13 Mayıs 1929 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

13 Mayıs 1929 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 KR p dükkânları eczane de ki tahtit edilebilsin! NM ü herkes »erkes hasta a olmadıkça ecza nm E a dükkânlarının tahdit 'P edilmemesi a alâkadarlarla görüş te devam ediyoruz. Hasır iskelesinde kasap Ö- Şavuşla Hasan elendi fi- hi şu suretle bildirmiş meselesi — Kasıp dükkânların aaa ni yalnız şirket ii Yoksa €snal kariyy | dune taraftar düğildir. sap dükkânlarının çok Po Ması az olmasından daha Siyade faydalıdır. Eğer et Pahalı saılıyren bunun se i mezbahada ve nakli- Vede aram Bir sığır lip kasap dükkünna ge- ve kadar (21) lira resim weret vermek lâzım geli- ve; Yor. © Bu miktar. Fahiştir, düne “Tahin hiç bir. tarafında bu tee ağır resme tesâdül © “nek mümkün , değildir. © Kezâneler trhdit edilebilir, wt kasap dükkânları tahdit Sdilemez, Çünkü bir t nüfus hasta olmadıkça 24 kullanmaz, fakat herkes *E yemiye mecburdur. Farzı muhal olarak kasap “ükkünlar, tahdit edilse bile «ti mcuzlatmaz, bilâkiş Phalarır, Şimdi her semtteki kasap” © daha çok er, sauşyım di © Ye biribirine rekabet ederek > daha ucuz et sara W buki tahdit. bir Sr vüçüda geleceği için, Or- Mda rekabet kalmıyaçak, bu İtborla halk daha pahalı et © Viyecektir, Bir. verde bir çok kasap dükkân bulunmasından esnaf Müşteki değildir. Çünkü bir tek dükkün göze görünmez, İskat bir çarşının kasap dük- kânlarından terekküp etmesi «t müşteçilerini daha kolay- lıkla oraya , çeker. Bu halk İçin de faydalıdır. Zira müş eri istediği melascıte, istedis Ül Sintraki, etin. behemehal bu çarşıda bulunacağını bilir © Ve semt semt gezmeğe “üm görmeden «ve binnetice hiç. yorulmadan . et tedarik €debilir. “Halbuki * tahditte, Müşteri için halen mevcut olan bütün bu sühulet müş- Küldca - kalbolacaktır. © Bari bundari ucüzluk gibi bir day, da hasıl olsu. Ne geze Hukukçuların fikri Diğer &hdit meselesinin noktei nazardan nasıl müte Tex olımduğu hakkındaki. tet Kikatımıza, de devam ettik. e iekokgi ların ailede jü- taraftan o kasaplar hukuki fikirleri, esas mi teyit et aretin ser il kendiler best olması İâzımgeldizi kay dile tahdide aleyhtar bulun maktadırlar. İstanbul barosu o inzibat abık a Püzvantoğlu «yin um v i İ geldiği kay: ndan İsmail ö / “Esma bacı peygamberlik ,.. davasında bulunuyor ve Emin ağır ağır yörüyör- tardı. “Fekat beyni gula ee 1 il mahpus de ea a uğ a , fakat ct fakat ct yimcğe mecburdur Ağah larının cahit | Ağah Bi bul husustaki mik talcasım şöyle tesbit etmiştir. — Makukt prensip “itiba tile tahdit taraftarı değilim. Kanunda, ticarette serbesti €sası kabul edilmiştir. Ancak iktisadi noktai ns zardan - kasapların birleşerek birlikte muayyen bir şekilde eenkisi, belki; Kabil Ye fay- dalı olabilir. xi ucuzlarmak için daha (ziyade iktisadi çareler. aramalıdır. Yaz tatili Ağustosta sta başlıyor Adliye dairesinde yaz tatili, öndört ağustosta başlıyacaktır. Hâkimler bir ay istirahat ede ceklerdir. Bu müddet zarfında bir <e74; bir hukuk: mahkemesi müstacel davalara bakcaktır. Maamefih; bu şekil henüz katileşmemiştir. Yakında Adliye vekâletinden gelecek talimalnameye göre ha Teket edilecektir. «Hronika » davası « Hronika» ismindeki Rumca gazete aleyhine açılan Türklüğü tahkir davası, o muhakemenin Berde cereyan; edeceğinin tayini için Temyize gönderilmişti. Marinun Medaim (Eleni, de vasının ağir cezada değil caza mahkemesinde rü'yetini bstiyor- du. Temyiz, itirazım teddek miştir. Altnci müstantık Süreyya B, ösulen muhakeme karari ver dikten sonra, evrak ağır ce zaya gönderilecektir. ? e irtihal Trabzpn tuctarından Hacı Tursun zade Hiayri Bey kerimesi ve mirala mierlüm Riza; Bey haremi Falka | Hamm mupteli olduğu hastalıktan şifayap olâ- mıyarak tedavi edildiği Ameri- kan hastanesinde irtihal etmiştir. Cenazesi 12 mayıs 929 yes günü hastaneden kaldırıla. ak bir çok zevat hez olduğu halde | Teşvikiye camisinde namazı eda ve Maçka Kabriğ- tanma , defnedilmiştir. rabmet eylesin. Mevlâ ei müdür!yetine grılanlar Mm ye Mâci Mehmet oğlu Al Meh- me, kızı Atiye ite birlike İbrahim kızı Rukiyenin Yet - lerindeki vesikalârile üç gün zarında İskân dairesine mü- maları suretile masarıfın | racaatları, “ gelmedikleri tak- tirde istedikleri malların baş Kilarına - verileceği. # Davet — Hariciye ve kâleti İstanbul murahbasle gından ; Halep konsalos mu avini Zeki Cemil Beyin he- wrahhaslığa müracaatı, duyordu. | Yazan: Sadri Etem | Osttarain Vinci sayıfamızdadir V latiyor: — Açık ve müsteh- çen, nedir, bu kelimeler neyi ifade eder? Bunlar, baya perdesini doğrudan doğruya yırtan şeylerden ibarettir. doğru- ya diyorum. Çünkü açıklık ve müstehçenlik dolayısile olursa, ceza kanununda me- hazimiz olan İtalya kanu- nunun: şarihlerine göre, ka- nun Bunları cezalandırmaz. Bunu misal ile izah ede- lim, Herkesin gözü önünde bir kadının çırılçıplak de - necek derecede açık dolaş- ması, aru bayaya mugayir- dir. Çünkü onun ve bakan- ların o maksadı; herhalde şehevidir ve bu, doğrudan doğruya görülür, anlaşılır. Fakat bu kadın, banyo el- bisesile kumlar üzerinde dolaşır, esner, gerinirse? Dikkatle bakan gözlerin, ince , elbisenin (altındaki mahrem yerlere hüfuz ede- ceğine şüphe yoktur. Hatta elbise ıslak olursa, mahrem yerler, şekillerile beraber görülebilir. Lâkin bu hal haya perdesini doğrudan doğruya yırtmıyor. Çünkü bakan adam, evvelâ elbi - seyi görüyor ve onun altin- da neler bulunduğunu zih- ninde mühakemeden sonra anlıyor. Demek ki bir örtü var ve sonra banyo bir ibtiyaçtır, Oraya da mutla- ka çiplak, yabet çıplak denecek | derece açık ve ince elbise ile girilir. İstanbul © üçüncü mahkemesinde geçen sene bir arkadaşımız böyle bir tezi müdafaa etti ve'titi- “ede beraet karari" alındı. Mahkemei: Temyizin bu kararı tasdik ettiğini zann- ediyorum. — Tasdik etmiştir, Efen- dim. » Karikatürist Cem hakkında verilen karardır. — Evet, o karar! Bahir B. le bu anket mevzuu etrafında görüştünüzmü? — Rica ettim, fikirlerini tesbit edeceklerini ovad- ettiler. — İyi' etmişsiniz. Ken- disi bilhassa bu mevu üzerinde . tetebbuat | yap- miştir. Ali Haydar B. esas bah- se avdet ediyor: — Diğer bir misal zik- redeyim. Bir adama “Sen cahilsin, demek, hakarettir. Fakat “Bir takım bilgiler var ki sen onları bilmiyor. sun,, demek, harhalde ha- karet olamaz. Gerçe ikisi de ,Sen bir şöy bilmiyorsun, demekse de birincisinde doğrudan doğruya bir tecavüz, ikitici- sinde ise hakareti kapayan bir örtü var. İşte ben bu kelimelerden “bü manaları snliyorum. * Mamafi, böyle kelimeleri söyleyenin, ya- zanın, yazmaktaki maksatı- bin hükümde pek Büyük ceza — Bu işi öğrenmeğe gön dermişti . © Geleceği Ozaman biliyordu , onu arkadaşlarınin yanında görmek istemiyordu. — . Aptes tazeleyim,. diye odadan çıktı, ve yol kenarında 1 GE ve müste m my m mg m gg İğ eğ yyl yy my yy amil olacağını “ hacet yoktur, — Resimler, danslar ve. — Resimlere ve dans- lara gelince, vaziyeti mah- susa almaksızın o herhangi bir çıplak erkek veya kadın resmine o kanunun aradığı açık ve müstehçen tabirle- rini tatbik edemeyiz. Bu, daha ziyade telakki mese lesidir ve zamanla değiş&- cektir. Netekim, bir zaman- lar kadınlar için yalnız saçın telleri görünmek açık bir fül idi. Şinidi böyle şeyleri ayıp ve günah sâ- yanlar, hiç denilecek dere- ceye inmiştir. Ancak vazi- yeti mahsusayı ifade eden, hayvanlık hissini kabartan fiil ve hareketleri gösteren resimler, bedii bir gayeyi değil, bilâkis şehveti ve behimiyeti tahriki “istihdaf ettiği” içim “mucibi iiiüeaset olmalıdır. Mamafij“bu dö- diklerimiz umumi olup ber hale, her vaziyete göre hu- susi hükümler verilmek icap eder. Ayni mütalâata bina- en, bedi danslarda ve hu- susa bestelerde cürüm un- Suru âranamaz, r -— Bestelerde? — Bestede yukayıda söy- lediğimiz örtü pek kalındır! — San'at meselelerinde, tabloda, heykelde ve mü- masili şeylerde müstehçen- lik mevzuu bahisolâbilir mi? San'atkârı bu suretle takyit.. — Tabloda, . heykelde müstehçenlik meyzuubahis olmamalı ye san'atkârları takyit etmemelidir. Çünkü, san'atkâr" bizden büsbütün ayrı bir şahsiyettir. Eflatu nun dediği gibi «*Bizi alır, doğruca. ulühiyete yaklaş” tirır, . Böyle bir san'at €se- rinde fuhş ve müstehçenlik görenler, herhakle hisleri yontulmamış, bedii terbiye ve heyecandan © mahrüm kimselerdir. ” Fakat bazı resimler var- dır ki onlarda hâkim olan hâvâ, “ şehvettir “ve resim mahzâ bu süfli hissi tahrik için bir takım vasi, mahsüs- ları göstererek yapılmıştır. Bittabi bunlara san'at eseri diyemeyiz. : On! bayağı Şeylerdir. Bizim" /bahsimiz san'at esörleridir. Meselâ güzellik ilâhesinin heykelin- de memeler ve diğer setri avret mahalleri açıktır diye san'atkârına © *Müstehçen bir heykel yapmıştır, nm diyeceğiz. Bu pek gülünç olur! — Bu gibi hususlarda hâkimin takdir hakkı elve- rirmi? Yoksa fenni mesele- lerde' ehli vukufa müracaat edildiği gibiri ses — Bütün bu: dediğim şeyler, » azçok takdire tabi- dir. Birisinin müstehçen ve behimi gördüğü! bir şeyi, diğeri san'atkârane göre - bilir ve bu görüş; muhite, zamana, ilim ve tecrübeye, alınan terbiyeye, şgöre de - gişebi ilir.. çen nedier? | EE A Şurası gayri kabili in- kârdır ki hâkimler bu gibi davalarda bir karar vere- bilmek için çok vicdan azabı çekiyorlar. “Müsteh- çen değil , deseler, mem- leketin ahlâkı umumiyesi mevzuubahistir, * Müsteh - çendir, deseler, san'atkârı takyit, şahsi! hürriyeti” illâ eylemiş olacaklar. Hatta dikkat ediyormusunuz, bil- mem, İehte ve aleyhteki bu kabil kararlar çok dafa ekseriyetle veriliyor. Bu da hâkimlerin kararlarında ne kadar titiz ve durendiş olduklarını gösterir. Mahke- melerimiz için bu kabil davalarda ehli (ovukufun reylerini sormak, pek mu- sıptir. Kanunlarımızda (o buna mani sarih kaytlar yoktur. Bilakis fenne ve ihtisasa | bulmuş ve tanlluk eden işlerde ehli vukufun reyini almak za- rureti vardir. Heykeltraşlık, bestekârlik, şairlik, muhar- rirlik “ nihayet. bir ihtisas işidir. Herhangi bir ferdin aru hayaya kileri dedi- ği bir şey, belki en büyük bir eseri san'attır. Ben Şahsen öteden beri bu fikirdeyim ve davalarimda dâima bu tezi müdafaa ettim. Mahkemeler, çok dafa bunu kabul etmiyor ve “Bi- ze ait takdir hakkını ehli vukufa veremeyiz, diyorlar. Neticede hüküm verecek gene mahkemedir. Fakat, DAĞİLDE Yakacık — Bu tira Va-'Nu tarzında yale *| miştir demebiliri — Günden güne güzelleşiyor ( Kartal « Yakacık ) yolu çok güzel bir surette ikmal edilmiş- tir. Numune olarak yeni bir tarzda Okalranlı (o yapılmıştır. otomobiller beş dakikada Va- katı tan Kartala inmektedirler. Arık yollarda toz kalmamıştır. Yakacık belediyesi müsalir- lerin fazla rağbelite (karşı ötomoil Reretlerini 50 buruştan 30 kuruşa — teizile muvaffak oluştur. Ev sahipleri de geçen senelere nazaran kiralarda mü- him tenzilât yapmışlardır. Gayri müslimler içia hiçbir meniauiyet olmadığı cihetle bu sene Yakacık pek çok rağbet evler şimdinden tutulmaya başlanmıştır. Belediye ber türlü istirahat esbabını temine bütün kuvvetile çalışmaktadır. İstanbulumüzun © havası ve suyu (itibarile yegâne sayfiyesi olan Yakacıktan İstanbula bir saat yirmi dakikada inmek imkânı hasıl olmuştur. A istapan Eİ Tekaüt ediliyor Hukuk fakültesi Usulü mu hakematı bukukiye o müderri$- lerinden İstapan Arapyan Ef. yaşıma ilerilemiş olması dolayı- sile tekaüt editmesini istemiştir. vükuf “ iahkemenini vicdi- Bu talep kabul edilecektir. nını tenvir edeceği için verilecek hükümde isabeti daha ziyade temin eder. “Gazi, köprüsü için Gazi köprüsü için Fransadan getirilen mühendis M. Biju tet- Ali Haydar B. bir lahza | kikatına devan etmektedir. M. düşündü ve memnun bir .vâziyetle devam etti: — Mamafi son zaman- larda mahkemelerimiz ehli vukuf yerine müdafaa şahit- leri istimama karar veri- yorlar ve şahitlere şunları soruyorlar: “Bu muharrir Biji bu. tetkikatı yakında biti- rerek bir raporla Emanete bil- “direcektir. Hazine avukatları toplandı Hizine avutatları dün Dek terdarlık binisinda toplanarak nasıl adamdır? Mazisi, ah- | hazineye ait davalar hakkında lâki (o temayülleri . nedir? Kendisinden aru hayaya mugayir ve haysiyeti muhil €serler | beklenirmi? Bu, büsbütün ehli vukuf müta- lâası değilse de ona yakın bir şeydir. Yedi sekiz sene evvel ceza mahkemesinde görülmezdi. Zaman geçtik- çe mahkeme içtihatlarının görüşmüşler ve “bazı kararlar almışlardır. Haşarat mücadelesi başlıyor iktisat vekâletinden dün vilâ- yete geltir bir tezkerede hişâ- rat ile ciddi suretiç mücadele edilmesi bildirilmiştir. Ziraat müdürlüğü bu iş için arzettiğim esası kabul ede- | şimdiden hazırlıklara başlamıştır. ceklerine şüphe etmiyorum. — Bu gibi davalarda ehli vukuf kimlerden teşek- kül etmelidir? — Tabii o işte ihtisası olanlardan. Bir yazı dava- sında ediplerden, darülfü- nun müderrislerinden, tab- lolarda ve heykellerde hey» keltraşlardan , ressamlar - dan... Bir tayin Hukuk Fakültesi 928 devresi mezunlarından Hasan Bey Gelik bolu asliye mahkemiesi #za mi lizimliğine tayin olunmuştur. Ankara sergisinde Mayısn 15 inde Ankarada açılacak - ressamlar sergisine Türk | Hanimları o esirgeme derneği “zengin bir surette iştirak vetmektedir. Doyçe banktan çıkarılanlar Doyçe Öryent Banlan Türk miemürlarıma. yol vermesi ü- zerine ticaret müdüriyeti keyfi- yeti bankadan sormuştu. Banka “dün lâzım gelen cevabı ticaret müdüriyetine göndermiştir. Bu cevap tiöâret o müdüriyetince tetkik edilmektedir. — E.. Adaköyde he 'di yerlar, Ne dğecekler, Dudu hatun sevinmiyor, Şalimiz herbal, diyarlar. — Dahi ne va.” | | — Ne olacak *'Esma bacı asa, peygamber bentri diydrnuğ. Yerde ME eye © Dükal, öp epi? 0 aa Bn a ke yolda, söylediler vağömüze asker gönderi ii İonak “yeni hesirlenmiy bile. — Peki, dedi, sustu. Pazvantoğlu ve Emin ağır agır yürüyordu. Fakat beyni «bir ar ktvanı gibi oğulduyordu. 4 kendi kendine: * Pazvant oğlu... — Emin. Be. Dedi işler Pek öyle değil, yollan tuttuk mu bir defa her şeyi ya çparız., iple, Banda, bize, e? — Bize ne olurmu ? yazılırız. Ne çıkar be (Emin? heri vurgun etsekte Esma bize bir melelik birakmaz ki? —Azanım tozdan dumandan ferman Ookunurmu hiç ? hem Esma bacı seni sever. — Sevmesinden © korkuyo- run ya, bende, Şakire seviyor. dü. Hüseyii de...“ Seni swmesi öyle değil. Onlarda hani onun aşna fişnedi Yİ, rm adam iz a m vin diyorlar, efledilir- babim - gibi mpüye (inna yek kabin kalekim. Ilgazın u atmak mastarıda hep kötüce manalarda kullanı- ır. Atmak masterile ifade edilen bir çok şeyler vardır ki yasaktır, fakat dinlenmez. Bunlar hangileridir. aklı evvellerden- seniz okuyunca çakarsınız. 1 — Atmak—yalan söylemek kıvırmak, hayale hakiket süsü vermek. Boş atıp dolu tutmak ta bundan işlikak eder. 2 — Sözatmak — eskiden Osmanlı geçlerinin direklerara- sında yaptıkları iş. Takdim edil- meden genç ve güzel hanımlarla konuşmak cür'eti, Atışmak ta bu mastrrden ge- lir ve ekseriya, böyle söz atmak yüzünden çıkar. 3 — Mantar stmak — keli- menin birinci manasındadır. ve kıtır atmak, kıtır bom atmak ta ayni manadadır. 4 — Göz atmak — muhtasar bir surette gözden geçirmek manasına geldiği gibi, biraz göz koymak masannâ da gelir. 5 — Dayak almak — iek- ieplirde ve polis karakollarında yasak olan şey! 6 — Silah atmak — buda memnu şeylerdendir. fakat olmaz şeylerden değildir. 7 < İltira atmak — Eskiden mahalle kadınları arasında Ya - pilırdı > şimdi edipler arasinda filin da yapılıyor. 8 — Taş atmak — İmalı, telmihli. lâkirdi söylemek . -Bu mastara riayet edenler alelimum mizahçılardır . 9 -- Kapağı atmak — Çallı İbrahim beyin devletbanesine âzimeti manasına gelebilir. 10 — Bir iki atmaklı mastar daha varsa da yazılmamıştır .. elf Tıp bayramı | Ön tarah birinci sayifamızdadır ) Acem lisanının tesiri altın- da kâlan Türk tababeti kendi lisanile tedris edil- mek imkânını bulmuştur. Neşet Ömer beyden sonra talebeben Talât B. “Asil tıbbiyeliler sizi se- lâmlarim,, cümlesile başlı- yan hararetli. bir. nutuk söylemiş ve Tip bayramı- nı tebrik eylemiştir. Bundan 'sonra talebeden Muzaffer B. de 'bir nutuk söylemiştir. Müteakiben © müsamere pia diğer numara- larına geçilmiştir. Madam Heye, İzzet Ne- zih, Mesut Cemil beyler tarafından Bethövenin tri- * yosu çalınmış, Nimet Vabit H. üç perça teğanni etmiş ve, alkışlanııştır. Bundan sonra kerian ve viyo'onselle bir konser ve- rilmiş, Sârâ H. tarafından piyano çalınmıştır. Kadıköyde Süreyya paşa sinemasında bir tedansan verilmiş, gece geç vakte kadar dansedilmiş, Eğlenil- i buzlu suyu sehin beynini dön- durmuş; ben —askerken © bizim yüzbaşı dediğini anlamadığımız Zaman bize böyle bağırırdı: — o Yani Sende Esrişin âğıkı musın2, bunu mu çdemek istiyorsun, — “Yoppux'5 — Bir tarahta padişah öte tarafta iki kadın, Allah encami- etsin. Bu işlerin sonu Ben ona âşk mizi ne olacak? Bitmedi & Kii

Bu sayıdan diğer sayfalar: