May 2, 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

May 2, 1938 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Pazartesi 2 Ulus Basımevi Çankırı caddesi, Ankara Tolgrafı Ulus . Ankara TELEFON MAYIS 1938 Yazı işleri 5 KURUŞ Atölre İdare müdürlüğü Başmubarrir Fransızca Ankara 1062-1063 1061 1064 Başbakanımız Atina meçhur asker âbidesi önünde Milli şeker ve zZiraatimiz Sayın Başbakan geçenlerde verdiği bir söylevde “rentable” olmasa bile fırsat düştükçe yurdda şeker” fabri- | kalarının çoğaltılacağını söylemişler- dir. Bu fikrin memleket menfaatleri bakımından ne büyük bir değeri ol- duğunu işin içine biraz nüfuz ettik- ten sonra anlamak kabildir, Bugün, hükümet geniş bir program- la çalışarak büyük bir zirat kalkınma hareketine başlamıştır. Bu hareket takdire şayandır. Çünkü memleketin mühim bir ekseriyeti köylü ve çiftçi- den mürekkeptir. Köylünün maddi ve manevi yükselmesi, memleketin umu- mi seviyesinin yükselmesi demek ol- duğuna göre bu bakımdan atılacak her adımın ayrı bir kıymeti olmak lâ- gumdır. İşte, geçen gün Sayın Başbakanımı- Mevzul, kaç bakımdan yükselten bir ünsur o- larak görülmelidir. Biz zitaatçiler, şeker fabrikalarının rentabilitesini e- nun çıkardığı şekerle ölçmeyiz. Bizim ölçümlüz başkadır: Şeker kadar, o fab- rikaya ham madde olarak hazırladığı- muız pancar ve fabrikanın bize iade et- tiği pancar küspesi de bizi alâkadar eder. Çünkü bir gşeker fabrikasının kuruluşu orada yalnız bir bacanın yükselmesi demek değildir. Pancar, bütün bir mımtakadaki köylerin içti- mat bünyesini değiştiren bir ziraat nebatıdır. Nihayet fabrika bakiyele- rinin de aynı rolü oynadığı düşünü- lürse, yurdum her hangi bir köşesin- de yükselen bu şeker fabrikasının ne kadar değerli bir kalkınma âmili ol- duğu kendiliğinden anlaşılır. Pancar, kârlı fakat o nisbette ekimi dikkat ve ihtimam isteyen bir çapa nebatıdır. O, toprağı eşeliyerek ekil. mez, ekildikten sonra olduğu gibi b rakılamaz, timar ister, Hasadı, husu- si teknik bilgilere ihtiyaç gösterecek kadar güçtür. Bu böyle olunca, kârlı bir nebatın ekimini yapmağa heves eden köylü toprağını, en iyi bir şekil- de hazırlamak yolunu öğrenir. Her işi vakit ve zamanında yapar. Karasapan işine yaramadığı için pulluğa sarılır. Toprağı tırmıklamağı ihmal edemez. İlk devrede elle savurduğu tahumu, sonradan ekme makinalariyle atmağa mecbur kalır. Tarlasını evvelce iyi hazırlamatış olursa tohum çıkmaz, çıksa bile pancar büyümez, şeker yap- maz, Bu boşa gitmeyen haller karşı- sında kalmamak için tarlasını gübre- ler, sular ve yetişen mahsulünü, fazla kâr etmek emeliyle çocuğu gibi ko- rur. Otunu yolar, çapasını yapar. Hu- lâsa pancar, bin bir kitabın öğretemi- yeceği pratik ve iyi çiftçiliğe rehber olan bir ziraat nebatıdır. Yetişen pancarları köylü kendi is- tihlâk etmiyecek ve pazarda da satmı- yacaktır. Önü ya civar bir istasyona veya, yakında ise, fabrikaya teslim e- decektir. Bu pancarı istasyon ve fab- tikaya taştmak için yol lâzımdır. Köy- lü bunu kendisi düşünmeğe mecbur olur. İlk sene çarpık ve çamurlu yol- dan gidilemiyeceğini anlayınca müş- terek hareketle kır yollarını düzelt meğe başlar. Tarlasını itina ile sür- müş olan hayvanıma taşıma işini de gördürmek için iyi bakmağa mecbur olur. Pancarı satarak eline geçen para ile kendi hayat tarzına bir çeki düzen verir. Bu hal pancar tohumu tarlaya atıldıktan fabrikaya teslim edili ye kadardır. Ondan sonra yeni safha başlar. TERİSER AD UŞK Yeke EŞElae f Yazan: Dr. Kerim Ömer Çağlar Fabrika pancarı işleyip şekerini al- dıktan sonra geriye bir küspe kalır. Buna pancar küspesi denir. Pancar küspesi en iyi hayvan gıdalarından biridir. Bunu kurutarak veya taze ©- larak hayvana yedirirler, Fabrikanın Kampanya zamanında çıkardığı bü- tün küspeyi taze olarak hayvanlara yedirmek imkânı olmadığı için mü- him bir kısmmı kuruturlar veya silo- larda yeşil olarak muhafaza ederler. Nitekim, çiftçinin tarlasında yetiş- tirdiği pancarın yaprakları da aynı işe yarar, Köylü bu yaprakları kısa bir zaman zarfında istihlâk edemiye- ceği için hayvanına - yedirebildiğini yedirir, artanını silo halinde ve yeşil yem olarak muhafaza eder. Gerek pancar yaprakları ve gerekse (Sonu 8. inci sayfada) müdürü B. Seferyadi Yazı — İşleri Müd Olempiya, 1 (Telefonla) — Payitaht nazırı B. Fotyos'un daveti üzerine bu - gün türk gazetecileri hususi bir trenle Olempiyaya gittik. Seyahat esnasında halkın gösterdiği samimi tezahürler ve coşkcün şevk ve heyecan, her türlü tari- fin üstünde idi. Trenin geçtiği bütün istasyonlarda, ellerinde Elen ve türk bayraklarını sal İtyan muazzam bir halk kütlesi bizi “yaşasın Atatürk, yaşasın kıral Jorj” nidalariyle selâmlryordu. — — Mora ahalisinin gösterdiği bu sevgi tezahlrleri resmi bir istikbalin çerçe - vesini çoktan aşmıştı. Hepimiz çok he- vecanlı ve sevineti idik. Muhtelif nutuk lar teati edildi. Mora eski muharibler cemiyeti reisi verdiği nutukta kahra - man türk kardeşlerine selâmlarmı bil - dirdi, Konsolosumuz da refikasiyle bir - likte bize refakat etmekte idi. 1 mayıs Yunanistanda çiçek bayramı olduğu i- -in, bütün karşılayıcılar konsolosumu - zun refikasına çiçek takdim etmekte âdeta yarışryordu. Ve Bayan konsolos. içekleri taşryamaz bir halde idi. (Sonu 8. inci sayfada) Şehir stadyomunda Dün zengin atletizm hareket- leri olmuş bu hareketler bin- lerce seyirci tarafından takib edilmiştir. Tafsilâtı 10. uncu Selânikte Büyük Önderin doğdukları ev ziyaret edildi Selânik belediye reisi diyor ki: Atatürkün evini en iyi şekilde muhafaza etmek Selânik için bir şeref meselesidir Selânik, 1 (A.A.) — Başbakana refa- kat eden genel direktörümüz bildiri- yor : Başbakan refikaları ve hariciye ve - kili refakatlerinde Atinadaki türk el- çisi ve Ankaradaki yunan elçisi, diğer heyet âzası olduğu halde saat 9 da $e . Vâniği teşrif ettiler. İstasyonda Makedonya umumt vali” si ve bayant, kolordu komutanı gene- ral Politis. ve askeri ümeza, yüksek memurlar, Selânik belediye reisi, türk — yunan dostluk cemiyeti reii zası, eski muharibler cemiyeti âzası, türk kolonisi, Romanya, Yugoslavya başkonsolosları ve pek büyük bir kala- balık tarafından istikbal edildiler. 'Tren durür dürmaz mıizıka türk ve yü- nan milli marşlarını çaldı. Başbakan ve hariciye vekili istasyon peronunda selâm vaziyetinde duran askeri kıtayı Çörm 0 damtmaşkesinİ Başbakanımızın ve Doktor Arasın Atina ziyaretini takibeden türk gazetecileri kendilerini karşılıyan harici matbuat umum Yunan basın birliği reisi B. Zarifis, ve Atina ajans müdürü B. Vakelliamis'le beraber Atina garında Türk gazetecileri olimpiyada Gazeteciler salıya Selâniğe, oradan Belgrada gidecekler Mümtaz Faik Fenik bildiriyor Muğlada şiddetli iki zelzele oldu Muğla, 1 (A.A.) — Dün gece geh- rimizde oldukça şiddetli bir zelzele hissedilmiştir. Darbe amuden gel- miştir. Saat 21,30 da bir, ve iki dakika son- ra da ikinci ve şiddetli bir zelzele da- ha kaydedilmiştir. Hasar yoktur. Filistinde Araplar altı polis öldürdüler Kudüs, 1 (A.A.) — Bu sabah Tul- kerin civarında bir seyyar jandarma karakoluna tethişçiler tarafından ya- pılan şiddetli bir hücum esnasında al- tıarab polis memuru öldürülmüş - tür. Muhacimler de ağır zayiat ver- B. Celâl Bayar Serezde belediye reisinin nutkunu dinlerken I mayıs bayramı sükün içinde kutlandı Londrada işçi partisi 200.000 kişilik bir miting tertib etti Moskova, 1 (ALA.) — Bir mayıs dolayisiyle bütün Kızıl Mey- :::dı büyük bir askeri geçid ve muazzam halk tezahürleri olmuz— . (Sonu 3. üncü sayfada) Dünkü spor hareketleri Dün Ankara çok canlı bir spor günü yaşamıştır. Fenerbahçe ile Ankara Gücü - Gençler Birliği muhteliti arasın daki maç 5 - 5 beraberlikle bitti. İstan- bulda ve İzmirde milli küme maçlarına devam edildi. Bisiklet yarışları yapıl- dı ve Atlı spor gezinti yaptı. Bu spor hareketlerinin tafsilâtını 7 inci sayfa- mızda bulacaksınız. Yukardaki resim dünkü Fenerbahçe « muhtelit maçından heyecanlı bir anı tesbit etmektedir. sayfamızda bulacaksınız. Yugoslavya Başbakara B. Stoyadinoviç Küçük antant konferansı toplanırken.. Sinayada mühim | meseleler görüşülecek Belgrad, 1 (A.A.) — Küçük antantın Sinaya'da akdedeceği — konferanstan bahseden Samuprava gazetesi, küçük antant daimi konseyinin son eylül top- lantı devresinden beri tehaddüs etmiş olan hâdiselerin tesiri altında toplana - Kağını yazmaktadır. Bu gazete, diyor Ki? “B. Stoyadlne: viç ile B. Komnen ve B. Krofta'nın aynır histen yani konferansın ruznamesine İt- bal edilmiş olan meselelerin hal suret - lerini arayarak sulhu muhafaza etmek hissinden mülhem oldukları kanaatin - deyiz, Görüşülecek meseleler Aynı gazete, konferansta müzakene edilecek meseleleri tadad etmektedir. Bu meseleler, şunlardır : Küçük an- tantın italyan İmparatorluğu karşısın « daki müşterek hattı hareketi, Avustur yanın beynelmilel Tuna komisyonun - dan ayrılması sebebiyle Tuna meselesi, küçük antantın Macaristan ve diğeç komşu devletlerle olan münasebatı. Bilhassa Macaristan ile olan müna- sebetlerden bahseden Samuprava, bu içtima esnasında bu mesele için çok daha müsbet bir hal sureti bulunabile » ceği kanaatindedir. Fıkra | “İntibak,, Acaba bütün imtiyazlı şirketlerden senelerdenberi istediğimiz “yeni şart- lara intibak,, dan ne kastediyorduk? W Onlar maziyi tamamen unutacaklardı. Sömürge yahvd yarı - sömürgelerde yalnız metropol hissedarları hesabrna işleyen şirketler zihniyetini bıraka- caklardı. Yeni Türkiyenin milliyet ve istiklâl rejiminin devam, istikrar ve in- kişafına inanacaklar, ve idarelerindeki yabancılık havasını tasfiye ederek, bizi benimsedikleri kadar bizim tarafı- mızdan — benimseneceklerdi. Bütüu devlet mekanizmasına ve onun yalmız idari değil, her türlü endüstri, banka ve ticaret müesseselerine kâfi kadro unsuru veren milletin çocuklarından istifade edebileceklerini ve ancak om- larla mücsseselerini yerlileştirmek ve binaeneleyli yerleştirmek mümkün ol- | duğunu düşüneceklerdi. Geçenlerde bir ecnebi dostumuz di- yordu, ki: — Beyoğlunda bir dostumun evinde biri yerli biri ecnebi iki kişinin Anka- rayı şiddetle çekiştirdiklerine şahid oldum. Tuhafı bu adamlar Ankarayı bizim kadar bilmiyorlardı ve daha tu- hafı bit türk şirketinde yüksek memur imişler! Yeni Türkiye hak' ka riayet etti- ği kadar, kendi haklarını tanıttırmak- ta taassub gösterir. Aldanılmağa, avu- tulmağa, atlatılmağa tahammül| etmez, Bizimle çalışmak istiyenler, bizi anla- Huş olmalıdırlar. - Fatay

Bu sayıdan diğer sayfalar: