kıt oluşuna karşılık aklı pek çoktu. Ceksonun zayif o noktasmı çok iyi biliyordu. Onu bu noktasın dan yakâlamıya karar verdi. Cek- son, herkesten sevgı ve itibar gör mesini pek severdi, Hattâ, denile- bilir ki, Paradan sonra hayatta en sevdiği peyler bunlardı. Kendisile slay elilmesinden, hakkında dedi- kodular, rivayetler çıkarılmasm - dan pek korkardı Cekson bir gün dükiânmda otu- rurken telefonu çaldı. Abizeyi eli- ne aldığı zaman şunları işitti: — Allo, Mister Cekson, siz misi- niz? Burâsı “şehrimizin günü,, ga- zetesinin idarehanesidir. — Memnun oldum, efendim, memnun oldum. Size nasıl bir hiz- mette bulunabilirim ?, — Mister Cekson, tereddüt etti- imiz bir nokta hakkında fikrinizi slmak İstiyoruz. Mesele şu: EN - mizde bir resminiz var. Resim çok güzel. Yalnız bunu gazetemizin han gi sayfasına basacağımızı bir türlü kurarlaştıramıyoruz. Acaba birin- ci sayfaya mı bassak, yoksa üçün- cü sıyfaya mı?. Allo, dinliyor mu- sunuz?, — Evet, evet, Ser, dinliyorum. Yalnız bir sigara yaktım da.. — İşte böyle Mister Cekson. Bi- rinci sayfaya Cilmhürrelsinin res mini koyuyoruz. Burada umumi mahiyette siyasi haberler var, Ü- süncü sayfamız ise, bildiğiniz &- zere, $6hir haberlerine ayrılmıştır. Bu bakünden resmin'zi üçüncü say faya koymak daha muvafık ise de., Diğer taraftan.. — Evet, diğer taraftan?. — .. Diğer taraftan siz o kadar hürmete lâyık bir şabsiyeteiniz ki. ekson heyecanından #'gara- G sinin yanmış tarafını ağzı- na soktu: — Ben, dedi, “Şehrimizin Günü,, gazetesini her vakit takdir eder ve ona hususi bir teveccüh besle- rim. Fakat açıker söylemek lâ - zımgelirse bu sualiniz beni hayret- ler içinde bıraktı. Çünkü siz de bi- liyorsunuz ki, bütün şehir reyini bana veriyor, Hattâ vilâyet mikya CEKSO A ar arar Naş Çeviren: i B. Tok | İİ Rİ Esasen Cümhurreisile son görüş- memizde... Cekson o kadar büyük bir palav- râ savurdu ki, telefon ahizesinden bir kahkaha duyuldu. Cekson buz gibi oldu. Bu arada ahizeden gayet vazıh olsrak; — Seni gidi koca palavracı seni! Sözlerini duydu. Bu sözlerden sonra telefon kapandı. Ertesi gün bütün şehir, Çezin te- Jefonda Ceksonu nasıl atlattığı ha- berile çalkalanıyordu. Bir araya gelen zekâ ve teknik, Ceksona yâman bir oyun etmişt Çez rakibine basit bir radyo - te- lefon oyunu oynamıştı; Ceksonla konuşmıya başladığı zaman ahiza- yi şehir radyosunun (mikrofonla rını, onun gülünç sözlerini, rddyo. vasıtasile bütün şehir hslkma din- letmişti. e kahvelerde rad- yoyu dinliyen halk bu işe kahkaha ile güldü. Ertesi gin “Şehrimizin Günü, gezetesi, kendisine atfedilen ve ş€- hir radyosunda işitilen bu Konuş- mayi gâyet kat! bir dille tekzip et- ti. Bu tekzibin altında kendileri âlet vaziyetine sokan avukat Çez hakkında dava açılacağını bildiren bir de fıkra vardı. Ba tekzip Ceksonun Vaz'yetini büsbütln gilçleştirdi.. Havadisi bil. miyenler de bunu gazetenin tekzi. binden öğrenmiş oldular. Cekson, bu dedikoduların önüne geçmiye, mukabil bir oyunla hal- km fikrini bir baska tarafa çel - miye karar verdi. Bunun için de fırsat kollamıya başladı. Çok geç- meden bu fırsat da çıkir. Avukat Çer bu yakınlarda dok- tora tezini verecekti. Tez sleni idi. Herkes gelip tezi dinliyebilecek ve münakaşaya iştrak edeb'lecekti. Çez, bu tezini, seçim pr sı için bir vasıta olârak kullanmak istiyordu. ekson da butezi dinlemiye geldi. O da münakaşaya iş- trak etti. Münakaşadan sonra 2i- yafet faslı başladı. Gekson, genç doktor Çezin serefine kadehini kal- dırırken #u nutku söyledi: — Çok muhterem Mister muhterem centilmenler!i Kabil » yeti ve müstalt hukuk doktoru- muz Mister Çezin “Külhanbeylik ve bununla mücadele, mevzulu te dini derin bir alâka ile dinle dim, Mister Çez, dünya kuruldu. Zundanberi bugüne kadar külhan- beyliğin tarihçesini büyük bir mi salâhiyetle tetkik ve tahlit etti. Fakat burada ufak bir fıkraya dokunmaklığıma müsaade etmele- rini rice edeceğim: Muhterem dok- tor külhanbeyliğin tarihçesini ya- parken telefonla yapılan külhan- beyliğe temas etmeyi unutmuş! Telefon, her vatandaşın evine âçı- lan bir kapıdır. Bu kapıdan rastge- le her könek burnunu sokup ov sa- lunduğu gösteriyor, ve katle Çezin yi ve bakıyordu. sonunda, ziya verene bir $ kömplimanlar gerek sözünü tirdi ve yerin turdu. G enç avukat bu sözlere ka ne diyebilirdi?. Şehrin seçme, en güzide bir tabakası k şısında kendisine izafe odilen “ pek,, lik sıfatma karşı nasıl ee verebilirdi? Cekson, avukatın mini anmamıştı. Binaenaleyh t ye istemesine imkân yoktü.. Şu dakiknda zafer bakkal C sonda Herkesin dudakların ince ve gizli bir tebesslim lola yordu. Hattâ şehrin valisi ken tutamadı; — Keskin zekâlara bayılır dedi. Çez evine giderken, neşeli zâr| larında eksik etmediği şarkıyı | rıldanmıyordu, Yarm bütün 501 çocukları, arkasından “köpek ye bağıracaklardı.. Böyle bir kapla belediye relsi olmak imk yoktu. Vâkıa d öbür gündü, Son koz bakkalın Tinde idi. Çez evine gelince masası b geçti. Bir geyler yazdı. Vâk'a yazdığını öğrenemedik, fakat zısı çok sürmedi. Yalnız bu dar çabuk yazılan bu yazlarm lerine gönderilmesi ©pey zahn i. Çez yazdığı şeyle ha dil Ceksona “pal iki kelimelik bir adres yazdı, Bİ ları hizmetçisine vererek ( şeh içinde iki adrese gönderdi. Kel si de, gece yarısı olmasma garajdan otomobilini çıkardı. velâ telgrafhanoye, oradan da zim şehre civar diğer iki şehire landı z A sabahleyin evine nebildi. Sevd” j mırıldanarak soyunmı hemen uykuya yattı, Ancak doğru uyanabildi. Te dikten sonra elini telefona 33-83 numarayı açtı: — Allo, dedi, palavracı Cek evde mi? Ahize, âdeta boğulur gibi gü di: — Bu ne rezalet?, Sizde hiç tanma yok mu? Bu kaçmer oluy Burada ne Cekson var ne de pi raci var!, Ev sahibi burada deniz banyolarına yıkanmıya ti, Çez «hizeyi yerine koydu. Kil kendine: — Demek, her şey tahmin ( gim gibi cereyan etmiş, diye e lendi, Elini, keyifli keyifli, gazete mesine uzattı. Üç sehrin gözel sinde, en görünür bir yerde şu nı okudu: örme e ir e ve ir vr ee İ — PALAVRACI - CEKSON İ fsmini taşıyan köpeği bular ve yahut nerede olduğunu & direne: 190 Dolar mükâfat verilecektir. Her zaman İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: