22 Nisan 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

22 Nisan 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Filarmonik örkeslramız ystro Halk Artisti sda on gün kadar sıkr bir , bütün Şrenberg'i evresi geçirdiktet &0: etince pek çok kerele Tarimonik orkestramızı, birdenbire çok değişmiş ve değerce iki kat yükselmiş bulluk. Bunlan, bizim için, büyük bir ders çıkabilir: memleketimizde eksik olan eleman ve artist değildir. Ancak onları toplıyacak, teşkilâtlandıracak, e- nerjilerini boşa harcanmaktan koruya - rak elemanları döğrü yalda yürütecek şeller ve İdare adamlarının yoksulluğu: dur ki sanat sahasında bizi daha büyük başarımlar ve verimler” &lde etmekten alıkoymaktadır. En çok aksıyan san: ilerimiz olan tiyatro, sinema ve müzikteki misbi geri- liğimizin sebebini de bence burada ara. mak gerektir. Bugünün genç ve çok şey vadeden müzik ve tiyatro artistleri için. den, ilerde, yabancı yardımlara ihtiyaç göstermiyecek kuvvette sinema ve ti - yatro rejisörlerinin, müzik 1eşkilâtçıla- Tının, opera canlandırıcılarının ve idare adamlarının yetişeceğinden — şüpbemiz yoktur, Ancak, bugün bu sahalar- da yzun denemelere sâhib yüksek de - ğerde yabancı uzmanlarına olan ihtiya- crmrar inkâr etmek de, sanıt:m, hiç bi-. rimlzsin aklından geçmez. Hem bugün- kü gençler arasındaki istidadları yarın İçin yetiştirmek bakımından da — böyle ustaların getirilmesine İüzuüm vardır. Şimdiye kadar çok gevşek davra - mılmak, fazla başı boş Brrakılmak ve ciddiğ ve sürekli bir surette çalıştırı! - mamak yüzünden son yıllar içinde fi » Tarmonik orkestramız bir durma ve hattâ diyebiliriz ki bir gerileme devre- xi geçiriyordu. Bu halden pek çok şikâ- yet edenler oldu ve orkestranın çalaca- # izerleri iyi bazırlamaması ve gitgide artan bir kayıdsızlık göstermesi kon » aerleri dinliyenlerin sayısını da gitgi - de azaltmaktân geri kalmıyordu.Sovyet erkestra şefinin idaresi altında, belki bazılarınca üsnomal sayılan bu çalışma şekli ne zaman nomal bir hal alır, ve istidadlarla iktifa edilmiyerek teknik bir mükemmellik ve beraberlik aranırsa dşte o zaman, senfonik öorkestramız, bir kaç yıl içinde hiç bir vakit yüzümüzü kızartmıyacak hakikiğ bir verlik haline gelecektir, Maystro Yoldaş Ştenberg Halkevin- de soön verdiği kanserden sonra “bu « günkü verimiyle bu orkestrayı her han- gi bir Avrupa şehrinde dinletebilirim,, demiştir. Bu $öz, kabiliyetle beraber yö- Tulmak bilmiyen çalışmanın değerini bize öğretir , Filermonik orkestramızın kadrosun- daki en bellibaşlı eksiklerin de tamam -« lenmâası ve bilhassa İstanbul —artistle - rinden birkaç kuvvetli elemanının or « kestraya alınması da, ayrıca dilenecek bir noktadır.' Kuvvetlendirilmiş bir kadro ile ve . Âyi bir şefin idaresi altında, Filertaonik erkestramızım yeni müzik devrimimizde oyniyacağı rol büyük olacaktır. Bir nokta daha; Filarmonik orkest- Tası, çalışmalarında “halk için,, preasi- pini de büsbütün gözden srak tutmama- hhdır. Son yılların çalışmalarında bu bu- Suüs çok ihinal edilmişti. Ne armonize edilmiş halk müziğimiz, ne de ulusal kompozitörlerimizin izerlerini örkes . tramızdan dinlemek imhânrar bulamı . yorduk. Bunlara ayırca önem verilme- Si ve rus ve balkan memleketleri gibi Bize yakın olan konuşu ulusların izerle- Finin Çalınması da “halk için,, çalışma- larda büyük bir rol oynayabilir, Rad . yonun bu kadar bollandığı ve en yük « sek Avrupa orkestralarını evimizde ko- dayca dinlemek — imkânı gu sıralarda herhangi bir Avrupa — or - Tkestrasının çalışma programını takib etmek, bizce, bir hata olur. varken Örkestramızın radyı ması ve yelnız Ankara'nın değil bötün memleketin ondan — faydalandırılması, ancak yukarda anlattığımız — dileklerin gerçekleşmesinden sonra hakikiğ bir Tü- züm olar- * eza bağlan « “-4 NAYIR * Uluslar Sosy Yabancı gazetelerdeîl;udukl;ı;ıız iyanm bir yazısı *“Bugün uluslurın çoğu şuna kanıttır ki Almanya ba- rışı tehdid etmektedir..., 20 nisan 935 tarihli İzvestiya gaze- tesi “bir hatırlatma,, başlığı altında yaz. mış olduğu bir yazıda Sovyet Rus! ötedenberi Versay andlaşmasına — karşı takındığı menfiğ derumu - beliritikten sonra diyor ki: “Versay andlaşmasının maliğ, ekono- mik ve süel hükümlerinin ortadan kalk. mış olduğu bu sırada bu andlaşmaların tarihsel sozavmı üzerlerinde taşımakta olan devletler bu andlaşmayı bütün biü- tün yok olmaklan kurtarınak için zorlu tedbirler almak gerekliğini göze almak- tadırlar ki bu, dürum üzerinde renlist çe düşünüldüğünü gösterir. Uluslar Sozyetesi kanseyinin bu ka. yarı, tek taraflı davranışlarla ve insanlık acununu yıkıcı yeni bir savaşa sürükle- mek gibi işlere girişmekten ilerde sakın- ması için Almanya'ya yapılmış bir hatır- latmadır. Versay andlaşmasının şimdiye kadar el sürülmemiş olan topraklar. hükmünü bozmağıa ve böylece alıman genişlemek programını gerçekleştirmede kalkışmak barışı sarsmak ve ürkütmek demok olur. Danimarka da içinde olmak üzere Uluslar Sozyetesi konseyinde üye olan devletler, işin doğrusunu böyle görmek. te ve Almanya tarafından barışın bozul- mamatı için gereken bütün tedbirleri al. mağa hazır bulunduklarını söylemekte- dirler, Bu karar, önemi küçültülemiyecek sryasal bir hâdisedir. Biz biliyoruz li Almanyanın elinde koruşu'arını - korku. — tacak vasıtalar vazdır. Ancak göze görürmiyecek elemnanla. rı da hiç saymamak, her görmemek ge. rektiğini bundan çok önce Bismark söy- lemiş ve hatırlatmıştı. Bugün ulusların çoğu şuna kanığdır ki Almanya - barışı tehdid etmektedir ve buna karşı şimdi. den tedbirler almak bir ödevimizdir. Bu düşünüş ve görüş bugün o kadar genelleşmiş ve yayılmıştır ki konseyde Lehistan bile Almanyaya bir hatırlatma- da bulunmak için oylar verilirken bu ka. yarın dışında kalmamak yükümünü duy- muştur. Sovyet Rusya, konseyin kararını Al. manyaya düşman olduğu için değil, de- gişmiyen barış sıyasasının böyle gerek. tirdiği için onamış ve bu kararın başa- rılmasına yardım etmek dileğini gös. termiştir. S Eğer Almanya, bu hatırlatınadan sak- darış yolunda atacağı her adımın öteki devletlerin birleşik korunma — vasıtaları kuvmak dileklerini pekiştireceği anlamı- mı ve bundan da geröken sonuçları çıka- vabilirse, bu sonuçları Sovyet Rusya olduğu gibi anayacaktır. Bu sonuçlar kollektif güvenlik siste. mine katılmaktan başka biy şey değildir. vetesi ve Versay 1S Nisan 93S tarihli Deyli Herald gazetesi “Cenevre sorumu,, başlığı al - tında yazdığı başyazıda diyor ki: Stresa'daki devlet adamlarının amac- larına ulaşıp ulaşmadıklarında şüpheli- yiz. Bunların bir muahedeyi bozan dev . lete veriledek cezayı uluslar sosyete - si konseyinden istemek yolundaki di- lekleri açık ve basittir . Onlar Almanya'yı ve öteki barış muahedelerini düşünüyorlar. Onlar, ye- nen devletin rızası olmaksızın, muahe- delerin bozulması yolunda fena bit çı- ğir açılmasının önüne geçmek istiyor » lar, Bunlar, kollektif bir güvenlik s&is - temine bir de kollektif muhafazakâr « lik sistemi katmak dileğindedirler. Halbuki uluslar sosyetesi, muahede- leri korumak için değil, barışı kurmak için kurulmuştur. Konsey de ancak bir suça ceza ve - rebilir: Konseyin anayasasını bozarak savaşa kalkışma Buçuna, Uluslar soayetesinin böyle bir suç işlemiyen bir devlete karşı ceza kesme- | ğe Hakkı voktur. Bir devletin.” yahni bir takır devletler grupunun da böyle mağa hakları olamaz A devleti B ve C devletleriyle leleri bozar, bi birkey ye Kğet suş ordağı üserine B ve C'de onu cezalandır - u'karlarsa buztda saldırış yapan- lmalıdır. Eğer bunlar, bu mağa lar t yürden savaşa girişecek olurlarsa o zt man ülusla sosyetesinin onlara ceza vevmesi gerekecektir. Şimdi bir takım devletler, Almanyayı bundan sonra ya- pacağı meydan okumalardan, wuakede tufatilmek — için yeni tantLayırslardan geri uluşlar sosyetesinin anayasasına yeni maddeler konulmasısır diliyorlar. sta, Cenevre'de könüu - başlanırsa artık özel bir sorüm an çıkar; genel bir sorüm halini Uluslar sosyetesine yalnız Alman « ya İçin, yalnız Versay muahedesi için hüküm veremez; Bütün muahedelerin çiğnenmesi ve bütlin devletler onun ve- receği bir kararın kavramı içinde bu « lunmalıdır. Bunu yapmak, bütün muahede zor hıyanları cezalandırmak - için uluslar kurumunun gücünü, kuvvetini yepyeni bir alana götürmek gerekliği vardır. Bunu başarabilmek, uluslar sosye tesini yeniden kurmak kadar önemli ve Bgüç bir iş olur. Bu takdirde arstulusal bir ceza ya - sası yapmak gerekecektir. O zaman su- ça yarağır ceza vermek de icab edecek- tir. * «* , Bir devletin tekbaşına yapaca. ğt veto ile işlemesine imkân bulunmu - yan sıyasal makineye yeni bir düzen vermek lâzımdır. »<. Sözün kısası, uluslar sosyete- sini Versay muahedesinin saklanması, ayakta tutulması için bir araç olarak kullanmak günün birinde o sosyetenin yıkılmasına yol açabilir. Stresanın önemi 15 Nisan tarihli Deyli Telegral ga- zetesi “Stresa'nın önemi,, başlığı altın. da yazmış olduğu bir baş yazıda diyor ki: Stresa konuşmaları hakkında çıka . rılan resmiğ bir bildiride konuşular bü- tün sorumlar üzerinde tüm bir anlaş - maya varıldığı bildiriliyor. Bu sözlerin üzerine fazla yapışıp kalmıyalım.. Bu, Fransa, İngiltere ve İtalya devlet adam- larının yürüyecekleri yolu ta uzaklar - dan görmeğe başladıkları anlamına gel- mez, Yalnız bugün varılan sonuçların on- ları tatmin etmiş olduğu anlaşılıyor. Bay Musolini, Bay Makdonald ve Bay Flanden, buluştukları zamandan daha sevinçli ve gönülleri ferah olarak ayrıldılar; burası gerçektir. Stresa'nın anlamı şudur ki orada Ro- ma protokolunun temelleri pekiştiril « miş ve Londra anlaşmalarında onanan esaslara bir kat daha kuvvet verilmiş- tir. Her üç devletin de araştırdığı, örzle- diği şey gçerçevesi içinde kollektif bir. güvenlik — sistemi kurmaktır. Stresa'nın Lokarno'nun bir kuyrü - ğu olarak pekiştirdiği hava paklını, be- rveket versin, Almanya'da esasta mak düşüncesinde uluslar — sosyetesi ona » Stresadan sonra PS Nisan 935 tarihli Mançester Car- diyen gazetesi “Stresa,, başlığı altında yazmış olduğu bir baş yazıda diyor ki: Fransa, Versay muahedesinin al - manlar tarafından zorlanması işini bu- gün uluslar sosyetesi konseyine sunar- ken ingilizlerle italyanlar onunla bir - lik davranacaklar, Bundan başka türlü de davranamazlar. Çünkü muahedeleri bir taraftan bozmağa tanımamağa kal - kışmak üyle bulaşık bir hastalıktır ki * €eğer önüne geçilmiyecek — olursa o za- man muahede yapmak adetini zayıfla- tacak, hükümsüz bırakmağa yol açacak- tır. t « &$ t Fakat silâhsızlanma — işinin tarihi Rgözönüne getirilecek ve Stresa'da dev. letlerin gelecek için verdiği karar dü « Almanya'nın böyle tersine davranmasına rağmen Cenevre- de onu alargada bırakacak bir şünülecek olursa sıyasa kararı verilmesi uzak görünür. Stresa'da kararlaştırılan gelecek sı- yasa programı, bir taraftan Avusturya crkinliği bir taraftan dağu, öte ta - raftan batı güvenlik paktlarına aiddir. Pek vakında, eğer katışmak — isteyecek olursa, Almanyanın da beraber bulunaca Çi bir konferansta Avusturya'nın duru- mu ile ilgili devletler - buluşup Avusturya işine burun sokulmaması işi- ne bör formül bulmağa uğraşacaklardır. Bu görmektedir. ya'nın kendi alnman yazısını hakkı kendisine brrakılsın taraflısıdır. Böytle olmakla berabı manlar geçen yıl çıkardıkları patırdıya kadar Avus - turya işine hurunlarını sokmak yolunda ülkeyi olan te Bay Hitler, büyük zorluklar Alman önderi, Avustur. yazmak her şeyi denemişler, yalnız bu askerle bürümeleri kalmıştır. Eğer Avusturya'dınm komşuları Avus- turya işlerine karşımayı onayacak olur Jarsa o zaman böyle bir pakt imzalana » bilir. Doğu paktına gelince Stresa'da ve- rilen karar açık değildir: konuşmalara devam edilecektir. Bay Hitler, Almanya'nın gencl bir galdırış paktına girmeğe hazır — bulun - duğunu, fakat bunun dışında bir “kar- şılıklı yardım, andlaşması yapılması - nın tehlikeler doğuracağını, bu yüzden istenemiyeceğini söylemiştir. Bu görüş halâ devam etmekle bera - ber, öyle görülüyor ki Almanya birin- ci paktı imzalamaktan çekinmiyecektir. Çünkü ötekiler ikinci pakta imza koy- muşlardır. Bu demektir ki: biz, Alman- yanın da içinde bulunduğu bir kollek- tif saldırmayış paktı yapabileceğini ; bun dar başka imza edenlerin yerinde du- ramıyacağını sandıkları bir haşka pakt da yapılacak. Bunun karşısında alman- lar soruyorlar, bir paktı bozmak imkân içinde alduktan sonra öteki pakt için de aynı imkân neden olmasın? Kelloğ paktında bütün — savaşlara karşı durmak andiçen devletler, bir başka pakt ile özel olarak savaşa kargı davranmak andını tekrarlamaya neden yüküm duyuyorlar.?... Arsmlusal Hearet buhranı Yazan: Oven L. Yüng Hükümetlerinin — sıyasalarında da görüldüğü gibi, neden buğgün uluslar, el birliği yade tek başına ulusal çalışma prensi- pine temayül ediyorlar? Bugüne kadar ile arsıulusal çalışmaktan zi- hiç bir zaman görülmemiş derecede cid- di bir görünüşte olan bir dünya bu so- rumu göüznün önünc getirmeli ve bu- na karşılık bulmağa - çalışmalıdır. Tec- rTübe bakımından çok zengin bir devre olan son yirmi yıl içinde ulusal sınır- lar bakkında birçok — şeyler öğrendik. Ulusal sınır Ceyir.ce, coğrafi bir tabir- den çok, - bu bakımdan da bir çok şey-« ler değişmiştir - bu sözün psikolojik ve ekonomik ehemmiyetini düşünüyorum. Yüzyılımızın son yirmi yalı içinde, dünyanın her alanda artık arsıulusal birlikte çalışma devresine girdiği ka. nağatını edinmiştim. — Uluslar sosyete- si, Lokarno, deniz konferansı, silâhsız- lanma konferansı, Briyan - Kellog mi- sakı, hasılı bütün bunlar, buna bütün ulusların el birliği ile — mey- dana getirdikleri barış vasıtaları tesi- rini veriyorlardı. Arsrulusal ticaret o- dası kuruldu ve serbest ticarete yol aç- mak için, birçok nesillerin dünya ekö- nomisinin önüne — dikmiş oldukları gümrük sınırlarını ve daha - birçok en- gelleri ortadan kaldırmak — maksâdiyle derhal çalışmağa koyuldu. Arstulusal bir banka kuruldu ve bu banka arstulü- sal maliye işlerinde bağlantıları olan ül- keler büyük, bankalarının direktörleri- vni konferanslarında bir araya — toplu- yordu. Ben öyle sanıyorum ki, bütün bu 22 NİSAN 1935 PAZ . tezabürler, son elli yıl tçinde Cümj kaydeti daha büyük olan ekonomik tabii ve nomal bir verimi demekti — İşte bu ilerilik dolayısiyledif ? hâklı olarak barışın güven ajtına Wf diğı sanılabiliyordu; bu da, müsptt lamda, bu barışın korunması için Y? öncelerind ileril iği've ondan anlaşına düşüncesi ve devlet kudretil veni vasıtaları olarak, menfi at da, iasanlara ilmin verdiği —mlli vasıtalarının kudretini kıracak bilii olarak anlaşılıyordu. İ İlmin meydana getirdiği küçll dünya sayesinde, arsıulusal ticaret nasebetinin daha canlı ve dahâ bir çalışmaya kavuşmuş olmasını Benim gençliği: gibi seksen günde değil, sekiz gill ginde dünyayı dolaşacak kadar feler küçülmüştür. Daha önceleri hir dolaşma ihtiyaç vardı, Ayni sorum, daha ölçüde olmak üzere taşımak ve mak vasıtalarında da yer tütmakti Her hangi bir yerinden çıkan bir e$ etmek gerekti. aylara hattâ ha © anda buglin dünyaya yaymak Kân İçine girmekle kalmamış, bu işk gün yapan makineler de kurulm! Dünyamızda insan münasebetini mak ve yaşatmak bakımından bu n€ mektir! Bu küçültülmüş dünyanıl luslar arasında anlaşmayı ve dostli kolaylaştırmış olduğu doğru değil dir? Bu sorgular hoş olmamakla bt ber, bugünkü durum — bunları bize durüyor. Öyle meden bu sorgulara bir karşılık ahi Kaz, Ancak, bu karşır.yın nasıl olal nı kimse kestiremediği gibi, ben peygamberlik taslamak — istemiyorWf Buna rağmen, neden arsıulusal birli anlaşılıyo ki, çok çalışma ilerliyecek yerde geriliyar, * neden gene arstulusal - ticaret büyüy? cek yerde gittikçe küçülüyor; nasıl * luyor da gümrük sınırları azalacak de çoğalıyor ve ulusların birlikte maları güçleştikçe güçleşiyor, sor; rTımı kendi kendimize — sormamız, ilgi veren bir sorumdur. Bana öyle geliyor ki, barış ve d Yuk düşüncesini taşıyan dünyaya yol o kadar düz ve sade değildir. Artf | ulusal ticarete genel olarak umı ve şaşkınlık gözüyle bakılmaktadır. rid adı verilen durum etrafındaki yetler dinlenmiş olsa, mal ve ham m delerin axla sınırlardan geçmiyeceği ve yük yüklenmiş vapurların bir dahf yedi denizi aşmıyacağına iııı(ıııııı hü metmesi gerekirdi. Ben bu düşüncedf | değilim. Ancak, vapurların eskiden 14 | şıdıklarını düşündüğüm “Şükleri yeni | den aynı ölçüde — taşımıyacaklarını İf bul ediyorum. Serbest ticaret yanlı | tutmuş olanlar, günün birinde hiç bif engel olmadan mal ve eşyanın sınırlaf” | dan geçeceği ve her ülkenin yavaş yü” vaş kendi ekonomik durumunun en e verişli alanında en ucuza mal çıkarmit &1 özelliğini alacağı hulyasiyle tam yüf yıl yaşadılar. Belli başlı bazı alanlarif tanr: verimiyle üretim — yerleri olacak | ve baztları da fabrika işleri için ayrıl caktır, ve her zaman Birmingamda d" mir, Mançesterde dokuma, Brazilyad İ' kahve, Kübada tütün, uzakdoğuda Kanadada buğday üretimi yapılacaktıf | asnrlryordu. . Bana kalırsa, bu fabrika yapım mer” kezleri hakkındaki düşüncelerimizi yt niden gözden geçirmeliyiz. İstiklâli if” | ten anlayan işçilerle genişliyen ilim il€* riliğinin, hemen hemen her yere yef” leştirilerek çalıştırılabilen yeni maki” | neleri ,otomatik ve yarı ntomııik!dı* bu tanrı vergisinin kurallarını bozdü Çindeki dokuma tezgâhlarının İngitte” redekilerle yarış edebileceklerini — sof — aylar içindeki Şanghay dokumalafi | gösterdi. Rusyada. sanayi sınaması G'f_ madan, fiat ve yapılış bakımından, kef” di ülkesin — ka ülkelerden mal sok” mağa Tüzur: Lırakmıyacak ölçüde kent' ihtiyaçlarını kapryacak üretim yapnı mümkün olduğunu meydana koydi” Fabrikacılık tekâti kalkmış olduğunda? işlenmiş hazır mallarla yapılan arsrulü” , Ha ticaret de tabiatiyle bir düşüklük | gösterecektir. 14 nisan 1935 taribli NOYE FRAYE PRESE'd!

Bu sayıdan diğer sayfalar: