6 Temmuz 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

6 Temmuz 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— — 4 VAKIT 6 Tales 1359 ——— Ağrı hadisesi dolayısile... Üs tarafı 1 inci sayılamızda bunların ahfadı o kadar zalım ve bunhardır ki aşiretinden ya- telif aşiretler bazen birbirleri ile dost olurlar, iyi geçinirler, ekseriya da mubasamada ( bulu- kayı Okortarmağa © çalışanları | nurlar. ŞeyhSait isyan üzerine yaşatmazlar, yapılan (takibat (neticesinde Aptülhamidin çok sakim bir | Şark (vilâyetlerimizdeki (ağa- idare sistemi "olarak © tarafta | ların kısmı küllisi ele geçirilip yaptığı Hamidiye teşkilâtı bu adamların (nüfuzunu © kadar artırmıştı ki Halk bunların ya- nında hükümet mümessillerini gölgede görmeğe başlamıştı. Meşrutiyetin ilânile Aptülha- midin kendilerine verdiği rüt- belerden, bir çok imtiyazlardan mahrum edilen bu Ağalar, Bey- ler ve Paşaler zaman © zaman bükümete isyan etmeğe cür'et göstermişlerdir. Bu havalide en mühim aşiret Kürt Hüseyin Pş. mn riyaseti altında > Hayderanlı aşireti ile Celâli aşiretidir. Kürt Hüseyin Paşa Aptülha- mit zamanında Jivalığa kadar çıkarılmış cahil ve kan içici bir adımdır. Bu adam zamah zaman hükümete baş kaldırtuş, bükü- met aşiretini tenkil ettikçe binbir tekâpu ve hileler ile yakayı kurtarmıştır. Bu adam Aptük hamidin o zamanında - Ruyadan Vana ve İrana giden yolcuların hiç birini para almadan bırak- mazdı. Umumi harpte 'de diğer bazı Kürt aşiretleri reisleri ile beraber Ruslara iltica etmiştir, bilâhere Ermenilerin (Ruslara vaki olan müracaatleri üzerine Ruslar kendilerine yüz verme- yince tekrar bizim tarafa geç- miştir. Bu adam bundan bir sene evvel vefat etmiş isede oğulla- rının da her halda kendi yolun- da yürümüş olmaları tabüdir. Haydaranlı (aşiretinin efradı; ğe dört beş bin kişi var- ir. Bu havalide halk çok fakirdir. çapulculuk ve bizzat aşiret ef- radmdan topladıkları para ve emval ile zenginleşen ağalar ve beylerden başka insan gibi ya- şaya bilen bir kimse yoktur, Aşiretlerde reis olarak. bülu- nan kimseden maada onun akra- basından ve kehdi işine . yara- yanlardan on beş yirmi kişi de- rece derece nüfuzâ sâbiptir. Aşiret efradı kazandığı, ve çapulda elde ettiğinin kısmı kül lisini bu ağalar takımına ver- mekle mükelleftir. Halk arasm- da senede bir dafa bile et ye- miyen kimse çoktur. Halkın bu kör -itaatinden ve itiyadın- dan asırlardan beri istifadeye alışmış olan bu adamlar “hırsla- rını tevsi ederek diğer aşiretle- rin emvalini yağma için bu za- vallıları teslih ve sevkederler. Bu mücadeleye lâkayt kalma ması tabif olan hükümet ken- dilerini tedibe başlayınca ona “bile saldırmaktan çekinmezler. Celâli aşireti Haydaranlı aşire- tinden daha küçüktür. Bu muh- Yarım cur evvelki: VAKIT O Temmuz, 1880 tedip edilmiş isede bunlardan bir kısmı ve ele geçirenlerinde firara muvaffak olan akraba ve oğulları İrana iltica etmişlerdir. Bunların oradan Türkiye da- hilindeki aşiretler efradına hü- kümete isyan için daimi surette tabrikâtta bulumaları tabiidir. Ağaların gıyabında bile bir türlü korkudan halâs bulamıyan bu basit zihniyetli halk kütlesi de onların tabrikâtna alet olurlar. Ağalar aşiretler arasında her şeye hâkimdir. Kurunu vustada Dere Beyi ne ise bunlar da odur. Ağa gerek aşiret efradı arasın- da ve gerek başka aşiret'er ef- radı ile kendi (aşireti efradı arasındaki davaları heleder ve hüküm verir. Ağa bu zavallı halk kütlesi için hakkının müdafii farzedilir. o Esasen hükümete gitmelerini de ağa meneder. Aşiretin hükümet ile olan mü- nasebatında ağa kendisini tabii bir mutavassıt addetmeğe alış- mıştır. Maalesef eski idarelerin zafı ağanın bu vaziyetini adeta meşru bir hal gibi telâkki etmeğe hal kı sevketmiştir ki biç bir menfa- atları, ağadan biç bir hayırlı yardıma mazhar olmadıkları hal- de bu cahil insanlar bu hayata tahammül edip geçinmektedir- Tez. “Ağalar © aşiretin o mâhsülünü toptan istediklerine kendi istedi- ği fiyattan atar ve sabiplarine kendi istediği parayı verirler. Bu suretle aşiretin bütün istih- salâtının menfaatı sadece aşi- ret ağasına gider, Bu yüzden ağalar büyük servetler toplamış- lardır. O bavalide bu beli kadar mühim diğer bir belâ daha var- dır ki oda şeyhlerdir. Şeyhler &halinin o manevi (kuvvetlerini ağalar kadar istismar ederler. Hatta ağaların birçoğu bile şeyhlerin nüfuzundan kurtulamaz ve. zahirde olsun onlara hürmet etmekten fariğ olamaz. Bu şeyhlerden “bir kısmı hem şeyhti hem de ağalar kadar dere beylik ve şekavet yaparlar- dı. Hizan tekkesi sahibi şeyh Ali bunların en açık bir misali idi, Halk nazarında çok muhte- rem ve ahfadı resulden telâkki olunan bu adam hakikatte müt- hiş bir şakiden başka bir şey değildi. Bu adam Bitlise vaki olan hücum sebebile asi kürt- lerin o muharriki olduğu sabit olarak Bitliste idam edilmiştir. Zahirde şeyh görünen bu ada- mın tekkesinde daimi kırk elli tane müsellah avenesi vardı. Bunları çapul yapmak ve gözü- ne kestirdiği kızları cebren alıp kendine getirmek için kollanırdı. Cümhuriyetin gerek ağalara ve gerek şeyhblere bu nameşru kapıları tamamen kapaması bu iki zümrenin tabii kat'iyyen işle- rine gelmemiştir. Bu son veka'yı de bu iki zümreden İrana iltica etmiş olanlarınn elele vererek yaptığı kanlı bir harekettir. Son senelerde İran hükümeti- Kayışdağı ve Çamlıcalar ve Karakulak ve civarlerın- daki maruf sular indelmü- zayede talibi uhdesinde ta- karrür edüp temmuzun ye- dinci pazartesi günü kararı katisi verileceğinden talip olanlar yevmi mezküre de- ğin şehremaneti meollsine mürscsat eylemeleri. Aczin dili ark hudutlarımızdaki ha- disc, bir feciadır. Fakat onun kanlı perdeleri arasına gülünç bir sahne, tuhaf bir mec- lis katıştı. Bu acaiplik, komşu- muz İranın, eşkiyaya “heyeti na- sıha,, lar göndermiye kalkışması ile başlar. Ben bu teklifi eşidin- ce, iki hisse birden kapıldım. Eşkiyaya nasihat etmek, kan döken zulme sözle karşı durmak, haydutluğu teşvikten başka neye yarar? Diyen mantığımn yanı başında (o hafızamın (perdeleri kalkıyor ve bizim “heyeti nasıha,, larımızı hatırlıyorum. Dürzülere, Yemen Zeydilerine Kaçanik soysuzlarma, nasihat, para, hil'at ve rütbe dağıtan kol'muş imperator'uğun tarihteki kirli izleri bir bir gözümün önün- den geçiyor. İki ihtimalden birisi, İranın da, bu korkunç miskin likle böyle bir karar vermiş ol- masıdır. Öteki hem akla daha yakın hem tedbire daha uygun- dur: İranlıların her hangi bir se- beple bize bu düşmanlığı yap- makta fayda görmeleridir. Zaten bu memlekete yabancı nüfuz- ların vücudu inkârla kapanır şeylerden değildir. Azer Türk- lerile Anadolu evlatları arasın- daki kan kardeşliğini yabancı, düşman ve daima kızgin bir dıvarla ayırmakta çıkarı olanlar buluna bilir, Bu kötü maksatla- rını örtmek için “heyeti nasha,, maskesini kullanmağa olabilirler. Bunlârdan biri aezin, sat ve Yileiiin işidir: öteki “Böyle 'âdemi ileti gibi iki yüzlü ihtimaller (karşısında kalanlar için tutulacak yol birdir. Daima hile ve fesadın varlığım kabül etmek, ona göre tedbir almak. Şimdi Ağrı dağında patlıyan tüfeklerin “Şirü Hurşit, dam- galı olduğunu, deve kervanlar nım eşkiyaya Sadri, Amberbu pirinçleri taşıdığı işidiyoruz. Çılâv ziyafetleri üstüne diş kirası kabilinden nasihat vereceklermiş. Şah hazretlerine vazifefesini yap- mış bir insan ferahlığı veren bu tedbirler bizi sadece güldürü- yor. Bu tebessüm de bir maske- dir, gürliyecek yarınki gayzimızı örten bir maske. Seyyah Peşte mimari kongre- sinde “Türkler Güzel san'at'er birliği ormari Şu- besin.en: Peştede eylülün ilk baf- talarında toplanacak olan Bey- nelmilel 42 inci mimari kongre- si Türk mimarlarının davet et- miştir. © Tafsilât almak isteyenlerin şu- be umumi kâtipliğine müracaat- ları, nin memleketinde medeni hare- ketlere rehber olduğu duyuluyor- du. Aşiretleri iskân etmek siya- setini takip ettiği söyleniyordu. Halbuki son vekayii ihdas eden eşkiyanın ve “âşiret ağalarının Iran hükümetinden kuvvet ve vesait aldıkları görülmüştür. İs- yan tertibatının kendi toprakla- rında bazırlanması ve bu hazır- lıklara yardım edilmesi, Türkiye- ye dost görünen İranın medeni- yet rehberliği ilenasıl telif edi- lebilir? Emir Bedit hırsızların taarruzuna blranığ ve alçakça öldürülmüştü PA in Sultan bu şerefli gençleri alın- larından öpmüş, onları oturt- muş ve bötün maceralarını ken- di ağızlarndan dinlemek iste- miştir. Haldun, memleketlerinden naşıl çıktıklarından başlıyarak geçirdikleri her şeyi nakletmiş, Salâhattin bunları dikkatle din- lemiş, sonra kendisi söylemişti: — Sizi son derece takdir ediyorum. Siz #tihara değer gençlersiniz. Şimdi iki asker gi- bi konuşalım. Bundan sonra ne yapmak fikrindesiniz ? Haldun cevap verdi: — İhtiyar amcamız Emir Bedil bizim avdetimizi bekliyor. Onun intizarmı uzatmamak, Melikeyi götürmek isteriz. Sultan, gençlerin bu samimi hissini takdir ettiğini söyledi ve ilâve etti: — Bende ayni arzunun yeri- ne gelmesini isterim. Onun için eski dostum olan amcanızı bu- raya çağırmıştım. Keşke bu da- vetimi kabul etseydi... Sultan sözünü tamamlıyama- dı. İki kardeş, gaybubetleri es- nasında amcalarının bir kazaya mı uğradığını sordular, Sultan: - — Maalesef öyle!Dedi. : En- dülüssularından gelen “son ye- minin getirdiği haberlere göre Emir Bedil evinde hırsız bas- kınına uğramış, hırsızlarla mü- cadele ederken yaralanmış ve neticede vefat etmiştir. Bu hiç beklenilmiyen kara ha- ber, iki kardeşi yıldırımla vuruk muşa döndürmüştü. Iki kardeş de metanetlerini o muhafazaya çalıştıkları halde gözlerinden yaşlar akmıştı. İki kardeşin ak- lma birdenbire Melike gelmiş, onun bu meş'um haberden ne kadar müteessir olacağını dü- şünmüşlerdi. Melike, tam es- rarkeşlerin elinden kurtularak emniyet ve huzura kavuştuğu sırada matem tutacaktı. Salâhattin de, iki biradere bu kara haberi verdiğinden çok mü- teessirdi. Obun samimi teessürü ve çok teselli verici sözleri iki biradere kuvvet veriyordu. Haldun vak'anın tafsilâtını me- rak etmekte idi. Onun için suk | tandan bu fafsilâtı rica etmiş, sultan, Haydari içeri göndermiş ve aldığı son raporu getirtmişti. Emir Haydar raporu okudu: “... Efendimizin emrine tevfi- kan Endülüs sularına hareket eden gemimiz Karteceneye uğr- yarak orada Emir Bedilin vazi- yetile alâkadar olmuş ve onun ahvalini tahkik ve tetkik eyle- miştir. Heyetimiz Kartaceneye çıkar çıkmaz mumaileyh Emirin hanesini aramış ve ahvalini sor- muş isede ilk vehlede onun bir müddet evvel irtihal ettiği habe- rile karşılaşmış ve bu hadisenin şu şekilde vuku bulduğunu an- lamıştır: Bundan bir müddet mukaddem, sultan Salâhattin tarafından gönderilen ve burada bulunan yeğenleri Melike hazret- lerine teslim olunan nadide mü- CENNE FEDAYİLERİ Ezim Beklenmiyen kara bir haber i cevberat, emir Bedil'n 4 mensup hizmetçiler ötede beride mevzuu bal neticede bir takım hırsızlar kıymetli defineyi yağma için emir Bedilin konağına ruz etmişlerdir. Emir Bedil kaç adamile birlikte bi taarruzundan haberdar ol bunlara karşı hareket mütecavizlerin bir kaçını lemiş, fakat mücadele sahnesi: terki hayat etmiştir. Müteca' lerin birkaçı maktul düşt sonra bunlar firara teşebbüs. mişler, fakat hariçten ye yardımcılar bunları yak; bu suretle bunlar müce da almadan hükümete edilmiştirler. Emir Bedilin irti üzerine hükümet bütün eşya! metrukâtına vazıyet ederek rislerinin avdetine kadar b rın mubafazasını deruhte etni tir. Bu suretle Melike sul ait ber şey muhafaza al bulunmaktadır. Emir Bedilin Mnmel bu malümatı aldıktan sonra kümet mahafili ile temas ed tahkikatta bulunulmuş, a arzettiğimiz şeklide cereyan tiği tehakkuk etmiştir. Vaziyeti bu şekilde tı ettikten sonra” * KaHülne temdidi ikümete” Yükümi“görü" yerek diğer işlerimizi ikmal İ bareket ettik.» Raporun kıraati bitam bi duktan sonra, evvelâ Hali söz aldı: — Merhum amcamız son kikasını kahramanca ve askerce ölmüş! Bundan d layı derin bir teselli duyuyor Bizim vazifemiz onun şadedecek, onun arzularını j rine getirecek bir şekilde har ket etmektir. Onun için sulti Salâhattinin bize yardımını * ediyoruz. Salâhattin cevap vet mi Size her yardımda bulun! cağıma söz veriyorum. ne isterseniz € olacaktır. Yalnız sizden bir i9 sele h sarih bir il bekliyorum. Melike hakkında düşünüyorsunuz?.. Haldun, kardeşinin baktı, Zeydun gene sözü bıraktı, Haldunda şu ca verdi: — Merhum amcamızın bü arzusu Onun ikimizden biri intihap etmesi ve onunla evl mesi idi. Salâhattin sordu: — Peki, Melike ai tiyor? İki kardeş birbirlerine bi lar, sonra ikisi birden verdiler: i — Bilmi; — Allah Allahi Dasıl olur?” — Hakikaten bilmiyoruz. — O halde kim bilir?. di — Bunu ancak Melike bilir. Selâhattin bir az düşün: sonra başını kaldırdı: j — Melikenin ikinizden bi; sevdiğine kani misiniz?... ikinizden birini de sevmiyor istemiyor. O takdirde ne yi sınız?... ( Bimedi )

Bu sayıdan diğer sayfalar: