6 Şubat 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

6 Şubat 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(Üst tarafı birinci sayıfamızdadır Ubeydullah, Piri zade İbrahim, Aptullah Cevdet, Matbuat ce- miyeli reisi ve Giresun meb'usu Hakkı Tarık, Ahmet İhsan, Ap- tülhak Şinasi, İzzet Me'ih, Necip Asım Beyler, Aptüihak Hâmit Beyin hemşiresi Aptülhak Mih- rünnisa, Emine Semiye, Şüküfe Nihal, Halide Nusrat ve Mebrure Hurşit Oo hanımlar (o Hilâliahmer reisi Ali Pş. darülfünun müder- rislerinden Mustafa Şekip, Halil Nimetullah Darülbedayi müdürü | Suphi Beyler, bir çok genç edip, | ressam, O heykeltraş, gazeteci gelmişti. Şehremini muavini Hâmit ve cemiyeti (Oumumiyei Obelediye reisi Sadettin Ferit Beyler şeh- rin #stada hürmetini izhar ve temsil etmekte idiler. Aptülhak Hâmit Bey, Kontes Soranzo, üstadın torun'arı otomo- billerle gelmişler, Edebiyat şu- besi reisi Hüseyin Rahmi Bey ve şuben'n idare: heyeti azası tarafından karşılnmışlardır. Hâmit Bey Salona girerken şiddetle alkışlanmıstır. Sa'onda Aptülhak Hâmit Bey için hususi bir mevki hazırlan- mıştı, üstat buraya otururken Sami Paşa zade Sezayi Beyi de yanına almıştır. Edebiyat şubesi umumi kâtibi Halit Fahri Bey şubenin, üstada karşı bürmet ve tazimini izhara vesile bulduğu için memnun ol- duğunu söyliyerek içtimai açmış muallim, müteakiben İsmail Müştak Bey | sabneye ge'miş ve şu hitabeyi ,irat etmiştir: ismail Müştak Beyin hitabesi Aptülbak Hâmit bugün sek- ! sen yaşına girdi. Eğer lâyemutların ebet pey- veste mevcudiyetlerini Ufanilere mahsus o ölçülerle hesaplamak âdet olsaydı, eğer kartalların vorulup bulutların eridiği şahi- | kalara fani adimlarla tırman- mak kabil olsaydı bugün Hâ- midin yüce başı üstünde parla- yan sekseninci senenin güne- şinden maddi bir mana çıkarmak | | durarak zaman ve imkânın ©- | | | doğru olurdu. Hayır efendiler havzai hükümranisi asırların vicdani edebini de mü- hit olan bu dehayi z'ndenin umkunu ve irtifamı fani ra- kamlarla ölçmeğe (kalkışmak bir da'âleti fikriyedir; ben ken- dimi ve sizleri ve Hâmidin bü- tün mahlükat edebini bu dalâ- letten tenzih etmek isterim, Bu- günkü ibtifalin manasını daha ziyade onun maneviyetinde ara- Yarım asır evvelki : VAKIT 6 Şubat 1889 Sivastopol kale ve 1is- rihkâmatını muhafaza ve müdafaa efmek üzere bu kerre Rusya devleti fahi- mesi yirmi sekiz sanfi- meirelik çelik topla:dan on batarya kadar topile mezkür tabya ve istih- kâmlara sert dökme İcv- halardan bir takım zırhlı kuleler Avrupa canibine sipariş eylemiştir. müstakbel | mak mealiperest ruhlarınıza ye- gâne yakışan yoldur. Maamafih fani rakamlara da | rinden İ muhaledatı arasına giren bir man- behemehal bir mana vermek ve bu içtimaın medlülünü beheme- j hal tesbit etmek lâzım ise di- yeceğim ki bu ihtifal bundan seksen sene evvel bahtiyar u- fuklarımıza doğmuş büyük yıl dızın seksen senelik seyri nura- | nisindeki şa için gelmiş insanların bir âyini vecdü istığrakıdır. Evet muhterem efendiler, biz i buraya bir lâyemutun yaşın saymak veya hayat dönümlerin- i dan herhargi birine gelmiş bizim İ gibi diğer bir faniyi selâmla- mak için değil Hâmidin Kabei edebi huzurunda sekseninci haccı tazimi eda edebilmiş olmak bahti- yarlığından dolayı birbirimizi İ kutlulamak için toplandık. İmanı edebin bu, bir rüknüdür ve Hâmidin Türk vicdanlarında yaktığı ateş bir nuru imandan başka birşey değildir. Fikir ve irfan âlemimizin en güzidelerinden terekküp eden cemaatiniz huzurunda Aptülhak Hâmit mevzuuna temas edebil | mek için nekadar yüksek br ihata bidaaya ihtiyaç olduğunu bilmeyenlerden değilim; bu um- manın enginlerine açılmak şöyle dursun sahillerinde dolaşırken bile (Makber) lerin, (Eşber) lerin, (Finten ) lerin ( Ölü ve Sahra ) ların ilâhi uğultuları havsalayı çatlatmağa kâfidir. Ben bu kür- süye hepinizin yüreklerinden ko- pan külbanki tazime zayıf sesim ve--mütevan --tekdime ( tebci- limle iştirak için çıktım. Büyük Hâmidin ayini edebinde mestü müstağrak bir müritten mütekâ- i mil bir iddiası olması beklene- mez. Hâmit kimdir? daha doğrusu Hâmit nedir? bu ebet zinde kudreti seyyale hangi esrarlı meribadah çıkıp milletinin idrak İ ve irfani üstünde nasıl'tesis sal- tanat etmiştir? mazide bir gün köhne tarihin köhne reftarim dur- lanca kabiliyetlerile nefbi ilham İceden bu emsalsiz müceddit ne yapmıştır? Bir hitabenin çerçevesine sığ- mak şöyle dursun cilt erin muhtevi- yatını bile taşan bu sualler ha- fızamda üç büyük simanın ha- tırasını canlandırdı. Tevfik Fik- i ret, Süleyman Nazif, Cenap Şa- habettin... Mezhebi Hamidin bu İ üç büyük havarisi, büyük yıl- dızın bu üç peyki bakası vicdan- larımızı aydınlatan ziyanın siyri nuranisini takip ederken bizim yegâne rehberlerimizdir. Semayi İedebimizde gök gürültülerile kan- şık bir şimşek gibi çakan Hâmidi idraki seviyesinde dolaştırmak vazife ve şerefini şimdiye kadar hiç bir edip bu üç üstat kadar muvaffakiyet İ ve salâhiyetle deruhte etmemiş- tir. Hâmidiın sesi tabiatin ahengi İlhanma (o karşarak © esraren- giz bir musikinin dalgaları gibi başımızın üstünde gezinirken Tevfik Fikret sünuhatı vicdanile, i Süleyman Nazif salâbeti imanile, | Cenap Şahabettin ciyadeti iza- İ nile bize bu efsunlu kudretin ma umuminin pasını takdir ettiler. Rebabı Şi- kestenin ebet iştihar sahifele- birinde oOTürk şirinin züme, Süleyman Nazif ve Cena- bın beş sene evvel yine böyle bir cemaati münevvere önündeki hitabeleri Hâmit dininin metni edebine yazılmış öyle muazzam şerhlerdir ki (o bugün Hâmidin hediye ettiği lisanla konuşup ya- zan ve yarın lisan ve beyanının istikrarında yine Hâmidin celâ- leti saltanatını görecek olan bugünün ve yarının nesilleri Hâmidi bunlarda anliyacak'ardır. Efendiler! Hepimizin velinimeti edebi olan Hâmit mazinin örüm- cek bağlı köhne binasını zebe e- lerle yıkarak. istikbalin kapısını yumruk'ayan (Makber)i bun- dan tam kırk beş sene evvel ibda ve İrfanı ümmete ihda etmişti. Bir ölünün mateminden yeni | bir nesili, mebnayı O inkilâbı- nı yükselten Makberi yazarken Hâmit otuz beş yaşında bir gençti. Halbuki otuz beş sene- dir yapraklarını çevirdiğimiz bu eserin derinliklerine henüz nüfuz edemiyoruz. Hâmidin füshatı de- hasını anlamak için bu, kâfi bir işarettir. Hâmit kökne idarei e- debi devilren darbei inkilâbile yeni saltanatı ilân ettiği gün o kadar yüksek bir abide kur- muştu ki onun peyk ve peyrevleri kırk beş senedir bu abidenin ulvi güzelliğini sıyanet etmeği kendilerine şeref bilmişlerdir. (Makber)le hududu irfanımızda rakipsiz bir saltanatı edebiye tesis eden v Hâm t, dehasının'»verdiği payansız bir -salâhiyetle-ilhamını her sahada dolaştırdı. Vatan insaniyet, millet, tarih, hülâsa bütün mevzu'ara uğradı. Bu mevzular içinde güzelliğini kayp edenler olduysa da Hâmüdin de- hası her dem taze kaldı, çünkü Hâmit: Pek çoksa da başlanan' Mehasin Yoktur sânırım ?ekâ için sin. Demişti. Kırk beş sene evvel ( Mikber')i “yazan geçen: sene (Tezer) e perde ilâve eden | Meraklı şeyler | Çok garip bir doğum hadisesi Geçenlerde Fransanın Tulon şehrinde çok garip bir doğum hadisesi olmuştur. Madam Yüdit isminde bir kadın uzun süren ağrılardan sonra ikiz doğur- muştur. Fakat bu ikiz nevzat- ların Kafaları ana karnında bir- birine kaynadığı için arkada yalnız bir yüz, yani iki göz bir ağız ve bir burun vardır. Hal- buki buna mukabil iki vücut, dört kol ve bacak vardır. Bu müşterek kafalı çocuklar doğ- duktan biraz sonra ölmüştür. » Fransarlın en ihtiyar kadını öldü Fransanın en ihtiyar kadını olan Madam Mari Lüiz geçen çarşamba günü Niyar şehrinde ölmüştür. Mme Mari 1828 tari- hinde Süren nahiyesinde doğ- muş, 1890 tarihindenberi de dul kalmıştır. Madam Lü'z ar- kasında birçok çocuk, torun ve torun çocukları bırakmıştır. Aptülhak Hâmidin 80 inci yaşı münasebetile Hâmit arasında, Pencap hüküm- darı Eşbere millet eri ayaklan- dıracak kadar ulvi bir neşidei hamiyet ve hamaset okutan Hâmitle Cümhuriyet inkilâbının zaferini terennüm eden Hâmit arasında okadar fark yoktur ki şahikalardan bir türlü ayrılamıyan bu adamın karşısında hayranlık duymamak elden gelmez. Hâmit işte bu yüksekliklerden vicdan- lara hâkim oldu. Gönüllerde daima müteyakkız bir intiba yaşatarak, Türk lisan ve kalemine daima kendi istika- metini göstererek, fikir'eri dai- ma kendi sahasında do'aştırarak irfanı miletin önü sıra yürüdü. Hâmidin inkılâbı bence bir feryadı eldmle baş'amıştır. Ya- rım asır evvel Berut sabillerin- de son nefesini veren aziz bir vücudun matemi (Makberji, Mak- | berden kopan çığlıklar da ipkı- labı edebiyi doğurmuştur. ibrahim Necmi Beyin konfı ransı İsmail müştak Bey, sözlerini Tevfik Fikret'in Hâmit için yaz- dığı şiiri okuyarak bitirmiştir. İbrahim Necmi B. üstadın e- debi şâhsiyet ve hayatını tahlil eden kıymetli bir mıştır. İbrahim Necmi B. Hâmidin edebiyatımızdaki büyük mevkiini dikkatli br edebiyat hocası ve edebiyat tarihi muharriri sıfat ve salâhiyetile izah etmiş ir. Bu güze korferanstan sonra gençler tarafından üstadın şiir- erinden bazıları inşat olunmuş” tur. İbtifalin sonunda İsmail Müş- tak Bey tekrar sahneye * gelmiş ve “Aptülhak Hâmıt Böy tarafın; dani “yazılmış olan şu - satırları; okumuştur: Üstadın hitabesi *Huzzarı kitam takdir öderler haşbıhal yap- ki edebiyatta yalniz edip “olmak değil, biraz da hatip olmak lâ“ zımdır. “Benim : kitabete nisbetim' varsa da hiç bir az çok vak- tmde hitabetle münasebetim ola- mamıştır.: Bu güç-affolunur bir kusurdur. Fakat ben buzurların- da bulunduğum , üdeba ve ahib- badan bu kusurumun : altını rica ederim Beni bu davetle taltife yahut bayat.edebiyemı tavsifi ta- müsababei edebiyeye tenezzül edener tife tahammül edenler, h ç şüphe etmiyorum ki bu vesile ile te.im İsdiimden 'ziyoda kendi” kadırşi: nas'ıklarını göstermiş oluyorlar ve pen bu swret'e onların bu İ memduhiyetlerinden hıssement ol muş oluyorum. Seksen yaşına ermek lıktır yıktır ihtiyar ibtiyarlık hürmete takat buda ve lâ mablüktan ziyade balika ait olduğundan bu | | sinni kema!,bana bugünkü genç- kemalât olmakta bulunduk'arını idrak ettirdi o sayede bugünkü gibi mesut günlere yetiştiği için ihtiyarlıktan çok memnun bulunuyorum lerimizin haz ve Bana bu memnuniyet Obahşet- tiklerinden da'ayı huzzari ki'ama canü dilden arzı şükran eder ve cümlesine ayrı ayı uzun ö mürler ihsan etmesini A'lahtan dilerim... Üstadın yüksek bir tavazuun ' — VAKIT 6 Şubat 1930 Kayalar Berdan bir müddet İ Fransızların Edge Akdenizde, haritali ismi geçmiyen bir kayaya $ İti ve battı. Haber alıyor! bir İhgiliz gemisi de Karadt de gene ismi haritada ges” bir kayaya çarpmıştır. zırhlısı Haritaların yazmadığı bir ya daha vardır ki oda A radadır. Memleket dahilinde unu şaşıran veyahut öteİ berikinin yolunu şaşırtmıya ! şanlar da ona çarparlar v€ tarlar, Toplu İönt önem aye eğksmemiğesl Borsada: İsterlin İngiliz lirası dün sabah borsada Iİ 1035.55 kuruşa" Gİ akşam 1035 kuruşta kapanmıştır. İ kuruşta açılmış, 920 kuruşta açılmış, 997 kuruşta Bİ mıştır. Altun son günlerde gittikçe yüksel miştir. m ÂLEM, İİİ zn en Şa Li Hliyet meclis i Dün. ikinci içtimali yaptı Umumi vilâyet meelis$ d ikinci | içtimaımı yapmıştır. K mada evvelâ Gazi Hz. ile M lis .reisliğine, Başvekil ve liye vekiline çekilen gtaflarının bürüt okunmuş, Heybeli toryommuna 5 yatak ilâvesi, tazim İ cevapları sonra allim mektepleri mezunlarına bise bedeli tezkeveleri encü lere gönderilmiştir. «Sonta hi muhasebeden iki hasta “ mem beşer yüz “lira verilmesi edildi. Büyük: “Gaziden gelence' telgrafı. yazıyoruz: ; * Vilâyet umumi . meclisif toplanması o münasebe'ile buyurulan hissiyata “teşekkür | mesainizde muvaffakiyet tem ederim.,, Rersicumhüf Gozi Musa'a Kt eseri o'an bu sözleri şiddeti alkış anmış, O bun gonra bitişik sulona geçi miş tet ve davetlilere çay veri bir müdde sam! hasbıhallerde bu'unı İmuş'ur. hararetle hususi ve d Şubat 1930 imsak: di a kiye 721 Sabah Cğis İkindi 543 1228 1514 Bugünkü havs Have ekisriyetle balutlr haf yak temel rüzek: cenvp 'st.kamı

Bu sayıdan diğer sayfalar: