28 Mart 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

28 Mart 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 4 — YAKIT 28 Mart 19 30 © Ruhi Beyindefterincen:33 Gecenin saat ll inde N. Bevin bir “ Sairifilmenam ,, olan oğlu gözleri kapalı olduğu halde yataktan ka'- kıyor bahçeyi dolaş: yordu Allah aşkına söyle Kahvede oturuyordum; N.. Beyde geldi, beni görünce yanıma oturdu, geniş bir nefes aldı: — Merhaba hazret; ne var, ne yok”? — Bırak canım, şu bizim çocuğun hali bana derd oldu? — ne gibi? — Ne gibi olacak, sinir has- talığına mı tutuldu, ne? Şimdi doktora götürdüm. — Ne imiş hastalığı? — Bilir miyim birader? Gece- leri kalkıyor, gözleri kapalı, bahçede dolaşıp duruyor Bir gün bir haltederde kendini kuyuya atar diye korkuyurum. — Ya, demek mühim bir hadise; geceleri kaçta o'uyor Bu? — Hemen de muayyen sa- at'erde. Saat onda yatıyor; on bır buçuk sularında kalkıveriyor. — Konuşuyor mu? — Hayır. — Azizim bu pek enteresan bir şey, cidden tetkike değer; xabil olsada bir defa görsem. — Elbette kabil. — Nasıl meselâ? — Bu akşam bize gelirsin.. Karar 'verdik, N... Beyin ço- cuk dediği, aşağı yukarı, yirmi yaşında bir gençti; oldukça güç- lö, kuvvetli idi. ——— nını savurarak düşüncesini iki cüm € içine sığdırdı: — Kadın hamamları, çok pis, bakımsızdır. an, her zaman içeriye teftiş etmelidir. girip Hamamların şekli, bakım- mmm am haneler: — Hamamların şeklini nasıl buluyorsunuz. Bizdeki... — Ne demek istediğinizi an- ladım. Doğrusu ben orta yerinde kos koca bir göbek taşı bulunan apaçık hamamlardan hoşlanmı- yorum. Daha modera bir şekil- de, ufak ufak yıkanma bölme- leri bulunan hamamlar yapı malı. İnsan daha rahat yıkanır. Her- kesin gözü önünde yıkanmak başka, yalnız yıkanmak başka. — Yapılması lâzımgelen daha başka belediye işleri... — Elbette vardır. e Meselâ a m AN Yarımasır evdeki VAKIT 28 MART 1880 ii... sera mEnaN Aa eMMANA, Fişekhanei emirenin Bursa canibinde inşa olunacağını bundan evvelki nüshaları- mızda beyan etmiştik. Bu kerre haber alındığına göre, mahalli omezkürdan sarf nazarla her veçhile müna- sebeti tammesi bulunen Zey- tunburnu fabrikai hümayunu dorununda inşasına karar va- rilerek bu bapta lâzımgelen keşfiyatı iora kılınmış ve bir keç güne keder iorayı ameli- yete bed'ü mübeşeret oluna- ceği mesmuumuz olmuştur. Bunları teftiş için | kadın müfettişler bulunmalı, her | | Saat on, birde N... Beyle sa- İ londa geziy orduk; şey yoktu; henüz bir daha bir çeyrek sa- at geçti, derken gencin yattığı odanın kapısı ( açıldi, çocuk salona çıktı. Gözleri kapalı, hiç tersddüt Ooetmeden İ adımlar'a yürüyordu. Bu genci tevkif etmek sonra uyandırmak, konuşmak istiyor- İ dum, hemen önüne geçtim âmi- İ rane bir sesle; | —Durl | Dedim; durdu. Emirlerimi ver- i miye başadım: — Şuradaki kanapeye otur! Mümanaat etmedi, yürüdü, kanapeye oturdu. — Nereye gidiyorsun? — Bahçeye muntazam — Orada ne yapacaksın? | — işım var. — Ben de gelsem olur mı? Bu sualim onu biraz düşündürdü; | bâlâ gözleri kapalı, bâlâ uyu- yordu. Bir dakika sonra cevap verdi : — Geli — Oyle ise kak gidelim. O, önde gidiyordu, ben ba- basile beraber dört, beş adım çeye indik - Babasının suyledi- ğine göre -* her gece gittiği yere gidiyördüz (bi medi çocuk bakımhane!'eri tesis etmeli. Çalışan bir kadın, günün birinde evlenecek olursa, çocuğuna kim bakacak? Anne bem işile, hem de çocuğu ie lâyıkı veçhile uğraşamaz. Hatta kadının bütün gayre- tin: sarfetmesi icap eden mes- lekler var. Yorucu, zaman işgal edici işler. Şu hale göre, çocuk, sütnine, dadı elinde gelişi gü- zel büyüyecek. Bakımhanelerde terbiye görmüş dadıların büyüt- mesi, daha faydalı olacaktır. Kadının bayattakı yeni mevkii ıtibarile, zarurıdir de, diye bi- lirim. Sonra bir mesele daha var, Kanunu medeninin 275 inci mad- desi mücibince: Nigâr H., yazıhanesinin üstü- nü araştırdı, Hacı Bekirin şeker kutuları arasından çıkardığı ki- tabın sayıfalarını çevirdi, mad- deyi buldu: — Tamam, 275 inci madde. Bu madde, ayrılan karı kocanın yeni baştan evlendikleri takdirde icap ettiği halde çocuğa bir vasi tayin edileceğinden, karı kocadan birinin de vasi nasbı caiz oldu- ğundan bahsediyor. Tabii, ikisi de vesayete ehil görülmezse, İ mahkeme kimi tensip ederse vasi tayin eder. Bu itibarla da bakımhaneler- den istifade mümkündür. Bakım- hanelerin Şehremaneti tarafından idaresi muvafıktır. Nigâr H., bararetle ilâve etti: —Çocuklar, anadan, babadan i ariadan takip ediyordum. Bah- | S4 sp Galatasaray - Bugün lik Bugün Fenerbahçe ve Gala- tasaray takımları, !ik maçlarına mahsuben, senenin üçüncü mü- sabakasını icra edecekler. Spor- da heyecan umumiyet e müsavi kuvvetlerin karşılaşmasından do- ğar. Gariptir ki bu maç, tara- feynden biri ne kadar zayıf vaziyette olursa olsun, umumiyeyi ayni şiddetle alâka- kalmamıştır. Geçen seneler, Fe- ner nisbeten zayıf bir kadro ile mücadeleyi kabule mecbur ol- duğu vakit, Stadyom nasıl binlerce gencin mecmai haline gelmişse, bu sene de Calata- sarayın bozuk vaziyetine rağ- men ayni halin tekerrürüne şa hit oluyoruz. Bunun en büyük sebebi rekabetin iki kulüpten ziyade iki taraftar zümre ara- sında kök Salmış olmasıdır. Ga- libiyetin verdiği zevki de, mağ- lübiyetin döktüğü zebri de, mü- balâğasız olarak iddia edebili- riz ki kulüp mensuplarından zi- yade bu kulüp taraftararı his- sederler.. ———— ————— ziyade bizimdir, cemiyetindir. Onların mükemmel insan olarak Hâkim de olmalıdırlar — Hâkimlik bahsinde fikriniz? — Ben kadınların hâkim ol- malarına çoktan taraftarım. Hat- ta şahsen otuzu mütecaviz isti- lerde bulunmaları, faydalı olur. | Talâk, nafaka ve mümasili ba- hislerde, muhakeme edilecek kadın, erkek iki cinsi muhake- me edecek olan da iki cins ol- malıdır. duktan sonra bâkim olmaları artık mesele değildir. Avukat da hâkinı kadar mühim, mes'uliyetli iş deruhte etmiştir. Bir müekki- lin bütün hukukunu muhafazayı tek başına üzerine almıştır. Hatta müşavere ile mes'uliyet ve vazi- fesi muhtelif şahsiyetler arasında taksime de (müsait değildir. İşinden tek başma mes'u'dür. Bunu yapan, onu da yapar. Nigâr H., İtalyada o kadın- lann hâkim olduğu çocukların ahlâkını tehzip maksadile faali- yette bulunan çocuk mahkeme- lerinden de bahsetti. meb'usluğa gelince — Meb'usluk (hakkında söyliyeceksiniz ? — Ayni şeyi. Buda tabii bir hakkımızdır. Kadın,meb'us intihap edebilir, meb'us ola- bilir. Kadının doğurduğu ço- cuk, bu hakka malik olsunda anası niçin mehrum kalsın ? Kabahat, kadın olmakta mı ? Erkeklerden farkımız ne ? Nigâr H., ayrılırken sözlerini kuvvetle tamamladı: — Bütün bu hak'arın kadın lara da verileceği günün yaklaş- masından memnunum! ne üçüncü defa olarak Kar- şı karşıya efkârı | dar etmekten hiç bir vakit hâli | yetişmesi, sade. ailesini: değil, l bepımizi şiddetle a.âkadar eder, | da verdim. Bilhassa ahkâmı şah- | siye işlerine bakan mahkeme- | Zaten kadınların avukat ol | iie Fenerbahçe maçlarında geliyorlar Bugün üçüncü maç.. ve acaba ayni netice mi? Zevahire bakılırsa buna der- hal müsbet bir cevap vermekten başka yapılacak bir şey yoktur. Fener bu sene tam formunda ve azami kuvvetindedir. Muha- cim hattı bu kiymettar kulübü- müzün şimdiye kadar malik ol- duklarının oOhemen hepsinden yüksek, hepsinden müessirdir. Geçen seneye kadar Fener ta- kımında bir Zekiyi, bir Alâyi tutmak bütün hattı öldürmeğe kıfayet ederken ve Galatasara- yım bütün muvaffakiyetleri bu tabiyeyi mükemmel surette tat- bikten neşet etmişken, şimdi bu beş oyuncudan her biri başlı başına bir sayılı miştir. Buna karşı Galatasaray için | yegâne yapılacak şey temiz ve mazbut bir oyunla tehlike ne- rede başgösterirse oraya yetiş- | mektir. Feneri yenmek için Galatasa- fırtına kesil | rayın bugün canlı, şuurlu ve teknik bir oyun oynaması icap eder. Bu mümkün değil midir ? Niçin olmasın ? Bildiğimize na- | zaran sarı-kırmızı takım bu se- fer oldukça: değişmiş bir şekil | de ortaya çıkmıştır. Ayağından muztarip olan Mithatın oyuama- i-ması hemen hemen muhakkak. Lebleb nii “ademi iştiraki “18€ muhtemel; “Üç orta için de ikin- ci ve üçüncü takımlara müraca- at düşünülmektedir. Bu hal za- biren takımın aleyhindedir. Fa- kat yeni kan zerki suretile genç- leşecek olan bu kadrodân kr vılcımlar da doğabilir. Galatısaray - Fener maçı İs- tanbul şampiyonluğu (meselesi üzerinde mühim bir değişiklik yapmıyacaktır. Çünkü Galata- saray bir mağlöbiyet ve iki beraberesine (o mukabili (Fener bütün maçiarını kazanmış ve 18 puvanla birinciliğe yüksel- miştir. Fenerbahçenin bu maçında mağ- lübiyet veya berabere kalması çok uzak bir ihtimal olmak'a bera- ber bu birincilik noktayi naza- İ rından haizi ehemmiyet olmıya- cak ve ancak yeni bir vaziyet ihdas edecektir. Maâmaafıh bü- tün Türk sporculuğunu a'âkadar eden bu mühim maçı kazanmak için her iki kıymetli takımın da bütün mevcudiyetlerile | çalışa- cakları şüphesizdir. İkinci o takimlar © arasındaki mücadele de birinciler derece- sinde (şiddetli olacaktır. Bu | sınıfta Fener, Galatasarayı 3 - 0 yenmiş olmakla beraber bilahare | Beşiktaşa mağlup olmuş, Vefa ile berabere kalmıştır. Netice olarak rakibinden bir puan nok- sanı vardır. Bunu telafi etmek ve tekrar birinciliği ele geçirmek ancak Galatasarayı tekrar yen- mekle kabil olabilir. Her iki taraf tefevvuku temin için şüp- İ kalkışmak benim haddim hesiz azami kabiliyetlerini sar- fedecektir. Rıza il (Girün çok ve karışık diseleri içine pek bir haber karıştı. Ressam Bey ölmüş, dediler. Şark r© nin, memleket gizgılerinin ilk kâşifi san'atkârın sesini madım ve fotografından b yerde resmini de (o gö: Fakat bir san'atkârın eseri den başka hüviyeti olur # Onun yüzündeki çizgilerin # hareket ettiğini bilmem ve nuşurken sesinin aldığı ab de yabancıyım. Yalnız bir Çamlıca eteklerinde di arkadaşım uzaktaki bir f* ağacı altında çalışan bir ref parmağile göstermiş ve: — Hoca Rıza Bey! Demişti. Kızgın öğle güf altında birtek çamın sıska # gesine sığınmış uğraşan bu! ratıcı ruha o gün imren Üstadın gönlündeki ai ateş, bütün şehri bir alev $ kaplıyan temmuz güneşini * düyurmıyordu bile. Biz, or tırmandığı ömür dağının # yarısına varmadığımız i de ter ve bezginlik içinde kır kahvesine sığınmış ve lara serilmiştik. O gün, gün kavuşuncıya * dar, o, orada kalmıştı. Eserleri hakkında hüküm * mek, onların kıymetini öl çi del Yalnız şu var ki bende vatandaşım gibi resim dersi! onun modellerini omeşki başlamışımdır. Yani Rıza bi bugünkü genç, hatta çaların üstadı vlduğu tün memleketin de hoc8f”, Taş basması modeller içinde Yüzülteri “vardır. San'atkâr çöcük”mOdelİ” yapayım © de kaç tanesinde kendinden miş ve ilhamının yaratıcı siyle bir eser meydana miştir, Kurşun kaleminin © ürpermelerile doğan ağa a boğaz (manzaraları n gençliğe resim ee veri Fakat üstadın asıl sulu © boyalarındadır El kadar küçük bir yere * dünyalarını sığdıran kudret,“ fırçasına ram olmuştu. İsti lun sabah, öğle, akşam, ” bulâsa bütün vakitlerindeki ve şeklini görmüş, o def” ruhunu lâvhalarında yaşat” Ona İstanbul ressamı denffi ridir. Ne acıki onu ii müz halde bu büyük . resim alemimizdeki derin lelerini duyuracak feryatlar, , miyor, yazılar öclmayoralii ld Sabah Öğle İkindi Akşs göl 426 1219 1550 1829

Bu sayıdan diğer sayfalar: