19 Ocak 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

19 Ocak 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ikr bağları olan bir sorum üstünde sılıklarını her gün ği sehze ve mey- vannın büy çası, Mersin ve gevrelerinden gelmekte olduğundan, bu ürünlerin oralarda hangi ellerden geçtiğini görmek de faydalı olabilirdi. Karınca'nın 8 inci sayısında basılmış bu noktaları aydı- üğümüzden oku- olan bir yazıyı, datmağa yararlı gö yucularımıza sunuyoruz. Mersin ve kooperatifleri Mersin; 24 - 12 . 934 Çukurovanın en büyük limanı olan Mersin'in; topcakları Akdeniz ile To- ros etekleri arasında 10-15 - kilometre derinliğinde ve birçok bahçelerle dolu bir özel hinterlandı vardır. Havanın ve toprağın bol rutubeti, yakın bir is- kele ve denize dökülen çuylarile bett. ketli bir yer. Pamuktan, taneli ürünler. den başka, sayısı ve yerimleri aşağıda yazılı sebza, portakal ve mandarina bahçelerile bezenmiş bir toprak. 1 — Topu 2485 dönümlük 92 porta- kal ve mandarin bahçesi, 'Topu 4215 dönümlük 252 sebre bah- gesi, Bu bahçelerden piyasaya her yıl ortalama; ü Sayısı 4,000,000 ve değeri 80000 li- ralık portakal, Sayısı M'Mn ve değeri $.000 lira- lik marul, Ağırlığı 3200000 kilo ve değeri lik âdli sebze arzedilir. :.;:ıı:nve ıo::: bahçeleri; Mersin kıyılarile yeni köy, Çamrama, Osma. niye köyleri çevresinde daha artık ve daha toplanmıştır. Mersin piyasasına her yıl arzedi. den bu 300.000 liralık sebze ve meyva, başlı başına bir ökonamik kurum koön- gusu (mevzuu) olabilir. Bundan başka gerek taneli ürünler ve gerekse Çukurovanın her yeri gibi buranın da belli başlr ürünü clııî pa- muk ve ayrıca koza için de bu düşün: celerimiz yerindedir. Mersin ve özel hinterlandının (Mer: sinin genel hinterlandı Malatya ve Kayseriye kadar uzanır) ökonomik ba. şarmasının ne biçimde birliklere ve ku- rumlara bağlandığını da gözden geçi: relim: Mersin şarı ile 29 köyü içine alan beş kredi kooperatifi kurulmuştur. Bunların: Ortak sayısı 560 kişi, söz verilmiş Sermayesi 114.270 lira, ödenmiş serma - yeleri 82302 lira, yedek sermayeleri 10.61$ lira, kredi kooperatif sandıkla- zına ortakların yatırdığı paralar da 45069 liradır, Şu halde Mersin şarile 29 köyün başarmasına kullandlabilecek para: 82.302 - 45.068 — 127.370 İira- dır. Bunu 560 ortağa bölüştürürsek ber birine ortalama beher yıl 227 lira düşe. trajik bakışı, onu altüst etti, &- gikte taş kesilmiş bir halde durdu. — Norman!... Harold!.. İ Sesi boğazında öldü. — Beni çağırmışsmız... k Kaybolmuş bakışlarını . den öbürüne çevirdi. Sonra Biz bir Aı:enııı'etle. — Anlamalısınız... — GEd ç | Bize ne dehset verici. bir itirafta « ümid- Yazan: Said AYDOSLU bilir. Buna ziraat bankasından bu yıl yapılan kredi yardımı 40317 lirayı da katıştırırsak ceman ber bir ortağa or talama 299 lira yetirim kredisi düşmek- tedir. Bu, sırf taneli ürün 'yetiştiren (buğday şarpa gibi) bir çiftçi için b?l— ca bir kredi ise de, Mersin ve çevresin deki beş ziral kredi kooperatifinin sa- yısı 560 olan ortaklarına az gelir, Çün . kü bu ortaklar elinde genişliği 6700 dö- nüm olan 344 meyva ve sebze bahçesi de vardır, ki bunların ekimleri daha zi- yade intensif bir ekimdir ve fazla para ister. Ökonomik başarmanın kredi ya- nr, butada daha geniş ve daha derin if- lenmeye değer. Bu fırsatta da, ziraat bankasının vaktile toptan bir sürü kre- di kooperatifi kurmuş olmasına atılan sözlerin ne kader yersiz olduğunu söy. lemek isteriz, » Ekim kredisinin ve onu içine alan kurumların durümunu yukarıda — kısa- ca göstermeğe çalıştık. Bu, işin yarısı- dır. Ürünlerin satışını da ökonamik birlik kurumlarına sokmak çok gerek- Hidir, Mersin'de bu amacı güden blr va- ratifi de vardır. ü |'B.:ıı:ı.ııı sermayesi 10540 lira, onık_- ları sayısı ise S1 dir. Ortaklar daha zi. yade Mersin içindeki kabzımal ve madrabaz esnafımdandır. Merein satış kooperatifi, 1934 yılr içinde gu satışla- rı ştırı ';Pİ.M kooperatiflerinin ürün- Terinden: n Oksa Kilb — Lira 498870 8441 A B:':“' 428212 — 10806 Yulaf 41877 837 Nohud 2846 12i Pamuk 126049 — 46153 Koza 318732 25497 91855 satış yapmıştır. B — Ayrıca ziraat bankası hesabı- na da: Cinsi Kilo — Lira Arpa Mssr. — 437 Buğday 103901 — 2357 Pamuk 15886 — 5996 Koza gstis$ — 6809 16000 satış yapmişcer. Genel durum üstünde düşünceler: Mersin ve çevresinde kredi ve sa « tış işlerinin birlik ve kurumlara s0- kulması yolunda büyücek bir 'ıdım atılmıştır. Bunu beğcnmîmek elimiz. den gelmez. — Önümüzdeki _oııâı (za « leyeceğimiz nesne- söylemek bir yü- man) yapılmasını dil. leri de yine kısaca küm (vazife) dir: 1 — Ekim kredisi' derin ve daba güçlü bir duruma daha geniş daha geti . Benim Günahım (MEA CULPA) K çe Yazanı m' HAŞİM SINANOĞLU ANNIE VIVANTI d.dllı“m“ bel- D AHoL,— dedi. DEĞELE SÖi 3onra, somnambül adımlarile Hİ G6 söy tek #alona doğru tekrar yürüdü. ]m'l'e" kelime ona gı- ü rında, ?;.'Sîu adamın karşısında idi. g_“:l'“"m&: :mb:h:e hulüs XLIX iki adamdan ken- Pençerenin yanında, ayakta | göze W;:ııı: gölüde. Gikilmiş, onu bekliyorlardı. Bir | dini ayıran G ei bük- an ikisi de kımıldamadı;. sonra | BiteyereN 8Z Norman, bir adım öne geldi, 5 l baktı. ;(mı'ıîz: göz kap_ıîlm :; Gm ?W“ =:;neîlğği l:ıaiiı;- sındaki o açık renkli gözl ::Zktîn,bqı ka ne yapabilirim ... Cevab vermediler. — R — Bir kelime söyleyin banal, anladığınızı söyleyin!.. - Nafıa işleri mecmuası Birinci kânun tarihli 7 inci sayısın . da kanunlar, kararnameler kısmından ayrı olan metin kısmmında (Türk Mühen disler birliği evinin açılması), Cevizli. Cümhüriyet köyü, Orman çiftliğinin jandarma karako) binası, Zouguldak vi- layeti yolları, birinci teşrin nihayetinde demiryolu inşaatı vaziyeti, ve nafıa ha- berleri arasında: Hatlarımızın birinci teşrin 1934 ayına aid takribi varidat cedveli, 1934 yılı ikinci teşrin ayında posta, telgraf ve telefon faaliyeti, ta- yinler, naklen tayinler terfi edenler is. tifa edenler, bibliyoğrafya yazıları var. ler, Halkevi Eskişehir Halkevi tarafından ayda bir çıkarılan Halkevi mecmuasmın 1 birinci kânun tarihli 25 inci sayısı çık- miştir. Bu sayıda M. İlhan'ın (Ökoöno- mi yedi gününe — girerken), Vuralm (Köy ve Köycülük), Numanım tarlaları sürme buluşları, doktor M. Nurinin soy- sal yardım, Necib Necatinin (köyleri- mizde gördüklerimden), F. Şükrü Yer, selin Çöküş başlıklı yazıları vardır. ——— — kooperatifinin yasası da bir engeldir. Çünkü okuduğumuz bu yasada ibtiyat sermaye asıl sermayenin 96 30 unu buluncaya kadar ortaklara satış kârı dağıtılmamak gibi bir madde vardır. C ) Mersin satış kooperatifi, bir kooperatifden ziyade, bir kabzımal cz- nafı satış sendikası görünüşü vermek- tedir. D) Mersin satış kooperatif üye lerinin çoğu Morsin yetiricilerinden olmadıkları için, bunlarla yetiriciler arasında — gerçek bir birlik ve bağ yoktur. E) Mersin sâatış kooperatifi — pi. yasadan ve ziraat bankasından öğren. diğimize göre - meyva ve sebze satışı yapamamıştır. Yıllık yekân — değeri 300,000 lüra olan ve Mersin piyasasına getirilen meyva ve sebzeler dağınık olarak satışa sürülmektedir. 3 — Şu hâlde tüm anlamile (tam manasile) satış kooperatif kurumu yok- tur. Üyeleri bizzat yetiriciler ve ekim ktedi kurumları olacak olan bir satış kooperatifinin hemen kurulması ge- sektir. Böyle bir kooperatifin satış kongusu (mevzuu) şimdiden şu rakam- dazla gösterilebilir. 107954 liralık dancli ürünlerle ko. za veya pamuk, 80000 Jiralık portakal ve mandarin, 206000liralık — gebze, 303954 Tira. Bu zakam, iki mislinc çıkabilecek bir istidatladır. Çünkü kooperati fler dışındaki satışlar henüz pek çoktur, — Süküt! - dedi. - Ölüm zaten ölmesi lâzımgelene adaleti tat- bik etti. Astrid bağırdı, bir deli bağrı- g ile bağırdı. Kendini kurtararak, ö yerinden oynamış, morar- mış ağzı açık, geriledi, Son nefe- sini verir — Dehşet.. dehşet.... — diye mi- rıldandı. Norman öne doğru atıldı, Ha- föld'un yanına geldi. — Evet. — dedi. sesi izbeli ve boğuktu. o-l-_:dmın ve "h?î- yapılmış olan hakareti ancak ö- lüm silebilirdi. —“Ölüm?... Hakaret?...,, Kim. den,. kimden bahsediyorsunuz?! Norman, sert bir jestle, elini, ölünün odasına doğru — kaldırdı. Astrid, bir yırtıcı hayvan gibi u- luyarak, o kalkmış eli kuvvetle sıktı. — Nasıl cesaret ediyorsunuz?. Nasıl cesaret ediyorsunuz?.. Hak- kında böyle söylemeğe cesaret et. tiğiniz o aziz. o melek Darling mi- dirz. j Samsunda büyük bir sürek avı Bamsun, (özel bildiricimizden) — Geniş bir programla yeni yrl çalışmala. rına başladıklarını bildirdi. .n, şehri. miz avcıları ve atterları, geçtiğimiz cu- ma günü, şimdiye kadar bu çevrede eşi görülmemiş büyük bic sürek âavı tertib ettiler.... Yedi yüzden fazla avcı, sürekçi, as ker ve jandarmanın ve köy delikanlıla- rınmm İştirak ettiği bu muazzam sürek, Samsun — Bafra arasındaki Engiz, Ka. raköy, Enliyalı ormanlarında yapılmış köylüyü sevindirebilecek bir mücadele neticesi alınmıştır. Bu sürekte avcıların fişek, barut ihtiyacları ziraat müdürlü. ğünce temin edildiği gibi, General Hü« seyin Avni, vali vekili Bay Talat, jan- darma mıntaka kumandant Mehmed, Balfra kaymakamı Sözen ava nezaret et. mişlerdir.. Havanın birdenbire güzelleşmesi, Samsundan, Bafradan birçok seyirçile- rin ve meraklıların av sahasına gelmele- rine sebeb olmuştu. Aycıların tüfek seslerinden ve eti. rekçilerin ardı arkası kesilmiyen bağ. rışlarından çıkan gürültüler, heyecanlı bir harb sahnesini andırıyordu.. Bir a» ralık bütün gözler fondalıktan fırlıyan üç domuza çevrildi, bunları birkaç av cr kovalıyordu. İhtimal ki avcılar bu canavarları ormanda değil, seyirciler ö- nünde öldürmeyi istemişlerdi. Nitekimi, patlıyan tüfekler bunları yerlere serere ken avcılar gururla silahlarını omuzlar — TMaâ asıyor ve tekrar ormana dalryorları di Her safhası bir heyecan kaynağı o lan bu sürek bütün şiddetile devam e. —— derken, Bay Nizaminin bakımı altındas ki iaşe kolu da öğle sofrasını hazırlar yerdu. Çevrilen kuzuların, etrafa yaye — dığı leziz kokular, avın heyecanından — ziyade iştihaları kabartıyor ve herkesi — sofraya çekiyordu.. Ş Sofrada General Hüseyin Avni av. )- cılarla şakalaşırken, Bay Nizamiye sore — du; Tüfenginizin kovanında kaç taçma ' var: — Sayısını Allah bilir Generalım., — Belki yüz, belki de üç yüz.. Herkes gü Küşüyor.. Yemek, bu - tatlı şakalar ve neşeli —— suhbetler içinde bittikten sonra avcılar < tekrar ormanlara yayıldılar ve aynı hes —— yecanla karanlık basıncıya kadar süre. — ğe devm ettiler.. Dü Bugünkü mücadelede birçok canan vac öldürülmüştür. Bunlardan bir kit- mı, ormanlarda kalnış ve nakli müma kün olanlar da şehre getirilmiştir. İkine — ci büyük süreği yakında bafralılar ter tib edeceklerdir. ÜĞ F. Kaynar, Uşak'ta fırka kongresi toplandı Uşak kaza kongresi toplandı. Mü- him dilekler üzerinde görüştü. İdare heyetinin çalışma raporu alkışlarla o naylandı. C. H. F. Uşak kaza kongresi 10. 1. 935 perşembe günü saat 14 te fırka mer- kezinde toplandı. Kongreye 32 murah. has iştirak etti. Bu yılki kaza kongresi her yönden dikkate değer bir durum- da idi. Kongre C. H. F. idare heyeti baş- kan vekili Bay Hakkr Candoğan tara- fından açıldı. Kısa bir söylevden sonra başkanlık divanı seçimine geçildi. Giz- li reyle yapılan seçim neticesinde baş- kanlığa Bay Hakkı Candoğan, ikinci başkanlığa Bay Yusuf Aysal, yazgan. Tıklara da Osman Kurtuluş ve Rıza Sa- Tıcı seçildiler, Ruznamenin ikinci maddesini teş. kil eden idarc heyetinin bir yıllık ça- Tışmına raporu okundu. Çok şayanı dik- kat olan bu rapor mümcasiller Üzerin- de dolu sevinc duyguları uyandırdı. İdare heyetinin bir yıllık çalışması ne. ticesihde gördüğü büyük işler, millet ve halk meseleleri üzerindeki hassasi. yeti ve bilhassa iki yıl içinde temin o- Tunan on bin elli liralık gelir ve görü- len işler alkışlarla tasvib ve kabul ©- hundu. Kongre çok canlı ve hararetli oldu. Bay Haşim Tekin ve Bay Yusuf Aysal Norman onü tuttu, bağrına bas- — Astridi. benim talisiz As- tridim! kızımız layık değildi. Se- nin sevgine, ona onurunu emanet etmiş olana layık değildi. Harold' da ağlıyordu; ümidsiz hıçkırıklar, göğsünü şiddetle sar- sıyordu. Naorman devam etti: — Kabahat bizimdir, Astrid! biz anu çok seviyorduk. Ona ta- pışımızda kördük, deli idik, Ne- ticede çabuk kırılır zavallı ruhu mahvoldu. a Ah, bu mu idi, bu şündükleri?... Günahkâr, hain olanın Darling olduğunu mu düşünüyorlardı? O- nun günahını, onun hiyanetini Darling'e mi atfediyorlardı? Tah- kirler, ayıblar, o müdafaasız bal- mumu yüze mi idi? İftira, bir ka- ranlık günahın izlerini araştırmak için, o cansız gövdeye mi işkence ediyordu, o hareketsiz küçük kal- bi mi karıştırryordu, o renksiz et- leri mi 'ordu? — Fakat bu dedikleriniz, bu düşündükleriniz, korkunc şeyler. dir; mopstr sevlerdir. 'are tı. mu idi dü- Â arasında hararetli ve çok dikkate şayanı meler yapıldı, idare heyetinin hazırlar — dığı bilânço ve bütçe tetkik olunaralış ittifakla tasvip ve kabul olundu. Nahiyelerden gelen mühim tekliâ ve dilekler Üzerinde uğraşılmış millet we memleket için çok hayırle kararlar alınmıştır. Fırkamıza değerli yardımı larda bulunan şeker fabrikasına kone grenin teşekkür duygularının bildirile mesi ittifakla onaylanmış ve sevina duyguları izhar edilmiştir. Genclik ve #por teşkilatını alakas ' landıran meseleler üzerinde durulmuş ve kaza idare heyetinin yaptığı değerli yardım ve alâka memnuniyetle karşım lTanmış bundan soönra da aynı şekilde — yardımlarda bulunulması kararlaştırı. — mıştır, 2 V3 Beş saat süren kongrenin verdiği — kararlar millet ve memleketin ilerl —— menfaatleri ve fırkamız umdelerinin .' tahakkuku noktasından kıvançla anılar — bilecek bir mahiyettedir. ğ Fırkamızın. balkçılık - prensipleri Üzerinde kaza idare heyetinin çalışma. — ©1 ve halk ve memleket meselelerini en — AA ü gibi dineldi: — Darling de eden Darling değildir.. Hayır. Sesi birdenbire kısıldı. Ağzı- nın üstünde bir hafif el, kulağıne — İğlür Tyeani da bir fısıltı, bir nefes duyuyor gi- — bi idi: " — Sust. , ğ » Bu ses, kimin sesi idi? Darline — gin sesi mi idi?! Ona susmasını emreden o mu idi? d Darling, artık her türlü fırtı- — nadan, her türlü iç acısından kur- * tulup sığınmış Darling, stırabın — ve ayıbın kendisine erişemediği Darling, acaba ona kendi ma- — sumluğunu armağan etmek için mi önünde eğiliyordu? Yıldızlara — yükselmiş saflık ve temiz- lik mantosunu, annesinin düşsün ve onu beyazlığı ile sa sın diye soyunmuş mu idi?.. O susmayı emreden Darling mi idiğ — Yoksa kendi Aalçaklığı mr idi — acaba? Ona bu şeni aldatmayı tel- — kin eden kötülük şeytanı — değil — miydi? (Sonu var) 1._ ee Bi SA z BÜr eti e

Bu sayıdan diğer sayfalar: