22 Temmuz 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

22 Temmuz 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 3 — VAKIT 22 Temmuz 1930 Marangozlar Halepte dönen fırıldaklar Cemiyet yeni bir safış meş! | Üsküdarda De cinayet | Üç sabıkalı bir olup bir arka- daşlarını öldürdüler heri açıvor İÜ © Çükaran 1 indi sayıfıızda ) © | yakindan alâka gösteren bu ce- Dün marahgozlar (cemiyeti l Son aldığımız malümata göre İ miyettir. umumi kâtibi Fuat B. ile görü- | bu cemiyetin adı, evvelce yazıl- Hoybuncular, kendi kendine dığı gibi, (Hubyan) değil, (Hoy- | en müsait çalışma yerini Halepte i bun) dur. | bulmuşlardır. Halep, Türkiyeye Doktor Şükrü Mehmet, bu | çok yakın olduğu gibi yüz elli- cemiyetin nüfuzlu âzasından ol- İ iiklerin, başka kaçakçıların iyice şen bir muharririmize mumaileyh cemiyetin faa İliyeti hakkında “501 İ şu izahatı ver- z Hadiseye eski bir kinin ve kadın meselesinin sebep oldu Dün sabah daha henüz her- kesin işine gittiği bir santte Üs- kdar vapur iskelesinde kanlı bir cinayet olmuş, bir sabıkalı | eski bir kin yözünden, yine ken- di gibi sabıkalı öç şahıs tarafın- dan öldürülmüştür. Dün bir muharririmizin facia mahallinde yaptığı (tahkikata göre maktul iskele başında kah- vecilikle hayatını temin eden esrarkeş namile maruf Süleyman- dır. Süleyman bundan iki sene evvel hapisaneden çıkmış, araba vapuru iskelesi karşısındaki kah- veyi alarak iştetmeğe (o başla- mıştır. Süleymanı tanıyanlar ken- “sinin “herkese — çatmağı itiyat edinmiş bir adam olduğunu söy- ismekte, Mahmut, Mustafa ismin- Ceki iki sabıkalı kardeşle ara- sinin açık olduğunu haber ver- mektedirler, Süleyman evvelki akşam kah- vesine bu iki kardeşle tekrar kavga etmiş, aralarında çıkan kavga fena bir neticeye varmakta iken müşterilerin mü- dahalesile yatışmıştır. Fakat tesadüf bu üç kavgacıyı sabah saat yedide karşılaştırmış, kavga tekrar başlamıştır. Vakit erken ve civar henüz tenha olduğundan bu sefer üç arkadaş hiddetlerini istedikleri “« VAKIT sin tefrikası; 12 BU KADIN; KATİL DEĞİL 77. Yazan : &. $. Van Dayn gibi teskine muvaffak olmuşlar, bıçaklar çekilmiş ve kavgaya Mahmutla Mustafanm yanında bulunan henüz hapisten çıkmış Hüsnü isminde diğer bir sabıkalı i da karışmıştır. İ Süleyman bu esnada üç şerire karşi kendini müdafaa etmek ve üzerine gelen Hüsnünün biça- ğından kurtulmak için tabanca- sına davranmışsa da isabet etti- rememiş bilâkis Hüsnü üzerine atılarak elinden tabancasını al- mıştır. Süleyman son bir gayretle Hüsnünün elindeki bıçağı kap- mağa muvaffak olmuşsa da kul- lanmağa vakit bulamamış üst üste atılan iki kurşunla derhal yere düşmüştür. Bu esnada silâh seslerine (Okoşanlar (O Süleymanı yerda ölü bulmuşlar ve kaçmağa teşebbüs eden üç arkadaşı ya- kalamışlardır. Vak'a derhal nöbetçi müddei umumiye bildirilmiş, ceset mor- ga nakledilmiştir. e Yakalanan sabıkalılar cürmü birbirinin üze“ rine atmakta ve herbiri ayrı ayrı 4 isticvaplarında hadiseyi tamamen inkâr etmektedirler. Hadisenin (odedikodusu (ile meşgul olanlar işin evvelden tertip edildiğini Hösnü ile Süley- manın ayrıca bir kadın yüzünden münazaalı bulunduklarını, hatta Nekleden: Ömer Fehm iş n'un kardeşi ku-| ler, bu arada dadı p B madam Pla mandan Antoni Benson'a müra- cant edildi. Müddei umumi Mar- kam kumandanla öğle yemeği yemişti. Kumandan kardeşinin hususiyetine az çok vakıf oldu- ğumu söylemiş, fakat hiç kimse hakkında hiç bir iddiada bulu- namayacağını ilâve etmişti. Maa- mafih ona göre yine meçbul kalan noktalar yok değildi. Öyle- ya Benson kardeşi ise nihayet beraber yatıp kalkmıyorlardıya. Belki bazı gizli işleri, karışık aşk ve alâka mesaili bulunabilirdi ve bunlar mukaddemesini teşkil irlerdi. Markam bu cevapları alınca Benson'un kadınlarla olan münasebetini tah- kik için en mahir iki taharri memurunu bu işle tavzif ettir, mişti. Bunlar derhal işe girişmiş- İz'ında mazisi tahkik ve tetkik olunmuştu. Dadı Alman bir baba İle Alman bir anadan Pansil- vanyada doğmuştu. Senelerden- beri duldu. bir kızı varsada yüzünü hiç görmemişti. Müddeiumumt bu işle meşgul iken Hat kül renkli arabayı bulmak için şebri altüst ettirmiş- ti, Gerçe o, bu arabanın cina- yetle bir alâkası bulunmadığına kaildi, Fakat ileride bir muva- hâzeye maruz kalmaktan çeki- niyordu. Bu mesai ele hiç bek- lenilmediği halde bir ip ucu ge- çirir gibi oldu. Bir çöpçü araba. nın içinde oltalar bulunduğunu ya gazetelerde okumuş, yahütta bunu birisinden işitmişti. Geldi, “Santral park,, ın ağaçlıklı yol larından birinde birbirine bağlı iki ğu anlaşılıyor! miştir: — Marangoz “© lar cemiyetinin “5 teşe bbüsile İ İmütevassıtlarıor- tadan kaldır- mak © maksadı altında cemiyet azasının mamu- lâtı için Gala“ ji; Salla “Binler «ef A da cemiyet mer- kezi binasında bundan sekiz ay evvel bir mobilya satış yeri açıl- mıştı. Bu satış yerimizin müşteri- lerden gördüğü teveccüb ve alâka dolayısile bu kere ikinci bir şube olarak cemiyet merkezi | karşısında büyük bir mağaza kıralanmıştır. Mağaza tanzim edilmektedir. Ay başında küşat merasimi ya- pılacaktır. e Cemiyetin © bugün için yegâne gayesi marangozları müutavassıtlardan kurtararak on- ların mallarını doğrudan doğruya satmaktır ki bunda muvaffak olunmuştur. Pivsada buhran Piyasadaki buhrandan şimdiye kadar üç mobilye tüccarı aciz mevkiinde konkordato talep et- mişlerdir. Bu talep alacaklılar tarafından kabul edilerek kon- kordato yapmışlardır. Okirovadan şikâyet Oktrova marangozları en zi- yade yıldıran bir şeydir. Halen tatbik edilmekte olan ağır tarifenin cemiyeti umumiyei belediyece tadil edilerek mevkii tatbike konacağını mütemadiyen işidiyoruz. Cemiyetimiz bu tari- fenin bir an evvel meydana çı- karılmasını beklemektedir. ——. Hüsnünün bü yüzden hapisanede yattığından Süleymana kin bes- lediğini ve onun kanım içmeğe ahtettiğini söylemektedirler. Tahkikat bugün akşama kadar ikmal edilecek ve katlin hakiki esbebi tayin olunacaktır. kamış olta bulduğunu haber verdi. Oltalar muayene edildi. Fakat acaba Irlandalı polis me- muru Mak Laglenin arabada gördüğü oltalar mı idi? Sahibi onları kaçarken yere mi atmıştı, yoksa adamın biri. kazara dü- şürmüş mü idi? Binnetice bun- dan da birşey anlaşılmadı. Ertesi sabah Vans, sokağa göndererek Niyorkta ne kadar gazete çıkıyorsa o hepsini aldırmış ve bunları tetkik için tam bir saat sarfetmişti. Pek nadir gazete okurdu. Okuduğu zamanlarda da yalnız bir tanesi ne beş on dakika içine şöyle bir göz gezdirir, sonra kaldı rıp atardı. Hayretimi saklama” dım, Bu tebeddülün sebebini sorduğum zaman: — Sanada tavsiye ederim, dedi. Hat'ın obeyanatını oku, tam bir sütun... Baştan aşağı onun sözleri... Allahım ne sözler. Ben birisini anlamadım! Çok garip Adamcağız. Valla- hi biliyor müsun onun bu safir ğı yavaş yavaş hoşuma gitmi. | ziyaret İ un katli hadisesi çıkmış, gürül yor değil, Marangozlar cemiyet. Kürriyi | makla beraber reisi değildir. Şükrü Mehmet, karilerimiz bi- lirler ki mütareke sonlarına ka- dar Cağaloğlunda © muayeneha- nesi olan bir frengi (O hastalığı hekimi idi. Tevfik Salim Pa- şalarla bir sınıfta, askeri tıbbiye- | İ misafirperverlik gördükleri ser- best bir yer de burasıdır. Irakta, İranda bulunan şube- leri, adamları vasıtasile teşkilât- larını o yaşatab'liyorlardı. Şeby Sait isyanı neticesinden sonra sersemlenen bu şeritler, gıran- sinden çıkmış, ihtisas için Almam-| dük'ün parasile gene canlandılar, yaya gitmiş, Argını madeninde doğmuş bir Türk olduğu halde Istanbullu bir anadan doğan ç0- cuklarını İngiliz mürebbiyelerden başkasına bırakamadığından da anlaşılacağı üzere, yabancı cazi- belere kapılmıya meyyal olan bu doktor mütarekede de İstanbul- da kürt cemiyetleri yapmış ve işler zannettiği gibi çıkmayınca savuşmuş Beruta, oradan da Bağdata gitmiştir. Şimdi Halepte değil, Bağdattadır. Irak, İran, Suriyede bulunan kürtler, şimdiye kadar çeşit çe- şit atlarla tim 17 cemiyet yap- mışlardır. Hoybun bunların için- de nisbeten en odevamlısı ol- muştur ve müşterek bir Kürt Ermeni hükümeti kurmak peşin- dedir. Hoybun cemiyetinin üç takım âzası vardır: 1 inci takım aşiret ve maiyet sahibi olan Haco, Pozan vesaire gibi cahil ağalar. 2 inci takım: Şimdiye kadar hiç bir mevki elde edememiş, bir Kürt hükümetini para ve mevki sahibi olmak için tek ça- re bilen Memduh Selim, Celâdet Âli, ve emsali macera adamları" dır, 3 üncü takımı Eermeniler teş- kil eder ki bunlar Kürtleri elle- rinde oyuncak olarak kullanırlar, Hoybuna gelinceye kadar kuru- lan 17 cemiyet, reisler ve azalar aralarındaki daimi ihtilâf; benlik, parasızlık yüzünden syakta du- ramamıştı; ancak Hoybun, Er- menilerin (o gırandükten aldık- ları para, İngilizlerin yardımı do- layısile hepsinden faal kalabildi. Bugün de Ağrı dağı hadisesine — Hat belki de aklı sıra ta- biye kullanıyor; onun için böyle boş ve saçma sözler söylemiş- tir, Gazetecilere işi çakdırma- mak arzusunda dır, ihtimal! Vans başını salladı: — Haydi haydi canım dedi hiç kimse tabiye diye kafatası- nın içinde zerre kadar akıl ve ilân etmez. — Ben onu bilmem ama de- dim; zannıma kalırsa Markam ya bir şey biliyor, yahut bilin- meyen şeylerden şüpheleniyor. Öyle gördüm. ci pilanda tutarak Hat'ı öne sür- mesi insana böyle bir şüphe vere- bilir. Vans ayağa kalkarak telefona gitti. Adliye santralından müd- dei umumiyi istedi. Marmamı Stuyresan kulübünde yemeğe davet ettiğini duydum. Bu sırada aklıma geldi; ben dün Vâns'ı bazı yağlı boya tab- loların mübayaası mes'elesi için etmiştim. Sonra Benson- | iş başına geçtiler, Lavrerisin Irak ve İran hududunda geçen de- faki gezintileri bu adamlar için yeniden ümit (vesilesi oldu. Ağrı dağı hadisesi 10 haziran- da patladığı halde ertesi gün, 11 haziranda hadise Halepte şayi olmuş, Kürtlerin Türklere hücum ettiği, hatta arazi zaptet- tiği söylenmiye başlanmıştı ll! Hoybunun nüfuzlu azasından Bedrihani Celâdet Âli Mürdis fan adında bir gazete çıkartmak için imtiyaz almıştır. Yüzelkilik- lerden Celâl Kadrinin çıkardığı Doğru Yol, Refik Halidin, Mevlan zadenin çıkardığı Valh- det, bu fırsatı kaçırmamışlar, Istanbul gazetelerindeki haberleri. tahrif ederek olmiyacak şekilde neşriyata başlamışlardı. Akşamları bir kadeh raki bulmak için bin dalkavukluk yapan sefiller canlanmışlardı. Bir ara nedense Türklerle Ermeniler arasında münal alar başlamıştı, Hoybuncular rmeni; leri darıltmak istemezlerdi; zira © zaman paranın ardikesilirdi. başlamak üzere iken Rizan Tev- fik Halebe çıka gelmişti. Vatan- sızlar, Celâl Kadri, Refik Halit Radi Azmi, Ali Ilmi, Mevlân xade, Bâkır (oçelebi, istikbale koştular, Kaçakçılara Halepte yataklık eden, kalp madeni pa- ra yapmıya kadar kalkan Celâl Kadri ile kayin biraderi Bâkır ziyafetler verip içtimalar aktetti- ler, hülyalara (daldılar. Fakat çok sürmedi ordu bu çibanın başını da koparıp atınca, hepsi şapa olurdu. tü arasında bu iş unutulup kal mıştı. Kendisne sordum : — Bırak dinini seversen dedi şimdi ressamların çılgınlıkları ile uğraşacak vaktim yok! Bir koltuğa oturdu, tekrar gazetelere daldı. Ne görülmemiş şeyl Senayii nefiseye bu kadar meraklı olan, resim seyir etmeyi muhakeme kuvveti bulunmadığını en büyük eğlence bilen e bir zabite vak'ası için bütün bunlardan vaz geçsin. işte © zaman kafama dank etti. Vans harikulâda bir istihale geçirmişti. — Bak bu varit! Kendisini ikin:| © Markam lokantaya biraz geç geldi. Tenha bir köşede seçti- imiz masaya doğru yürüdü, ye- rine oturdu. — Markam, çok şayanı dik- kat yeni bir ip ucu ele geçiril- diği illnından başka ve haber var? Markam, Vans'ın sualine gü- lerek cevap verdi: — Demek gazeteleri okudu- nuz? şu halde yazılanlar hak- kında fikriniz ne ? ( Bitmedi )

Bu sayıdan diğer sayfalar: